Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/346 E. 2022/661 K. 11.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/346 Esas
KARAR NO : 2022/661

DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 12/05/2022
KARAR TARİHİ : 11/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkilin ait —- himayesindeki — aracın, 12.08.2018 tarihinde park halinde iken —-himayesindeki çekici ara geri geri gelirken çarpması sonucu hasar aldığını, meydana gelen hasarın giderilmesi için davalı sigorta şirketi nezdinde açılan hasar dosyasının — müvekkilinin zararının ödenmeden kapatıldığını, davalı sigorta şirketi nezdinde açılan hasar dosyasının safahatı hakkında müvekkilinin hiçbir aşamada bilgilendirilmediğini, hasar dosyasının hangi tarihte neden kapatıldığı hakkında müvekkilinin halen bilgi sahibi olmadığını, kaza tutanağından da görüleceği üzere müvekkilin park halinde duran sabit aracına çarpılmış olmasına, müvekkile ait aracın sürücüsü %100 kusursuz olmasına rağmen araçtaki maddi zararının giderilmediğini, hasar bedelinin toplamda 15.897,21 TL olduğunu ve hasarın giderilmesi için yetkili serviste tamirat yapılmış olduğunu, gerçekleşen kaza sebebi ile müvekkilinin aracının değerinin de düştüğünü, kaza ile sebep olunan değer kaybı da müvekkiline ödenmediği için zararının da artmış olduğunu belirterek 15.897,21 TL hasar bedelinin davalı sigorta şirketinden alınarak müvekkile ödenmesine, 100 TL araç değer kaybının davalı sigorta şirketinden alınarak müvekkile ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; sigorta poliçesi hazırlanış tarihi itibari ile sigortalının maddi araç başına sigorta limitinin 36.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkil şirketin bu teminat ile sorumlu olduğunu, dava konusu talebin hesaplanmasına dair uygulanacak kurallara ilişkin olarak Anayasa Mahkemesi her ne kadar —-Genel Şartlara yönelik iptal kararı vermişse de iptal kararları geriye yürümeyeceği için huzurdaki uyuşmazlığın Poliçe başlangıç veya hasar tarihinde yürürlükte olan hukuk kuralları çerçevesinde çözümlenmesinin gerekmekte olduğunu, müvekkil şirketin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusur oranında ve zarar nispetinde olduğunu,—sigortası olduğunu bu nedenle bu sigorta ile sigorta ettiren kişinin işleteni olduğu motorlu araçların üçüncü kişilere verdikleri zararların karşılanmasının amaçlandığını, sigortacının ise , KTK ve Genel Şartlar mucibince poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğunın — sigorta limitlerine kadar temin edebileceğini, uzman kişilerce hazırlanmamış olan yalnızca trafik görevlisinin kusur isnadı üzerinden düzenlenen kaza tespit tutanağının esas alınarak müvekkil sigorta şirketine sorumluluk yüklenmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın reddine , yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminatın (hasar bedeli ve değer kaybına ilişkin) kazaya sebebiyet verdiği iddia olunan aracın işleteni-sürücüsü ve— tahsili istemine ilişkindir.
—Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin, zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması — kılınan bir sorumluluk sigortası türüdür. Bu sigorta kapsamında sigortacının zarardan sorumlu tutulabilmesi için, rizikoyu kapsayan geçerli bir poliçenin bulunması gerekir.
Davalı sigorta şirketi, dava dışı — ait —plakalı aracın 23/02/2018-23/02/2019 tarihleri arasındaki — sigortacısıdır.
2918 sayılı KTK.nun 109/1. maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar” hükmü, yine aynı kanunun 109/2. maddesinde ise “dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir” hükmüne yer verilmiştir.Davaya konu trafik kazası 12/08/2018 tarihinde meydana gelmiştir. Olayın, maddi hasarlı trafik kazası olması nedeniyle, uzamış ceza zamanaşımı süresinin uygulanmasını gerektirir bir durum bulunmamaktadır. Davaya konu trafik kazası sonucunda hiçkimse yaralanmadığı veya vefat etmediği için uzamış ceza zamanaşımı süresi olan 8 yıllık sürenin uygulanma imkanı yoktur. Bu itibarla, davaya konu talepler yönünden 2 yıllık zamanaşımı süresi geçerli olup, davalı tarafça, gerek dava dilekçesi, gerekse ıslah talebine konu ettiği maddi tazminat taleplerinin, 2 yıllık zamanaşımı süresi içinde ileri sürülmesi gerekmektedir.
Davacının tazminat yükümlülerini kaza tespit tutanağıyla aynı gün öğrendiği, zamanaşımı süresinin TTK’nun 1420. maddesi uyarınca dolduğu, 2 yıllık süre geçtikten sonra 12/05/2022 tarihinde eldeki davanın açıldığı ve davalı sigorta şirketi vekili tarafından süresinde zamanaşımı definde bulunulduğu anlaşıldığından davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1-Açılan davanın Zamanaşımı nedeniyle Reddine,
2-Davacı tarafça peşin olarak yatırılan 273,20 TL olarak yatırılan harçtan Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 80,70 TL karar ve ilam harcı çıkarıldıktan sonra bakiye‭ 192,50 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Yatırılan gider avansından kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
5-Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan — uyarınca — avukatlık ücretinin davacıdan alınarak kendini vekil ile temsil ettiren davalı yana verilmesine,
6-6325 Sayılı Yasa’nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca — arabuluculuk nedeniyle arabulucuya hazine tarafından ödenen 1.320,00 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, davacı vekili yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile— Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.