Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/166 E. 2023/130 K. 14.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/166 Esas
KARAR NO : 2023/130

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/03/2022
KARAR TARİHİ : 14/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA :Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; —- akdedildiğini, sözleşme gereği davacı yanın davalı yanın işe alacağı——– vermeyi taahhüt ettiğini, davalı yanın personel alımı yapacağını davacı yana bildirmesi üzerine, davacı yanın pek çok aday ile görüşme yaparak——belirlediğini, davalı yanın adayların tamamı ile görüşme dahi yapmadığını, taraflar arası akdedilen sözleşmenin 26.-27. Maddeleri gereğince, davalı yanın davacı yana alınacak adayın bir yıllık bürüt maaşının %9’u + —- kadar cayma bedeli ödemesi gerektiğini, alınacak adaya verilecek —- görüşülen adayların talep—–sözleşme gereği hesaplanan —–davalı yana fatura edildiğini, davalı yanın fatura borcunu ödememesi üzerine, alacağın tahsili amacı ile icra takibi başlatıldığını, borçlunun haksız ve kötü niyetli itirazı ile takibin durdurulduğunu, bu nedenler ile davalarının kabulünü, borçlunun itirazının iptaline, takibin devamını, davalının alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahküm edilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP :Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arası akdedilen sözleşmenin 43. Maddesinde tarafların herhangi bir gerekçe göstermeden, bir ay önce yazılı bildirimde bulunmak kaydı ile sözleşmeyi tazminatsız olarak feshetme hakkı olduğunu, davalı yanın fesih iradesini —- ortaya koyduğunu, davacı yanın istenilen nitelikte ve vasıfta personel bulamadığını, herhangi bir hizmet verilmeden, davacı yan tarafından davalı yana takibe dayanak olarak düzenlenen faturaya süresi içerisinde iade faturası düzenlendiğini, davacı şirket yetkilisinin, davalı yanı tehdit ettiğini, —–hakkında kamu davası açıldığını, mahkemece davacı yetkilisinin cezasının kesinleştiğini, karar ilamının icraya koyulduğunu, davalı yanın davacı yana borçlu olmadığı gibi, alacaklı olduğunu, bu nedenler ile davanın reddini, davacı yanın alacağın %20’sinden az olmamak üzere niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasını karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER :
Dosya rapor hazırlamak üzere bilirkişi heyetine tevdi edildiği bilirkişi raporunda: Davacı yan tarafından incelemeye sunulan 2020 yılı ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğunu, Davalı yan tarafından incelemeye sunulan—- defterlerinin 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğunu, davacı ve davalı yanın ticari defterlerinin birebir örtüştüğünü, davacı yan tarafından davalı yana düzenlenen takibe konu faturaya, davalı yan tarafından iade faturası düzenlenmek sureti ile süresinde itiraz edildiğini, iade faturasının davacı yan tarafından ticari defterlere kaydedilmesi ile, iki tarafın ticari defterinde de davacı yanın davalı yandan alacaklı olmadığını, tarafımızdan tespit edilmiştir.
