Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/525 E. 2023/520 K. 13.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/477
KARAR NO : 2023/626

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/07/2023
KARAR TARİHİ : 19/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan tensip incelemesinin sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinden davacı —–adresinde —–isimli iş yerinde mobilya imalatı ve ticaretiyle meşgul olduğunu, müvekkilinin kendi, eşi ve firmasında çalışan işçileri için —– isimli firmadan 2011 yılında sigorta yaptırdığını, söz konusu sigorta poliçelerinin tutarları değişkenlik göstermekle birlikte yüksek miktarlı olduğunu, sigorta poliçelerinin yapımından iki yıl sonra 2013 yılında müvekkilinin birlikte çalıştığı sigorta acentesinin faaliyetlerine ara vermesinin ardından, —-adlı şahsın —– ilçesinde acentesi olması dolayısıyla bilmedikleri bir şekilde müvekkilinin sigorta poliçelerine vakıf olduğunu, bunun üzerine —— müvekkilinin iş yerini ziyaret ederek sigorta poliçesindeki birikimlerin verimli olarak değerlendirilmediğinden bahsederek Devlet katkısından daha fazla kazanç sağlanabileceğini söylediğini, akabinde de kendisine ait —– vasıtasıyla değerlendirmesi halinde daha fazla birikim sağlayabileceğine dair müvekkilini ikna ettiğini, müvekkilinin de 2013 yılında bu acenteye geçmesi ile —–müvekkilinin sigortacılık işlerini takip etmeye başladığını ve bu sırada yeni poliçe düzenleyeceğinden bahisle müvekkilinin nüfus cüzdanı fotokopisini, evine ait telefon televizyon ödemelerini gösterir fatura fotokopilerini de aldığını, müvekkilinin 2015 yılında nakit paraya ihtiyacı olması üzerine —- isimli firmada biriken parasını bozdurmak istediğini , buna karşın acentesinin ise müvekkiline parasına Maliye tarafından el konulduğunu söylediğini, bunun üzerine müvekkilinin , —–adlı sigortacılık firmasının —–ilinde bulunan genel merkezini aradığı esnada firma tarafından kendisine 2013 yılında sigortadan ayrılma talebinin bulunduğu bilgisinin aktarıldığını, müvekkilinin söz konusu 2013 yılı içerisinde sigortadan ayrılma yönünde bir talebi bulunmamakla birlikte bu konuda gerçekleştirdiği bir işlemin de söz konusu olmadığını, bunun üzerine müvekkilinin, 2016 yılında sigorta acentesi olarak faaliyet gösteren —–hakkında suç duyurusunda bulunmak üzere yaptığı araştırmalar sonucunda; müvekkilinin daha önce hem işveren sıfatıyla işçileri adına yaptırdığı hem de kendi ve eşi adına yaptırmış olduğu 7 adet poliçenin bozdurularak, sigorta firmasının hesabında biriken paraların müvekkilinin —– hesaplarına intikal ettirilmiş olduğunun müvekkilince anlaşıldığını, —–Adlı sigorta firması ile —– vasıtasıyla düzenlenen poliçelerin —No’lu Bireysel Emeklilik Sözleşme Belgeleri , —-No’lu Bireysel Emeklilik Sözleşme Belgeleri ,—-No’lu Bireysel Emeklilik Sözleşme Belgeleri , —-No’lu Bireysel Emeklilik Sözleşme Belgeleri, —- No’lu Bireysel Emeklilik Sözleşme Belgeleri , —-No’lu Bireysel Emeklilik Sözleşme Belgeleri olduğunu , sonrasında da müvekkilinin hesaplarını kontrol ettiğinde; kendi hesabına gelen söz konusu paraların, —– tarafından kendi adına hesabı bulunan banka şubelerine verilen sahte imzalı talimat ve EFT yolu ile —–No’lu hesabına kendi haberi ve rızası olmaksızın havale ettirildiğini öğrendiğini, bu işlemlerin müvekkiline ait olmadığını; müvekkilinin,—– hakkında 01.03.2016 tarihinde suç duyurusunda bulunduğunu ve nihayetinde ceza dosyasının istinaf kanun yolundan da geçerek — BAM —- Ceza Dairesi’nin —-. Sayılı ilamıyla kesinleştiği —-Ağır Ceza Mahkemesince—–Sayılı gerekçeli kararında da müvekkillerinin ne sigortadan ayrılmaya dair dilekçeleri ne de banka hesaplarından —– bulunan hesabına gönderilen paraların havalesine ve EFT yapılmasına yönelik rızaları olmadığı gerçeğinin ortaya çıkarılmasından hareketle—– hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan bahisle neticeten 5 yıl hapis ve 50.