Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/283 E. 2022/888 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/283 Esas
KARAR NO : 2022/888

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 18/04/2022
KARAR TARİHİ : 15/12/2022
DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 18/04/2022 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; ——13.04.2019 tarihinde meydana gelen kazada hayatını kaybettiğini, Müteveffa—–hayatını kaybettiğinde 60 yaşında olduğunu, Müvekkilleri —— hayatını kaybetmesi nedeniyle destekteğinden yoksun kaldıklarını, olay günü olan 13.04.2019 tarihinde, sürücü —–sevk ve idaresindeki ——plakalı otobüs ile otoyolda, —– istikametinden——istikametini seyrederken, en sağ şeritte kesime geldiğinde, yine aynı yönde aynı şeritte önünde giden sürücü —— sevk iradesindeki —– plakalı kamyona çarpışması sonucu çift taraflı, ölümlü ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, —– vefat ettiğini, bu kazanın oluşumunda; ——- plakalı araç sürücüsü—–kusurlu olduğunu, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla ;
davacı —— için 4.000,00-TL, —–ile——için 2.000,00-TL olmak üzere şimdilik toplam 8.000,00- TL destekten yoksun kalma tazminatının başvuru tarihi olan 12.11.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tazmini ile ödenmesini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 06/05/2022 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: huzurdaki davanın dava şartı eksikliği sebebiyle usulden reddi gerektiğini, müteveffa —— vefatı sebebiyle talep edilen tazminata ilişkin, belgelerin eksiksiz bir şekilde müvekkil şirkete iletilmediğinden, yapılan davanın öncelikle usulden reddi gerektiğini, yapılan başvurunun trafık sıgortası genel şartları ıcabı eksık bır başvuru olduğunu, davacı vekili tarafından şirkete yapılan başvuru kapsamında iletilen evraklar incelendiğinde;——- vefat tazmnatı bakımından eksik evrakların olduğu görüldüğünü, davacı vekili tarafından belgeler tamamlanmak yerine şirketi tarafından kendilerine ödeme yapılmadığı ileri sürülerek işbu davanın ikame edildiğini, müvekkil şirket aleyhine haksız olarak ikame edilen işbu davanın öncelikle usul yönünden reddini talep ettiklerini, —— plakalı kazaya karışan aracın müvekkil şirkete, 07.03.2019 – 07.03.2020 tarihleri arasında geçerli olmak üzere —— numaralı ——Poliçesi ile sigortalı olduğunu, işbu poliçeden dolayı sorumlulukları sigortalılarının kusuru oranında olmak üzere, bedeni zararlarda şahıs başına azami 360.000-TL ile sınırlı olduğunu, poliçe limitini bildirmelerinin davayı ve iddiaları kabul anlamında olmadığını, davanın reddine, masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde 13/04/2019 tarihinde meydana gelen trafik kazasında kusur durumunun ne olduğu, kaza nedeniyle müteveffa—— vefat etmesinden dolayı davacıların destekten yoksun kalma zararlarının oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise ne kadar destekten yoksun kalma zararlarının oluştuğu ve bu zarardan davalının sorumlu olup olmadığı ile sorumlu ise sorumluluk miktarının ne olduğu noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, trafik kazasından kaynaklı destekten yoksun kalma tazminatı(maddi tazminat) davasıdır.Davanın Hukuki Sebebi: Haksız fiil sorumluluğuna ilişkin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun 49. Maddesindeki “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER:
—–kaza nedeniyle rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise peşin sermaye değerinin ne olduğu sorulmuş ve gelen yazı cevabı dosya arasına alınmıştır.
Celp ve tetkik olunan 21/04/2022 tarihinde —–tarafından tanzim edilen—–Poliçesi incelendiğinde; poliçenin 07/03/2019-2020 tarihleri arasında geçerli olduğu, sigortalısının —— sigortalanan aracın ——plakalı araç olduğu anlaşılmıştır.——- Soruşturma numaralı dosyası celp ve tetkik edilmiştir.
Davacıların nüfus kayıtları celp edilmiş ve dosya arasına alınmıştır.
——- hizmet dökümü celp edilmiş ve dosya arasına alınmıştır.
