Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/16 E. 2022/897 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/16 Esas
KARAR NO: 2022/897
DAVA: İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 07/01/2022
KARAR TARİHİ: 15/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA :Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle: müvekkilinin——alanında faaliyet gösterdiğini, müvekkili ile davalı arasında—– çatısı üzerine —– kurulmasına ilişkin sözleşme akdedildiğini, karışıklığa mahal vermemek adına davalı şirketin birden fazla kez unvan değişikliğine gittiğini, davacı müvekkilinin tüm edimlerini sözleşmeye uygun şekilde ifa ettiğini ve aynı şekilde sözleşmeye uygun şekilde düzenlediği faturaları davalıya ilettiğini, davacı şirketin borçlu olduğu ——– olup, davalı tarafından ödenmediğini, davacının bakiye borcunu ödememesi üzerine —- ihtarnamesinin gönderildiğini, ihtara rağmen borcun ödenmemesi üzerine —– dosyası ile icra takibi başlattıklarını, takibe borçlu tarafından yetki itirazında bulunulması üzerine dosyanın — İcra Dairelerine gönderildiğini ve——dosyası üzerinden takibe devam edildiğini, söz konusu icra dosyasından gönderilen ödeme emrine borçlu tarafından haksız ve kötü niyetli şeklide itiraz edildiğini, huzurdaki itirazın iptali davasının konusunu teşkil eden icra dosyasının takip talebinden görüleceği üzere —-cinsinden olan borç ——- çevrilerek en yüksek ticari avans faiziyle talep edildiği, bu nedenle takibin devamına ve en yüksek hadden ticari avans faizine hükmedilmesi gerektiğini beyanla, haksız itirazın iptali ile takibin devamını alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle: Eser sözleşmesinden kaynaklı davaların 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, bu nedenle davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, davacının sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davacı ile müvekkili şirket arasında imzalanan sözleşmenin ——Maddesi kapsamında ——- gücündeki ——-santralinin birleşenlerinin sözleşme – ile belirlendiğini, davacının sözleşmeyle kararlaştırılan tüm esasları yerine getirmediğini, kural olarak asıl olanın sözleşmenin kararlaştırıldığı şekilde eksiksiz ifası olduğunu, aksi halde sözleşmeden beklenen yararlar dengesinin bir taraf aleyhine bozulacağını, böyle bir durumda da bir tarafın edimini yerine getirmiş kabul edilemeyeceğini, sözleşmenin —– maddesinde, davacı yükleniciye ne şekilde ödeme yapılacağının taraflarca hüküm altına alındığını, bu anlamda müvekkili şirketin ödeme yükümlülüğünün doğması için ilgili hükümde düzenleme altına alınan tamamlama ve kabullerin yapılması gerektiğini, aksi halde bizatihi faturaların dayanağı olan sözleşme tahtında ödemeye hak kazanamayacağını, sözleşmede madde —– yer alan ilgili teslim ve kabullerin ise, davacının kusurlu ve eksik ifaları sebebiyle yapılamadığını, hal böyle iken davacı tarafça ödeme talep edilmesinin kötü niyetli bir talep olmamaktan ileriye gidemediğini, bu nedenlerle davacı tarafından ikame ettirilen işbu haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi gerektiğini, faturanın karşı tarafa tebliği veya tebliğ edildiğinin ispatının alacak hakkı doğması için yeterli olmadığını, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin imza tarihinin —– olduğu göz önüne alındığında davacının neredeyse 7 yıl sonra açtığı davanın mesnetsiz olduğunu beyanla, haksız davanın reddine, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER :
—– yazılan müzekkereye cevap verilmiş olup icra dosyası dosya arasına alınmıştır.
