Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/547 E. 2022/836 K. 06.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/547
KARAR NO : 2022/836

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 26/07/2022
KARAR TARİHİ : 06/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle—– müvekkili—— numaralı—- karşı poliçede yazılı teminat limitleri çerçevesinde sigortalandığını,——— ——— davalı—– işleri sırasında ,—– bulunan istinat —–zarar verildiği gerekçesiyle ———–müvekkili şirkete ihbar edildiğini, sigortalının——— edildiğini, her bir kat için ayrı —— şeklinde tanımlandığını, arazinin ——- dolayı ———- olup, —–ile davalı —– olduğunu, davalı şirketin —— olduğu ——– arasından geçen yolda——- ——-ayında kazı başlattığını, ———– sırasında———— derinlikte kazı yapıldığı,—— sırasında, sigortalıya —– bulunan——– ———– şeklinde hasarlar oluştuğunu, —– tutan—–davalı —– yapacağı—- yukarısında kaldığından—— tutulması ve ondan sonra —–başlanması gerektiği konusunda davalı şirkete yazılı ve —– bulunulmuş olmasına rağmen davalı —-hiçbir önlem alınmadan——-yapıldığını —— büyük bir kısmının çöktüğünü,—– —— alanda —–ayrılmaya başladığını, iş bu açılmaların ve çatlamaların sebebinin davalı tarafından engelleyecek——– çalışması gibi tedbirlerin alınmaması olduğunu, dolayısıyla meydana gelen —— gerekli ——— almamasından kaynaklandığını , bu konuda alınan raporların bu hususu kanıtlar nitelikte olduğunu, meydana gelen hasar neticesinde ——– dosyası kapsamında alınan ekspertiz raporunda hasar miktarına ilişkin olarak ——– şirketin müşterek sigorta kapsamında genel zararın %10 oranında sorumlu olmasından ötürü müvekkil —–olarak belirlendiğini, müvekkili şirketin sorumluluğu kapsamında dava dışı sigortalı ——- tazminat ödemesi gerçekleştirdiğini ,müvekkili —— kapsamında meydana gelen hasarı ödeyerek TTK 1472. maddesi gereği ——- gerçekleşmesi sebebiyle zarar veren üçüncü kişilere karşı sahip olduğu tazminat talep etme ve dava haklarının halefi olduğunu, bu nedenle mevcut olaydan dolayı ödenen——- asıl alacak, ödeme tarihinden takip tarihine kadar işlemiş—- üzere ——- dosyası ile açılan icra takibi başlatıldığını, davalının başlatılan takibe haksız olarak itiraz ettiğini beyan ederek davalı adına kayıtlı taşınır ve taşınmazlar üzerine yargılama sonuna kadar kötü niyetli devirlerin önlenmesi amacıyla HMK 389 ve devamı maddeleri gereği ihtiyati tedbir konulmasına, takibi geciktirme amaçlı ve yasal dayanaktan yoksun itirazın iptaline, takibin devamına, %20 icra inkâr tazminatına ve yargılama masrafı ve ücreti vekâletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davalılardan——, müvekkili —— olduğunu, hasarın meydana————- ——çarptığını ve akabinde hasar gören —— başladığını, zararın oluşumuna yol açan olayın bu şekilde meydana geldiğinin, tüm taraflarca itirazsız kabul edildiğini, müvekkili ———- dayanılarak dava ikame edilmiş ise de dava konusu zararın, ——- yapımındaki bir hatadan veya bakımındaki noksanlıktan kaynaklı olmadığını , davacının,———— hayata geçirilmiş olması halinde zararın meydana gelmesinin önlenebileceğini iddia ettiğini ve bu durumu —- ihmal olarak değerlendirerek zarardan sorumlu tutulması gerektiğini iddia ettiğini, konusunda uzman bilirkişi tarafından da takdir edileceği üzere ——-anlamda, —- müvekkili davalı —–yapımında eksiklik olduğu veya bakımında noksanlık bulunduğu anlamında yorumlanamayacağını, zararın davalı —- eylemi ile gerçekleştiğini, zararın binanın yapımındaki eksiklikten veya bakımındaki noksanlıktan kaynaklandığı iddiasının bulunmadığını, kaldı ki —– kusurlu eylemi ile illiyet bağının kesildiğini , eldeki