Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/2 E. 2023/66 K. 24.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/2 Esas
KARAR NO : 2023/66

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 19/08/2021
KARAR TARİHİ : 24/01/2023
DAVA:
Davacı vekili Mahkemeye sunduğu 19/08/2021 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; davalıya ait —– plakalı aracın müvekkili tarafından Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile 17/10/2019-17/10/2020 tarihleri arasında teminat altına alındığını, teminat altına alınan araç 11/01/2020 günü—– plakalı araca çarparak kaza tespit tutanağı tutulmasına imkan vermeden olay yerinden ayrıldığını, zarar gören aracın onarımı için gerekli olan 5.917,00 TL nin müvekkili tarafından ödendiğini, davalı sigortalının kazadan sonra geçerli bir nedeni olmaksızın olay yerini terk ettiğini, kazanın oluşumunda davalı araç sürücüsünün 2918 sayılı yasanın 52/1-a maddesini ihlal ettiğini, zorunlu mali mesuliyet sigortası genel şartlarının B.4.F maddesi uyarınca davalıya rücu hakları olduğunu, ödemenin rücuen tazmini amacı ile—– Esas sayılı dosyasından davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek davanın kabulüne, davalının icra takibine yaptığı itirazın iptaline, davalı aleyhine % 20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalıya dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.
Uyuşmazlık Konusu:Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davacının dava dışı zarar görene ödediği tazminatın davalı sigortalısına rücu edip edemeyeceği, edebilecek ise ne kadarını rücu edebileceği, davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın haklı olup olmadığı, iptalinin gerekip gerekmediği noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, sigortacının dava dışı zarar görene ödediği hasar bedelinin sigortalısına rücu amacıyla başlattığı icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER:
Celp ve tetkik edilen —— Esas sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna tebliği üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve/veya takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.—— plakalı aracın hasar geçmişi celp edilmiş ve dosya arasına alınmıştır.
—— plakalı aracın tescil bilgiler celp edilmiş ve dosya arasına alınmıştır.
Davalı sigorta şirketinden poliçe ve hasar dosyası celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
Bilirkişi 14/11/2022 tarihli raporunda özetle; 11/01/2020 tarihinde meydana gelen olayda; dava konusu araç sürücüsü —– plaka sayılı —-kusursuz olduğunu, davalı taraf sürücüsü (Firari Sürücü)—–plakalı araç sürücüsü) %100 (Yüzde yüz) oranında kusurlu olduğunu, 11/01/2020 tarihinde meydana gelen kaza sonucu, olaya ait dosya kapsamındaki —– raporu-olay yeri-hasar fotoğrafları dikkate alındığında, —— plakalı araçta meydana gelen hasar ile uyumlu olduğunu, hasarın durumunun kazanın oluş şekline alınan darbelere uygun olduğunu, söz konusu aracın toplam hasar tutarının (KDV hariç 4.420,13 TL) KDV dahil 5.215,75 TL olabileceğini, sürücünün kusuruna isabet eden tutarın; 5.215,75 TL x %100 kusur oranı = 5.215,75 TL olabileceğini, —–antetli, davacı Sigorta tarafından —–Hesabına, 07.09.2020 tarih ve 2.233,72 TL tutarlı havale ödeme dekont örneği ile alacak-borç sütunları toplamı 2.233,72 TL olan Mahsup Fişi bulunduğunu, davacı tarafından —–Sayılı dosyası kapsamında, 6.165,03 TL Toplam Alacak tutarlı (5.917,00 TL Asıl Alacak ve 248,03 TL İşlemiş Faiz) olan, 23/11/2020 tarihli İlamsız takip başaltılmış olduğunu, dekont-icra ödemesi, faiz, rücu hususu ve icra takibine itirazın haklı olup olmadığını, iptalinin gerekip gerekmediği hususları teknik uzmanlık alanı dışında kaldığından bu yönde bir değerlendirme yapılamadığını beyan ve rapor etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Davacı tarafça davalının aracının —-sigortacısı olduklarını, 11/01/2020 tarihinde meydana gelen kazadan sonra —– sigortacısı oldukları —— plakalı araç sürücüsünün olay yerini terk ettiği, kaza nedeniyle dava dışı zarar görene 5.917,00 TL ödediklerini, ödedikleri bedelin —— genel şartları uyarınca davalıya rücu amacıyla icra takibi başlattıklarını, başlattıkları icra takibine davalının itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğu iddiasıyla eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı taraf dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğine rağmen davaya cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.Dava, sigortacının dava dışı zarar görene ödediği hasar bedelinin sigortalısına rücu amacıyla başlattığı icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.—–Genel Şartları’nın B.4.maddesinin f bendinde; ” Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde,” ifadelerine yer verilmiştir.
