Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/534 E. 2023/621 K. 14.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/534
KARAR NO : 2023/621

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 25/03/2016
KARAR TARİHİ : 14/07/2023

DAVA:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; 25/09/2013 tarihinde —sevk ve idaresindeki– plaka sayılı kamyonun seyrettiği sağ şeritten yoldan çıkarak, aracın kontrolünü kaybettiğini ve ani manevra ile yola paralel kendisi ile aynı yönde ilerleyen müvekilinin eşi —şeridine girerek — sevk ve idaresindeki —plaka sayılı kamyona çarptığını, bu kaza sonucu — olay yerinde hayatını kaybettiğini, müvekkilin eşinin — ise ağır yaralandığını, ve tedavi sürecinden sonra iyileşemeyip 03/10/2013 tarihinde de ölmesine neden olduğunu, söz konusu kazanın tümüyle aracın sürücüsü olduğunu ve kendisinin de vefat eden —kusurlu sevk ve idaresindeki — plakalı aracın sürücüsü — tam kusurlu olduğunu, — Cumruhiyet Başsavcılığında alınan bilirkişi raporunda — direksiyon başında yorgun ve uykusuz olması nedeniyle şeridinden çıkmış olabileceği kanaatine varıldığını, Maktül –2918 sayılı tecavüz etme ve şerit izleme ve değiştirme kurallarına uymamaktan dolayı Asli kusurlu olduğunu, müvekkilinin eşi müteveffa– ise izmeliş olduğu şeritte kazanın oluşumuna etki edecek herhangi kuralın ihlali olmadığını, kusursuz olduğu tespit edildiğini, sürücü –dava konusu kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu bulunduğunu, davalı işletenin ise kusursuz sorumluluk ilkesi gereğince sürücü —kusurunda dolayı sorumlu olduğu ve bu durumunda davalılar aleyhine tazminata hükmedilmesini gerektireceğini, müvekkilinin ekonomik durumunun iyi olmadığnı ev hanımı olduğunu ve yakınlarının yardımı ile hayatını idame ettirdiğini aracın kaydına ihtiyaten haciz konulmasını, tüm bu nedenlerle 100 TL destekten yoksun kalma tazminatı, 100 TL ölüm öncesi tedavi giderleri olmak üzere toplam 200 TL maddi tazminatın dava konusu kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte işleten ve sürücü mirasçılarından müştereken ve müteselsilen tahsiline, karar verilmesini, yargılama ücret ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini mahkememizden talep ve dava etmiştir.

CEVAP :
Davalı — vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu kazaya karıştığı ifade edilen — plakalı aracın müvekkil şirket tarafından 22/01/2013-2014 tarihleri arasında geçerli olmak üzere — no.lu Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, KTK md.97 gereği; dava öncesi başvuru yapılmadığından dava şartı eksikliği nedeniyle esasa girilmeksizin davanın reddine karar verilmesini, talep ettiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, Müvekkil Şirketin Sorumluluğu Trafik Poliçesindeki limitler ve sigortalı araca atfedilebilecek kusur ile sınırlıdır. Ancak önemle belirtelim ki dava konusu kazanın meydana geliş biçimi yönünden, müvekkil sigortalısı araca atfedilen kusurun kabulü mümkün olmadığını, destekten yoksun kalma tazminatı, mirastan ayrı ve bağımsız bir hak olduğundan; destek iddialarının kanıtlanması gerektiğini, müteveffanın davacılara sürekli ve düzenli bir şekilde yardım ettiğinin somut delillerle kanıtlanamamış olması karşısında davanın reddine karar verilmesini öte yandan; müteveffanın yalnızca