Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/20 E. 2023/161 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/20
KARAR NO : 2023/161

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2020
KARAR TARİHİ : 22/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili 28/12/2020 tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında imzalanan 15.05.2019 tarihli ——-sözleşmesine istinaden davalı şirketin müvekkili şirkete 140.000 Euro borcu doğduğunu, daha önce gerçekleştirdikleri arabuluculuk görüşmeleri sonunda anlaşamadıklarını, Söz konusu sözleşmeye ilişkin düzenlenen raporda davalı şirketin borcunun 120.000,00 Euro tutarını ödeyebileceğinden bahsederek dava değeri borcu ikrar etmekle birlikte davacı müvekkili şirketin bazı edimlerini yerine getirmediğini iddia ettiğini, daha önce gerçekleştirilen arabuluculuk görüşmeleri son oturumunda davalı tarafın borcu ikrar ettiğini, ancak ödeme gücü olmadığı gerekçesi ile taraflar arasında anlaşma sağlanamadığını, söz konusu sözleşmenin konusunun davalı şirketin ürettiği elektrikli deniz botlarının ve bunların ekipmanlarının davacı şirkete satılması olduğunu, davalı şirketin edimlerini eksik yerine getirdiğini, yaptıkları ödeme karşılığı işin gereklerini yerine getirmediklerini, davalı şirketin ilk aşamada ürettikleri deniz araçlarının t adedini test amaçlı —— sahiline getirdiğini, bu araçların tamamının yaklaşık 10 gün içinde arıza yapıp çalışamaz hale geldiğini, bu arızalar üzerine üretici şirketin bozulan araçları geri alarak 5 araç daha yolladığını, bu araçlarında sürekli arızalar yaparak yaklaşık 2 hafta sonra çalışamaz hale geldiklerini, bunun üzerine davalı şirketin araçları yine geri aldığını, ürünlerin sağlam ve çalışır şekilde teslim edilmediği için müvekkili firmanın büyük zarara uğradığını, şu an ellerinde hiçbir araç/ürün ve buna ilişkin kesilmiş fatura bulunmadığını, bu hususların taraf şirketler arasındaki mail yazışmaları ile sabit olduğunu, söz konusu raporda davalı şirketin üretip müvekkili şirkete teslim etmeyi taahhüt ettiği ürünleri test etmeden —– getirdiklerini, dolayısıyla ürünlerde hasarlar ve eksiklikler olduğunu iddia ettiğini, davalı şirketin ürünleri ——–getirmelerinin asıl amacının zaten test etmek olduğunu, aldıkları bilgilere göre maddi olarak zor durumda olan şirketin elindeki ürünleri satarak sıfırlama girişiminde olduğunu, ——- distribütörü olan davacı şirketten başkasının satma yetkisi bulunmamasına rağmen ürünleri sattıklarını, davacı şirkete herhangi bir ödemede bulunmadıklarını, dolayısıyla satma girişimleri sebebiyle ihtiyati tedbir talepleri bulunduğunu belirterek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin davalı ile yapmış olduğu sözleşme gereği 140.000,00 Euro (1.309.784,00 TL) alacağının dava tarihinden itibaren hesaplanacak ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili 14/07/2021 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın konusunun ticari alım satım sözleşmesi olduğunu, müvekkilinin ticari merkezinin ——olduğunu, sözleşme konusu satılan ürünlerin teslim yeri sözleşmenin 3.6 hükmünde ——olarak belirlendiğini, hem genel yetkili mahkeme hem sözleşmenin ifa yeri mahkemesi ——- Ticaret Mahkemesi olduğunu, dava dilekçesindeki ”arabuluculuk görüşmelerinde ikrar ettiler” ifadesi gerçek dışı olduğunu, arabuluculuk görüşmelerine vekil olarak kendisinin girdiğini, ikrarlarının olmadığını, sözleşmenin 3.4. hükmünde sözleşmenin imzasıyla davacının 165.200 Euro ödeyeceği, ürünlerin teslime hazır olmasıyla teslimden önce bakiye 70.800 Euro ödeyeceği açıkça yazılı olduğunu, davacının ürünlerin büyük kısmını aldığı halde sözleşmeye göre bakiye ödemeleri yapmadığını, tüm bedel ödendikten sonra tek fatura düzenleneceğini, henüz fatura düzenlenmediğini, müvekkilinin bakiye alacak için icra takibi yapacağını, davacının ürünlerle ilgili ayıp iddialarını kabul etmediklerini ,satın aldığı ürünlerle ticari işletmesinde kiralamalar yaparak yüksek kazançlar elde ettiğini belirterek yetkili mahkeme ——- Ticaret Mahkemesi olduğundan Mahkemenin yetkisine itiraz ettiklerini, davanın esastan reddini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, 15.05.2019 tarihli sözleşme uyarınca yapılan 140.000,00 Euro’luk ödemenin iadesi istemine ilişkindir.