Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/175 E. 2023/618 K. 14.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/175
KARAR NO : 2023/618

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 11/03/2022
KARAR TARİHİ : 14/07/2023

DAVA:
Davacı vekilinin 11/03/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; 16.04.2021 tarihinde sürücü—– sevk ve idaresindeki —- plaka sayılı motosikleti ile —-istikametinden — istikametine seyir halinde iken aniden direksiyon hakimiyetini kaybederek yolun sağ tarafında bulunan önce banket kısmına 13 mt fren izi bırakarak çelik korkuluklara çarpması ve motosikletin arkasında yolcu olarak bulunan — savrulup düşmesi sonucu medyana gelen trafik kazasında — vefat ettiğini, geriye mirasçıları olarak —- babası ve annesi olan müvekkillerinin kaldığını, kazanın meydana gelmesinde motosiklet sürücüsünün asli kusurlu olduğunu, müvekkillerinin murisinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, kazaya karışan —plaka sayılı motosikletin davalı sigorta şirketi nezdinde Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, sigorta poliçesinde kişi başına vefat halinde 430.000 TL teminat sağlandığını, davalı şirkete teminat limitleri içinde 8 iş günü içerisinde ödeme yapılması ihtarının usulüne uygun şekilde iadeli taahhütlü olarak 23.02.2022 tarihinde tebliğ olunduğunu, usulüne uygun tebligata rağmen davalı sigorta şirketi tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını iddia ederek, 16.04.2021 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu— vefatı nedeniyle şimdilik —için 55.000 TL, — için 45.000 TL olmak üzere toplam 100.000 TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 08.03.2022 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt (avans) faizi ile birlikte diğer kusurlu kişilerin kusurlarına düşen sorumluluk dâhil olmak üzere limit sınırları içerisinde TBK’nin 61, KTK’nin 88/1 ve TBK’nin 163/1 maddeleri gereği teselsül hükümleri uyarınca davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA :
Davalı vekili 29.03.2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının taleplerinin belirlenebilir olduğunu, gerek Yargıtay içtihatları gerekse HMK hükümleri uyarınca belirlenebilir nitelikteki davalar için belirsiz alacak davası açılamayacağını, işbu davadan önce müvekkili şirkete usulüne uygun yapılmış bir başvuru bulunmadığını, tüm bu nedenlerle davanın öncelikle usulden reddi gerektiğini, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davacı tarafça müvekkili sigorta şirketine sigortalı araç sürücüsünün kusurunun ispat edilmesi gerektiğini, hiçbir şekilde davacı iddialarını ve müvekkili şirketin sorumluluğunu kabul anlamına gelmemek kaydıyla müteveffanın vefatı sebebiyle diğer hak sahiplerinin de tazminat talep etme hakkı değerlendirilerek tazminat hesaplaması gerektiğini, davacılara — gelir sağlanıp sağlanmadığı hususunun da araştırılması gerektiğini, araç süri hakkında açılan ceza davası bulunması halinde sonucunun beklenmesi, uzlaşma sağlanması halinde CMK’nin uzlaşmaya ilişkin hükümleri uyarınca uzlaşma sağlanıp sağlanmadığının tespiti gerektiğini, davacı talebine konu tazminatın hesaplanması için müteveffanın gerçek gelirinin davacı tarafça ispatlanması gerektiğini, müteveffanın kaza tarihinde 17 yaşında olduğunu, Yargıtay kararları uyarınca 18 yaşın ikmali ile anne ve babaya destek olacağının kabul edilmesi gerektiğini, yine Yargıtay içtihatları uyarınca müteveffanın askerde olduğu sürenin destek tazminatına dahil edilmemesi gerektiğini, yine Yargıtay içtihatları uyarınca çocuğun ölümü nedeniyle anne-baba tarafından artık yapılması gerekmeyecek yetiştirme giderlerinin hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatından tenzil edilmesi gerektiğini, davacı tarafça ZMSS Genel Şartları gereğince başvuru ekinde ibraz etmesi gereken belgeleri ibraz etmediğinden müvekkili şirkete usulüne uygun yapılmış başvurudan söz edilemeyeceğini, usulüne uygun başvuruda bulunulmadığından müvekkilinin temerrüdünden söz edilemeyeceğini, yine davaya konu kazaya karışan aracın hususi nitelikte motosiklet olması nedeniyle davacının avans faizi taleplerinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, yine dava açılmasına müvekkili sebebiyet vermediğinden müvekkili şirketin yargılama giderlerinden sorumlu tutulmaması gerektiğini, yine müvekkili şirket aleyhine tazminat hesaplanması halinde müterafik kusur ve hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini savunarak, davanın öncelikle dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, aksi takdirde davanın esastan reddine karar verilmesini, masraf ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.