eşi değil; sağ ise anne babası ve varsa çocukları da destekten yoksun kalma tazminatı yönünden hak sahibidir. Destek paylarının hatalı alınmaması, daha sonra anne-baba tarafından yapılacak başvuruda mükerrer ödemeye yol açılmaması için, müteveffanın anne-babasını da içeren nüfus kayıt örneğinin celbi ile destek hesabında destek paylarının tüm sağ hak sahipleri dikkate alınarak yapılmasını talep ettiklerini, davacı yan tarafından tedavi gideri talepleri tarafına yöneltilmişse de; gerek 6111 sayılı yasa ile getirilen değişiklik; — 07.02.2012 tarih — sayılı “Trafik Kazalarına Bağlı Tedavi Gideri” konulu genelgede açıkça yer aldığı üzere; yol, refakatçi, ilaç, tıbbi malzeme ve sair tüm giderler dahil olmak üzere, trafik kazası kaynaklı tüm tedavi giderleri –KURUMU’nun sorumluluğunda olduğun, bu husus, ilgili yasa maddelerinde belirtildiği gibi, — tarafından da sorumluluğun kendilerinde olduğuna dair genelge yayınlandığını, bu durum karşısında müvekkili şirket yönünden böyle bir talepte bulunulmasının mümkün olmadığını, her halukarda haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle: müvekkili — kendi ve çocukları adına—.Sulh Hukuk Mahkemesi’ne 24.10.2013 tarihinde müracaat ederek, mirası kayıtsız şartsız reddettiklerini, bu nedenle müvekkillerire husumet yöneltilemeyeceğini, husumet itirazında bulunduklarını, müteveffa — borçlarına ilişkin müvekkillerin hiçbir sorumluluğunun olmadığını, kabul anlamında olmamak üzere, kaza tarihi, ölüm tarihi birlikte değerlendirildiğinden tazminat taleplerinin zamanaşımına uğradığını, zamanaşımı itirazında bulunduklarını, müteveffa — olay anında öldüğünden, davada uzamış ceza zamanaşımından bahsedileyeceğini, davanın öncelikle husumetten aksi halde esastan reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen sigorta poliçesine göre —plakalı aracın— nezdinde trafik poliçesinin bulunduğu, trafik sigortasının başlangıç tarihinin 04/05/2013, bitiş tarihinin 04/05/2014 olduğu, sigorta ettirenin — olduğu, ölüm-sakatlık şahıs başına poliçe limitinin 250.000,00 TL olduğu anlaşılmıştır.
Celp ve tetkik olunan trafik tescil bilgilerinin incelenmesinde kazaya karışan — plakalı aracın — adına kayıtlı olduğu görülmüştür.
Celp ve tetkik olunan hasar dosyasının incelenmesinde davalı sigorta tarafından davacıya 07/03/2014 tarihinde kaza nedeniyle davalı sigorta tarafından alınan aktüer bilirkişi raporu doğrultusunda 79.444,29 TL ödeme yapıldığı, ancak taraflar arasında imzalanmış herhangi bir ibranamenin dosyada mevcut olmadığı anlaşıldı.
Celp ve tetkik olunan — kayıtlarının incelenmesinde kaza nedeniyle herhangi bir aylık gelir bağlanmadığı tespit edilmiştir.
Celp ve tetkik olunan —– CBS’nin — soruşturma nolu ve —- karar nolu kovuşturmaya yer olmadığına dair kararının incelenmesinde, kazanın meydana gelmesinde davalılar mirasçısı—- asli kusurlu olduğu anlaşılmıştır.
Celp ve tetkik olunan kaza tespit tutanağının incelenmesinde 25/09/2013 tarihinde sürücü — sevk ve idaresinde bulunan kamyon ile — sevk ve idaresinde bulunan —plakalı kamyon sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu meydana gelen trafik kazasında kazanın oluşumunda — plaka sayılı araç sürücüsü —asli kusurlu olduğu, diğer araç sürücüsü —- ise kural ihlali yapmadığı yönünde tutanak tutulduğu anlaşılmıştır.
