Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/489 E. 2023/69 K. 24.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/489
KARAR NO : 2023/69

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Yayımlama Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/07/2022
KARAR TARİHİ : 24/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin —————suretlerini müvekkili şirkete göndererek ilgili —- telif haklarının kendilerine ait olduğunu ve müvekkili şirketin bu görselleri izinsiz olarak kullandığını iddia ederek müvekkili şirketten ——-talep ettiğini, yapılan görüşmede kendileri ile aylık sözleşme yapılması halinde talep edilen miktarları düşüreceklerini belirttiklerini, müvekkili şirketin anılan tarihlerde henüz —– olduğu için ve aynı zamanda maddi imkansızlık içinde olduğundan bu örtülü tehdide boyun eğdiğini ve sözleşme yapmayı kabul etmek durumunda kaldığını, bu suretle davalı şirket ile müvekkili—- ——-edildiğini, sözleşme kapsamında kullanımı davalı şirkete ——- —- sözleşmede belirlenen aylık ücret karşılığında müvekkili şirketin—- ortamlarında kullanımına sunulmasının kararlaştırıldığını ancak davalı şirketin sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerini gerek sözleşme süresince gerekse sözleşmenin sonlanması ve sebepsiz zenginleştiği zaman diliminde hiçbir şekilde yerine getirmediğini, sözleşmenin “II.2” maddesi hükmüne göre “—–.——- yaptıktan sonra —————— görsellerini kendisi ———————–indirecektir. ” maddesinin fiilen uygulanması bakımından davalı şirketin kendisine —- girişte kullanılmak üzere müvekkili şirket editörlerine, kullanıcı adı ve şifre vermek suretiyle görsel kullandırma hizmeti vereceğini, ancak davalı sözleşmenin esaslı noktası olan bu edimini hiçbir suretle yerine getirmediğini, henüz ilk aydan itibaren müvekkili şirketin yöneticisi ve — şekilde iletişime geçmediğini, müvekkili şirkete hiçbir suretle kullanıcı adı ve şifre temin edilmediğini , müvekkilinin —-kullandığına dair tek bir kez bile raporlama yapılmadığını, davalının, sözleşme süresince ve devamında tek bir hizmet sunmadan müvekkili şirketten düzenli ödeme aldığını, taraflar arasındaki sözleşmenin 01.09.2015 tarihinde sona erdiğini ve müvekkili şirketin—–hilafına tekrar yenilenmesinin mümkün olmadığını , davalı şirketin yukarıda ifade edildiği üzere sözleşmenin sona erdiğini bilmesine ve müvekkili şirkete karşı sözleşmede belirlenen edimlerini de hiçbir zaman yerine getirmemesine rağmen müvekkili şirketin —-yanıltarak fatura tanzim etmeye devam ettiğini ve haksız şekilde tahsilat yapma yoluna gittiğini, davalı şirketin bu kötü niyetli işlemlerinin fark edilmesi üzerine—– kapsamında müvekkili şirkete hiçbir şekilde hizmet verilmediğinin, sözleşmenin—-kendiliğinden sona erdiğinin ve ——– sözlü olarak da feshedildiğinin, bu hususun davalı şirketin de bilgisi dahilinde olduğunun, yapılan ödemelerin iadesine ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla fesih bildiriminin yazılı olarak bildirildiğini, ,yapılan tüm haksız tahsilatların bilirkişi incelemesi ile kesin olarak hesaplanacağını ve ortaya çıkacağını, müvekkili şirketin muhasebe —- yapılan tüm ödemelerin esasen bir borç ilişkisi olmamasına rağmen hataen yapıldığını ve bu suretle davalı şirketin sebepsiz zenginleştiğini, dolayısı ile müvekkili şirketin ——- davalı şirketin yanıltması ile taraflar arasındaki sözleşmenin devam ettiğini zannederek ve müvekkili şirketi borçlu —– yapmış olduğu hatalı ödemelerin davalıdan tahsili gerektiğini, —-, ilgili durumu müvekkili şirket yetkililerine iletmesi akabinde yapılan inceleme neticesinde davalı şirkete yapılan hatalı ödemelerin fark edildiğini ——-sözleşmenin sona ermiş olmasına rağmen kötü niyetli şekilde muhasebeden tahsilat yapıldığı ifade edilerek, haksız şekilde alınan fatura bedellerinin iki hafta içinde iadesinin talep ve ihtar edildiğini ancak davalı şirketin iş bu tarihe kadar hiçbir iadede bulunmadığını beyan ederek davanın kabulü ile fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla ve bilirkişi raporu ile birlikte ıslah yapılmak üzere şimdilik — sebepsiz zenginleşme hükümleri gereği temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir .
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: her şeyden önce işbu davanın açılma sebebinin, taraflarınca —- alacak taleplerini geciktirme amaçlı olduğunu, her iki davanın birleştirilmesinin usul ekonomisi yönünden faydalı görüldüğü takdirde bu hususta usuli işlem tesisini talep etiklerini, davacı tarafın hangi aylara ilişkin ne kadar talepte bulunduğunu ———– dava tarihinden ———– zamanaşımına uğramış olduğunu, zamanaşımı def’inde bulunduklarını, davanın özünün , davacı tarafın müvekkili şirketten hizmet almadığı şeklindeki inandırıcılıktan———- dayalı olarak ———– şirket tarafından davacı şirketin—–şeklindeki —- ikinci iddianın oluşturduğunu, davacı tarafın da kabulünde bulunan bir sözleşmenin, bu sözleşmeye uygun kesilen ve yasal sürede itiraz edilmemekle kesinleşen faturaların ve davacı tarafından yapılan ödemelerin olduğunu, taraflar arasında —-konusu edilmeyen sözleşmeye göre davacı şirketin————olsaydı dahi sözleşme yürürlükte olduğu müddetçe bedel ödeme borcu altında olduğunu, davacının da ikrarında olduğu üzere sözleşmenin fesih şartına uyulmadığı müddetçe her sene otomatik olarak yenilendiğini, aslen gerçekte olanın, davacı şirketin, vekil eden şirketle olan ticari ilişkisini, 2020 senesi itibariyle pandemi koşulları sebebiyle işlerinin bozulması sebebiyle sona erdirme kararı aldığını , kendi dikkatsizlikleri, ihmalkarlıkları ve kurumsal işleyişlerinin aksaması dolayısıyla süresinde bildirimde bulunmamaları sebebiyle bu ilişkiyi bir süre daha —- devam ettirdiğini, bu arada hizmet alımına, görsel kullanımına devam ettiklerini ve ödemeleri de aksatarak da olsa gerçekleştirdiklerini, vekil eden şirkete ait olan fakat abonesi olmadıkları fotoğrafları dahi kullanmaya devam ettiklerini, davalı-borçlu şirket yetkilisi —— davacı-alacaklı şirket vekili olarak kendileriyle ———- edildiğini, bu tarihten önceki dönemlere ilişkin olarak ise taraflarca mutabık kalınan bedele yönelik ödemeye ilişkin dekontun ibraz olunduğunu ve sonraki dönem için sözleşme fesih prosedürünün başlatılmak istendiğini belirtildiğini, buna cevaben kendilerine sözleşme hükmü hatırlatıldığını, dilerlerse —- evvel yazılı ihtar ile sözleşmeyi sonlandırma keyfiyetinde olduklarının bildirildiğini, bu tarihten sonra da davalı-borçlunun ödemeleri dönem dönem yeninden aksatması üzerine kendilerine ara ara borç bakiye hatırlatma, ödeme talebi içerir e-postalar gönderildiğini, yine bunlardan—- tarihli bir yazışmaya cevaben davalı-borçlu şirket yetkilisi bir kez daha borçlarını teyit eden ve ödemenin yapılacağını belirtir e-postayı vekil eden şirkete hitaben gönderdiğini, alacak miktarına ilişkin tartışma bir yana taraflar arasında ticari ilişkinin sürdüğünü, davacının, ——– daha fesih iradesini kullanmadığını, sözleşmeyi devam ettirdiğini ve sözleşmenin yeni dönem için uzamış olduğunu, davacı vekil eden şirket ile davalı borçlu şirket arasında, davalı—— gerçekleşen—– katılmış bulunan—–olarak dinlenilmesi taleplerinin olduğunu, davacının —- bizzat şirket yetkilisi tarafından borç ödeme, borcu ikrar yönünde açık ve net beyanlarının mevcut olduğunu, zaten kendilerine en son faturanın—– kesildiğini beyan ederek haksız, mesnetsiz, hukuki bir — aykırı davanın öncelikle usulden, bu yerinde bulunmadığı takdirde esastan reddine, Mahkeme aksi görüşteyse dava tarihinden geriye dönük 2 yılı aşan alacak taleplerinin zamanaşımı nedeniyle reddine, kısmi dava açılmakla dava konusu edilmeyen alacaklar yönünden zamanaşımının kesilmemiş olduğunun tespitine ve bu yöndeki def’i haklarının saklı tutulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
— Esas sayılı dosyasının— yapılan incelemesinde davacının işbu dosyanın davalısı, davalının işbu davalının davacısı olduğu, —sayılı takip dosyasına itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, —-ön inceleme duruşmasının yapıldığı, duruşmasının 09/03/2023 tarihine bırakıldığı, dosyaya işbu dosyanın davacısı tarafça sunulan cevap dilekçesindeki savunmaların işbu dosyanın dava dilekçesinde yer alan iddialar ile aynı veya benzer kapsamda olduğu görülmüştür.
HMK 166/1. maddesi; “Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar…” hükmü düzenlenmiştir.
Tüm dosya kapsamı, sunulan deliller birlikte değerlendirildiğinde; her iki davanın aynı ilişkiye dayalı olup, tarafların iki davada da karşılıklı davacı-davalı oldukları, taleplerin birlikte incelenmesinde usul ekonomisi bakımından fayda bulunduğu, her iki dava konusununda birbirleriyle bağlantılı olduğu, davaların birlikte görülmesinde taraflar yönünden hukuki yarar bulunduğu , bu itibarla birleştirme kararının usul ekonomisine uygun olacağı kanaatine varılarak Mahkememizin iş bu dava dosyasının —-dosyası ile birleştirilmesine, yargılamanın bundan sonra birleşen dosya üzerinden yürütülmesine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Mahkememizin iş bu dava dosyasının HMK 166/1 maddesi uyarınca aralarında hukuki ve fiili bağlantı bulunduğu anlaşılan——- sayılı dosyası ile BİRLEŞTİRİLMESİNE,
2-Mahkememiz esasının bu şekilde kapatılmasına,
3-Yargılamanın bundan sonra——– sayılı dosyasından devamına,
4-Birleştirme kararının ilgili mahkemeye gönderilmesine,
5-Yargılama harç ve giderlerinin birleştirilen dosyada değerlendirilmesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, esas hükümle birlikte istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.