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına; resmi evrakta sahtecilik suçundan da neticeten 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına hükmedildiğini, yukarıda numara sayıları yazılı ceza dosyasının işbu dosyaya celbini talep ettiklerini, —– yapılan havale ve EFT’lere ilişkin kayıtlara bakıldığında müvekkilinin —- hesabından 10.05.2013 tarihinde 104.000,00 TL,—- numaralı hesaba, 07.06.2013 tarihinde 50.000,00 TL, —- numaralı hesaba, 28.08.2013 tarihinde 5.000,00 TL,—– numaralı hesaba, 02.01.2014 tarihinde 207.500,00 TL,—-numaralı hesaba —– açıklaması ile gönderildiğini, müvekkilinin —–hesabından 19.09.2013 tarihinde 100.000,00 TL, —- numaralı hesaba, 13.05.2014 tarihinde 160.000,00 TL, —-numaralı nesaba —–açıklaması ile gönderildiğini, BES kapsamında sigorta firmasında bulunan 104.244,17 TL müvekkilinin hesabına 09.05.2013 tarihinde gönderildiğini , bir sonraki gün de 10.05.2013 tarihinde 104.000,00 TL —– hesabına aktarıldığını, yine 07.06.2013 günü müvekkilinin hesabına sigortadan gönderilen 103.771,88 TL’nin 50.000,00 TL’si 07.06.2013 tarihinde, 5.000,00 TL’si 28.08.2013 tarihinde —– hesabına aktarıldığını, 31.12.2013 günü müvekkilinin hesabına sigortadan gönderilen 207.458,00 TL’nin 207.500,00 TL’si 02.01.2014 tarihinde —- hesabına aktarıldığını, bu ödemelerin—- Bankası’na EFT yoluyla, 155.000,00 TL’si ise doğrudan—- Şubesi ‘nden havale yolu ile gönderildiğini, yine 17.09.2013 tarihinde müvekkilin —– hesabına sigortadan gönderilen 197.993,00 TL’nin 100.000,00 TL’si 19.09.2013 günü —- hesabına aktarıldığını, 09.05.2014 günü müvekkilinin —- hesabına sigortadan gönderilen 206.734,00 TL’nin 160.000,00 TL’si 13.05.2014 günü —– hesabına aktarıldığını, müvekkilinin 1926 doğumlu olması hasebiyle 90 yaşında bulunuyor oluşunun da dikkate alınması suretiyle net 768.435,00 TL’sinin rızası dışında kendi banka hesaplarından havale ve EFT yöntemleri kullanılmak suretiyle zarara uğradığını, banka hesap hareketlerine ilişkin zarar miktarı hakkında talepte bulunmuş iseler de işbu davada ihtiyari dava arkadaşlığı olması nedeniyle diğer davacılar yönünden zarar miktarının taraflarınca tam olarak belirlenebilmesinin mümkün olmadığını, bu sebeple de işbu davanın belirsiz alacak davası şeklinde ikame edildiğini, bunun yanında yine davalılardan sigorta şirketi de kendi acentesinin söz konusu dolandırıcılık eyleminden özellikle şirkete 2013 yılında sunulmuş olan iştira dilekçesinin müvekkili davacılarca imzalanıp imzalanmadığı hususunu ayrıntılı şekilde kontrol etmeksizin ve buna ilişkin kurumlarında gerekli güvenlik önlemleri oluşturmaması sebebiyle müvekkili davacıların uğradıkları zararlardan sorumlu olduğunu beyan ederek öncelikle davacıların hesaplarından izinsiz ve hukuka aykırı olarak çekilen paraların tespiti ile müvekkili davacılara iadesine, sözleşmeye dayalı olarak ikame ettikleri işbu davanın hem davalılardan sigorta