Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/440 E. 2022/713 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/440 Esas
KARAR NO : 2022/713

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 15/06/2022
KARAR TARİHİ : 27/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket —– asli kusurlu olarak neden olduğu trafik kazası sonucunda, müvekkil —– hayati tehlike geçirecek şekilde yaralanmasına ve yatarak tedavi görmesine, uzun ve acılı tedavi sürecinde büyük elem ve üzüntü çekerek ruhen büyük çöküntü yaşamasını, ruh sağlığı ve psikolojisinin bozulmasına sebebiyet veren davalının ve adam çalıştıranın kusursuz sorumluluğu ilkesi bağlamında davalı şirketi tedavi giderleri için 100,00-TL (bilirkişi raporundan sonra artırılmak kaydıyla şimdilik), Çalışma gücünün azalmasından doğan kayıplar için 100,00-TL (bilirkişi raporundan sonra artırılmak kaydıyla şimdilik), müvekkilin çektiği acı ve elemlerinin karşılığı olmasa da bir nebze de olsa teskin etmesi bakımından davalıların 100.000,00 TL (yüz bin) manevi tazminata haksız fiil teşkil eden kaza tarihinden itibaren işleyecek Yasada Öngörülen (Avans) faizi ile birlikte tazminata müştereken ve müteselsilen mahkum edilmesini, kazaya neden olan ve davalı adına kayıtlı ——trafik kaydına ihtiyati tedbir konulmasını karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekilinin 27/10/2022 tarihli duruşmadaki beyanında; Müvekkilim asgari ücret düzeyinde maaş aldığını, kendisi garsonluk yaptığını, müvekkili davacıya tedavi giderlerini karşılayacağını belirtmiş ise de karşı taraf daha fazla tazminat alacağı düşüncesi ile gerektiğinden çok fazla masraf yaptıdığını ve işbu davayı açtığını ve müvekkili motor ile kaza yaptığını, bu motor ticari amaçla kullanılan bir motor olmadığını, bu sebeple diğer davalı ——isimli şirketin bu davada husumetinin bulunmadığını ve bu dava yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesini, müvekkili açısından da davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, haksız fiilden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili, davacının 14/06/2021 tarihinde yaya olarak yolun karşısına geçtiği esnada davalı —— sevk ve idaresindeki araç ile davacıya çarptığını ve yaralanmasına neden olduğunu belirterek sürücü ——-karşı eldeki davayı açmıştır. Davacı ve davalı sürücü —— tacir değildir. Davaya konu olay haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Ayrıca davacı vekili, davalı —— davalı olan —— şirketinin de adam çalıştıranın kusursuz sorumluluğuna dayalı olarak davaya konu haksız fiil nedeniyle sorumluluğunun bulunduğunu belirterek işveren —— şirketini de davalı olarak göstermiştir.Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır.
Mutlak ticari davalar, TTK’nun 4/1. Maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nun 4/1. Bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nun 4/1. Maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nun 19/2.maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olanca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.Somut olayda her ne kadar davalı ——şirketi tacir ise de uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklanması, davacı taraf ile davalı——tacir olmaması, diğer davalı——- ise ticari işletmesini ilgilendirmemesi ve davacı tarafça davalı şirket hakkında adam çalıştıranın sorumluluğu hükümlerine dayalı olarak talepte bulunulduğu gözetilerek eldeki davanın ne mutlak ne de nispi ticari dava olmadığı anlaşılmış olup mahkememizin görevsizliğine ve davaya bakmaya—— Mahkemelerinin görevli olduğuna dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 115/2. Maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden REDDİNE,
2-Taraflardan birinin, karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli ——- gönderilmesine,
3-Yasal süre içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin iş bu kararın tefhim/tebliği ile İHTARINA,
4-Dava dosyasının talep üzerine gönderilmesi halinde yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ——Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.