Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/293 E. 2022/318 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/293
KARAR NO: 2022/318
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 25/10/2018
KARAR TARİHİ: 21/04/2022
DAVA:Davacı vekili mahkememize sunduğu —- tevzi tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasına neden olan — sayılı araçla ilgili olarak davalılardan — araç malikinin, diğer davalı — araç sürücüsü, diğer davalı —-tarihleri arasında —- poliçe no ile aracı sigortalayan şikret olarak davalı olduğunu, müvekkilinin —günü sevk ve idaresinde bulunan —- plakalı ——— ile kendi şeridi olan sağ şeritte normal hızında seyir halindeyken, müvekkilinin hemen solundaki şeritte seyir halinde olan —- idaresindeki — plakalı araç önündeki —plakalı aracın durması sonucu, —-sağ şerite doğru aracı aniden kırdığını ve müvekkilinin —-araca çarpmasına neden olduğunu, söz konusu kazada davalı sürücü—- sağdan gelen trafik akışını kontrol etmeden ve sinyal lambasını kullanmadan sağ şeride aniden geçiş yapmış ve akabinde de müvekkil —– — idaresindek—- çarpmasına ve müvekkilinin takla atmasına sebep olduğunu, davalılardan —- — vermiş olduğu ifadesinde de beyan etmiş olduğu gibi kaza günü telefonda erkek arkadaşı —– ile tartışma yaşadığı, —- önünde ani durmasıyla direksonu sağa kırdığını ve bu sebeple arkasından gelen araç sürücü ile motorsikletin kendisine çarptığını ifade ettiğini, davalı sürücü —— ve——- ifadelerinden de anlaşılacağı üzere şerit değiştirmek ve izlemek kurallarına uymamaktan kazaya sebebiyet verdiğini ve olayda tam kusurlu olduğunu, olayla ilgili trafik kazası tespit tutanağı incelendiğinde müvekkilinin herhangi bir trafik kuralını ihlal etmediği ve kusurunun olmadığını, ancak söz konusu tutanakta olayın meydana gelmesiyle ilgili tespitlerde bir takım hatalarında yapılmış olması sebebiyle söz konusu rapordaki aleyhe olan hususları da kabul etmediklerini, davaya konu kaza nedeniyle müvekkilinin —- tarihinde —- kaldırılmış ve hayati risk taşıması nedeniyle yoğun bakıma alındığını, müvekkilinin söz konusu trafik kazasında ağır yaralanmış ve vücudunda birden fazla kırık meydana geldiği için olay tarihinden bu zamana kadar hareketsiz olarak yatmak zorunda kaldığını, —- raporunda da belirtildiği şekliyle ;kişinin yaşamını tehlikeye sokan bir durum olmadığı, kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbi müdahaleyle giderilebilecek hafif nitelikte olmadığı, vücuttaki kemik kırıklarının hayat foksiyonlarına etkisinin ağır derecede—– etkileyecek nitelikte olduğunun beyan edildiğini, ayrıca müvekkilinin kazada vücudunun sol tarafı daha ağır darbe almış olmasınında etkisiyle kol ve bacakta kısalma da meydana geldiğini, yine müvekkilinin kaza neticesinde vucudunun çeşitli bölgelerinde his ve haraket kaybı bulunmakta olduğunu, müvekkilinin özel bir şirktette—– yapmakta olduğunu ve işinin daha çok fiziksel çabaya dayanmakta olduğunu, trafik kazasına uğrayan müvekkilinin bundan sonra tedavi neticesinde eski gücüne kavuşamamayacak müvekkilinin kaza neticesinde belkide bundan sonra aynı işide yapamayacak olduğunu, yine kazaya uğrayan müvekkilinin tedavi sürecinde işe gidememiş ve iş gücünden yoksun kalmış olduğunu, müvekkilinin tedavisi için, özelliklede fizik tedavi çin para harcamak zorunda kalmış olduğunu ve harcadığı paraların büyük bir kısmının da bağlı bulunduğu sosyal güvenlik kurumunca karşılanmadığını, tedavi için yaptıkları harcamaların faturalarını dosyaya ibraz edeceklerini, bu sebeple müvekkilinin çalışma gücünün kaybı, maluliyet ve işten güçten yoksun kalma, hastane masraflarına ilişkin maddi zararının davalılaradan müşterek ve müteselsilen tahsilini talep etmekte olduklarını, müvekkilinin kazaya neden olan hakkında şikayette bulunmuş olup—–soruşturma sayılı dosyasında soruşturma açılmış olup, olay hakkında soruşturmanın devam etmekte olduğunu, davaya konu trafik kazasında ağır bedensel zarar gören müvekkinin çektiği acı, keder, ızdırap, öfke ve elem göz önüne alındığında bu doğrultuda da hakkaniyet gereğince bir manevi tazminata hak kazanması gerektiğini, bu nedenle müvekkilinin kaza nedeniyle ağır yaralanmasından dolayı çektiği açılardan dolayı uğradığı manevi zararın tazmini için de bu davanın açılması zorunluluğunun hasıl olduğunu, dava konusu alacaklarının teminat altına alınması bakımından davalılar—- ile diğer davalı —- taşınır ,taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine “ihtiyati tedbir” konulmasına karar verilmesini beyan etmiş, davalılardan — maddi tazminatın kaza tarihi — tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalılar—- manevi tazminatın kaza tarihi — kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte müşterek ve müteselsilen tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılar üstünde bırakılmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı —Vekili vekili mahkememize sunduğu —- tarihli cevap dilekçesinde özetle: Sigorta şirketinin sigortalısının kusuru oranında tazminat ödemesi yapmakla yükümlü olduğu gözönüne alınarak öncelikle davacı tarafından müvekkil şirket sigortalısı araç sürücüsünün kusuru bulunduğunun ispat edilmesi gerekmekte olduğunu, —- uyarınca sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, —-işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine göre temin edeceğini, müvekkil şirketin sigortalısının kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunduğunun ispat edilmesi halinde, sigortalısı araç sürücüsünün kusuru oranında poliçe limitleri ile sınırlı olmak üzere sorumlu olacağını, bu hususun — da sabit olduğunu, meydana gelen kazada sigortalı araç sürücüsünün kusurunun belirlenmesinde hayati önemi olan hususların yeniden değerlendirerek —– bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmesini, mahkemenin dava konusu kaza sırasında rücuya ilişkin bir durumun mevcut olup olmadığının araştırmasını, davacının sürekli sakatlık durumu —- alınacak rapor ile ispatlanmalı ve maluliyetin tespiti halinde tazminat hesabı aktüer sıfatına sahip bilirkişi tarafından yapılmakta olduğunu, kalıcı maluliyetin belirlenebilmesi için kaza tarihinden itibaren —aylık sürenin geçmiş olması gerekmektedir. hastada iyileşmenin durduğu, son bir senedir herhangi bir düzelmenin olmadığı tespit edilmelidir. ——– gereğince, davacının dava konusu kaza nedeniyle -var ise- maluliyetlerinin tespitinde yetkili tek kurum —————dışında başkaca bir kurumun maluliyet oranına ilişkin rapor düzenlemesinin mümkün olmadığını, mahkemece müterafik kusur ve hatır taşıması hususlarının araştırılarak, tazminat tutarından indirim yapılmasını, davacının dava konusu kaza nedeniyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubunun gerektiğini, son olarak davacı yanın faize ilişkin taleplerinin reddinin gerekmekte olup, davanın açılmasına sebebiyet vermemiş bulunan müvekkil şirket aleyhine yargılama giderlerine, faize ve vekalet ücretine hükmolunmamasını beyan etmiş, bu nedenlerle; öncelikle usule ilişkin itirazlarının kabulü ile davanın usulden reddine, aksi halde esasa ilişkin itirazları kapsamında davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
-Davacı vekilinin —- tarihli sulh dilekçesi,
-Davalı —– tarihli sulh dilekçesi,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dosya, mahkememizin — Esas sayılı dosyası üzerinden davalı —- Yönünden tefrik edilmiş ve işbu dava esasını almıştır.
Davacı vekili, — tarihli dilekçesinde davalı —- sulh olduklarını beyan etmiş, taraflar arasında sulh olmaları nedeni ile davanın konusuz kalması nedeni ile karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı—- tarihli sulh dilekçesi ile davacı tarafla sulh olduklarını beyan etmiş, lehine çıkabilecek yargılama giderleri ile vekalet ücretinden feragat ettiğini beyan etmiştir.
Davacı vekilinin — yevmiye numaralı vekaletnamesinin incelenmesinde davadan sulh yetkisinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin — tarihli dilekçesinde davalı —- sulh oldukları, davacı vekilinin sulh dilekçesi ile maddi tazminat yönünden tüm davalılar yönünden davanın konusuz kaldığının beyan edildiği anlaşıldığından, yargılama giderleri davacı taraf üzerinde bırakılarak HMK 315. maddesine göre sulh nedeniyle konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dir karar vermek gerektiğinden davacının davasının konusuz kaldığından esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Konusuz kalan davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Başlangıçta harç alınmadığından alınması gerekli olan 80,70 TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı vekili tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı—— vekilinin vekalet ücreti talebi olmadığından taraflarına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca talep edene iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile —–Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/04/2022