Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/123 Esas
KARAR NO: 2023/230
DAVA:Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 18/02/2022
KARAR TARİHİ:16/03/2023
DAVA :Davacı vekili Mahkememize sunduğu 18/02/2022 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; davacı vekili, dava dilekçesinde özetle davacı şirketin —— tarihinde davalı şirketten —– bedel karşılığında satın aldığını, davacının ilgili bilgisayarı satın aldığı tarihten itibaren bilgisayarda ortaya çıkan birtakım ayıplardan dolayı kullanamadığını, masa üstünde anlık donmalar oluştuğunu, işlemci kullanımı %100’e ulaştığında ışıkların tamamen söndüğünü, —— bulunduğunu, sorunların giderilmesi amacıyla——-servisine bilgisayarın teslim edildiğini, yetkili serviste üründeki ayıpların giderilemeyeceğinin ve ürünün tamir edilemeyeceğinin anlaşılması üzerine —- davacı firmaya —– verdiğini, davacının —– tarihinde satıcı firmaya ürünün ayıpsız misli ile değişimi talebinde bulunduğunu, ürünün ayıpsız misli ile değişimi talebiyle ilgili bir işlem yapılmadığını, bilgisayarın ayıpsız mislinin stoklarında bulunmadığını, ancak davacıya ilgili ürünün daha düşük modeli olan——teklif edebileceğini, seçimlik haklardan olan ayıpsız misli ile değişim hakkının şu aşamada orantısız güçlük barındırdığını, sözleşmeden dönme hakkının kullanılması durumunda bedel iadesi yapılabileceğini cevaben davalının ihtar ettiğini, davacının davalının kusurlu eylemleri neticesinde sözleşmeden dönmesi üzerine aynı marka ve modeldeki bilgisayarı — tarihinde—- bedel karşılığında satın aldığını belirterek davalının taşınır, taşınmaz malları ve 3.kişilerde bulunan hak ve alacakları üzerinde şimdilik —- tutarında teminatsız olarak ihtiyati haciz konulmasına, davacının ürünün ayıplı olmasından kaynaklı uğradığı şimdilik 10.000TL zararının davalının temerrüde düşürüldüğü —-tarihinden itibaren işleyecek bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi ile beraber davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili Mahkememize sunduğu 01/04/2022 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: davacının talebini yanlış yerde ileri sürdüğünü, müvekkilin bilgisayar ürünlerini aracı firmalar yoluyla ——– satan bir şirket olduğunu, davacı firmanın ise tek bir ürün aldığını, ürünü ise satış platformu üzerinden aldığını, davacı ile müvekkil arasında doğrudan bir satış sözleşme kurulmadığını, davacının müvekkil firmanın tüketicisi konumunda olduğunu, davacının müvekkilden talep ettiği bedelin—olduğunu, bu bedel —– üst sınırının altında olduğunu, davacının, müvekkile karşı taleplerini ileri sürmesi gerektiği yerin —–olduğunu, yargı yolunun hatalı olduğunu, işbu nedenle öncelikle davanın usulden reddi gerektiğini, davacının ilk olarak malın misli ile değişimini talep ettiğini, hemen ardından da sözleşmeden döndüğünü, ürün bedelini ve uğradığı menfi zararı talep ettiğini, davacının ürün bedelinin iadesi için —— icra dosyasıyla müvekkil aleyhine —- tarihinde icra takibi başlattığını, müvekkilin itiraz süresinde icra dosyasına ürün bedeli + faizi ödemesini yaptığını, davacının ihtiyati hacze ilişkin taleplerinin her halde gerekçesiz olduğunu, işbu nedenle öncelikle davacının ihtiyati haciz taleplerinin reddi gerektiğini, mahkeme esasa girecekse davanın reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu: Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davacının sözleşmeden dönme nedeniyle menfi zararının oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise ne kadar zararının oluştuğu, bu zarardan davalının sorumlu olup olmadığı, bu kapsamda davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise; alacak miktarının ne olduğu noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, satılanın ayıplı olduğu iddiasıyla açılan sözleşmeden dönme ve menfi zararın tazmini istemine ilişkindir.
Davanın Hukuki Sebebi: Türk Borçlar Kanunu(TBK)’nun 229. maddesindeki; ” Satış sözleşmesinden dönen alıcı, satılanı, ondan elde ettiği yararları ile birlikte satıcıya geri vermekle yükümlüdür. Buna karşılık alıcı da, satıcıdan aşağıdaki istemlerde bulunabilir:
1. Ödemiş olduğu satış bedelinin, faiziyle birlikte geri verilmesi.
2. Satılanın tamamen zaptında olduğu gibi, yargılama giderleri ile satılan için yapmış olduğu giderlerin ödenmesi.
3. Ayıplı maldan doğan doğrudan zararının giderilmesi.
Satıcı, kendisine hiçbir kusur yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alıcının diğer zararlarını da gidermekle yükümlüdür.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER:
—— tarafların son tescil bilgileri istenmiş ve gelen yazı cevabı dosya arasına alınmıştır.
—— Esas sayılı dosyası celp ve tetkik edilmiştir.