Celp ve tetkik olunan —-Sulh Hukuk Mahkemesinin— esas ve— karar sayılı ilamının incelenmesinde, —mirasçıları davalı — ve diğer mirasçı — tarafından mirasın gerçek reddi davası açıldığı, mahkemece davanın kabulü ile vefat eden—- kalan mirasın —- tarafından kayıtsız şartsız reddedildiğinin tespit ve tesciline karar verildiği görülmüştür.
Davacı sosyo ekonomik durum tespiti yönünden yapılan inceleme sonucu davacının ilkokul mezunu olduğu, 3 çocuğu olduğu, 2 çocuğunun evli, diğer çocuğunun ise bekar olduğu, ev hanımı olduğu, üzerine kayıtlı — model aracı olduğu, başkaca mal varlığı olmadığı, geçimi vefat eden eşinden dolayı emekli sandığından aldığı 1.200,00 TL aylık ile sağladığı, 350,00 TL ev kirası ödediği anlaşılmıştır.
—- düzenlenen 29/11/2018 tarihli kusur raporunda olayın 25/09/2013 günü saat 06:30 sıralarında müteveffa sürücü —- sevk ve idaresindeki — plakalı kamyon ile — istikametinden —yönüne sağ şerit üzerinde seyir halinde iken kaza mahali olan 8200. Metreye geldiği esnada önce yolun sağ tarafından yol dışı kalmış ve aldığı direksiyon tedbiri ile sol tarafa ani yönelmesi neticesinde aracının sol yan kısmı ile seyir istikametine göre kendisi ile aynı istikamette ve sol şerit üzerinde ilerlemekte olan müteveffa sürücü —sevk ve idaresindeki — plakalı kamyonun sol ön köşe kısmı çarpması neticesi — öldüğü trafik kazasının meydana geldiği, dosyadaki mevcut bilgilere göre müteveffa sürücü — yola gereken dikkati göstermediği ve aracını seyir şeridinde tutma becerisi gösteremeyerek seyir istikametine göre sağ tarafından yol dışı kaldığı ve kontrolsüz bir şekilde aldığı direksiyon tedbiri neticesi ani bir şekilde sol tarafa yönelerek sol şerit üzerinde seyir halinde olan kamyonun seyir şeridini yolu dik kesecek bir şekilde kapattığı, gerçekleşen kazada asli derecede kusurlu olduğu, müteveffa sürücü —- sağ tarafından seyir halinde olan ve ani bir şekilde seyir şeridini kapatan araca çarpması olayında atfı kabil bir kusur bulunmadığı, sonuç olarak dava konusu kazanın meydana gelmesinde müteveffa sürücü— % 100 oranında kusurlu olduğu, müteveffa sürücü — kusursuz olduğu yönünde rapor tanzim edilmiş ve rapor usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiştir.
Aktüer bilirkişi 09/05/2019 tarihli raporunda özetle; davaya konu trafik kazasının 25/09/2013 tarihinde meydana geldiği, 26/04/2016 tarihli yasal değişiklikten önce olduğu, davaya konu sigorta poliçesinin tanzim tarihinin 01/06/2015 tarihindeki poliçe genel şartları değişikliğinden önce olması sebebiyle — işaretli yaşam tablosuna göre hesaplama yapılacağını, davalı sigorta tarafından davacı eşi —- 07/03/2014 tarihinde 79.444,29 TL ödeme yapıldığını, müteveffa — vefat tarihi 25/09/2013 tarihi itibariyle 57 yıl 5 ay 15 günlük olduğu, muhtemel bakiye ömrünün — yaşam tablosuna göre 17 yıl olduğu ve kaza nedeniyle ölmeyip sağ kalmış olsaydı muhtemelen 74 yaşına kadar yaşayacağını, müteveffanın ölmeden önce yapmış olduğu işbu aylık ele