Taraflara ait —– celbi için müzekkere yazılmış ve müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
Dosya rapor hazırlamak üzere bilirkişiye tevdi edildiği bilirkişi raporunda;
“Tarafların incelenen —- yılları ticari defterlerinin kendi adlarına delil vasfına haiz olduğunu, tarafların — icra takip tarihi itibariyle euro cari hesaplarının —- farkla birbirini doğruladığını, — cari hesaplarının davacı tarafından —– olarak düzenlenen faturaların –değerlemesinin taraflarca farklı yapılması nedeniyle — fark bulunduğunu, yapılan inceleme neticesinde davacının kur değerlenmesini sözleşmeye uygun olarak —-esas alınarak yaptığının tespit edildiğini, Davacının,—– yevmiye numarasıyla davalıya gönderdiği ihtarnamede, tebliğ tarihinden itibaren —- içerisinde borçlarının ödenmesini ihtar ederek davalıyı temerrüde düşürmüş olduğunu, ihtarnamenin— tarihinde davalıya tebliğ edildiğini, davacının icra takibinde işlemiş faiz talebinde bulunduğu üzere davacının —— faiz talep edebileceğini, davacı şirketin —– icra takip tarihi itibariyle davalı şirketten —– alacaklı olduğunu, dosya içeriğinde Geçici kabul, Kesin kabul yada periyodik bakım Tutanaklarının bulunmaması, davalı tarafça da —-sisteminin kusurlu olduğuna yada eksiklerine dair karşı tarafa bildirildiğini, yada taraflarca imza altına alınmış herhangi bir belge, tutanak olmadığını, davacının icra takibinden sonra faiz talebinin ve icra inkar tazminatı isteminin mahkemenin takdirine olduğunu” tespit etmiştir.
İNCELEM VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasında akdedilen ———-tarihli eser sözleşmesinden kaynaklı bakiye alacağın tahsili için yapılan takibe itirazın iptaline ilişkindir. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir.
Davalı firmanın —— kurma işini üstlenmesi, bir tarafın vermeyi taahhüt eylediği semen karşılığında bir şey imalini üstlenmesi olup, eser sözleşmesinin unsurlarını taşımaktadır. Satım sözleşmesinden ayıran en önemli yan satımdaki montaj işleminin imalatı içermemesine karşın, —– kurulmasının aynı zamanda imali de bünyesinde barındırıyor olmasıdır. Ayrıca satım da sözleşme anında satılan alınan şey mevcut ve kullanılabilir iken, eser sözleşmesinde sözleşme anında eser ortada olmayıp, sözleşmeden sonra imali söz konusudur. —- sistemi sadece montajı yapılarak işleyecek halde satışa sunulmuş değildir. İşler hale gelebilmesi ve amacını gerçekleştirmesi imalatı gerektirmekte, sistemi oluşturan parçaların ve ayrı ayrı işleve sahip bölümlerin bir araya getirilmesi ve imali ile oluşmaktadır. Açıklanan bu nitelikleri ile taraflar arasında eser sözleşmesi olduğunda kuşku bulunmamaktadır ———
Eser sözleşmesini satım sözleşmesinden ayıran en önemli yön, satımdaki montaj işleminin imalatı içermemesine karşın, eserde istenilen nitelikte ürünün aynı zamanda imali de bünyesinde barındırıyor olmasıdır. Ayrıca satımda, sözleşme anında satın alınan şey mevcut ve kullanılabilir iken, eser sözleşmesinde sözleşme anında eser ortada olmayıp, sözleşmeden sonra imali söz konusudur.
Dava konusu olan bakiye iş bedeli alacağı eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklandığından, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nın 126/4. ve ——- tarihinde yürürlüğe giren 6098 Sayılı TBK’nın 147/6.maddesi hükümlerine göre zamanaşımı süresi 5 yıldır ve BK’nın 128 ve devamı ile TBK 149 ve devamı maddeleri hükmünce zamanaşımı süresi alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren işlemeye başlayacağından, eser sözleşmelerinde zamanaşımının başladığı tarih, eserin sözleşmesine uygun biçimde teslim edildiği tarihtir.
BK m. 136/2 (TBK m. 157/2)’ ye göre, zamanaşımı, icra takibi ile (kovuşturulması ile) kesilmişse alacağın takibine ilişkin her işlemden sonra yeniden işlemeye başlar. Zamanaşımı kesilince, kesilmeden itibaren yeni bir süre işlemeye başlar (BK m. 135/1). Zamanaşımının kesilmesinden sonra işleyecek yeni zamanaşımı süresi, eski (kesilen) zamanaşımının aynıdır.
