Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/201 E. 2022/344 K. 09.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/201 Esas
KARAR NO: 2022/344
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 22/03/2022
KARAR TARİHİ: 09/05/2022
DAVA:Davacı vekili Mahkememize sunduğu—-havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; — tarihinde karşı taraf sigorta şirketi nezdinde sigortalı olan—–aracın karışmış olduğu ölümlü/yaralanmalı trafik kazasında müvekkilinin eşi —- vefat ettiğini, uyuşmazlık konusu trafik kazasında — plakalı araç sürücüsü —- uyarınca asli ve tam kusurlu olduğunu, —-tarihinde vefat etmesiyle,— eşinin maddi desteğinden yoksun kaldığını,— nezdinde düzenlenen —– olduğunu, iş bu kaza nedeni ile müvekkilinin destekten yoksunluk tazminatının hesaplanarak taraflarına ödeme yapılması talebi ile —- başvurduklarını ve söz konusu kazadan dolayı—- hasar dosyası oluşturulduğunu, olay tarihi olan —-tarihinde yürürlükte bulunan —– hükmü mevcut olduğunu, zarar görene seçimlik bir hak tanındığını, dava açmadan önce sigorta şirketine başvurunun zorunlu olduğu belirtilmediğini, olay tarihinden sonra — tarihinde yürürlüğe giren —— yapılan değişiklik ile zarar görenlere dava açmadan önce sigorta şirketine başvuru yapılması zorunlu hale getirildiğini, davaya konu olayda kazanın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan kanunun uygulanması gerektiğini, kaza tarihi göz önüne alındığında sigortaya başvuru zorunluluğu bulunmadığını, kaza tarihi göz önüne alındığında zamanında sigorta şirketine yapılan başvuru ihtiyati bir başvuru olup, zorunlu bir başvuru olmadığını, bu nedenle olay tarihi nazara alındığında sigorta şirketine başvurunun bir dava şartı olmadığını, iş bu kaza nedeniyle müvekkilinin destekten yoksunluk tazminatının hesaplanarak taraflarına ödeme yapılması talebine istinaden —— kısım ödeme yapıldığını, ancak yapılan bu ödeme eksik ödeme olup, müvekkilinin zararını tam olarak karşılamadığını, bu nedenle bakiye tazminatın hesaplanarak taraflarına ödeme yapılması için —- yoluna başvurulduğunu, ancak arabuluculuk görüşmeleri anlaşamama ile sonuçlandığını,——– müvekkilinin tazminatının, muhtemel yaşam süresi güncel tablolara göre —- yaş olarak belirlendiğinden, —- yaşına kadar yaşayacağı ihtimali ile —– teknik faiz esas alınarak ve hesaplama yöntemi olarak progresif rant kullanılarak hesaplanması gerektiğini beyan ederek; trafik kazasında eşini kaybeden davacının bilirkişi incelemesine göre hesaplanacak destekten yoksun kalma tazminatının karşı tarafça yapılan ödemenin mahsup edilmesi suretiyle oluşacak bakiye tazminat üzerindeki talep değerini artırmak üzere, destekten yoksun kalma tazminatına ve temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizine karşılık gelmek üzere fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 107.maddesi uyarınca — maddi tazminatın —-tarafından taraflarına ödenmesine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin —— tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu —— havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: Kısmi dava olarak açılan davanın türünün, sonradan belirsiz alacak davası olarak değiştirilemeyeceğini, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulduğuna ilişkin ifade mevcut ise açılan davanın kısmi dava sayılacağına ve yargılama esnasında miktarın artırılamayacağına, dava türünün kısmi davadan belirsiz alacak davasına dönüştürülemeyeceğine, bu hususta ıslah ile artırılan kısım olması halinde, ıslah edilen kısım üzerinden davanın reddi gerektiğini, davaya konu alacak kalemlerinin ayrı ayrı belirtilmediğini, dava şartı eksikliğine ilişkin itirazlarının olduğunu, destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri sigorta teminatı dışında olduğunu, yaşarken destek alınmayan kişinin ölümü nedeniyle maddi tazminat talep etmenin mümkün olmadığını,—— destekten yoksun kalma tazminatının konusunun, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan yardım olduğunu, destekten yoksun kalma tazminatına hak kazanabilme şartlarından en önemlisinin desteklik ilişkisinin varlığı olduğunu, desteklik ilişkisinin varlığı için, desteğin destek görene hukuki, farazi veya fiili bir desteklik ilişkisi ile bakım sağlaması gerekli olduğunu, vukuatlı nüfus belgesi incelenmeden tazminat hesabı yapılmasının mümkün