Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/406 E. 2022/707 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/406 Esas
KARAR NO : 2022/707

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/06/2022
KARAR TARİHİ : 25/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili 03/06/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin —- isimli internet sitesi üzerinden tapuda —-parselde —-taşınmaza ilişkin verilen ilana istinaden kendisini —-olarak tanıtan bir şahıs ile telefon üzerinden görüştüğünü, yapılan görüşmeler neticesinde kendisini —– olarak tanıtan şahıs ile satış konusunda anlaşıldığını ve satış bedeli olarak 400.000 TL bedel belirlendiğini, kendisini—–gelemeyeceğini taşınmazın devri hususunda müvekkili ve müvekkilinin göstereceği kişiler adına vekaletname çıkartacağını ve vekaletnamenin ulaşması sonrası satış için—- üzerinden müracaat yapıldıktan sonra müvekkilinin 400.000 TL satış bedelini kendisine göndermesini talep ettiğini, davalı noterlikçe düzenlenen vekaletnamenin müvekkilinin eline ulaştıktan sonra kendisini —— olarak tanıtan satıcının —— üzerinden—— adresine girerek vekaletteki kişileri yetkilendirmesi sonrasında müvekkilinin tapu müdürlüğünde gerekli satış işlemlerini başlattığını, bu vekaletname ile taşınmazın devrini alabileceği için anlaşma gereği——-bankası nezdinde açılmış —– numaralı hesabına müvekkilinin —–hebasından satış bedeli olan 400.000 TL’yi—– olarak gönderdiğini, müvekkilinin davalı noterlikçe hazırlanan vekaletnameye güvenerek satışa ilişkin bedeli kendisini —— olarak tanıtan şahsın banka hesabına gönderdiğini belirterek davalılardan şimdilik 10.000 TL maddi tazminatın müşterek ve müteselsil olarak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak müvekkiline verilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı—– vekilinin 13/07/2022 tarihli cevap dilekçesinden özetle : davalı noterin —–olduğunu, mahkemenin yetkisiz olduğunu, davanın neden —-açıldığını anlayamadıklarını, yetkili mahkemenin—–olduğunu, huzurdaki davada asliye ticaret mahkemesinin görevli olmadığını, görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu,—— numaralı hesap müşterisi olduğunu, bugüne kadar işbu hesap hakkında sahte belge veya kimlik ile açıldığına dair hiçbir şikayet vs. bankaya ulaşmadığını, yapılan kontrolde işbu hesabın, sahte kimlikle açıldığına dair emare bulunmadığını, —– isimli hesabın sahte kimlikle açılmadığının anlaşıldığını, davacı tarafın hesabından 400.000,00 TL tutarı —–numaralı hesaba 27.12.2021 tarihinde —- olacak şekilde transfer ettiğini, davacı tarafın—- numarasına transfer yaparken alıcı ismi kısmına —- harfi yazdığı için bankanın işbu transfer işlemini havuzda bekletmesi gerektiğini ve geri iade etmesi gerektiği vs. şeklinde dayanaksız ve yanlış beyanlarda bulunduğunın görüldüğünü,—- numarasına yapılan para transferi işlemlerinde, bankaların tek yükümlülüğünün—– numarasının doğru girilip girilmediğini kontrol etmek olduğunu, tapu müdürlüğünde satış yapmadan ödemeyi yapan davacı tarafın bilakis kendisinin ağır şekilde kusurlu olduğunu, davacı tarafın zarara uğraması ile müvekkili bankanın hesap açmış olması arasında uygun illiyet bağı olmadığını, davacı tarafın internette gördüğü bir ilana güvendiğini, satıcı olarak hareket eden şüpheli kişilerle yaptığı telefon görüşmesine güvendiğini ve en önemlisi de tapu müdürlüğünde satış bile yapılmadan önce 400.000,00 TL gibi büyük —- tutarı kendisine telefonda söylenen hesaba gönderdiğini belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —–08/07/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle; tarafların tacir olmadığını, meydana gelen olayın ticari bir işletmeyle ilgili olmadığını, dolayısıyla iş bu davada ticaret mahkemesinin görevli olmadığını, bu nedenle aleyhlerine açılan bu davanın usulden reddedilmesinin gerektiğini, noterin yaptığı işlemden tazminat sorumluluğunun doğabilmesi için, noterin yaptığı işlemden dolayı zarar doğması işlemle zarar arasında uygun illiyet bağının bulunmasının gerektiğini, dava konusu yapılan işlemin bir vekalet işlemi olduğunu, düzenlenen vekaletnamenin varlığına dayanarak ve güvenerek gayrimenkulün satış bedelinin ödenmesinin tamamıyla davacının kendi sorumluluğunda olduğunu, davacının satış işlemi olmadan sadece vekaletnameyi görerek ödeme yapmasının, hayatın olağan akışını aykırı olduğunu, vekalet ile bedelin ödemesi arasında davacının iddia ettiği gibi bir bağlantı olamayacağını, davacının belirttiği gibi müvekkilin işlemin düzenlenmesinde herhangi bir ihmalinin de söz konusu olmadığını, müvekkilinin noter olarak yaptığı işlemlerde gerekli dikkat özen ve incelemeyi yaparak ilgili işlemi tamamladığını, dolayısıyla davacının satış bedelini ödemesi ile düzenlenen vekaletname arasında bir bağlantı kurmanın mümkün olmadığını belirterek öncelikle davanın usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, Noterlik Kanunu’nun 162. maddesine dayalı noterin kusursuz sorumluluğu ile Bankacılık mevzuatı gereği bankanın kusursuz sorumluluğu ilkelerine dayalı tazminat talebine ilişkindir.
Davacı taraf, davalı noterin vekaletname tanzimi işlemini yaparken denetim yükümlülüğünü yerine getirmediğini ve bankanın da Bankacılık Kanunu mevzuatından kaynaklı kusursuz sorumluluğu olduğunu ileri sürmektedir. Davalı notere isnat edilen eylem, görevi ihmal suçunu oluşturur. Davalılara karşı açılan iş bu davada hukuki sebep “haksız fiil” sorumluluğu kapsamındadır. Somut olay ve iddia incelendiğinde eldeki davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesinde olduğu kanaatine varılmıştır—–HMK’unun 16/1 maddesinde “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmü getirilmiştir. Somut olayda, dosyadaki bilgi ve belgelere göre, davacı —- zarar gören davacının yerleşim yeri mahkemesi de davada yetkili olduğundan, davanın açıldığı—–davaya bakmaya yetkilidir. Açıklanan sebeplerle açılan davanın görev yönünden reddi ile mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115/2. Maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden REDDİNE,
2-Davaya bakmaya—– Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğuna,
3-Taraflardan birinin, karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli —– NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ne gönderilmesine,
4-Yasal süre içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin iş bu kararın tefhim/tebliği ile İHTARINA,
5-Dava dosyasının talep üzerine gönderilmesi halinde HMK 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine, Dair, davacı vekili ve davalılar vekillerinin yüzlerine karşı verilen gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile—– Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.