Bilirkişi heyeti 01/11/2022 tarihli raporunda özetle; 13/04/2019 tarihinde meydana gelen olayda; davacılar yakını müteveffa sürücü (—–marka otobüs sürücüsü)—-%100 (Yüzde yüz) oranında kusurlu olduğunu, davalı tarafa sigortalı kamyon sürücüsü (—–kamyon sürücüsü) dava dışı —— kusursuz olduğunu, kolluk görevlileri tarafından hazırlanan Ölümlü-Yaralanmalı Trafik Kazası Tespit Tutanağına göre; vaktin gündüz, havanın açık olduğunu, yatay güzergahın düz olduğu, görüşe engel cisim bulunmadığını, kamyonda istiap haddi aşılma miktarının belirtilmediği(-), kamyonun sağ şeritte hareket halinde olduğu sırada arkadan çarpmaya maruz kaldığı hususu, çarpma noktasının sağ şeritte olduğu ve çarpma öncesine ait otobüse ait herhangi bir fren izi tespiti bulunmadığı hususu da dikkate alındığında, savcılık dosyası kapsamında bulunan 20/11/2019 tarihli —— kusurlu olduğu yönündeki değerlendirmeye uyulmadığı (Vaktin gündüz olduğu, havanın açık, görüşün açık olduğu hususu ve otobüsün mevcut hızıyla fren tedbirine başvurmadan kamyona arkadan çarptığı da dikkate alındığında kamyonun hızının kaza esnasında 40 km oluşunun bu olayda etken olmadığı), bir an için davacı hak sahiplerinin indirimsiz maddi zararının hesaplandığının kabulü halinde; müteveffa desteğin olayın meydana gelmesinde %100 kusurlu olması hasebiyle %100 kusur indirimi yapılması gerekeceği ve davacı hak sahiplerinin talep edebileceği maddi zararı kalmayacağını, hal böyle olunca yanılgıya sebebiyet vermemek için maddi zarar hesabı yapılmadığını, dvalı tarafa sigortalanmış olan aracın dava dışı sürücüsü olayda kusursuz olduğundan davalı sigorta şirketinin sorumluluğuna gidilemeyeceğini beyan ve rapor etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Dava, trafik kazasından kaynaklı destekten yoksun kalma tazminatı(maddi tazminat) davasıdır.
Davacı tarafça müteveffa —–sevk ve idaresindeki —– plakalı otobüs ile dava dışı —–sevk ve idaresindeki —— plakalı kamyonun çarpışması ile trafik kazası meydana geldiği, kaza neticesinde ——vefat ettiği, bu nedenle davacıların destekten yoksun kalma zararlarının oluştuğu iddiasıyla eldeki tazminat davasının açıldığı anlaşılmıştır.Davalı tarafça davacının davadan önce usulüne uygun başvuru yapmadığı, bu nedenle dava şartlarının oluşmadığı, kazanın meydana gelmesinde sigortalısının kusurunun bulunmadığı, bu nedenle kendilerinden tazminat talep edilemeyeceği iddialarıyla davanın reddinin talep edildiği anlaşılmıştır.13/04/2019 tarihinde meydana gelen kazada kusur durumu yönünden yapılan incelemede; kazanın meydana gelmesinde —– plakalı otobüs sürücüsü—— otoyolda seyrederken yola gereken dikkat ve özeni göstermemesi ve önündeki kamyonun seyrine göre seyrini ayarlamaması neticesinde öndeki—– plakalı kamyona arkadan çarpması nedeniyle kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğu, dava dışı dava dışı —–sevk ve idaresindeki ——plakalı kamyonun ise kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun bulunmadığı, bu yönde hazırlanan bilirkişi raporunun dosya kapsamıyla ve soruşturma dosyasında verilen takipsizlik kararıyla uyumlu olması nedeniyle hükme esas alınması gerektiği, dosyaya sunulan 20/11/2019 tarihli mütalaada dava dışı —– kullandığı —— plakalı aracın otoyollardan asgari hız sınırına uymaması,—— işaretlememe kuralını ihlal etmesi ve yüke uygun araç seçmeksizin yük taşıması nedeniyle kazanın meydana gelmesinde kusurlu bulunduğu şeklinde görüş mütalaa edilmiş ise de belirtilen hususların kazanın meydana gelmesine etki eden nitelikte olmaması nedeniyle bu mütalaanın hükme esas alınmasının mümkün olmadığı kanaatine varılmıştır.Tüm dosya kapsamından; 13/04/2019 tarihli kazada—– plakalı araç sürücüsü——tam kusurlu olması nedeniyle KTK’nun 92/j ve 85/5 maddeleri gereği müteveffanın desteğinden yoksun kaldığını iddia eden davacıların zararından davalının sorumluluğunun bulunmadığı sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli harç başlangıçta peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan ——uyarınca hesaplanan —— vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
4-6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca zorunlu arabuluculuk nedeniyle arabulucuya hazine tarafından ödenen 1.320,00 TL’nin davacılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Yatırılan gider avansından kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile —– Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.