Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/332 E. 2023/192 K. 07.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/332 Esas
KARAR NO : 2023/192

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/04/2021
KARAR TARİHİ : 07/03/2023
DAVA:
Davacı vekili Mahkemeye sunduğu 22/04/2021 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; 16/11/2020 tarihinde, davalı sürücü ve —–sevk ve idaresindeki, —— plakalı aracın, müvekkiline ait —— plakalı araca çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini ve kazanın etkisi ile müvekkilin aracının hasar aldığını, olay yerinde tutulan maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağında da sabit olduğu üzere—— plakalı aracın, müvekkili şirkete ait —— sevk ve idaresindeki —— plakalı araca çarptığını, sürücülerin beyanlarının da bu yönde olduğunu, kazanın meydana gelmesinde —— plakalı araç sürücüsü ——-KTK’da belirtilen sürücülere ait asli kusurlardan 84/g (şeride tecavüz), aynı kanunun 48/5 (hususi otomobili 0,50 promilin üzerinde alkollü kullanmak) kuralını ihlal ettiğini, maddi Hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutanağından da anlaşılacağı üzere davalı sürücü——- % 100 kusurlu olduğunu, bu durumun Maddi Hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutanağı kayıtlarına geçtiğini, Davalılar—– ile——- müvekkilinin aracında meydana gelen zarardan müteselsilen ve müştereken sorumlu olduklarını, Zira 2918 Sayılı KTK madde 85 gereğince bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. İşbu kanun maddesi uyarınca işleten sıfatına sahip olan malik——ve araç sürücüsü —— kaza sebebiyle müvekkilinin aracında meydana gelen zarardan sorumlu olduklarını, ayrıca araç sürücüsü —— kazanın meydana gelmesinde kusurlu olduğundan Türk Borçlar Kanunu haksız fiil hükümlerince de sorumlu olduklarını, Türk Borçlar Kanunu madde 49 uyarınca kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlü olduğundan, araç sürücüsü ——- bu kusurlu ve hukuka aykırı fiilinden dolayı oluşan zarardan sorumlu olduğunu belirterek, müvekkilinin aracındaki şimdilik 100 TL ticari kazanç kaybı zararının, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere kaza tarihi olan 16/11/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesi yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalılara yüklenmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalılara dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı cevap dilekçesi sunmadığı gibi duruşmalara da katılmamıştır.Uyuşmazlık Konusu:Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde 14/12/2020 tarihinde meydana gelen trafik kazasından kaynaklı olarak davacının kazanç kaybına uğrayıp uğramadığı, uğramış ise ne kadar kazanç kaybına uğradığı ve bu kazanç kaybından davalıların sorumlu olup olmadığı noktasındadır.Davanın Hukuki Sebebi:Haksız fiil sorumluluğuna ilişkin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun 49. Maddesindeki “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
——–Karar sayılı kararı ile görevsizlik kararı verilmiş ve dosya mahkememize tevzi edilmiştir.
——– plakalı aracın poliçe ve hasar dosyası celp edilmiş ve gelen yazı cevabı dosya arasına alınmıştır.
Vergi dairesinden davalıların vergi kaydı bulunup bulunmadığı, vergi kaydı var ise defter tutma zorunluluklarının bulunup bulunmadığı, defter tutma zorunluluğu var ise bilanço esasına göre mi işletme esasına göre mi defter tuttukları, işletme esasına göre defter tutuyorlar ise gelirlerinin VUK 177’deki sınırları aşıp aşmadığı sorulmuş ve gelen yazı cevabı dosya arasına alınmıştır.Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden davalıların tacir kaydı bulunup bulunmadığı sorulmuş ve gelen yazı cevabı dosya arasına alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
——- Karar sayılı kararı ile davacı tarafın şirket olduğu ve şirket aracının ticari kazanç kar kaybının istendiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiği ve dosyanın mahkememize tevzi edildiği anlaşılmıştır.Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.( HMK 1 maddesi)Mahkeme tarafından dava şartlarının bulunup bulunmadığını davanın her aşamasında resen araştırılır. (HMK 115 maddesi)Ticari davalar TTK. 4. maddesinde mutlak ve nispi ticari davalar düzenlenmiştir. Uyuşmazlığın Türk Ticaret Kamumda düzenlenen bir hususa ilişkin olması veya davanın ticaret mahkemesinde görüleceğine dair açık bir yasal düzenlemenin bulunması halinde mutlak ticari dava, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan uyuşmazlıklarda ise nispi ticari dava sözkoııusu olup mahkememizin görev alanı içinde kalacaktır.TTK nun 5. maddesine göre; Asliye ticaret mahkemeleri tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ile özel kanunlardan doğan özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer dava ve işlere Asliye Ticaret Mahkemesinde bakmakla görevlidir.
Dava, trafik kazasından kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkindir. Davanın, davacısı tacir ve aracı ticari ise de davalıların tacir olmadığı ve araçlarının hususi olduğu, uyuşmazlığın çözümlenmesinde TBK’nun haksız fiile ilişkin hükümlerin uygulanması gerektiği, davalıların tacir olmaması ve uyuşmazlığın TTK’da düzenlenen hususlardan olmaması nedeniyle davanın nispi veya mutlak ticari dava niteliğinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın 6335 sayılı kanunla değişik 5. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemeleri ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp görev ilişkisine dönüştürülmüştür. Dava, 6335 sayılı Yasa ile değişik 6102 sayılı TTK’nın 5. maddesi hükmünün yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra 24.4.2013 tarihinde açılmıştır. Görev, 6100 sy. HMK’nın 1. maddesi hükmü gereği kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece yargılamanın her safhasında kendiliğinden gözetilmelidir. Bu durumda mahkemece, Asliye Hukuk Mahkemesi’ne görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.———Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan deliller, iddia ve savunma hep birlikte değerlendirildiğinde; tüm bu yasal düzenlemeler ve somut olay birlikte değerlendirildiğinde, davalıların tacir olmadığı, davalıların araçlarının hususi olduğu, dava konusu ihtilafın da TTK’da yer alan mutlak ticari davalardan olmadığı, uyuşmazlığın her iki taraf içinde ticari iş niteliğinde olmadığı, davacı tarafın tacir olması ve aracının ticari olması, ayrıca ticari kazanç kaybı talep etmesi de davayı mutlak veya nispi ticari dava haline dönüştürmeyeceği anlaşıldığından ( ——-Karar sayılı ilamı) iş bu davada görevli Mahkemenin 6100 sayılı HMK.’nın 4/1-a maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu kanaatine varılmakla görev dava şartı olduğundan HMK.nın 115/2.maddesi uyarınca mahkememizin karşı görevsizliğine ve davanın usulden reddine, karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
G.D: Gerekçesi bilahare açıklanacağı üzere;
1-Mahkememizin KARŞI GÖREVSİZLİĞİNE, bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 115/2. Maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden REDDİNE,
2-Davaya bakmaya yetkili ve görevli mahkemenin——-Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine,
3-Mahkememiz dosyasının istinaf edilmeksizin kesinleşmesi halinde dosyanın yargı merciinin tayini amacıyla——- Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine,
4-Dava dosyasının talep üzerine gönderilmesi halinde yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ——Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.