dava da ———- ——. birlikte dava ikame edildiğini, bu durumda, kiracının, haksız eyleminden dolayı (818/BK.m.41 ve 6098/TBK.m.49) ve malikin binadaki yapım ve bakım eksikliğinden dolayı ((818/BK.m.58 ve 6098/TBk.m.69) sorumlu tutulabileceğini, hukuki sorumlulukların farklı maddelerden doğduğunu, —– yönetmeliklere uygun şekilde imal edildiğini —– hiç bir sorun ile karşılaşılmadan ilgili makamlarca onaylandığını ———– alındığını, çalışır vaziyette olduğunu, davacı —— sigortalısı ————– sözleşmesinin kısmen feshi nedeniyle birbirlerinden—–bedeli, cezai şart, erken fesih bedeli, kira kaybı,—– ve alacak talebinde bulunmayacaklarını” karşılıklı olarak kabul ve taahhüt ettiklerini,—– konusu yer ile ilgili olarak ——– alacak talebinde bulunmayacağını kabul ve taahhüt ettiğini , sorumluluğu bulunmayan müvekkil davalı —– davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili davanın basit yargılama usulüne tabi olmasına rağmen sunduğu cevaba cevap dilekçesinde özetle;—–raporunda hasara neden olan firma adı——– dava dışı ——— dosyasında da husumeti ——– müvekkil şirketin de bu kapsamda davayı———–cevap dilekçesinde —— ilgili taşınmazın maliki konumunda olduğu ve zararın —– üzerine müvekkili şirketin—- kuralına aykırı olmayan kabul edilebilir hataya düştüğü, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 124. Maddesi uyarınca taraf değişikliği—– davalı olarak davaya eklenmesini , davaya konu hasarın —— tarihinde meydana geldiğini , meydana gelen hasardan sonra müvekkili şirketin dava dışı —— karşıladığını, müvekkili şirketin, yapılan hasar ödemesine binaen süresi içerisinde tahsili amacıyla davalı şirkete karşı—– dosyasıyla icra takibi başlattığını, davaya konu alacağa haksız fiile uğradıktan sonra 2 sene içerisinde icra takibi açılması sebebiyle zamanaşımı süresinin kesilmediğini , davanın süresi içerisinde açıldığını, davaya konu hasarın davalının çalışması sonucu toprak kayması neticesinde meydana geldiğini,—- TCK madde 170 gereği —–düşürme suçunun içerisinde değerlendirildiğini, ——— düşürme suçunun dava zamanaşımı süresinin 8 yıl olduğunu, her halükarda davanın zamanaşımına uğramadığını,——— sayılı dosyasının müvekkili şirketin açmış olduğu dava ile ilgili bir bağlantısı bulunmadığını, davalının birleştirme talebinin reddi gerektiğini, —– sayılı dosyası ile alınan rapora karşı davalının iddialarının dikkate alınmamasını, meydana gelen zararın—— almamasından kaynaklandığını beyan ederek itirazın iptaline—- dosyasının takibin devamına, yargılama masrafı ve ücreti vekâletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili davanın basit yargılama usulüne tabi olmasına rağmen sunduğu ikinci cevap dilekçesinde özetle; davanın——– yöneltilmesinin mümkün olmadığını, söz konusu uyuşmazlığa konu olan taşınmazın malikinin—- davalı müvekkili şirketin konu ile hiçbir ilgisi bulunmadığını, dolayısıyla öncelikle müvekkil şirket —— bakımından davanın husumetten reddi gerektiğini, eldeki dava ile iddia edilen alacağın dayanağı taşınmaz malikinin ——– olduğunu, her iki şirketin farklı iştigal konularına sahip, farklı tüzel kişilikler olduğunu, bu nedenle öncelikle pasif husumet itirazında bulunmaları gerektiğini, aynı hasar ile ilgili ——– karşı açmış olduğu davanın ———–sayılı dosyası üzerinden pasif husumet yokluğu nedeni ile usulden red edildiğini, yine —–açmış olduğu davanın —— sayılı dosyası üzerinden pasif husumet yokluğu nedeni ile usulden red edildiğini, TBK madde 72 ve yine madde 73 kapsamında değerlendirildiğinde 2 yıllık zamanaşımına tabii olan eldeki davanın zamanaşımına uğradığını, ——meydana geldiği iddia edilen