Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/255 E. 2023/694 K. 18.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/255
KARAR NO: 2023/694
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 08/04/2022
KARAR TARİHİ: 18/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:DAVA: Davacı vekili 08.04.2022 tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri ile davalı/borçlu şirket arasında iki konteyner hazır kuru maya alım satımı ve sevkiyatı için anlaşma yapıldığını, anlaşma uyarınca müvekkillerinin 11/06/2021 tarihinde 100.000——— dirhemi, 23/06/2021 tarihinde ise 318.500 ——— Dirhemi olmak üzere 418.500 ——— Dirheminin ——– Bankası kurları ile dönüştürüldüğünde 114.344 USD’yi 2 konteyner hazır kuru maya bedeli olarak davalı/borçluya ödediğini, bu ödemelerin alındığına ilişkin olarak davalı/borçlu tarafından şirketin antetli kağıdına şirket kaşesi üzerine atılan imza ile ödeme makbuzu düzenlendiğini, makbuzların müvekkillerine teslim edildiğini, davalı şirketin bu ödemeler karşılığında ürünleri müvekkillerine göndermediğini, ———- Esas sayılı takip dosyası ile 1.538.238,60. TL’nin tahsili için davalı/borçlu aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, eldeki davada yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabi bulunduğunu, ispat külfetinin normal bir alacak davasındaki ile aynı olduğunu, her iki dava ispat yöntemleri ve hukuki sonuçları bakımından farklılıklar gösterdiğini, HMK’nın 190. maddesi gereğince ispat yükünün kanunda özel düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğunu, itirazın iptali davasıırı icra takibine sıkı sıkıya bağlı. itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir dava olduğunu, davanın takibe bağlılığı, alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerli olduğunu, davalı şirketin antetli kağıdına yazılı ve şirket kaşesi ve yetkilisinin imzasını havi senet niteliğindeki belge, mail ve ———– yazışmalarından da görüleceği üzere alacaklı olduklarının kanıtlandığını, Türk Ticaret Kanunu’nun 23. maddesine göre fatura ya da sair belge düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunması gerektiğini, bir satım ilişkisinde tarafların sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, diğer taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorunla olduğunu, sundukları delillerle alacaklı olduklarının ispat edildiğini, davalı/ borçlu şirketin bugüne değin malı tedarik etmeyerek müvekkillerine teslimini sağlamadığını, davalının borca, faize ve ferilerine haksız ve kötü niyetli bir biçimde itiraz ettiğini, taraflar arasındaki ticaretin varlığı, sunulan ve sunulacak olan delillerle sübut olduğunu, alacağın likit, borçlu tarafından bilinir ve hesaplanabilir durumda olduğunu, itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek davanın kabulü ile davalı/ borçlunun ———- Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazının iptali ile takibin devamına, alacağın reeskont avans faiziyle tahsili ile davalı/ borçlunun alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalıya dava dilekçesi tebliğ edilmiş, davalı taraf davaya cevap vermemiş olup, yargılama aşamalarında davanın usulden reddini talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:Dava, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında alacak iddiasıyla davalılar aleyhine başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, …nun 67 vd.maddelerine dayanmaktadır. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk Ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un 48/1 ‘nci maddesi; Türk mahkemesinde dava açan, davaya katılan veya icra takibinde bulunan yabancı gerçek ve tüzel kişiler, yargılama ve takip giderleriyle karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere mahkemenin belirleyeceği teminatı göstermek zorundadır. ” şeklinde düzenlenmiştir. 6100 sayılı HMK.nun 114/1-ğ maddesinde teminat gösterilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmesi dava şartı olarak belirtilmiş olup, 115/2 maddesinde mahkemenin dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar vereceği, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre vereceği, bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedeceği belirtilmiştir. Davacı tarafça verilen sürede teminat yatırmadığı anlaşılmakla davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın USULDEN REDDİNE,
2-Başlangıçta peşin olarak alınan 18.578,08 TL harçtan alınması gerekli olan 269,85 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 18.308,23 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacılara iadesine,
3-Arabuluculuk aşamasında ———- tarafından ödenen arabulucu ücreti 1.560,00 TL’nin davacılardan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’nin 7/1 maddesi uyarınca 17.900,00 TL avukatlık ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekilleri yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren İKİ HAFTA içerisinde dilekçe ile başvurulacak İSTİNAF yolu açık olmak üzere OY BİRLİĞİ ile verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.18/10/2023