Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/56 E. 2023/387 K. 09.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/56 Esas
KARAR NO: 2023/387
DAVA: Tazminat (Haksız İhtiyati Hacizden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/01/2022
KARAR TARİHİ: 09/05/2023

DAVA:Davacı vekili mahkememize sunduğu 25/01/2022 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafın ilk olarak———- gönderilen tutar açıklamalı 5.000.000,00-TL bedelli dekontu” dayanarak göstererek ilamsız takip başlattığını, söz konusu takibe itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu, bunun üzerine davalı tarafın ———— sayılı dosyası ile adi takipten doğan itirazın kaldırılması ve iflas talepli dava açtığını, daha sonra davalı tarafın takip yolunu değiştirmek suretiyle genel haciz yoluyla ilamsız icra takibine devam etmek istediğine ilişkin dosyalara dilekçe sundığını ve söz konusu dosyada ——– kararı ile konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığında karar verildiğini ve dosyanın istinaf edilmeyerek kesinleştiğini, daha sonra davalı tarafın —– sayılı dosyası üzerinden takip yolunu değiştirerek genel haciz yoluyla ilamsız takibe devam ettiğini ve taraflarınca takibe yine itiraz edildiğini, bunun üzerinde davalı tarafın —– sayılı dosyası ile müvekkil şirketin iflasına karar verilmesi talepli dava açtığını, söz konusu davada davalı ——–Mahkemeniz nezdinde tarafımıza İİK’nun 177. Maddesi gereği davalı şirketin doğrudan iflasına karar verilmesi talebiyle açılan davaya ilişkin tüm taleplerimizden ve davadan feragat etmekteyiz” şeklinde feragat beyanı sundığını ve yerel mahkemenin —— kararı ile feragat nedeniyle davanın reddine karar verdiğini ve bu hususun kesinleştiğini, müvekkili şirketin 499.000,00-TL ihtiyati haciz kararı kapsamında tüm gayrimenkulleri, araçları ve bankalarına ihtiyati haciz uygulandığını, 04.01.2021 tarihinde gerçekleşen mürafaa duruşmasında ihtiyati hacze ilişkin itirazlarının kabul edilerek söz konusu ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verildiğini belirterek ihtiyati haciz nedeniyle 100.000,00-TL manevi ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000,00-TL maddi tazminatın işlem tarihi olan 31.12.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleri ile birlikte tahsiline, yargılama harç ve gideri ile vekâlet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekilinin 16.02.2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın mağdur rolüne bürünmek suretiyle mahkemeyi yanıltmaya çalıştığını, taraflarınca açılan takiplerin ve ihtiyati hacizlerin tamamen hukuka uygun olduğunu, sadece kanuni haklarını kullandıklarını, davacı tarafça davaya konu ihtiyati haciz talebinin haksız olduğunun iddia edildiğini ve bu sebeple tazminat talebinde bulunulduğunu, ihtiyati haczin haksız olarak nitelendirilebilmesi için İcra İflas Kanunu’nun 257. Maddesinde bahsedilen şartları taşımaması gerekmekte olduğunu ancak ve ancak bu halde ihtiyati haczin haksılığından bahsedilebileceğini, davaya konu olayda müvekkil ———-alacağı, İcra İflas Kanunu’nun 257. Maddesinde belirtilen şartları taşıdığını, davacı tarafça ihtiyati haczin teminat yatırmak suretiyle durdurulduğunu, müvekkilinin haklı alacağına ilişkin başlatılan ihtiyati haczin haksız olduğunun ispat külfetinin davacı tarafta olduğunu, davacı —-, iddia edildiği gibi bir itibarının olmadığını, kendisinin dava dilekçesinde belirttiği sitelerin, site yönetim toplantılarını helikopter ile giderek şov yapmak suretiyle bastığını, insanlara şiddet uygulattığını, —– tarzı arabalarını müvekkile ait üniversitenin kapısına park eden bir şahıs olduğunu, davacı şirket sahibinin şirket adına kayıtlı iki adet rolce royce marka aracını müvekkil ——-mütevelli—–olduğu üniversitenin ana giriş kapısına sıfır denilecek şekilde park ederek öğrenci girişlerini engellemeye çalıştığını, davacının amacının müvekkiline gözdağı vermek olduğunu, davacı tarafın saygın bir iş adamı veya şirket olduğundan bahsetmesine rağmen çok fazla sahte fatura ve dolandırıcılık iddiası ile hakkında şikayet bulunduğunu, davacı tarafın ısrarla zarara uğradığından bahsettiğini ancak ne şekilde zarara uğradığını ya da ne miktarda zarara uğradığını somut delillerle ortaya koymadığını belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Dava, haksız haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava olabilmesi için her iki tarafının da tacir olması ve uyuşmazlığın ticari işletmeleriyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan yasa maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan olması gerekli ve yeterlidir. Bu tür ticari davalara ise, ayrı Asliye Ticaret Mahkemesi olan yerlerde, o yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesi’nde bakılır (TTK m.5/2).
Dava dilekçesi, dosya kapsamı ve netice-i talepten anlaşıldığı üzere; davacı tacir olmayıp, dava, haksız fiil (haksız haciz) nedenine dayalı olarak açılmış olan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, iddianın ileri sürülüş şekline göre, iş bu davaya bakmakla görevli mahkeme, genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemeleridir ———–
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin; aynı maddenin (a) bendinde de bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ile çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı belirtilmiştir. Aynı yasanın 14. maddesinin 1. fıkrasında gerçek kişi tacir ”Bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa, kendi adına işleten kimseye tacir denir.” şeklinde tanımlanmıştır. Sadece şirket ortağı olmak, gerçek kişilere tacirlik sıfatı vermeyecektir. Zira; işletme faaliyeti, tüzel kişiliği olan şirket ——-adına yapılmaktadır.
Bu hali ile, haksız fiil iddiası ile açılmış olan davada görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle mahkememizin görevsizliğine ilişkin karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 115/2. Maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden REDDİNE,
2-Taraflardan birinin, karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli——-Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Yasal süre içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin iş bu kararın tefhim/tebliği ile İHTARINA,
4-Dava dosyasının talep üzerine gönderilmesi halinde yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ————Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/05/2023