olmadığını, cenaze ve defin giderleri yönünden zarar ispat edilmediğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte yargılama sonunda defin işlemlerine ilişkin tazminat ödenmesi yönünde hüküm tesis edilmesi durumunda ise belirlenecek tazminat miktarının makul ve yapılması zorunlu giderler üzerinden tespit edilmesi gerektiğini, defin ve cenaze giderine ilişkin talebin belirsiz alacak olarak talep edilmesinin kabul de edilemeyeceğini, zarar gören açısından emniyet kemeri takmama durumu olduğunu, kemer takmama durumu zararın doğmasında etkili olduğunu, dolayısı ile müterafik kusur indirimi uygulanması gerektiğini, emniyet kemerinin takılmaması zararı artırıcı sebepler kapsamında müterafik kusur kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, ceza soruşturma dosyasına ilişkin soruşturma akıbetinin tahkim yargılaması aşamasında netleştirilmesi gerektiğini, zamanaşımı itirazlarının olduğunu beyan ederek; davanın öncelikle dava şartı eksiliğinden usulden reddine karar verilmesini, davanın esasına girilmesi halinde kabul anlamına gelmemekle, esastan reddine karar verilmesini, aksi yönde kanaat halinde yine savunmaları kapsamında ve resen tespit edilecek müterafik kusur indirimlerinin uygulanarak, yargılama esnasında davacının, yolcu olduğu ve taşımanın maddi ve/veya manevi karşılık kapsamında yapılmamış olduğu hususunun sonradan anlaşılması halinde şartları varsa —–hatır indirimi uygulanmasını, ödeme var ise ödeme tutarı anılan indirimler yapılıp tazminat tutarı belirlendikten sonra kalan bakiyeden güncellenerek düşülmesine, ayrıca “fazlaya dair haklar saklı tutularak” açılan davalar, kısmi dava sayılacağından, bu durumda taleple bağlı kalınması gerektiğini belirterek ıslah edilen kısım açısından muvafakatlarının olmadığını belirterek, bu kısım üzerinden davanın reddine karar verilmesini, yargılama esnasında davaya konu trafik kazası karayolunda gerçekleşmemiş olması durumu anlaşılacak olur ise bu hususun sigorta kuruluşu açısından teminat harici olması sebebiyle davanın reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan etmiş ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili tarafından sunulan —– tarihli dilekçesinde; davadan feragat ettiklerini beyan etmiş, davanın feragat nedeniyle karar verilmesi yönünde beyanda bulundukları anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Dava; Trafik Kazasından Kaynaklı Destekten Yoksun Kalma Tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı vekilinin—- tarihli dilekçe ile; davadan feragat ettiğini beyan ettiği, davacı vekilinin vekaletnamesinde feragat yetkisinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir(HMK m.307). Feragat, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılabileceği gibi, hüküm ifade edebilmesi de karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir, ancak feragat kayıtsız ve şartsız olmalıdır(HMK m.309). Feragat, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir(HMK m.310) ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur(HMK m.311).
Vekilin davadan feragat etmesi halinde, bu konuda vekaletnamesinde özel yetki bulunmalıdır(HMK m.74).
Feragat beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir(HMK m.312).
Yargı yetkisini, ——- uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan deliller, feragat, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı taraf dilekçe ile kayıtsız ve şartsız olarak yargılama sırasında davasından feragat ettiğini bildirdiğinden, feragat beyanının yasal şartları taşıdığı sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılarak davanın feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Başlangıçta peşin olarak alınan 80,70 TL harçtan alınması gerekli 26,90 TL’nin mahsubu ile fazla alınan 53,80 TL’nin davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan giderin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 50 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı yana verilmesine,
5-6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca zorunlu arabuluculuk nedeniyle arabulucuya hazine tarafından ödenen—- davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Yatırılan avanstan kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ——– Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı belirtilmek suretiyle dosya üzerinden karar verildi. 09/05/2022