Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/356 E. 2023/261 K. 28.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/356 Esas
KARAR NO : 2023/261

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/05/2022
KARAR TARİHİ : 28/03/2023
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin —– isimli aile şirketinin adi ortakları olduğunu, davalı şirket ile müvekkillerinin arasında ticari ilişkisinin olduğunu, müvekkiller tarafından yapılan satışlara ilişkin faturalar kesildiğini ve itiraz edilmeksizin faturaların kesinleştiğini, davalıya fatura bedellerinin ödenmesi için ihtaratlar yapıldığını ancak davalı tarafça herhangi bir ödeme yapılmadığını, bu sebeple davalı şirket aleyhine ——esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça takibe itiraz edilerek, takibin durduğunu, takip sonrasında davalı ile yapılan görüşmeler neticesinde elektronik imzalanıp hazırlanan ödeme protokolü ile sulh olunduğunu, işbu protokolün icra dosyasına istinaden yapıldığını, borçlunun borcu kabul ettiğini, protokol gereği 08.02.2022 tarihinde protokolün ilk taksiti olan 26.358,11 TL’nin, davalı şirket tarafından açıklamaya “icra dosyası yazılarak ödendiğini, 2. Taksitin vade tarihi olan 10.03.2022 tarihi geldiğinde eksik yatırıldığını, davalının 2. Taksitin bakiye miktarını ve kalan taksitleri ödemeyerek icra takibinden sonra taraf vekillerince hazırlanan sulh protokolüne uyulmadığını, icra takibinden sonra yapılan protokol ve ödemeleri kabul niteliğinde olduğunu, davalının sulh protokolüne uymayarak kötü niyet gösterdiğini, davalıya yapılan ihtarata, icra protokolüne ve protokole rağmen ödeme yapmadığı, davalının üzerinde birçok icra takibinin olduğu ve mal kaçırma hazırlığı içerisinde iflas eşiğinde olduğunu, müvekkillerinin hiçbir zaman alacaklarını tahsil edememe ihtimali göz önünde bulundurularak, davalıya ait 76.670,55 TL bedelli taşınır ve taşınmaz mallar ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarına uygun teminat karşılığında ihtiyaten haczini, davanın kabulünü, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesini vekaleten talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacılar tarafından müvekkili aleyhine ——esas sayılı dosya aracılığıyla başlatılan takibe, müvekkilinin 105.432,47 TL fatura ile 7.596,19 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 113.028,66 TL borcu olduğunu iddia ettiklerini, bahsi geçen dosyada ödeme emrinin müvekkiline 20.12.2021 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine yasal süresi içinde takibe itiraz ettiğini, icra takibinin durmasına müteakip müvekkili ile davacılar arasında ödeme protokolü yapılarak ana para borcunun 4 eşit taksitte ödenmesine karar verildiğini, müvekkili tarafından protokol gereği ödeme yapılmaya başlandığını, ancak ülkemizin içerisinde bulunduğu ekonomik krizin sonucu olarak ödemelerde gecikme yaşandığını ve gecikme gerekçesinin davacılara bildirildiğini, ancak davacı tarafça ödeme protokolünün feshedildiğine ilişkin müvekkiline hiçbir ihtar yapılmaksızın işbu davanın açıldığını, ödeme protokolü uyarınca yapılmadığı iddia edilen ödemelerin tahsili amacıyla doğrudan ödeme protokolünün icrasına dair işlem yapılması lazım iken itirazın iptali davasının açılmasının hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin temerrüdü söz konusu olmaması ve davacılar tarafından ödenmediği iddia olunan fatura bedelinin karşılığının doğruluğu nedeniyle belirli veya belirlenebilir bir alacak söz konusu olmadığını, bu durumun bilirkişi raporu ile ortaya çıkacağını, müvekkilinin“ davacılara herhangi bir borcu olmadığını beyan ederek, işbu davanın reddini, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı hükmedilmesini, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacıların üzerine yükletilmesini vekaleten talep etmiştir.