— müzekkere yazılarakak—- tarihli ——— asıllarının mahkememize gönderilmesi istenmiş ve gelen yazı cevabı dosya arasına alınmıştır.—müzekkere yazılarak —– yevmiye numaralı ihtarname ve tebliğ şerhinin aslı gibidir onaylı sureti istenmiş ve gelen yazı cevabı dosya arasına alınmıştır.
— müzekkere yazılarak —– yevmiye numaralı ihtarname ve tebliğ şerhinin aslı gibidir onaylı sureti istenmiş ve gelen yazı cevabı dosya arasına alınmıştır.
— müzekkere yazılarak —– yevmiye numaralı ihtarname ve tebliğ şerhinin aslı gibidir onaylı sureti istenmiş ve gelen yazı cevabı dosya arasına alınmıştır.
—-marka ve modelindeki bilgisayarın—- tarihinde satış fiyatlarının —–,——–firmalarına müzekkere yazılmış ve gelen yazı cevapları dosya arasına alınmıştır.
——- müzekkere yazılarak davaya konu bilgisayar ile aynı marka ve modeldeki bilgisayarların—– tarihindeki satış fiyatları sorulmuş ve gelen yazı cevapları dosya arasına alınmıştır.
Bilirkişi heyeti —- tarihli raporunda özetle; teknik inceleme yapıldığında; dava konusu —— tamiri mümkün olmadığını, gizli ayıplı olduğunu, borçlar mevzuatına yönelik değerlendirme yapıldığında; mahkemece uyuşmazlık noktalarının belirlendiği — tarihli celsede davacının sözleşmeden döndüğü hususu kabul edilmiş ve dönme üzerine olumsuz (menfi) zarar ile ilgili hususların değerlendirilmesine karar verilmiş olup sözleşmeden dönmenin değil, dönmenin sonucu bakımından zarar yönünden değerlendirme yapıldığını, taraflar arasında ——- satım bedeliyle, TBK m.207 hükmünce taşınır satış sözleşmesinin kurulduğu, davacının alıcı, davalının ise satıcı sıfatını haiz olduğunu, davacının, satılanın gizli ayıplı olması dolayısıyla TBK m. 227/1, b.l hükmünce sözleşmeden dönme yönündeki seçimlik hakkını kullandığı ——, davacının dava dilekçesinin netice-i talep kısmındaki talebi incelendiğinde —– menfi zararının davalının temerrüde düşürüldüğü—— tarihinden itibaren işleyecek bankalarca uygulanan ——– talep edildiğini, davacının talebi değerlendirildiğinde davacı alıcının olumsuz (menfi) zarar talebinin, ayıptan sorumluluk hükümleri kapsamında TBK m. 227/1, b.l hükmü uyarınca sözleşmeden dönme üzerine TBK m. 229/1,b5.3 hükmüne dayandığı kanaatine varılabil doktrinde, TBK m. 229/1,b.3 “Ayıplı maldan doğan doğrudan zararının giderilmesi” şeklindeki hüküm ile kusursuz sorumluluğun düzenlendiğini, hükümde sadece olumsuz (menfi) zararların istenebileceğinin düzenlendiğini, alıcının sözleşmeden dönmesi halinde doğrudan zarar kapsamında olumsuz (menfi) zararın ——— tazmininin talep edilebileceğinin kabul edildiğini, davacı tarafından—- davalıya ——- tarihinde gönderilen ihtarnamede —- olumsuz (menfi) zararın tebliğden itibaren 3 gün içinde ödenmesi ihtar edilmiş olup ihtarname, davalıya —- tarihinde tebliğ edildiğinden davalının, TBK m. 92/1,b.1, TBK m. 93/1 ve TBK m. 117/1l hükmünce ——- tarihinde temerrüde düştüğü kanaatine varılabileceğini, davacının, davalı aleyhine —— dosyası ile icra takibi başlattığını, ayıptan dolayı sözleşmeden dönüldüğünden bahisle —– iade faturası bedelinin tahsilinin talep edildiğini, davalı borçlu tarafından ise icra dosyasına—- tarihinde —-ödendiğini, hal böyle olmakla alıcı davacının, davalıdan 40.833,27TL tahsil etmesi sebebiyle dava dışı—-tarihinde aldığı bilgisayara ilişkin satış bedelinden ———, kusursuz sorumluluk kapsamındaki TBK m. 229/1,b.3 “Ayıplı maldan doğan doğrudan zararının giderilmesi” şeklindeki hüküm gereğince olumsuz (menfi) zarar olabileceğini, yukarıda (temerrüt tarihi olarak hesaplanan) 07.02.2022 tarihinden davanın açıldığı 18.02.2022 tarihine kadar temerrüt faizi olarak “bankalarca uygulanan———-tazmininin (mali yönden yapılacak faiz hesaplaması uzmanlık alanımızın dışında olduğundan değerlendirilmemiştir) isteyip isteyemeyeceği hususunun takdirinin mahkemeye ait olduğunu beyan ve rapor etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Davacı tarafça, davalıdan ——- karşılığında bilgisayar aldıkları, bilgisayarın ayıplı olması nedeniyle servise gönderildiği, servis tarafından kendilerine değişim belgesi verildiği, davalının değişimi gerçekleştirmediği bu nedenle sözleşmeden dönme haklarını kullandıklarını ve davalıya iade faturası kestiklerini, ayıp nedeniyle menfi zararlarının oluştuğunu beyanla menfi zararlarının tazminini talep ettikleri anlaşılmıştır.