geçen net ücretine dair —. Sigortalı Hizmet hüküm cetveli, maaş bordrosu, maaş çizelgesi gibi başkaca bir belgenin de dosyada bulunmadığı, hesaplamada 5510 sayılı sosyal sigortalar yasası hükümlerinin dikkate alınacağını, hak sahibi davacının 04/06/1968 doğumlu ve olay tarihi itibariyle 45 yaşında olduğu, muhtemel bakiye ömrünün 26 yıl olduğunu, destekten mahrum kaldığı sürenin 17 yıl olduğu, hesaplamanın asgari ücretten yapılacağı, davacı— hak sahibi olduğu duruma göre destekten yoksun kalma payının 2/4 olduğu, hak sahibi —-destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının indirima tabi tutulmayan miktarının 165.499,68 TL, % 2 evlenme ihtimali tenzilinin 3.309,99 TL olduğu, bu bedel düşüldüğünde kalan miktarın 162.189,69 TL olduğu, davalı sigorta tarafından davacıya yapılan ödemenin güncelleştirilmiş yasal faiz tutarı ile birlikte toplamının tenzilinin 116.447,92 TL olduğu, davalı sigorta tarafından yapılan ödeme düşüldükten sonra davacının nihai ve gerçek maddi zararının 45.741,77 TL olduğu, tedavi giderleri yönünden ise davacının kusuru dışında kalan miktardan SUT. hükümleri çerçevesinde — sorumlu olduğu, davalıların sorumluluğunun kalmadığı yönünde rapor tanzim edilmiş ve rapor usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiştir.
Davacı vekili 28/05/2019 tarihli talep arttırım dilekçesi ile bilirkişi raporu doğrultusunda ve harcını yatırarak dava değerini arttırmış ve rapor doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesine talep etmiş, talep arttırım dilekçesi davalılara tebliğ edilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı, tedavi giderleri ve manevi tazminat istemine ilişkindir.Somut olayda; 25.09.2013 günü saat 06:30 sıralarında müteveffa sürücü —sevk ve idaresindeki — plaka sayılı kamyonu ile —istikametinden — yönüne sağ şerit üzerinde seyir halinde iken, kaza mahalline geldiği esnada sol tarafa yönelmesi neticesinde aracının sol yan kısmıyla; seyir istikametine göre kendisi ile aynı istikamette ve sol şerit üzerinde ilerlemekte olan müteveffa sürücü —sevk ve idaresindeki—- plaka sayılı kamyonunun sol ön köşe kısmı çarpması neticesi meydana gelen kazada—ölümü nedeniyle, —- plakalı araç sürücü mirasçıları, işleten ve sigortacısından tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır.
Karayolları Trafik Kanunu’nun (KTK) 111.maddesi uyarınca, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar, yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yasa’nın bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir. Yasada belirtilen 2 yıllık süre hak düşürücü süre olup, mahkemece re’sen dikkate alınmalıdır.
— Bölge Adliye Mahkemesi –. Hukuk Dairesinin kaldırma kararında belirtildiği şekilde davalı sigorta şirketinin rapor devamında sunulan dilekçe ile sigorta şirketinin ibra edildiğine, ibranamenin şirket kayıtlarında bulunmadığına ve ödemenin —- şubesinden yapıldığına ilişkin iddiası üzerine banka kayıtları mahkememizce celp edilmiştir.