İş bu davanın —– Asliye Hukuk Mahkemesinde (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) açıldığı, davalı tarafın yetki itirazının kabul edilerek —— Karar sayılı 14.09.2021 tarihli yetkisizlik kararı verilerek dosyanın mahkememize tevzi edildiği görülmüştür.Tarafların tüm delilleri celbolunarak dava dosyası ve davacı şirkete ait (davalı şirket ticari defter, kayıt ve dayanaklarını incelemeye sunmamıştır) ticari defter kayıt ve dayanak belgeler üzerinde mali bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmıştır.Taraflar arasındaki uyuşmazlık; 15.05.2019 tarihinde taraflar arasında düzenlenmiş olan “—–başlıklı yabancı dilde yazılmış sözleşmenin yapıldığı, dosyaya davacının sunduğu tercüme edilmiş örneğine göre özellikleri yazılı elektrikli deniz botları ve bunların ekipmanlarının davalı tarafından davacıya sözleşmenin 3.4. ödeme koşulları başlığı altında yazılı %70 (165.200 Euro) ‘nun sipariş onayı imzalandıktan sonra ödenecek peşinat ve %30 (70.800 Euro) nun ürünler hazır olduğunda ve teslimat öncesinde ödeneceği şeklinde yazılı olduğu üzere toplam 236.000 Euro karşılığında satışı konusunda anlaşma yapıldığı sabit olmakla bu sözleşmede yazılı malların ne kadarının davacıya teslim edilip edilmediği, teslim edilen malların ayıplı olduğundan bahisle davalıya iade edilip edilmediği, davacının sözleşme uyarınca satın aldığı mallardan ne kadarının teslim edildiği, ne kadarının teslim edilmediği, davacının sözleşme uyarınca davalıya ne kadar bedel ödeyip ödemediği, davalıya halen borcu bulunup bulunmadığı, sonuç itibari ile davacının kendisine teslim edilmeyen mal nedeni ile davalıdan talep edebileceği bedel bulunup bulunmadığına ilişkindir.Davacı tarafça davaya dayanak sözleşme uyarınca sözleşme bedelinin % 70 ‘i tutarındaki 140.000 Euro tutarındaki bedelin TL karşılığı olarak 929.670,00 TL’nin 17.05.2019 tarihinde davalı tarafa banka yolu ile havale etmek suretiyle ödediği ve kabulüne göre 10 adet deniz aracını teslim aldığı tüm dosya kapsamından, tarafların iddia ve savunmalarından açıkça anlaşılmaktadır. Davalı taraf her ne kadar davacı taraf 10 adet değim 12 adet deniz aracını teslim ettiğini iddia etmiş ise de bu teslime ilişkin herhangi bir delil sunulmamıştır.Davacı taraf teslim aldığı 10 adet aracın test aşamasında arızalandığını, çalışamaz duruma geldiğini, bu nedenle ayıplı araçların tamamını davalıya iade ettiğini iddia ederek sözleşmeden cayarak ödemiş olduğu 140.000,00 Euro tutarın iadesini istemektedir. Dosya kapsamında davacı tarafça 10 adet deniz aracını davalıya iade ettiğine ilişkin herhangi bir delil bulunmamaktadır. Davacı taraf yemin deliline dayanmadığı gibi her ne kadar dava dilekçesinde hukuki deliller kısmında; ” tanık” deliline dayandığını bildirmiş ise de, mahkememizce yapılan 25.05.2022 tarihli duruşmada HMK 194. Maddesi uyarınca tarafların delillerini somutlaştırmaları ve dilekçelerinde sözü edilmiş olmak kaydı ile tanık dahil tüm delillerini açıkça gösterip her bir delilin hangi maddi vakıanın ispatı için gösterildiğini açıklamaları konusunda iki haftalık kesin süre verilmiş ise de davacı taraf dava dilekçesinde bildirdiği tanık delilini somutlaştırarak hangi konuda dinlenmesini istediği tanıklarını bildirmemiştir.Medeni Kanunun İspat kuralları başlıklı 6.. Maddesinde; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. ” hükmü uyarınca davacı taraf davaya dayanak yaptığı sözleşme uyarınca teslim aldığı ve ödemesini yaptığı deniz araçlarını ayıplı olduğundan bahisle davalı tarafa iade ettiğini ispat edemediğinden aşağıdaki şekilde davanın reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi ve ayrıntısı açıklandığı üzere;
1.Davanın REDDİNE,
2.Başlangıçta peşin olarak alınan 22.004,67 TL harcın alınması gerekli olan 179,90 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 21.824,77 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya iadesine,
3.Arabuluculuk aşamasında——-tarafından ödenen arabulucu ücreti 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4.Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5.Davalı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 151.081,44 TL avukatlık ücretinin davacı taraftan alınarak davalıya verilmesine,
6.Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa iadesine,Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile —— Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.