Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/183 E. 2022/688 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/183 Esas
KARAR NO:2022/688

DAVA:Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:15/03/2022
KARAR TARİHİ:20/10/2022
DAVA:
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 15/03/2022 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; Müvekkili adına kayıtlı,—plakalı araç ile davalı sigorta şirketinin sigortalısına ait — plakalı aracın çarpması sonucu 27.08.2021 tarihinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, işbu kaza sebebi ile müvekkile ait aracın —- kayıtlarında %100 kusurlu bulunduğunu, ancak kaza sonrası kusur ve hasarın tespiti amacı ile —yapılan müracaat üzerine düzenlenen —raporunda—plakalı araç sürücüsünün KTK 52/1-a maddesini ihlal ederek (%25) kusurlu,— plakalı araç sürücüsünün ise KTK 109/b-8 ile 84-h maddelerini ihlal ederek (%75) kusurlu olduğunun belirlendiğini, kusur oranının tespiti amacı ile alınan hizmet sonucunda müvekkilin aracında meydana gelen toplam değer kaybı tutarının 14.000-TL (KDV dahil) olduğunu, kusur oranına göre 3.500, 00TL değer kaybının (fazlaya ilişkin haklarımız saklı olmak üzere şimdilik 10-TL) davalı sigorta şirketinin sorumluluğunda olacağını, söz konusu —- incelemesi ve kusur raporu için, müvekkil tarafından— ücreti olarak 198,31-TL, kusur rapor ücreti olarak 354,00 TL ödeme yapıldığını, buna ilişkin faturanın sunulduğunu, işbu—–ücretinden de TTK 1426 Md. uyarınca sigorta şirketinin sorumlu olduğunu, davanın kabulüne, 27.08.2021 tarihinde davalı yanın sigortalısının (%25) kusuru sonucu meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası sebebi ile müvekkilin aracında meydana gelen şimdilik 10 TL değer kaybı, 198,31 TL —-ve 354 TL kusur raporu ücreti olmak üzere toplam 562,31 TL tutarındaki maddi tazminat miktarının, kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı yandan tahsiline karar verilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 29/03/2022 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: 27/08/2021 tarihli kazaya karıştığı belirtlen — plakalı araç —numaralı —- (—- Poliçesi) ile sigortalı bulunmakta olup kaza tarihi itibariyle teminat limiti 43.000,00-TL olduğunu, yapılan bütün ödemelerin teminatta düşülmesi gerektiğini, davacı taraf öncesinde arabuluculuk yoluna başvurmadığından, dava şartı yokluğu nedeniyle huzurdaki davanın reddi gerektiğini, sigortalının başvuruya konu kazada kusuru bulunmadığını, müvekkili şirketin sorumluluğunun – sigortalının kusuru oranında olduğunu, hasar dosyasının açılmasını takiben yapılan incelemelerde konu kaza nedeniyle düzenlenen— kaza ihbar sorgulaması neticesinde; tazminat talep eden — plakalı aracın konu kazada %100 kusurlu olduğunun tespit edildiğini, kazaya ilişkin kusur durumunun—- oybirliği onayı ile sonuçlandığını, sigortalı araç sürücüsü kusurlu bulunmadığı için hasar dosyasından ödeme yapılamadığını, davayı kabul manasında olmamak üzere, faizin dava tarihinden itibaren yasal faiz olması gerektiğini, davacı tarafından —- üzerinden atanmayan bir bilirkişinin raporuna dair sorumlulukları bulunmadığını, bu nedenle, —- ücreti talebinin reddine karar verilmesini talep ettiklerini beyan ile davanın reddine karar verilmesini, müvekkili şirket dava açılmasına keyfi ve haksız olarak sebep olmadığından, yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamasına karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde 27/08/2021 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle kusur durumunun ne olduğu, kaza nedeniyle davacının maliki olduğu —- plakalı araçta değer kaybı meydana gelip gelmediği, gelmiş ise miktarı, davacının davalılardan değer kaybı, —- ve kusur raporu ücreti talep edip edemeyeceği, edebilecek ise ne miktarda talep edebileceği noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, trafik kazasından kaynaklı değer kaybı ve —- ücretinin tazmini davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: Haksız fiil sorumluluğuna ilişkin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun 49. Maddesindeki “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
—- plakalı aracın ve — plakalı aracın kaza tarihindeki malik bilgileri celp edilmiş ve dosya arasına alınmıştır.Davalı sigorta şirketinden poliçe ve hasar dosyası celp edilmiş ve dosya arasına alınmıştır.—- plakalı aracın hasar geçmişi celp edilmiş ve dosya arasına alınmıştır.Bilirkişi 19/09/2022 tarihli raporunda özetle; dava konusu araç sürücüsü—— %100 oranında kusurlu olduğunu, davalı tarafa sigortalı araç sürücüsü— kusursuz olduğunu, değer kaybı yönünden; 27/08/2021 tarihinde meydana gelen olaya ait trafik kazası tespit tutanağındaki tespitlerin, — plakalı araçta meydana gelen maddi hasar ile uyumu olduğunu, davacı tarafın—-model aracında oluşan değer kaybı için davaya konu ettiği ve davalının tazmin etmesini istediği toplam değer kaybı tutarının kaza tarihi itibariyle 10.750,00 TL olabileceğini, ödenecek bakiye bulunmadığını beyan ve rapor etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Dava, trafik kazasından kaynaklı değer kaybı ve —- ücretinin tazmini davasıdır.Davacı tarafça maliki olduğu—- plakalı aracın 27/08/2021 tarihli kaza nedeniyle değer kaybına uğradığı, kaza nedeniyle —- raporu aldıkları, bu nedenle zarara uğradıkları iddiasıyla eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. 27/08/2021 tarihinde davacının maliki olduğu —-plakalı araç ile davalı tarafından kaza tarihinde geçerli —yapıldığı, —- plakalı aracın çarpışması ile trafik kazası meydana geldiği, —- plaka sayılı aracın geçişinin tamamlanmasını beklemeden kavşağa girerek dönüş yapan — plakalı araç sürücüsü —- kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğu, — plakalı aracın sürücüsü — kazanın meydana gelmesine etki eder bir kusurunun bulunmadığı, dosya kapsamında alınan ve bu yönde olan bilirkişi raporunun —- raporu ile de uyumlu olması nedeniyle hükme esas alınması gerektiği, davacı tarafça kusur durumuna ilişkin sunulan mütalaada —plakalı aracın kavşağa girerken hızını azaltmadığı iddiasıyla kazanın meydana gelmesinde %25 oranında kusurlu olduğu değerlendirmesi yapılmış ise de;—- plakalı aracın kendi yolunun solundan giderken—- plakalı aracın sağa dönmek suretiyle— plakalı aracın bulunduğu yola katılmaya çalıştığı, geçiş önceliğinin —plakalı araçta olduğu ve —plakalı aracın hız limitlerini aştığına ilişkin dosya kapsamında bir delil bulunmaması nedeniyle—- plakalı aracın kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunduğu yönünde değerlendirme yapar mütalaaya itibar etme imkanı bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamından; davacı tarafça haksız fiilin unsurlarından olan kusur unsurunun ispat edilememesi somut olayda kazanın meydana gelmesinde davalıya sigortalı aracın kusurunun bulunmaması nedeniyle tazminat şartlarının oluşmadığı sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 80,70 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —uyarınca hesaplanan —vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca zorunlu arabuluculuk nedeniyle arabulucuya hazine tarafından ödenen 1.560,00 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Yatırılan gider avansından kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile —Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.