Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/343 E. 2023/416 K. 18.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/343 Esas
KARAR NO: 2023/416
DAVA: Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ: 12/05/2022
KARAR TARİHİ: 18/05/2023

DAVA:Davacı vekili Mahkememize sunduğu 12/05/2022 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; dava dışı işçi——- kesinleşen işçilik alacakları davası sonucunda müvekkilleri —– tarafından ödemelerin yapıldığını, dava dışı işçinin davalı — çalışanı olduğunu ve sözleşmeye göre tüm sorumluluğun davalıya ait olduğunu; davalının dava dışı işçi —-arasında çalıştırdığını ve müvekkilleri ———– dava dışı işçinin başlattığı icra takibinde toplam 5.834,10.-TL ödeme yaptığını belirterek davalı aleyhine başlattıkları icra takibine karşı davalının itirazının iptali ile alacağın en az %20’si nispetinde icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekili Mahkememize sunduğu 20/06/2022 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: davacı tarafın rücuen tazminat talebinin zamanaşımına uğradığını, dava dışı işçinin davacı —-işçisi olduğunu ve— tek başına sorumlu olduğunu, dava dışı işçinin çalışmasının en başından itibaren davacı ——— çalışanı olarak kabulü gerektiğini; dava dışı işçinin ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, genel tatil ücreti ve yıllık izin ücretinden son işveren olan——–sorumlu olabileceğini, müvekkillerine sorumluluk yüklenemeyeceğini; iş mahkemesinde görülen davadaki harç, masraf ve vekalet ücretlerinden de sorumlu olmadıklarını, zira davadan haberdar olmadıkları gibi davanın kendilerine ihbar da edilmediğini; talep edilen faizin haksız olduğunu; dava dışı işçinin kıdem tazminatından da ancak kendileri nezdindeki çalışma süresi ve o dönemdeki ücret nispetinde sorumlu olabileceklerini; icra inkar tazminatı şartlarının oluşmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.Uyuşmazlık Konusu: Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davacı tarafından dava dışı ——- ödendiği idda edilen işçilik alacaklarından davalının sorumlu olup olmadığı, sorumlu ise ne oranda sorumlu olduğu, davacının ödediğini iddia ettiği miktarı davalıya rücu edip edemeyeceği, rücu edebilecekse ne oranında rücu edeceği davalının icra takibine yapmış olduğu, itirazın haklı olup olmadığı, iptalinin gerekip gerekmediğini olup olmadığı noktasındadır.Davanın Hukuki Niteliği: Dava, dava dışı işçiye ödenen işçilik alacağının davalı alt işverenlerden rücuen tahsili davasıdır.Davanın Hukuki Sebebi:Türk Borçlar Kanunu(TBK)’nun 168.maddesindeki; “Diğerlerine rücu hakkına sahip olan borçlulardan her biri, ifa ettiği miktar oranında alacaklının haklarına halef olur.Alacaklı diğerlerinin zararına olarak borçlulardan birinin durumunu iyileştirirse, bunun sonuçlarına katlanır.” şeklindeki düzenlemedir.

DELİLLER:
——- tarafların son tescil bilgileri celp edilmiş ve gelen yazı cevabı dosya arasına alınmıştır.—- sayılı dosyası celp edilmiş ve dosya arasına alınmıştır. —- dosyası celp edilmiş ve dosya arasına alınmıştır. —– sayılı dosyası celp edilmiş ve dosya arasına alınmıştır. Bilirkişi 11/04/2023 havale tarihli raporunda özetle; taraflar arasında dava dışı işçilere karşı İş Kanunu m.2 gereği asıl işveren – alt işveren ilişkisi bulunduğunun tespit edildiğini, davacı haklı görüldüğü takdirde, TBK m.167 gereği, davacı ve davalı ——- göre sorumluluk oranının; kendisinde geçen hizmet süresi ve o döneme ait ücret nispetinde olacağını, buna göre yapılan hesaplamalarda, davacı———– müteselsil borçluluğun iç ilişkisinde kendisi üzerine düşen payın üzerinde dava dışı alacaklı işçiye ödemiş olduğu bedellerde; davalıdan olan rücuen alacak meblağlarının takip tarihi itibariyle; 9.482,81 TL olduğunu beyan ve rapor etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :Davacı tarafça, dava dışı işçi———–akdinin sona ermesi nedeniyle işçilik alacağı ödendiği, dava dışı işçinin davalı bünyesinde çalıştığı dönemden kaynaklanan alacaklarından davalının sorumlu olduğu bu nedenle dava dışı işçiye ödenen tazminatın rücuen tahsili amacıyla icra takibi başlattıkları, davalının yapılan takibe itiraz etmesi üzerine takibin durduğu iddialarıyla eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.Davalı tarafça, dava dışı işçiye ödenen tazminattan davacının tek başına sorumlu olduğu, kendilerinin sorumluluğu kabul edilse dahi kendilerine usulüne uygun bir ihbar yapılmadığı bu nedenle davacı tarafından ödenen yargılama giderlerinden sorumlu olmayacakları, işçinin kendi bünyelerinde çalıştığı tarihin üzerinden çok zaman geçtiği iddialarıyla davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Davacı ve davalı arasında hizmet alım sözleşmesinin bulunduğu ve şartnamenin —–Maddesinde işçilerin iş kanunundan doğan alacaklarından alt işverenin sorumlu olduğunun düzenlendiği anlaşılmıştır.————Karar sayılı kararı gereği dava dışı işçi ——- davacı tarafından işçilik alacaklarının ödendiği anlaşılmıştır.
