Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/233 E. 2023/65 K. 24.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/233 Esas
KARAR NO : 2023/65

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/04/2022
KARAR TARİHİ : 24/01/2023
DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 01/04/2022 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; davacı yan tarafından davalı yana 19.01.2021 tarihli——- nolu 74.902,65-TL tutarlı fatura düzenlendiğini, fatura muhteviyatındaki ürünlerin irsaliyeler ile teslim edildiğini, davalı yanın fatura borcunu ödememesi üzerine, alacağın tahsili amacı ile icra takibi başlatıldığını, borçlunun haksız ve kötü niyetli itirazı ile takibin durdurulduğunu, icra takibi her ne kadar 74.902,65-TL üzerinden başlatılmışsa da, takibe dayanak fatura muhteviyatındaki ürünlerin 18.826,48-TL’lik kısmının davalı yan tarafından iade edildiğini, takibin kalan bakiye 56.076,17-TL asıl alacak üzerinden devamı amacıyla huzurdaki davanın ikame edildiğini, davanın kabulüne, borçlunun itirazının iptaline, takibin 56.076,17 TL asıl alacak üzerinden devamına, davalının icra inkar tazminatına mahküm edilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalıya dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı cevap dilekçesi sunmadığı gibi duruşmalara da katılmamıştır.
Uyuşmazlık Konusu:Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde taraflar arasında alım-satım ilişkisi bulunup bulunmadığı, davacı tarafından davalıya kesilen faturalarda yer alan ürünlerin davalıya teslim edilip edilmediği, davalının teslim edilen ürünlerin bedelini ödeyip ödemediği, davalının icra takibine itirazının haklı olup olmadığı, iptalinin gerekip gerekmediği noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, ticari nitelikli alım-satım ilişkisinden kaynaklı itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
——Esas sayılı dosyası celp ve tetkik edilmiştir. —— davacının tescil bilgileri istenmiş ve gelen yazı cevabı dosya arasına alınmıştır.—— davalının tacir kaydı olup olmadığı sorulmuş ve gelen yazı cevabı dosya arasına alınmıştır.——-müzekkere yazılarak davalının —– kaydı bulunup bulunmadığı sorulmuş ve gelen yazı cevabı dosya arasına alınmıştır.Vergi dairesinden davalının vergi kaydı bulunup bulunmadığı var ise son 1 yıllık gayri safi hasılatının ne kadar olduğu, işletme esasına göre defter tutması halinde faaliyetinin V.U.K. 177.maddesindeki sınırı aşıp aşmadığı, bilanço esasına göre defter tutup tutmadığı hususları sorulmuş ve gelen yazı cevabı dosya arasına alınmıştır.Vergi dairesinden davalının 2021 dönemine ait—— formları istenmiş ve gelen yazı cevabı dosya arasına alınmıştır—— Bilirkişi tarafından mahkememize sunulan 09/12/2022 tarihli raporunda özetle: davacı tarafından incelemeye sunulan 2021 yıllarına ait ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğunu, davalı yan incelmeye gelmemiş, ticari defterlerini ibraz etmediğini, takdirin mahkemeye ait olduğunu, davacı yanın davalı yandan takip tarihi olan 14.09.2021 tarihi itibarıyla 56.076,17 TL alacaklı olduğunu, davacı yanın 56.076,17 TL alacağı için 3095 sayılı yasaya (Md.2) istinaden icra takip tarihi olan; 14.09.2021 tarihinden itibaren değişen oranında avans faiz talep edebileceğini, tarafların, inkar tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin mahkeme takdirinde olduğunu beyan ve rapor etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Dava, ticari nitelikli alım-satım ilişkisinden kaynaklı itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın tespiti için tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş ve davacı defterlerine göre; davacının davalıdan 56.076,17 TL alacaklı olduğu anlaşılmış, davalı tarafa usulüne uygun ihtarat yapılmasına rağmen davalı tarafın mazeret bildirmeksizin ticari defterlerini ibraz etmediği anlaşılmıştır.6100 sayılı HMK’nun 222/3. Maddesinde; “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” şeklinde düzenleme ile taraflardan birisinin defterinde yer alan kayıtların diğer tarafında defterinde yer alması halinde ispatlanmış olacağı, taraflardan birisinin defterinde kayıt bulunması, diğer tarafın mazeretsiz olarak ticari defterlerini ibraz etmemesi halinde de defteri ibraz eden tarafın defterinde kayıtlı olan hususun ispat edilmiş sayılacağı düzenlenmiştir.Tüm dosya kapsamından; davacı ticari defterlerine göre davacının davalıdan 56.076,17 TL alacaklı olduğu, davalının mazeretsiz olarak ticari defterlerini ibraz etmekten imtina ettiği, bu kapsamda davacının ——-esas sayılı takip dosyasına konu ettiği alacağın , eldeki itirazın iptali davasına konu edilen 56.076,17 TL’lik kısmının HMK 222/3.maddesi uyarınca ispat edilmiş olduğu, bu nedenle davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın haksız olduğu, iptalinin gerektiği, tarafların tacir olması ve takibe konu edilen alacağın tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olması nedeniyle alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz uygulanması gerektiği, alacağın likit ve bilinebilir olması nedeniyle icra inkar tazminatının yasal koşullarının oluştuğu sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalı/takip borçlusunun, —— Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 56.076,17 TL bakımından İPTALİNE, kabulüne karar verilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına,
3-Kabulüne karar verilen alacağın %20 ‘si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 3.830,57 TL karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 957,65 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.872,92 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —— vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yargılama gideri olarak yapılan ve 1.200,00 TL bilirkişi ücreti ve 169,00 TL posta ve tebligat giderinden oluşan 1.369,00 TL yargılama gideri ile 957,65 TL peşin harç ve 80,70 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 2.407,35 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 Sayılı Yasa’nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca zorunlu arabuluculuk nedeniyle arabulucuya hazine tarafından ödenen 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Yatırılan gider avansından kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ——Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.