DELİLLER:
— Sulh Hukuk Mahkemesi’nin — değişik iş sayılı dosyası Uyap sistemi üzerinden dosyamız arasına celbedilmiştir.— CBS’nin —- CBS Sorusturma Dosyası Uyap sistemi üzerinden dosyamız arasına celbedilmiştir.—Noterler Birliği’nden davaya konu araçların tescil bilgileri celbedilmiştir.Bilirkişi heyetinin 12/09/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı hak sahiplerinin destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararları toplamı 774.256,85 TL olup, davalı — ZMMS Poliçesi kapsamında sorumlu olduğu 430.000,00 TL. teminat limitinin üstünde olduğu, davalı —ZMMS Poliçesi teminat limitinin davacı hak sahipleri arasında garameten paylaştırılmasına göre, davacı hak sahiplerinin destekten yoksun kalma sebebiyle nihai ve gerçek maddi zararları toplamının 430.000,00 TL olduğu yönünde rapor düzenlenmiş ve bilirkişi raporu usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, tek taraflı trafik kazasında araç sürücüsü olan desteklerini yitiren davacıların ZMM Sigortacısından destekten yoksunluk tazminatı talebine ilişkindir.16/04/2021 olan kaza tarihi itibariyle uygulanması gereken yasal mevzuat ve Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamaları dikkate alındığında; sürücü- işleten destek ister kendi kusuru, ister bir başkasının kusuru ile ölmüş olsun, ölüm destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğuran bir sonuç olduğundan; desteğin kusurunun destekten yoksun kalanlara yansıtılamayacağı; araç sürücüsünün veya işleteninin tam kusurlu olması halinde dahi 3.kişi konumunda olan destekten yoksun kalan kişinin sigorta şirketinden tazminat isteme hakkına sahip olduğu, araç sürücüsünün veya işleteninin tam kusurlu olması halinde dahi 3.kişi konumunda olan destekten yoksun kalan kişinin sigorta şirketinden tazminat isteme hakkına sahip olduğu konusunda duraksama bulunmamasına; bu durumda 3.kişi sıfatıyla dava açan destekten yoksun kalan kişiler bakımından TBK’nun 135. maddesinde düzenlenen alacaklı-borçlu sıfatlarının birleşmesi durumunun da gerçekleşmemiş bulunmasına, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının ”Teminat Dışında Kalan Haller” başlıklı A.6 maddesinin (d) bendinin, kaza tarihinde yürürlükte bulunan ve uygulanması gereken 2918 sayılı KTK’nun 90. maddesine aykırı olmasına ve anılan yasanın poliçe genel şartlarına atıf yapan 2918 sayılı kanunun 90 ve 92.maddelerinin ilgili hükümlerinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiş bulunmasına, iptal kararının elde bulunan derdest davalara da derhal uygulanmasının gerekmesine göre davacıların destekten yoksun kalma tazminat talep haklarının bulunduğu kanaatine varılmıştır (Emsal karar için bkz. –Bölge Adliye Mahkemesi —. Hukuk Dairesi — Esas — Karar sayılı ilamı).
Dosya mahkememizce rapor düzenlenmesi amacıyla bilirkişilere tevdii edilmiş, dosyaya sunulan 12/04/2023 tarihli bilirkişi raporunda — plakalı motosiklet sürücüsünün —olduğunun kabulü halinde — %100 kusurlu olduğunun, davacı — için kök raporda tespit edildiği gibi 310.516,41 TL, davacı baba — için 463.740,44 TL olmak üzere toplamda 774.256,85 TL tazminat hesaplandığı, ancak poliçe limitinin 430.000 TL olması nedeniyle garameten paylaştırma sonucu davacı anne — için 172.451,89 TL, davacı baba—için ise 257.548,11 TL olmak üzere toplamda 430.000 TL tazminat hesabı yapıldığı belirtilmiştir. Dosya kapsamı itibariyle alınan hesap raporunun denetime açık ve hükme esas almaya elverişli olduğu,— Sulh Hukuk Mahkemesinin — dosyasında yapılan tespite göre — plakalı motosiklet sürücüsünün —- olduğu ve tam kusurlu olduğu belirtilmiş olmakla dava dosyasındaki bilgi ve belgeler de gözetildiğinde sürücünün—olduğu kanaatine varılmıştır.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davacı — için 257.548,11 TL ve davacı — için 172.451,89 TL olmak üzere toplamda 430.000 TL destekten yoksun kalma tazminatının (poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla ) temerrüt tarihi olan 08/03/2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine ilişkin karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1-Açılan davanın KABULÜ ile; Davacı —için 172.451,89 TL, Davacı — için 257.548,11 TL olmak üzere toplam 430.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihi olan 08/03/2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacılara verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 29.373,30 TL karar ve ilam harcından peşin ve ıslah harcı olarak alınan 1.468,67 TL’nin mahsubu ile bakiye 27.904,63 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 63.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 341,55 TL peşin harç, 11,50 TL vekalet harcı, 80,70 TL başvurma harcı, 1.127,12 TL ıslah harcı, posta, tebligat gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.637,12 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının yatıran taraflara iadesine,
6-6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca zorunlu arabuluculuk nedeniyle arabulucuya hazine tarafından ödenen 1.600,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,Dair, davacılar vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile —-Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.