Davalı tarafça, davalıya ürün bedelini iade ettikleri menfi zararın tazmininin ancak ürün bedelinin iadesi ile birlikte istenebileceği, bu nedenle bu aşamada istenmesinin mümkün olmadığı, ürünün ayıplı olmasında kendilerinin kusurunun bulunmadığı bu nedene menfi zarardan sorumlu olmadıkları iddiasıyla davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Dava, satış sözleşmesinde edimin ayıplı ifa edildiği iddiasına dayalı menfi zararın tazmini davasıdır.
Taraflar arasında; edimin ayıplı ifa edildiği, davacı tarafından sözleşmeden dönüldüğü ve davalının edimin bedelini davacıya iade ettiği hususunda ihtilaf bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki temel ihtilaf; edimin ayıplı ifası nedeniyle davacının menfi zarara uğrayıp uğramadığı ve uğramış ise zarar miktarının ne olduğu hususlarındadır.
TBK’nın 112. Maddesinde; “Borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür. ” düzenlemesine yer verilmiştir.
Sözleşmeden dönme hakkının kullanılması durumunda alıcının TBK’nın 229 Maddesi gereği genel hükümlere göre isteyebileceği tazminat TBK’nın 112. Maddesinde düzenlenen menfi zararın tazminidir. Menfi zarar, sözleşmenin gereği gibi ifa edilmemesi yani ayıplı ifa edilmesi nedeniyle alıcının uğradığı zarardır.
Davacı tarafından, 22/09/2021 tarihinde 34.499,00 TL bedelle bilgisayar alındığı, bilgisayarın ayıplı olması nedeniyle davacı tarafından 16/02/2022 tarihinde 52.308,00 TL bedelle başka bir bilgisayar satın alındığı anlaşılmıştır.Somut olayda davacının menfi zararı yani edimin ayıplı ifa edilmiş olması nedeniyle uğramış olduğu zarar, ayıplı ifa nedeniyle almak zorunda kaldığı bilgisayar ücreti olan 52.308,00 TL ile ayıplı bilgisayar bedeli olan 34.499,00 TL arasındaki fark olan 17.309,00 TL’dir. Bilirkişi raporunda menfi zarar hesabı yapılırken davalı tarafından ayıplı bilgisayarın bedel iadesini geç ödemesi nedeniyle ödemek zorunda kaldığı faiz ve icra giderleri de hesaplamaya dahil edilmiş ise de, ayıplı ürünün salt değerinin dışındaki işlemiş faiz ve icra giderlerinin iadenin zamanında yapılmamasından kaynaklı olması nedeniyle hesaplamaya dahil edilmemesi gerektiği kanaatine varılmış ve bilirkişi heyetinin görüşüne itibar edilmemiştir.
Tüm dosya kapsamından; davalı tarafından edimin ayıplı ifa edilmesi nedeniyle davacının sözleşmeden döndüğü, ayıplı ifa nedeniyle almak zorunda kaldığı bilgisayar bedeli ile ayıplı bilgisayar bedeli arasındaki farkın davacının menfi zararını oluşturduğu ve bu zararın 17.309,00 TL olduğu, davalının—— yevmiye nolu ihtarnamesinin tebliğinden itibaren üç günlük sürenin geçmesi ile temerrütün oluştuğu, tarafların tacir olması ve dava konusunun tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olması nedeniyle alacağa ticari faiz işletilmesi gerektiği sonuç ve vicdani kanaatine—–varılarak davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
2—— tarihinden itibaren avans faizini geçmemek kaydıyla bankalarda uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
4-Başlangıçta peşin olarak alınan 170,78 TL harcın tamamlama harcı 190,00 TL ile birlikte, alınması gerekli olan 1.182,38 TL harçtan mahsubu ile bakiye 821,60 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5- Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu başvuru harcı 80,70 TL, posta ve tebligat gideri 231,50 TL, bilirkişi ücreti 3.000,00 TL, olmak üzere toplam 3.312,20 TL yargılama masrafının, davacı yan davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 2.721,23 TL yargılama masrafına, peşin harç 170,78 TL, tamamlama harcı 190,00 TL ile birlikte, eklenerek sonuç olarak 3.082,01 TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, dava konusunun toplam değerinin redle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 590,97 TL yargılama masrafının davacı yan üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 9.200,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 3.759,00 TL avukatlık ücretinin davacı taraftan alınarak davalıya verilmesine,
8-6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca zorunlu arabuluculuk nedeniyle arabulucuya hazine tarafından ödenen 1.600,00 TL’ nin davanın kısmen kabul kısmen ret oranına göre hesap edilen 1.314,52 TL’sinin davalıdan alınarak, 285,48TL’ sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
9-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ———Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/03/2023