şirketinin acentesi aracılığıyla hem de diğer davalı bankaların dolandırıcılığı engelleyememesi nedeniyle müvekkili davacıların uğradığı zararın giderilmesi talepli haklı davanın kabulüne, müvekkillerinin hesabplarının kendilerinden izinsiz olarak kullanılması nedeniyle oluşan maddi zararın dikkate alınarak şimdilik 5.000,00 TL’nin mevduata uygulanan en yüksek faizi ile tazminine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalılar üzerine tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.Dava, davacılar adına düzenlenen bireysel emeklilik sözleşmeleri nedeniyle hesaplarda biriken paranın dava dışı sigorta acentesi yetkilisi tarafından sahte imzalı talimat ve EFT yolu ile dava dışı sigorta acentesinin hesabına hesap sahiplerinin rızası olmaksızın havale ettirilmesi nedeniyle uğranıldığı iddia olunan zararın tahsili istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın esası bankacılık işlemine dayanmaktadır.
Hakimler ve Savcılar Kurulu ‘nun 25.11.2021 tarih ve —– Karar sayılı kararı ile; ” …1) 13.01.2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinden, 2) 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969. Maddelerinden, 3) 19.10.2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’ndan (142. Maddesinde düzenlenenler hariç), 4) 23.02.2006 tarihli ve 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’ndan, 5) 21.11.2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu’ndan, 6) 06.12.2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’ndan, 7) 20.06.2013 tarihli ve 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun’dan Kaynaklanan ve asliye ticaret mahkemesinin görev alanına giren ticari davalara ve ticari nitelikteki çekişmesiz yargı kapsamında gelecek işlere;
a) İki veya üç asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 2 numaralı,
b) Dört veya beş asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 4 numaralı,
c) Altı veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 6 numaralı,
d) On veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 6 ve 7 numaralı,
e) On dört veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 6, 7 ve 8 numaralı,
f) Yirmi veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 6, 7, 8 ve 9 numaralı asliye ticaret mahkemelerinin bakmasına,Bu kapsamda görülmekte olan dava ve işlerin iş bölümüne dayanılarak mezkûr mahkemelere gönderilmemesine, 15.12.2021 tarihinden itibaren gelecek yeni dava ve işlerin ise anılan ihtisas mahkemelerine tevzi edilmesine ve dosya sayısına göre genel tevziden de iş verilmeye devam edilmesine 25.11.2021 tarihinde karar …” karar verilmiş olup, iş bu karar sonrası 07/07/2023 tarihinde açılan iş bu davada uyuşmazlık konusunun bankacılık işleminden kaynaklandığı, bu nedenle uyuşmazlığın çözümünde HSK kararı gereğince—-. Asliye Ticaret Mahkemelerince ihtisas mahkemesi sıfatı ile bakılması gerektiği anlaşıldığından dava dosyasının bu mahkemelere tevzi edilmek üzere Tevzi Bürosu ‘na iadesine karar vermek gerekmiştir.

KARAR : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-İş bu dava dosyasının Hakimler ve Savcılar Kurulu ‘nun 25/11/2021 tarih ve —- sayılı kararı uyarınca uyuşmazlıkla ilgili ihtisas mahkemeleri olarak belirlenen —- Asliye Ticaret Mahkemelerine tevzi edilmek üzere Tevzi Bürosu ‘na iadesine,
2-Mahkememiz Esas kaydının bu şekilde kapatılmasına,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi.