Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/381 E. 2022/701 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/381 Esas
KARAR NO : 2022/701

DAVA : Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi)
DAVA TARİHİ : 25/05/2022
KARAR TARİHİ : 25/10/2022
DAVA : Davacı vekili Mahkememize sunduğu 25/05/2022 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; davalı taraf müvekkili aleyhine— esas sayılı dosyaları üzerinden alacaklarını tahsili amacıyla icra takibi başlatıklarını, müvekkili şirket ile davalı — arasında mevcut ve geçerli bir ticari veya hukuki herhangi bir ilişkinin bulunmadığını ve ticari nitelikteki — abonelik sözleşmesinden kaynaklı borcunun olmadığının tespitini, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili Mahkememize sunduğu10/06/2022 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: müvekkili şirket davanın tarafı olmadığını, açılan davanın pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasında hukuki ilişki bulunup bulunmadığı var ise davacının bu hukuki ilişkinden kaynaklı olarak davalıya borcu bulunup bulunmadığı var ise miktarının ne olduğu noktasındadır.Davanın Hukuki Niteliği: Dava, Abonelik Sözleşmesinden kaynaklı Menfi Tespit davasıdır.Davanın Hukuki Sebebi: İİK’nun 72/3.maddesindeki; “İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
İlgili ticaret sicil müdürlüğüne müzekkere yazılarak tarafların ticari sicil kayıtlarının celp edildiği mahkememiz dosya içerisine alındığı anlaşıldı.
-esas sayılı dosyasının celp edildiği mahkememiz dosya içerisine alındığı anlaşıldı.
—-esas sayılı dosyasının celp edildiği mahkememiz dosya içerisine alındığı anlaşıldı.
Davalı —-müzekkere yazılarak davacı —- ile aralarında sözleşme olup olmadığının, var ise sözleşme aslının gönderilmesi istenmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Dava, abonelik sözleşmesinden kaynaklı menfi tespit davasıdır.
Davacı tarafça davalı tarafından yapıldığı iddia edilen icra takiplerinin — karşı açıldığı anlaşılmıştır.Davalı tarafça sözleşmenin — İle yapıldığı, sözleşmede kendilerinin taraf olmadığı, bu nedenle davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini talep ettikleri ve davada taraf değişikliğine muvafakatlerinin bulunmadığını beyan ettikleri anlaşılmıştır.Davacı tarafça HMK 124.maddesi uyarınca taraf değişikliği talebi yapılmış, bu yönden yapılan incelemede; HMK 124.maddesi uyarınca taraf değişikliğinin kural olarak karşı tarafın muvafakati ile yapılabilecek olması, istisnaen muvafakat olmaksızın yapılabileceği HMK 124.maddesi uyarınca karşı tarafın muvafakati olmaksızın taraf değişikliğinin ancak hatanın maddi bir hatadan kaynaklanması veya tarafın yanlış gösterilmesinin kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması durumunda kabul edilebileceği düzenlenmiştir.Eldeki dava; icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacının kendisine tebliğ edilen ödeme emrine rağmen icra dosyasının alacaklısı olan tarafı bilmediği, bu tarafın ticari unvanı hususunda hataya düştüğü şeklinde bir iddia ileri sürmesinin mümkün olmadığı, kendisine tebliğ edilen ödeme emrinde alacaklının kim olduğunun belli olması nedeniyle eldeki davanın yanlış hasma açılmasının kabul edilebilir bir yanılgı olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle eldeki uyuşmazlıkta taraf değişikliğinin karşı tarafın muvafakatine bağlı olduğu, davacı tarafın taraf değişikliği talep dilekçesinde belirtmiş olduğu Yargıtay kararlarının icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası niteliğinde olmaması nedeniyle eldeki uyuşmazlığa emsal teşkil etme imkanının bulunmadığı, icra dosyasının alacaklı ile eldeki menfi tespit davasının davalısının farklı olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve vicdani kanaatine varılarak aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın pasif husumet nedeniyle REDDİNE,
2-Harçlar kanunun uyarınca peşin alınan 779,19 TL harçtan alınması gerekli 80,70 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 698,49 TL’nin davacı tarafa iadesine,
3-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden—7/2. Md. Uyarınca—vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Eldeki uyuşmazlıkta dava zorunlu arabuluculuğa tabi değil ise de; dava açılmadan arabuluculuğa başvurulmuş olması nedeniyle arabulucuya hazine tarafından ödenen 1.560,00 TL’nin yargılama gideri olarak değerlendirilerek davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına,
6-Davacı tarafça yatırılan ve bakiye kalan gider avansın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile —-Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.