Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/275
KARAR NO : 2022/400
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/09/2021
KARAR TARİHİ : 31/05/2022
DAVA :
Davacı vekili mahkememize sunduğu — tevzi tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle: Davalı—- sayılı dosyası kapsamında tebliğ edilen ödeme emrine karşı süresi içerisinde yapılan itiraz üzerine İcra Müdürlüğü tarafından takibin durdurulmasına karar verildiğini, yapılan itiraz haksız ve kötü niyetli olduğunu, müvekkil şirket ile davalı taraf, müvekkil—- davalı tarafından —-hususunda sözleşme imzalamış olup davalı tarafa protokolün 4. Maddesi uyarınca müvekkil——– sağlanmakta olan hizmetleriyle ilgili oluşabilecek hatalar ve sorunlarla ilgili———ücret talep etmeden düzeltmeyi,——eklemeyi, —–olduğunu, müvekkil şirket ise sözleşmenin 5. Maddesinde ve 4. Maddesinde belirtilmiş ödemeleri ödemekle yükümlü tutulduğunu, Taraflar arasındaki sözleşmeye istinaden——gönderdiğini, fakat davalı tarafından ne verilen sözler tutulmuş ne de sözleşmedeki yükümlülükler yerine getirilmediğini, Müvekkilin güveni kötüye kullanılarak zor durumda bırakıldığını, davalı tarafın tüm ihtarlara rağmen yükümlülüklerini yerine getirmemiş olması nedeniyle aleyhinde——. sayılı dosyası kapsamında takibe geçilmiş olup; davalı tarafından haksız ve kötü niyetli olarak ödeme emrine, borcun tamamına ve ferilerine itiraz edildiğini, davalı haksız ve kötüniyetli olarak, zaman kazanmak ve borcun tahsil sürecini uzatmak kastıyla borca itiraz ettiğini, yapılan itiraza istinaden 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında dava şartı —– kapsamında — tarihli son oturum tutanağı uyarınca — anlaşamamış olduklarını, ————-kararı uyarınca alacağın gerçek miktarı belli ve sabit ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmekte veya bilinmesi gerekmekte ve böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesi mümkün ise başka bir ifadeyle, borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacak likit olduğunu, takip———-banka ödeme dekontlarından da sabit olduğu —— bir alacak olduğunu, Bu durumda likit alacağa haksız şekilde itiraz eden borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekeceği Yargıtay Kararlarıyla da sabit olduğunu, davalı yanın likit alacağa karşı yaptığı haksız itiraz nedeniyle İİK m.67/2 gereğince davalı aleyhine takip konusu miktar üzerinden %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekmekte olduğuna, takip konusu meblağ davalı tarafça gayet iyi bir şekilde bilinmekte olması aynı zamanda likid bir alacak olması nedeniyle davalı yanın kötü niyetle icra takibine itiraz etmiş olmasından yüzde 20 icra inkar tazminatı talep etme zarureti hâsıl olduğunu, davamızın kabulüne, itirazın iptaline ve takibin devamına, takip konusu alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle takibin devamına, asıl alacağın %20’ sinden aşağı olmamak üzere, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, her türlü yargılama gideri, harç ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasını karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Dava dilekçesi davalıya usulüne uygun tebliğ edilmiştir.
CEVAP :
Davalı taraf davaya cevap vermemiştir.
DELİLLER :
——— dosyası müzekkere cevabı,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, mahkememizin—- Esas sayılı dosyasından tefrik edilerek yine mahkememizin yukarıda belirtilen esasına kaydı yapılmıştır.
—–sayılı takip dosyasının ——- incelenmesinde: Ödeme emrinin—- tarihinde borçlu —– edildiği, borçlu —– tarihinde tebliğ edildiği, borçlular adına ——– tarafından 06/08/2021 tarihinde borca itiraz dilekçesi sunulduğu, borca itiraz dilekçesinin yasal süresinde olduğu ancak borca itiraz dilekçesi ekinde sunulan vekaletnamenin incelenmesinde vekaletnameyi verenin borçlu—- — adına vekaletin bulunmadığı, ibraz edilen vekaletin de borçlu —-kapsamadığı, icra dairesince — karar tensip tutanağı ile takibin durdurulduğu, borçlu gider avansı olmadığından borca itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğ edilmediği, öğrenme tarihinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü sürede itirazın iptali davasının açıldığı tespit edilmiştir.
Mahkememizce celse arasında—- —– adına vekaletname sunulup sunulmadığı sorulmuş, icra dairesinin —-tarihli cevabı yazı ile ——–adına düzenlenen vekaletnamenin gönderildiği görülmüştür.
Mahkememizin ——— celselerinde, Davalılardan —– Esas sayılı takip dosyasında usulüne uygun borca itiraz dilekçesi sunulmadığı anlaşılmakla; bu borçlu yönünden usulüne uygun takibin durdurulmasına yönelik karar verilmediği gözetilerek karar verilmek üzere mahkememiz dosyasından tefrik kararı verilmesine karar verilmiştir.
Her ne kadar davacı tarafından itirazın iptali davası açılmış ise de—- Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde, borçlu—- tarihinde tebliğ edildiği, borçlular adına ——- borca itiraz dilekçesi sunulduğu, borca itiraz dilekçesinin yasal süresinde olduğu ancak borca itiraz dilekçesi ekinde sunulan vekaletnamenin incelenmesinde vekaletnameyi verenin borçlu —- bulunmadığı, ibraz edilen vekaletin de borçlu ——-kapsamadığı, HMK 115/1. yollaması ile HMK 114/1-4. Maddesine göre hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK 115/1. Yollaması ile HMK 114/1-h maddesi gereği hukuki yarar yokluğundan davanın USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 80,70 TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı vekili tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca talep edene iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.