Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/210 E. 2023/474 K. 30.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/210 Esas
KARAR NO : 2023/474

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/03/2022
KARAR TARİHİ : 30/05/2023

DAVA:
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 24/03/2022 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirkete olan cari hesaptan kaynaklı borcu nedeni ile davalı/borçlu aleyhinde —–.İcra Müdürlüğünün ——sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun icra dosyasına yapmış olduğu haksız ve kötü niyetli iti tali ile takibin devamına karar verilmesi gerektiğini, müvekkil şirketin davalı ile arasındaki alım satım nedeniyle doğan alacağının, davalı adına kesilmiş fatura ve cari hesap ekstresi ile sabit olup; ticari defterler üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi ile ortaya çıkacağını, itirazın iptali ile takibin devamına, davalı hakkında başlatılmış olan dava konusu icra takip alacağına temerrüt tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesine, davalı aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 06/02/2023 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: İcra Müdürlüğünün ve mahkemenin yetkisine yönelik itirazları uyarınca davanın usulden; bu yöndeki itirazı yerinde görülmez ise esastan reddine, dava değerinin %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatının hüküm altına alınmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davacı ile davalı arasında davaya konu faturalar nedeniyle satım ilişkisi bulunup bulunmadığı, var ise faturalara konu edilen ürünlerin davalıya teslim edilip edilmediği, davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın haklı olup olmadığı, iptalinin gerekip gerekmediği noktasındadır.

Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.

Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.

DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen —– İcra müdürlüğünün—— Esas sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna tebliği üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden tarafların tescil bilgileri celp edilmiş ve dosya arasına alınmıştır.
Vergi dairesinden davalının 2020 yılına ait BA formları celp edilmiş ve gelen yazı cevabı dosya arasına alınmıştır.——Nöbetçi ATM istinabe edilerek davalının ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş, ancak davalı taraf ticari defterlerini ibraz etmediğinden incelenemediği anlaşılmıştır.Bilirkişi 16/12/2022 tarihli raporunda özetle; davacı şirketin —-.İcra Müdürlüğü ——. sayılı dosyası ile 250.000,00 TL’lik takip başlattığını, davacı şirketin icra takibine konu alacağın ticari fatura senaryosu ile düzenlenmiş faturalara dayanak cari hesaptan kaynaklandığını, davacı şirketin incelenen 2020-2021 yılları ticari defterlerinde Davalı ——6.524.010,94 TL alacaklı olduğunu, takibe bağlı kalmak kaydı ile davacının davalıdan 250.000,00 TL alacak talebinin yerinde olduğu ve asıl alacağa talebe bağlı kalmak kaydı ile 12.705,48 TL avans faiz talebinde bulunabileceğini beyan ve rapor etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Dava, ticari nitelikli alım-satım ilişkisinden kaynaklı itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın tespiti için tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş ve davacı defterlerine göre; davacının davalıdan 6.524.010,94 TL alacaklı olduğu anlaşılmış, davalı tarafa usulüne uygun ihtarat yapılmasına rağmen davalı tarafın mazeret bildirmeksizin ticari defterlerini ibraz etmediği anlaşılmıştır.6100 sayılı HMK’nun 222/3. Maddesinde; “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” şeklinde düzenleme ile taraflardan birisinin defterinde yer alan kayıtların diğer tarafında defterinde yer alması halinde ispatlanmış olacağı, taraflardan birisinin defterinde kayıt bulunması, diğer tarafın mazeretsiz olarak ticari defterlerini ibraz etmemesi halinde de defteri ibraz eden tarafın defterinde kayıtlı olan hususun ispat edilmiş sayılacağı düzenlenmiştir.
Davalı tarafın icra müdürlüğünün yetkisine yapmış olduğu itiraz yönünden yapılan incelemede; defter incelemeleri ile taraflar arasında sözleşme ilişkisinin varlığının ispat edilmiş olması, İİK 50 maddesi atfıyla uygulanması gereken HMK 10. Maddesine göre, sözleşmeden doğan davalarda sözleşmenin ifa yeri mahkemelerinin de yetkili olması, para alacaklarında ifa yerinin TBK 89. Maddesi hükmüne göre alacaklının yerleşim yeri olduğu bu kapsamda alacaklının yerleşim yeri icra dairelerinin de yetkili olduğu, somut olayda icra takibinin alacaklının yerleşim yerinde yapıldığı bu kapsamda icra müdürlüğünün yetkisine yapılan itirazın yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.Tüm dosya kapsamından; davacı ticari defterlerine göre davacının davalıdan 6.524.010,94 TL alacaklı olduğu, davalının mazeretsiz olarak ticari defterlerini ibraz etmekten imtina ettiği, ayrıca takibe dayanak faturaların davalı tarafından ba bildirimlerinin de verildiği, bu kapsamda davacının —–.İcra Müdürlüğü’nün——esas sayılı takip dosyasına konu ettiği 250.000,00 TL’lik alacağın HMK 222/3.maddesi uyarınca ispat edilmiş olduğu, bu nedenle davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın bu miktar yönünden haksız olduğu, iptalinin gerektiği, davacı tarafça işlemiş faiz de dava konusu edilmiş ise de, davalının takipten önce temerrüde düşürüldüğü ispat edilemediğinden işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı işlemiş faiz yönünden takibe yapılan itirazın haklı olduğu, tarafların tacir olması ve takibe konu edilen alacağın tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olması nedeniyle alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz uygulanması gerektiği, alacağın likit ve bilinebilir olması nedeniyle icra inkar tazminatının yasal koşullarının oluştuğu sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davalının icra müdürlüğünün yetkisine yapmış olduğu itirazın İİK 50 ve TBK 89.maddeleri uyarınca reddine,
2-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
3-Davalı/takip borçlusunun, —- İcra Müdürlüğü’nün ——-Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 250.000,00 TL asıl alacak yönünden İPTALİNE, kabulüne karar verilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına,
4-Kabulüne karar verilen alacağın %20 ‘si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
6-Başlangıçta peşin olarak alınan 3.172,83 TL harcın alınması gerekli olan 17.077,5 TL harçtan mahsubu ile bakiye 13.904,67 TL karar ve ilam harcının davalı ‘dan alınarak hazineye irat kaydına,
7- Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu başvuru harcı 80,70 TL, posta ve tebligat gideri 287,25 TL, bilirkişi ücreti 1.000,00 TL, olmak üzere toplam 1.367,95 TL yargılama masrafının, davacı yan davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 1.301,79 TL yargılama masrafına, peşin harç 3.172,83 TL, eklenerek sonuç olarak 4.474,62 TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, dava konusunun toplam değerinin redle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 66,16 TL yargılama masrafının davacı yan üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 38.000,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
9-Davalı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 9.200,00 TL avukatlık ücretinin davacı taraftan alınarak davalıya verilmesine,
10-6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca zorunlu arabuluculuk nedeniyle arabulucuya hazine tarafından ödenen 1.320,00 TL’nin 1.256,16‬ TL’sinin davalıdan, 64,84 TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
11-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa iadesine,Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile —— Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.