Zamanaşımını kesen işlemler doktrinde uyuşmazlığı bir adım ileri götüren icra takip işlemleridir. İcra takip işlemlerinin unsurları: 1)İcra organı tarafından yapılma, 2)Borçluya karşı yapılma ve 3)Cebri icranın ilerlemesini sağlamadır.
Davaya konu olan —- Esas sayılı dosyasında —- toplam alacak üzerinden takip yapıldığı görülmüştür. Davalı borçlunun bu takibe itiraz ettiği tarih———. İtiraz üzerine İcra Müdürlüğü tarafından —– tarihinde takibin durdurulmasına ilişkin karar verilmiştir.
Davacı yüklenici işin teslim tarihini ispat külfeti altında olup, davacı tarafça fatura tarihlerinden sonra işin teslim edildiği de iddia edilmemiştir. Buna göre fatura tarihi itibarıyla teslimin gerçekleştiği karinesinin aksi davacı tarafça ispatlanamamıştır.
Davacı tarafça, davaya konu alacak için davalı aleyhine ——– dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının itirazı üzerine takibin —–tarihinde durdurulmasına karar verildiği, davacı alacaklı vekili tarafından takip durduktan sonra yenileme ve haciz taleplerinde bulunulduğu, anlaşılmıştır. Davaya konu alacakla ilgili olarak daha önce bir icra takibi başlatılmış olması zamanaşımını kesen bir sebep olmakla birlikte, bu durumda zamanaşımı süresi tamamen durmayacak, kesilmeye neden olan olaydan itibaren zamanaşımı süresi yeniden işlemeye başlayacaktır. Yeniden işlemeye başlayan bu yeni zamanaşımı süresi içerisinde zamanaşımını kesen yeni bir işlem olmadığı takdirde zamanaşımı süresi işlemeye devam edecek olup, işleyen bu zamanaşımı süresinin dolması durumunda artık zamanaşımını kesecek bir işlem yapılmış olsa bile zamanaşımının kesilmesi söz konusu olmayacaktır.
Somut olayda, alacaklı vekili icra müdürlüğü tarafından verilen —- tarihli durdurma kararından sonra — tarihli dilekçesi ile haciz talebinde ve —- tarihli dilekçeleri ile haciz talebini içermeyen yenileme talebinde bulunmuş ve durma kararının tebliğini talep etmiştir, ancak yenileme talebi icra takip işlemi niteliğinde olmadığından zaman aşımını kesmez.———-
Somut olayda davaya konu icra takibinin —– tarihinde başladığı, davalı borçlunun takibe —– tarihinde itiraz ettiği, bunun üzerine müdürlükçe —– takibin durdurulmasına karar verildiği, icra takibinin itiraz üzerine durması halinde dahi alacaklının kesilen ve yeniden başlayan zamanaşımı süresinin tekrar kesilmesini ve yeni bir sürenin başlamasını teminen yapabileceği tek işlemin itirazın iptalini veya kaldırılmasını dava etmekten ibaret olduğu, zamanaşımının icra takip tarihi olan —- tarihinde kesildiği, icra müdürlüğünün takibin durdurulmasına ilişkin —- tarihli kararından sonra da — yıllık zamanaşımı süresinin —– tarihinde dolduğu eldeki davanın dava tarihi olan —– tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmakla açılan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur ———–
HÜKÜM :Gerekçesi Yukarıda Açıklanan Nedenlerle:
1Açılan davanın Zamanaşımı nedeniyle REDDİNE,
2-Davacı tarafça peşin olarak yatırılan 4.358,80-TL olarak yatırılan harçtan Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 80,70 TL karar ve ilam harcı çıkarıldıktan sonra bakiye‭ 4.278,1‬0-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Yatırılan gider avansından kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
5-Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 38.733,04-TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak kendini vekil ile temsil ettiren davalı tarafa verilmesine,
6-6325 Sayılı Yasa’nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca zorunlu arabuluculuk nedeniyle arabulucuya hazine tarafından ödenen 1.560,00-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Karar kesinleştikten sonra ———- iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ———– Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/12/2022