Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/360 E. 2022/665 K. 11.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/360 Esas
KARAR NO : 2022/665

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 18/05/2022
KARAR TARİHİ : 11/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 18/05/2022 tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; davalıların tek satıcısı ve — olduğu— poliçeli aracın 13.07.2019 tarihinde — bağlantı yolu üzerinde— ait çizgi çalışması yapılması maksadıyla bulunduğu esnada park halinde iken, araçtaki imalat hatasına bağlı olarak meydana gelen yangın sebebiyle tamamen yanarak zayi olduğunu, olayın ardından yangının sebebi ve başlangıç noktası belirlenmesi için teknik araştırma yapılması maksadıyla markanın bölgedeki yetkilisi olan—adlı aracın çekildiği şirkete gidilerek yanmış durumdaki aracın belirtilen şirketin yetkilileri eşliğinde fiziki ve teknik olarak incelendiğini, sigortalı araçta oluşan hasarın miktarı ve niteliği yönünden, müvekkil şirket tarafından, Sigortacılık Kanunu’nun ilgili hükümleri gereğince bağımsız ve —tespit yaptırıldığını, işbu raporda sigortalı aracın tamamen yanmış olması nedeniyle ağır hasara maruz kalmış olduğunu, onarımının ve yeniden kullanımının mümkün olmadığının anlaşıldığını, aracın kaza tarihindeki hasarsız değerinin 240.000,00 TL ve kazalı (hurda) değerinin 16.200.00 TL olduğu bu nedenle gerçek zararın 223.800,00 olarak tespit edildiğini, araç üzerinde yapılan teknik incelemeler, bilirkişi raporu ve itfaiye raporundan da anlaşıldığı üzere yangın sebebiyle fiili bir hasar oluştuğu ve yangının davalı —şirketlerin sorumluluğundan kaynaklı olduğunun tespit edildiğini belirterek — Nolu davalı muteriz borçlu tarafından — İcra Müdürlüklerinin yetkisine haksız şekilde itiraz edilmiş olması nedeni ile — İcra Müdürlüklerinin yetkisine ilişkin olarak davalı tarafından yapılmış olan söz konusu Yetki İtirazının Kaldırılmasına,—-. sayılı dosyasından başlatılan icra takibine konu alacağın aslı ile ferilerine ilişkin olarak yapılan itirazın iptali ve icra takibindeki miktar üzerinden takibin devamı ile, takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminat ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı — vekilinin 14/06/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin huzurdaki dava konusu bakımından taraf sıfatının bulunmadığını, davacı tarafın dava dilekçesinde yer verdiği bilirkişi raporlarının davalıların yokluğunda yapılan inceleme neticesinde düzenlenmiş olduğunu, takipte konu tutarlar ile dava dilekçesinde bahsedilen tutarların birbirini tutmadığını belirterek davanın müvekkili şirket yönünden husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine, davanın ve dava konusu tüm taleplerin reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —vekilinin 27/06/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; dava konusu—-Şase numaralı aracın 31.12.2021 tarihine kadar garantisinin devam ettiğini, termal vakanın yaşandığında aracın 15.500 kilometrede olduğunu, araç üzerine müşterinin kendi inisiyatifi ile ayrıca —montajı yaptırdığını, araçta yanıcı 50 —- 2 adet — bulunduğunun itfaiye ve bilirkişi raporlarından anlaşılmakta olduğunu, termal vaka sonrası davacı sigorta tarafından mahkemeye başvurulmadan özel bir bilirkişiye ücreti ödenerek inceleme yaptırıldığını fakat hasardan sorumlu tutulmaya çalışılan müvekkilinin bu incelemeye davet edilmediğini, itfaiye ve bilirkişi raporunda araçta bir —-ve iki adet —bulunduğunun yazıldığını, davanın tazminat davası olduğunu ve yargılamaya muhtaç olduğunu, huzurdaki bu davanın ticari bir iş nedeniyle ilgili olmayıp tazminat davası olduğunu ve 3095 sk. hükümlerine göre adi/kanuni faiz uygulanmasının gerektiğini belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretlerinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, araç satış sözleşmesinden kaynaklı ayıba karşı tekeffül hükümlerine dayalı dava dışı sigortalıya ödenen tazminatın davalılardan rücuen istemine ilişkindir.Sorumluluğun aidiyeti konusunda,—-davaya cevap dilekçesinde sorumluluğun kendilerinde olmadığını belirtil pasif husumet itirazında bulunmuştur.Davalı —- vekili ise davaya cevap dilekçesinde açıkça sorumluluğun kendilerinde olduğunu kabul etmiş ve davacı tarafa dava açılmadan evvel dava konusu olan — plakalı — marka aracın ithalatçısı ve —olduğunun bildirildiğinin belirtildiği görülmüştür. Yine davalı —. vekili mahkememize sunduğu 10/10/2022 