Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/170 E. 2023/342 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/170
KARAR NO : 2023/342

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/03/2022
KARAR TARİHİ : 13/04/2023
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı tarafın ——şubesinden alışveriş nedeni ile 2020 yılında kambiyo senedi imzaladığını, bu senet nedeni ile hakkında icra takibi başlatıldığını, bu senedi imzaladığı tarihte kısıtlı olduğunu, tarafına yasal danışman atandığını, senedin düzenlenirken yasal danışmanının haberi olmadığını, bu nedenlerle dava konusu senedin hukuki olarak yok hükmünde olduğunu, şu an itibaren kısıtlılığının kalmadığını, —–Sulh Hukuk Mahkemesince 28/06/2021 tarihinde kısıtlılık halinin kaldırıldığını beyan ederek; hakkında —– İcra Dairesinin —— esas sayılı dosyasında başlatılan takibin durdurulmasına ve borcunun olmadığına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davacı yanın kısıtlı olmadığını, kendisine TMK’nın 429.maddesi gereğince yasal danışman atandığını, yasal danışmanlık altındaki kişinin fiil ehliyeti bakımından kural olarak ehliyetli olduğunu, yalnızca kanunda sınırlı olarak sayılan iş ve işlemler yönünden yasal danışmanının görüşünü almak durumunda olduğunu, sınırlı ehliyetli grubuna dahil olan yasal danışmanlık altındaki kişilerde ehliyetsizlik istisnai durumlarda mevcut olduğunu, bu kişilerin diğer işlemleri bakımından ehliyetli olduğunu ve bu işlemleri tek başlarına yapabileceklerini, davacı yanın 28/02/2020 tarihinde almış olduğu birtakım ürünler karşılığında müvekkili firma ile sözleşme yaptığını ve müvekkili firmaya senet verdiğini, bu senede istinaden müvekkili firma tarafından borçlular ——kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatıldığını, söz konusu işlem her ne kadar yasal danışmanın onayını gerektirse de davacının kısıtlılığının kaldırıldığı görülen —— Sulh Hukuk Mahkemesi’nde davanın 2019 yılında açıldığını ve davacının o tarihte beyan ettiği dilekçesinde psikolojik sorunlarının ve kısıtlanmasını gerektirecek sebeplerin ortadan kalktığını ve kısıtlılığının kaldırılmasını talep ettiğini, davacı yanın bu davayı ikame ettikten yaklaşık 3 ay sonra müvekkili firmadan alışveriş yaptığını, bu bakımdan davacının yasal danışmanının yetkileri 2021 yılında kaldırılmışsa da, davacı alışveriş yaptığı tarihte bu tür işlemleri yapacak ehliyete haiz olduğunu, davacı yanın takibe itirazının kötü niyetli olarak yaptığını, davacı yana 2020 yılında ürün satan personelin davacının kısıtlı olduğunu anlamasının mümkün olmadığını, müvekkillerinin de davacının kısıtlı olduğunu bilmesinin mümkün olmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasındaki ihtilaf, davacının davalıya —–İcra Müdürlüğünün—— esas sayılı takip dosyasına dayanak 28/03/2020 vade 28/02/2020 tanzim tarihli keşidecisi —— lehtarı davalı olan 5.901,88 TL bedelli senetten dolayı faiziyle birlikte 8.573,46 TL üzerinden borçlu olup olmadığı noktasındadır.Celp ve tetkik edilen—– İcra Müdürlüğü’nün—— Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklının ——Şirketi, borçlunun —— olduğu, davalı takip alacaklısı tarafından takip talebi ile takip borçlusu——hakkında kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığı, ödeme emrinin takip borçlusuna tebliği üzerine takip borçlusunun süresinde takibe itiraz etmemesi nedeni ile takibin kesinleştiği anlaşılmıştır.
Celp ve tetkik edilen —– Sulh Hukuk Mahkemesi’nin—- esas ——- karar sayılı dosyasının incelenmesinde; Yasal Danışman —–, kısıtlı —-olduğu, 29/11/2018 tarihli ek kararı ile—– TMK 429 maddesi gereğince fiil ehliyetinin kısıtlanmasının devamına karar verildiği, bilahare 15/10/2020 tarihli ek kararı ile ” 1-Mahkememizin 10/06/2016 tarih, —– Esas——Karar sayılı kararı ile TMK 429. maddesi gereğince kısıtlanan —— kısıtlılığının kaldırılmasına, mahkememizin 29/11/2018 tarihli ek kararı ile yasal danışman atanan—–(TC:——-)’nin görevine son verilmesine” şeklinde karar verildiği ve iş bu hükmün 27/07/2021 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Dava, kambiyo senedine dayalı olarak yapılan icra takibinden dolayı menfi tespit davası olup, davacı tarafça davaya konu edilen senedin düzenlendiği tarihte kısıtlı olması nedeniyle senetten dolayı borçlu olmadığının tespiti talep edilmiştir.
Kural olarak tam ehliyetsiz kişilerin hukuki işlemleri hükümsüzdür.(TMK md.15) Ancak bu kuralın istisnaları vardır. Bunlardan biri TMK.’nun 2.maddesinde de öngörülen dürüstlük kuralıdır. Buna göre, “Herkes haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz”. TMK.’nun 15.maddesinde hükme bağlanan kuralın istisnalarından biri de,T.B.K.nun 65.maddesi hükmüdür. T.B.K.nun 114/2.maddesi yollamasıyla sözleşmeye aykırılık hallerinde de uygulanması mümkün olan T.B.K.nun 65.maddesi uyarınca hakkaniyet elverdiği takdirde tam ehliyetsiz olan kişi diğer tarafın batıl hukuki işlemin hüküm ifade ettiğine güveni nedeniyle oluşan zararından sorumludur. TMK.nun 452/2.maddesinde ise “vesayet altındaki kişinin fiil ehliyetine haiz olduğu hususunda diğer tarafı yanıltmış olması halinde onun bu yüzden uğradığı zarardan sorumlu olacağı” öngörülmüştür. Buna göre kendisini ehil bir kişi gibi gösterip hukuki işlem yapan ve bu suretle karşı tarafı zarara uğratan ehliyetsiz kişinin bu zarardan sorumlu olacağının kabulü gerekir.(—– Hukuk Dairesinin —– esas ve——- karar sayılı ilamı)
Dava konusu somut olayda davacıya mahkeme tarafından 29/11/2018 tarihinde yasal danışman atandığı, borç altına giren davacının tam ehliyetli gibi davranarak davalıdan alışveriş yaptığı ve harcama yaptığı, her ne kadar yasal danışman atanma kararı bulunsa da davalının bu kararı bilebilmesinin mümkün olmadığı, davacının kısıtlama kararının davalıya bildirildiğine ilişkin bir iddiasının bulunmadığı , davacının borcun bulunmadığı iddiasını ispatlayamadığı anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan davanın başında alınan 100,79 TL harç ile tamamlama harcı 45,62 TLden mahsubu ile bakiye kalan 33,49 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesin olduğundan HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca davacıya iadesine,
6-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 8.573,46 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, miktar itibari ile kesin olmak üzere karar verildi.