Taraflar arasındaki —— hizmet sözleşmesinin, Türk Borçlar Kanunu’nun 502 vd. maddelerinde düzenlenen Vekalet Sözleşmesi hükümlerine tabi olduğunu—–uygun olarak vekillik görevinin ifası yeterli olduğunu, üstlenilen işin olumlu sonuçlanması gerekmediğini, davalının —- tarihinde yaptığı fesih bildirimi—-arasında sözleşmenin yürürlükte olduğu ve davacı talebinin bu süre içinde kaldığını, sözleşme’nin 27.maddesine göre, 3 ay sürede yönlendirilen ———- pozisyon için uygun olmadığı konusunda tarafların karşılıklı mutabakatı bulunmadığını, buna rağmen sözleşmeye göre bağımsız —-yapılmadığını, davalı taraf feshinin cayma bedeli gerektiğini, gerektirmediğini, davacı tarafın bulduğu—– tümünün —- olmadığı hakkında dosyada veri bulunmadığını, davacı tarafın sözleşmeye göre personel adayı bulma yükümlülüğünü, vekalet sözleşmesi hükümlerinde anıldığı gibi özen ve sadakatle yerine getirdiğini, davacının sözleşme kapsamındaki borçlarını gereği gibi ifa ettiği kabul edildiği takdirde, cayma bedeli adı altındaki ceza koşulu bedelinden sorumlu olacağını, bu durumda cayma bedelinin —– olarak hesaplandığı ve bu bedel üzerinden icra takibine devam edilebileceğini, alacağın likit olup olmadığı ile tarafların karşılıklı icra inkar kötü niyet tazminatı talep edildiği belirtilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Dava, tacirler arasındaki hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Öncelikle, itirazın iptali davasının İİK nun 67. Maddesinde belirlenen 1 yıllık hak düşürücü sürede açılıp açılmadığı incelenecektir. Dosyanın incelenmesinde, davalı yanın süresinde yaptığı itiraz üzerine takibin durduğu, davalı itirazının davacıya tebliğine ilişkin dosyada delil bulunmadığı gibi, davacı yanın takip hakkında icra mahkemesine başvurduğuna ilişkin bir savunma da bulunmadığı gözetilerek davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Davacı ile davalı —- Sözleşmesinin” imzalandığı, sözleşme kapsamında davacının davalı tarafa personel seçme ve yerleştirme hizmeti verdiği anlaşılmaktadır.
—— sayılı dosyasının incelenmesinde; —– alacağın tahsili amacıyla ilamsız takibe başlandığı, ödeme emrinin 17.01.2022 de tebliğ edildiği ve süresinde 19.01.2012 tarihinde borca itiraz edilmesi nedeniyle takibin durduğu, itirazın davacıya tebliğine veya itiraz üzerine icra mahkemesine başvurulduğuna ilişkin bir kaydın bulunmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup dosyaya sunulan raporda, davacı ve davalı tarafların 2020 yılı ticari defterlerinin kendi lehlerine delil vasfına haiz olduğu, davacı yan tarafından davalı tarafa 23/11/2020 tarihli 2.668,11 TL miktarlı insan kaynakları —— açıklamalı bir adet fatura düzenlendiği, davalı tarafça davacı yana —- kaynakları ——- faturasının iadesi açıklamalı bir adet fatura düzenlenerek faturanın davacı tarafa iade edildiği,
Taraflar arasında ——— Sözleşmesi” 1 yıl süreli olup; olağan sona erme süresi 12.08.2021 tarihidir. Fakat, davalı tarafın 23.11.2020 tarihinde sözleşmeyi tek taraflı feshettiğini bildirdiği ve davaya cevabında sözleşme m.43’e göre “taraflardan birinin herhangi bir sebep göstermeksizin sözleşmeyi 1 ay önce yazılı bildirimde bulunmak kaydı ile, herhangi bir tazminat yükümlülüğü olmaksızın fesih hakkına sahiptir. Sözleşmenin işbu madde dahilinde feshi halinde, fesih tarihinde (davacı) ——, müşteri (davalı) bu hak edişe ilişkin ücreti ödemeyi kabul eder” hükmüne dayandığı anlaşılmaktadır.
Sözleşme’nin 27. maddesinde davacının 3 ay içinde yeni bir personelin işe yerleşmesini sağlayamaması halinde, davalının cayma bedeli ödemeden süreci sonlandırma hakkını kullanabileceği; ancak bu hakkın kullanılabilmesi için tarafların karşılıklı iyi niyet çerçevesinde 3 ay sürede yönlendirilen tüm adayların teknik ve kişisel yetkinliklerinin pozisyon için uygun olmadığı konusunda karşılıklı mutabık olmaları gerektiği; bu konuda anlaşmazlık halinde ise karar vermek üzere tarafsız bir ——————— alınacağı kararlaştırılmıştır. Sözleşmenin bu maddesi dikkate alındığında, sözleşme tarihinden itibaren 3 aylık personel bulma süresinin dolduğu ve davalı fesih bildiriminin 23.11.2020 tarihli olduğu görülmekte ise de; tarafların yönlendirilen tüm adayların teknik ve —– için uygun olmadığı konusunda mutabık olmadıkları, buna rağmen sözleşmeye göre bağımsız danışman denetimi de yapılmadığı görülmüştür.