Bu kapsamda sigortacının sigortaladığı araç sürücüsünün sağlık kuruluşuna gitme veya can güvenliği nedeniyle uzaklaşma halleri dışında olay yerini terk etmemesi gerekmekte, olay yerini terk etmesi halinde sigortacısının dava dışı zarar görene ödediği tazminatı sigortalısına rücu etme imkanı doğmaktadır.
Eldeki uyuşmazlıkta 11/01/2020 tarihinde meydana gelen kazada sigortalı —– plakalı aracın olay yerini terk ettiği hususu davalının isticvap suretiyle alınan beyanlarıyla da sabittir. Bu kapsamda davalının olay yerinden ayrılış sebebinin tedavi kuruluşuna gitmek veya can güvenliğinden endişe etmek olduğunu ispat etmesi gerekmektedir.Davalı tarafından isticvap beyanında her ne kadar kazaya karışan diğer araç sürücüsünün tutanak tutmaya gerek olmadığını beyan edip, şoförün olay yerinden ayrılmasından sonra emniyet ekiplerini çağırıp tutanak tutturduğunu iddia etmiş ise de; savunmanın hayatın olağan akışına uygun olmaması ve olay yerini terke ilişkin tevilli ikrar niteliğini taşıması nedeniyle davacının rücu şartlarına ilişkin olay yerini terk hususunu ispat ettiği, buna karşılık davalının olay yerini terk sebebinin sağlık kuruluşuna gitmek veya can güvenliğinden kaynaklı bir sebepten dolayı olduğunu iddia etmediği ve bu hususta bir ispat bulunmadığı, bu nedenle rücu şartlarının oluştuğu kanaatine varılmıştır.Davacı tarafından ödeme belgesi olarak 07/09/2020 tarihli 2.233,72 TL banka dekontu, 02/03/2020 tarihli 897,64 TL dekont ve 04/02/2020 tarihli 1.113,33 TL bedelli dekont sunduğu, bu kapsamda toplam; 3.244,69 TL ödemeyi ispat edebildiği, fazlaya ilişkin iddia ettiği ödemeleri ispat edemediği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamından; yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda davacının rücu şartlarının oluştuğu, davacının dava dışı zarar görene ödediğini ispat ettiği toplam 3.244,69 TL’yi davalıya rücu edebileceği, bu miktar yönünden davalının takibe yapmış olduğu itirazın haksız olduğu, iptalinin gerektiği, davacı tarafından davalının davadan önce temerrüte düşürüldüğüne dair dosya kapsamında bir delil bulunmadığından işlemiş faize ilişkin talebinin yerinde olmadığı, takip talebinde yasal faiz talep edilmiş olması nedeniyle taleple bağlı kalınarak kabulüne karar verilen alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği, davacı tarafça icra inkar tazminat talep edilmiş ise de alacağın likit ve bilinebilir olmaması nedeniyle icra inkar tazminatının yasal koşullarının oluşmadığı sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
2-Davalı/takip borçlusunun,—– Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 3.244,69 TL yönünden İPTALİNE, kabulüne karar verilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
3-Şartları oluşmayan icra inkar tazminatı isteminin reddine,
4-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
5-Başlangıçta peşin olarak alınan 74,46 TL harcın alınması gerekli olan 221,64 TL harçtan mahsubu ile bakiye 147,18 TL karar ve ilam harcının davalı ‘dan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu başvuru harcı 59,30 TL, posta ve tebligat gideri 127,80 TL, bilirkişi ücreti 1.200,00 TL, olmak üzere toplam 1.387,10 TL yargılama masrafının, davacı yan davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 730,04 TL yargılama masrafına, peşin harç 74,46 TL, eklenerek sonuç olarak 804,50 TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, dava konusunun toplam değerinin redle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 657,06 TL yargılama masrafının davacı yan üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan ——davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
8-Davalı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan— davacı taraftan alınarak davalıya verilmesine,
9-Arabuluculuk nedeniyle arabulucuya hazine tarafından ödenen 680,00 TL’den haklılık durumuna göre hesaplanan 357,89 TL’nin davalıdan, 322,11 TL’nin ise davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
10-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa iadesine,Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı miktar itibariyle kesin olmak üzere açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.