tarihli dilekçesinde sorumluluğun —- olduğunun açıkça kabul edildiğini belirtimiş ve dilekçe ekine 02/01/2019 tarihli sözleşmeyi eklemiştir. Davaya konu aracın tescil kaydı 31/01/2019 tarihinde olup ilgili sözleşme incelendiğinde sorumluluğun — şirketinde olduğu anlaşılmaktadır. Bu sebeple davalı —Yönünden açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir (emsal karar için bkz. –Bölge Adliye Mahkemesi –. Hukuk Dairesi—Yargıtay’ın kararlılık kazanmış uygulamasına göre, itirazın iptali davasını gören mahkeme, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı öncelikli olarak değerlendirmelidir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması, bu sonuca etkili değildir. Başka bir ifadeyle, itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, mahkeme öncelikle tetkik merciinin yerine geçerek, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek, kesin olarak sonuçlandırmalıdır.— Kaldı ki; itirazın iptali davasını görme yetkisi, takibin yapıldığı yer mahkemesine aittir. Bu sebeple, mahkemenin, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı öncelikle incelemesi gerektiği doğaldır. Bu yetki itirazının incelenmesi sonucunda; mahkeme, kendisinin yetkili olup olmadığını da belirlemiş olacaktır.İcra İflas Kanunu’nun 50.maddesi gereğince; “Para veya teminat borcu için takip hususunda HUMK.nun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur.HMK’nın 6.maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkeme, davalının ikametgâhının bulunduğu yer mahkemesidir. Aynı Kanunun 10.maddesinde sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de dava açılabilir. Bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. Öte yandan; yine aynı kanunun 17.maddesinde tarafların yetki sözleşmesi yapmak suretiyle yetkili olmayan bir mahkemenin yetkisini kabul edebilecekleri belirtilmiştir.İcra dairesinin yetkisi kamu düzenine ilişkin olmadığından, alacaklının yetkisiz bir icra dairesinde takip yapması halinde, icra dairesi kendiliğinden yetkisizliğini gözetemeyeceği için borçlunun itiraz yolu ile bunu ileri sürmesi gerekir. Borçlunun icra dairesinin yetkisine itiraz etmesi durumunda, itirazın iptali davasında mahkemece, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelemesi ve eğer takibin yapıldığı icra dairesinin yetkisiz olduğu sonucuna varırsa davanın, yetkili icra dairesinde icra takibi yapılmadığından dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermesi gerekir.
— icra dairesinin yetkisine davalı davalı—-vekili tarafından itiraz edilmiş olmakla takip durmuş ve bu itiraz konusunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olmakla yetki itirazı askıda beklemektedir. Bu nedenle mahkememizce ilk olarak icra dairesinin yetkisine yapılan itirazı incelemiş olup Taraflar arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunmadığı da gözetilerek somut olayda yetkili icra müdürlüğünün davalının ikametgahının bulunduğu — İcra Müdürlüğü olduğu anlaşıldığından takip yetkili icra müdürlüğünde yapılmadığından davalı— vekilinin yetki itirazının kabulü ile itirazın iptali davasının dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1-Davalı — yönünden açılan davanın icra takibinin yetkisiz icra dairesinde başlatıldığı ve usulüne uygun bir takipte bulunmadığından davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine,
2-Davalı— yönünden açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden Reddine,
3-Davacı tarafça peşin olarak yatırılan 3.137,49 TL olarak yatırılan harçtan Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 80,70 TL karar ve ilam harcı çıkarıldıktan sonra bakiye‭ 3.056,79 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Yatırılan gider avansından kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
6-Davalı —-yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan —avukatlık ücretinin davacıdan alınarak kendini vekil ile temsil ettiren bu davalı yana verilmesine,
7-Davalı —-yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan —- avukatlık ücretinin davacıdan alınarak kendini vekil ile temsil ettiren bu davalı yana verilmesine,
8-6325 Sayılı Yasa’nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca zorunlu arabuluculuk nedeniyle arabulucuya hazine tarafından ödenen 1.600,00 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,Dair, davacı vekili ve davalılar vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile — Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.