DELİLLER :
Dosya rapor hazırlamak üzere bilirkişiye tevdi edildiği bilirkişi raporunda;
Defterlerin Usulüne Uygun Tutulup Tutulmadığı Yönünden: Raporumuzun
davacı şirketin ticari defterlerinin——- olduğu ve yerinde inceleme talebinde bulunulduğundan, davacı şirket defterleri üzerinde usul ve hesap incelemesi yapılamamış olup, yapılan protokol ile borcunu kabul eden davalı tarafa rağmen davacı şirket vekilinin talebi doğrultusunda yerinde inceleme yapılmak üzere——Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılıp yazılmayacağına ilişkin hukukin olduğunu, davalı şirketin 2021 yılına ilişkin ticari defterlerinin—— onaylı beratlarının süresinde alındığı, TTK ve VUK hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğunu, davacı Alacağı Yönünden: Raporumuzun Genel Değerlendirme bölümünde detaylı bir şekilde açıklandığı üzere, davacı şirketin takip konusu alacağını ispatlamış olduğu, davacının16.12.2021 takip tarihi itibariyle 105.432,47 TL tutarında alacağını tale edebileceği, İcra takibinden sonra, dava tarihinden önce, taraflar arasında imzalanan bila tarihli Ödeme Protokolü doğrultusunda, davalı şirket tarafından 08.02.2022 tarihinde 26.358,11 TL ve 18.03.2022 tarihinde 10.000,00-TL olmak üzere toplam 36.358,11-TL tutarında ödeme yapıldığını, TBK m.100 kapsamında takip sonrası, ama dava tarihi öncesinde yapılan ödemelerin öncelikle, icra takip masrafı, faiz, avukatlık ücreti, vs. mahsup edileceğini, bu doğrultuda 16/05/2022 dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacak tutarının 94.413,50-TL olarak hesaplandığını, tacir olan taraflar arasında düzenlenmiş sözleşme ya da haricen başkaca somut belgede ödeme vadesi bulunmadığı ve davacının davalıyı temerrüde düşürdüğüne ilişkin tebliğ şerhine havi ihtarname ya da eş değer belge bulunmadığını, takip öncesinde davacı alacağının muaccel olmadığından davacının takip öncesi faiz talebi yerinde olmadığını, tarafların tacir olması işin ticari iş olması, temerrüt faiz oranının önceden kararlaştırılmamış olması münasebetiyle, takip sonrasında hükmolunacak davacı alacağı için 3095 s.k m. 2/2 kapsamında reeskont avans faiz talebinin yerinde olduğunu beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Dava, faturalardan kaynaklanan bakiye cari hesap alacağının tahsili amacıyla yapılan ilamsız icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.Dosya arasına alınan—– İcra Dairesi’nin ——Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafın davalı aleyhine 105.432,47 TL faturalara dayalı cari hesap asıl alacağı ve 7.596,19 TL işlemiş faiz olmak üzere 113.028,66 TL üzerinden icra takibi yaptığı görülmüştür. Davacı tarafça, icra takip talebinde takip dayanağının fatura alacağı olarak gösterildiği, faturaların birer suretinin dava dilekçesi ekinde dava dosyasına ibraz edildiği görülmüştür.Dosya Mahkememizce davalı tarafın ticari defterlerin mali müşavir bilirkişiye tevdii edilmiş olup mali müşavir bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 13/03/2023 tarihli raporda davalının 2021 yılı ticari defterlerinin kendi lehine delil vasfına haiz olduğu, takip tarihi itibariyle davalı tarafın kendi defterlerine göre davacı tarafa 105.432,47 TL borcu bulunduğu, icra takibinden sonra tarafların bir araya gelerek ödeme protokolü düzenledikleri, icra takibinden sonra imzalanan ödeme protokolü doğrultusunda davalı şirket tarafından toplam 36.358,11 TL ödeme yapıldığının tespit edildiği, TBK. m. 100 kapsamında takip sonrası, dava tarihi öncesinde yapılan ödemelerin öncelikle icra takip masrafı, faiz, avukatlık ücreti vs. mahsup edileceğinden 16/05/2022 dava tarihi itibariyle kapak hesabı yapıldığı, yapılan hesaplamaya göre davacının talep edebileceği tutarın 94.413,50 TL olduğu belirtilmiştir.Davalı taraf her ne kadar davacı tarafın ticari defterlerinin incelenmesini talep etmiş ise de davalının incelenen ticari defterlerinin kendi lehine delil vasfına haiz olduğu ve kendi defterlerine göre davacı tarafa 105.432,47 TL borçlu gözüktüğü tespit edilmiş ve ayrıca icra dosyasında da yapılan ödeme protokolünde davalı tarafça davacıya olan borcun açıkça kabul edildiği anlaşılmış olup davacı tarafın ticari defterlerinin incelenmesine yer olmadığına kanaat getirilmiştir.Tüm dosya kapsamına göre, Yargıtay —– Hukuk Dairesi’nin—– Esas ve—— Karar sayılı ilamından da anlaşılacağı üzere, fatura içeriği malların teslim edildiğinin ispat külfetinin davacı satıcıya ait olduğu, tek başına fatura düzenlenmesinin alacağı ispatlamak için yeterli olmadığı, ancak davalı tarafça faturalara ilişkin davalı tarafından kısmi ödeme yapıldığı, kendi lehine delil vasfına sahip olan ticari defterlere borcun kaydedildiği, tarafların BA VE BS formlarının dosyada mevcut olduğu, 6 adet faturanın alış olarak bildiriminin BA formu ile yapıldığı, faturalara itiraz edildiğine ilişkin dosya kapsamında bir bilgi bulunmadığı, davacının dava tarihi itibariyle davalıdan 94.413,50 TL alacaklı olduğu kanaatine varılmıştır.Alacak faturaya dayalı ve likit olduğundan icra inkar tazminatı talebinin kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.Tüm dosya kapsamına göre davacının davalıdan 94.413,50 TL alacaklı olduğu ancak davanın 76.670,55 TL üzerinden açıldığı gözetilerek taleple bağlılık ilkesi gereği dava değeri olan 76.670,55 TL üzerinden davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
Açılan davanın KABULÜ ile;
1-Davalı/takip borçlusunun, —-İcra Müdürlüğü’nün —— Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 76.670,55 TL asıl alacak yönünden İPTALİNE, kabulüne karar verilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına,
2-Kabulüne karar verilen asıl alacak 76.670,55TL’nin %20 ‘si olan 15.334,11 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 5.237,37-TL karar ve ilam harcının peşin alınan 744,21-TL harçtan mahsubu ile bakiye 4.493,16‬‬-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yargılama boyunca yapılan 46,00-TL posta ve tebligat gideri ve 80,70-TL başvurma harcı ile 2.000,00-TL bilirkişi masrafı, oluşan toplam 2.126,7‬0-TL yargılama gideri ile 744,21-TL peşin harç olmak üzere toplam 2.870,91‬-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 12.267,29-TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca zorunlu arabuluculuk nedeniyle arabulucuya hazine tarafından ödenen 1.600,00-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Yatırılan avanstan kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ——- Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.