zarar tarihi üzerinden nerede ise 5 yıl geçtiğini, bu nedenle zamanaşımı defii doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini , davacı —– dava dışı ————iddia ettiği taşınmazını ——- oranları ile sorumlu olmak üzere —– ettirdiğini, iş bu sigorta şirketleri ————- şirketlerinin ————–doğrultusunda tazminat aldığını iddia eden dava dışı sigorta—– müvekkili şirketlere ayrı ayrı rücuen tazminat davaları açtıklarını, bu davaların ——- sayılı dava dosyası üzerinde birleştiğini, bu nedenle eldeki davanın öncelikle ——–dosyası üzerinde birleştirilmesine karar verilmesini, kabul anlamında olmamakla birlikte, dava sonucu ödenmesi gereken tutarın —– numaralı hasar dosyası üzerinden karşılanacağını, bu sebeple davanın—- talep ettiklerini, davacı ——- dosyasından alınan bilirkişi raporunun eldeki davada delil olarak kullanılmasının mümkün olmadığını, karşı tarafa tebliğ edilmeyen veya tebliğ edilip itiraz uğrayan delil tespit tutanağının ve bilirkişi raporunun delil olarak kullanılamayacağını,— bilirkişi raporlarında görüleceği üzere —- hasar arasında———–bağının bulunmadığını,—— bağının bulunduğunun kabulü halinde ise kazı işleminin tüm hasar ile ilişkilendirilmesinin mümkün olmadığının tespit edilmiş olması ve zarar gören ağır kusuru nedenleri ile TBK madde 52 uyarınca kusur dağılımı yapılarak indirim yapılması veya tamamen ortadan kaldırılması gerektiğini, davacı şirketler sigortalısı————–aykırı ———–edilmiş olduğunun çok sayıda bilirkişi raporu ile açıkça tespit edildiğini,davacı ——— istinat duvarlarında meydana geldiğini iddia ettiği dava konusu hasar ile ilgili davacı ——–kurallarına aykırı ——- nedeni ile %100 kusurlu olduğunu beyan ederek dosyanın ——– sayılı dosyası ile birleştirilmesine, pasif Husumet Yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine, zamanaşımı definin kabulü ile davanın reddine, eldeki davanın itirazın iptali davası olup, dava konusu talep yargılamayı gerektirdiğinden davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine ve davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce kurulan————– karar ile ihtiyati tedbir kararı ancak dava konusu uyuşmazlık hakkında verilebileceği dikkate alınarak davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Dava, hukuki niteliği itibariyle davacı tarafından davalı aleyhine girişilen icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamına göre; dava ve cevap dilekçeleri ekinde sunulan belgelere göre davacı tarafça hasara sebebiyet verildiği ——— ait bulunduğu, bu nedenle takibin söz konusu şirkete yöneltilmesi—- yöneltildiği, bir davada taraf değişikliğinin ancak karşı tarafın açık rızası hâlinde mümkün ise de (HMK, m. 124/1) maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan (m.124/3), yine dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesinin kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması hâlinde (m.124/4) taraf değişikliği talebinin karşı tarafın rızasını aramaksızın kabul edilebileceği ancak eldeki davanın itirazın iptali davası olup, davadaki taraf değişikliğinin itirazla duran takip sürecine etki edemeyeceği, takibi en başından geçerli hâle getiremeyeceği, taraf değişikliğine ilişkin hükümlerin somut olayda uygulanabilirliği bulunmadığı anlaşılmakla davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harç davanın başında alınan 1.034,55 TL peşin nispi harçtan mahsubu ile arta kalan 953,85 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte——– uyarınca ——— davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca—- —- hazine tarafından—– davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.