Davalının, edimin tam olarak yerine getirilmediği ve sözleşmenin 6. Maddesi uyarınca, davacı tarafından verilen hizmet sonucu işe alınan ancak işten çıkarılan adaların yerine yenisinin sunulmaması nedeniyle ücrete hak kazanılmadığı savunmasının değerlendirilmesinde; taraflar arasındaki sözleşmenin 27. Maddesinde davalı yanın savunmasını doğrular bir hüküm bulunmaktadır.
Taraflar arasındaki—– yerleştirmeye ilişkin hizmet sözleşmesinin, Türk Borçlar Kanunu’nun 502 vd. maddelerinde düzenlenen Vekalet Sözleşmesi hükümlerine tabi olduğu; özen ve sadakatle, talimata uygun olarak vekillik görevinin ifası yeterli olmakta, üstlenilen işin olumlu sonuçlanmasının gerekmediği, sözleşmenin 27.maddesine göre, 3 ay sürede yönlendirilen tüm adayların teknik ve kişisel yetkinliklerinin pozisyon için uygun olmadığı konusunda tarafların karşılıklı mutabakatı bulunmadığı; buna rağmen sözleşmeye göre bağımsız —- yapılmadığı, davacı tarafın sözleşmeye göre personel adayı bulma yükümlülüğünü, vekalet sözleşmesi hükümlerinde anıldığı gibi özen ve sadakatle yerine getirdiğinin mahkememizce kabul edildiği ve davalının cayma bedeli adı altındaki ceza koşulu bedelinden sorumlu olduğu,—- olduğu, taraflar arasındaki
Tüm bu açıklamalar doğrultusunda, taraflar arasında seçme ve yerleştirme hizmetine ilişkin yazılı sözleşme bulunduğu, davacının sözleşme uyarınca edimini yerine getirerek davalı tarafından bildirilen iki pozisyon için çalışma yaparak çalışacak kişilere önerdiği, davalı yanın bu kişilerin bir kısmı ile görüşme yaptığı, davacının—tarihli faturayı düzenleyerek davalıya gönderildiği, davalının süresinde faturayı iade ettiği, ancak davacının sözleşme kapsamında hizmeti vererek sözleşme ücretine hak kazandığı anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile takibin ——üzerinden devamına ve alacağın likit olmaması nedeniyle icra inkar tazminatının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Açılan davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-Davalı/takip borçlusunun,———— sayılı dosyasına vaki itirazının —— yönünden İPTALİNE, kabulüne karar verilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına,
2-Şartları oluşmayan icra inkar tazminatı isteminin reddine,
3-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
4-Harçlar kanunu uyarınca alınması gerekli 159,73-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70-TL’nin mahsubu ile bakiye 79,03-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden ———–hesaplanan 2.338,18-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden —— hesaplanan 329,93-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 80,70-TL başvuru harcı, 80,70-TL peşin harç, 71,00-TL vekalet harcı, olmak üzere toplam 232,4‬-TL harcın kabul red oranı dikkate alınarak —- kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan tebligat, bilirkişi, posta ve diğer masraflar olmak üzere toplam 2.069,00-TL yargılama giderinin kabul red oranı dikkate alınarak —– kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin ise davacı üzerinden bırakılmasına,
9-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
10-6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca zorunlu arabuluculuk nedeniyle arabulucuya hazine tarafından ödenen ——- oranına göre hesap edilen 1.161,6‬0-TL’sinin davalıdan alınarak, 158,4‬0-TL’ sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usullen anlatıldı.