Dosya kapsamından, kaza nedeniyle davacıya davalı sigorta şirketi tarafından poliçe hükümleri gereğince davadan önce ödeme yapıldığı anlaşılmakta ise de, mahkememizce —– Şubesinden getirtilen dekont ve ibraname olduğu belirtilen belge incelendiğinde; geçerli bir ibranamenin bulunmadığı zira dekontun üst kısmına tazminat makbuzu ve ibraname açıklaması yazıldığı ancak davacı tarafça ibraname açıklamasının bulunduğu metnin altının imzalanmadığı, metnin ve belgenin bütünlük taşımadığı, davacının 79.444,00 TL ödemeyi aldığında belgenin altındaki makbuzu imzaladığının ve taraflar arasında geçerli bir ibraname bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce —müzekkere yazılarak davacıya yapılan rücuya tabi ödeme olup olmadığının ve rücuya tabi ödeme söz konusu ise peşin sermaye değeri sorulmuş ve gelen yazı cevabına göre herhangi bir ödeme yapılmadığı bildirilmiştir.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davacının 45.741,77 TL destekten yoksun kalma tazminatı talep edebileceğinin anlaşılmasına göre davacının destekten yoksun kalma tazminatı talebinin kabulü ile 45.741,77 TL tazminatın davalı — yönünden 07/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ve sigorta şirketinin sorumlu olduğu miktar kaza tarihinde geçerli olan poliçe limitleri ile sınırlı olmak kaydıyla, davalı —- yönünden ise kaza tarihi olan 25/09/2013 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizin önceki hükmü gereği —– ve işleten —- yönünden açılan tedavi giderleri yönünden açılan maddi tazminat davasının dosya istinaf incelemesinden geçip karar kesinleştiğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, —–mirasçıları yönünden açılan maddi ve manevi tazminata yönelik davanın dosya istinaf incelemesinden geçip verilen karar kesinleştiğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, davalı — yönünden açılan manevi tazminata yönelik davanın dosya istinaf incelemesinden geçip verilen karar kesinleştiğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1— ve ve işleten — yönünden açılan destekten yoksun kalma tazminat davasının KABULÜ ile; 45.741,77 TL nin — yönünden 07/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ve sigorta şirketinin sorumlu olduğu miktar kaza tarihinde geçerli olan poliçe limitleri ile sınırlı olmak kaydıyla, davalı — yönünden ise kaza tarihi olan 25/09/2013 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2—–ve işleten — yönünden açılan tedavi giderleri yönünden açılan maddi tazminat davasının dosya istinaf incelemesinden geçip karar kesinleştiğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3—-mirasçıları yönünden açılan maddi ve manevi tazminata yönelik davanın dosya istinaf incelemesinden geçip verilen karar kesinleştiğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davalı — yönünden açılan manevi tazminata yönelik davanın dosya istinaf incelemesinden geçip verilen karar kesinleştiğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 3.124,62 TL karar ve ilam harcından peşin ve ıslah harcı olarak alınan 848,59 TL’nin mahsubu ile bakiye 3.973,21 TL’nin davalılar — ve işleten —– alınarak hazineye irat kaydına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılar — ve işleten —- alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 69,00 TL peşin harç, 4,30 TL vekalet harcı, 29,20 TL başvurma harcı, 779,59 TL ıslah harcı, posta, tebligat gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.187,09 TL yargılama masrafının davalılar —ve işleten — alınarak davacıya verilmesine,
8-Maddi tazminat davası yönünden davalı — Şirketi yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T ‘nin 13/2 maddesi uyarınca 100,00 TL avukatlık ücretinin davacı taraftan alınarak davalı — Sigorta Şirketi ‘ne verilmesine ilişkin davalı yönünden vekalet ücreti kesinleştiğinden bu konuda başkaca bir karar verilmesine yer olmadığına,
9-Maddi tazminat davası yönünden — Mirasçıları —- yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 2.725,00TL avukatlık ücretinin davacı taraftan alınarak davalı — mirasçıları —- verilmesine ilişkin davalılar yönünden vekalet ücreti kesinleştiğinden bu konuda başkaca bir karar verilmesine yer olmadığına,
10-Manevi tazminat davası yönünden davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 2.725,00 TL avukatlık ücretinin davalı — alınarak davacıya verilmesine ilişkin davacı yönünden vekalet ücreti kesinleştiğinden bu konuda başkaca bir karar verilmesine yer olmadığına,
11-Manevi tazminat davası yönünden —-Mirasçıları —yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 7/2 maddesi uyarınca 600 TL avukatlık ücretinin davacı taraftan alınarak davalı —- verilmesine ilişkin davalılar yönünden vekalet ücreti kesinleştiğinden bu konuda başkaca bir karar verilmesine yer olmadığına,
12-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının yatıran taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda verilen gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile —Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.