Borç ilişkilerinde teselsülde iç ilişkiyi düzenleyen TBK 167.maddesinde; “Aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar.Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır. Bu durumda borçlu, her bir borçluya ancak payı oranında rücu edebilir.
Borçlulardan birinden alınamayan miktarı, diğer borçlular eşit olarak üstlenmekle yükümlüdürler.” şeklinde yapılan düzenleme ile teselsül halinde aksi kararlaştırılmadıkça veya hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça borçluların birbirlerine karşı eşit oranda sorumlu olacakları hüküm altına alınmıştır. Buna karşılık olarak iç ilişkide borçlulardan birisinin sorumlu olmayacağı düzenlenebilir. Bu durumda sorumlu olmayacağı kararlaştırılan borçlu alacaklıya karşı sorumlu olmakla birlikte iç ilişkide sorumluluğu bulunmamaktadır.
Eldeki uyuşmazlıkta taraflar arasında yapılan sözleşme ve şartnamede işçilerin işçilik alacaklarından davalının sorumlu olacağı düzenlenmiş olduğundan dava dışı işçinin davalı bünyesinde çalıştığı dönemden kaynaklanan alacaklarının tamamından iç ilişkide davalının sorumlu olacağı kanaatine ulaşılmıştır.
Bu kapsamda davacının davalıdan olan alacağının hesaplanması için dosya bilirkişiye tevdi edilmiş ve bilirkişi tarafından yapılan hesaplama dosya kapsamına ve mevzuata uygun olması nedeniyle hükme esas alınmış, dava dışı işçinin davalı bünyesinden ayrıldığı döneme ait bürüt ücreti üzerinden —– hesaplanan 383,78 TL kıdem tazminatı alacağıyla birlikte işlemiş faiz ve icra masrafı olmak üzere toplam 1.282,64 TL’den sorumlu olduğu, takibe bu miktar yönünden yapılan itirazın haksız olduğu iptalinin gerektiği, alacağa tarafların tacir olması ve işin tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olması nedeniyle takip tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesi gerektiği, alacağın sözleşmeye dayanması likit ve bilinebilir olması nedeniyle icra inkar tazminatının koşullarının oluştuğu sonuç ve vicdani kanaatine—- varılarak davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
2-Davalı/takip borçlusunun, ——— sayılı dosyasına vaki itirazının 788,89 TL asıl alacak, 493,75 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam; 1.282,64 TL yönünden İPTALİNE, kabulüne karar verilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına,
3-Kabulüne karar verilen alacağın %20 ‘si olan 157,78 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
5-Başlangıçta peşin olarak alınan 161,95 TL harcın alınması gerekli olan 179,9 TL harçtan mahsubu ile bakiye 17,95 TL karar ve ilam harcının davalı ‘dan alınarak hazineye irat kaydına,
6- Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu başvuru harcı 80,70 TL, posta ve tebligat gideri 89,50 TL, bilirkişi ücreti 1.500,00 TL, olmak üzere toplam 1.670,20 TL yargılama masrafının, davacı yan davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 225,91 TL yargılama masrafına, peşin harç 161,95 TL, eklenerek sonuç olarak 387,86 TL’nin davalı ‘dan alınarak davacı tarafa verilmesine, dava konusunun toplam değerinin redle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 1.444,29 TL yargılama masrafının davacı yan üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 1.282,64 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
8-Davalı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 8.200,17 TL avukatlık ücretinin davacı taraftan alınarak davalıya verilmesine,
9-6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca zorunlu arabuluculuk nedeniyle arabulucuya hazine tarafından ödenen 1.560,00 TL’nin 211,00 TL’sinin davalıdan, 1.349,00 TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
10-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, miktar itibariyle kesin olmak üzere açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/05/2023