Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/120 E. 2022/941 K. 27.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/120 Esas
KARAR NO : 2022/941

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/02/2022
KARAR TARİHİ : 27/12/2022

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu —– tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; davalı borçlu tarafın müvekkile ticari ilişkiden kaynaklı olarak — borcu bulunduğunu, bu sebeple davalı borçlu aleyhine müvekkilimize olan — cari hesaptan kaynaklı alacağın tahsili amacıyla—- sayılı icra dosyasıyla icra takibi yapıldığını, davalı borçlu tarafa icra dosyasından gönderilen ödeme emri 15.11.2021 tarihinde tebliğ edildiğini ve yine 15.11.2021 tarihinde vekili aracılığıyla icra dosyasına müvekkie herhangi bir borçları olmadığını belirterek itiraz ettiğini, tarafların ticari kayıtları incelendiğinde davalı borçlunun müvekkile cari hesaptan dolayı 46.484,95 TL borcu bulunduğu ortaya çıkacağını, bu sebeple davalı borçlunun icra dosyasına yapmış olduğu itiraz haksız ve kötü niyetli olduğunu, davanın kabulü ile davalı borçlunun yapmış olduğu itirazın 46.484,95 TL asıl alacak üzerinden iptaline ve kötü niyetli ve haksız olarak icra takibine itiraz eden davalı borçlu aleyhine %20 den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 22/03/2022 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: davacı tarafın, davalı müvekkil ile ticari ilişkilerinden kaynaklı olarak müvekkilin —-borcu bulunduğundan bahisle cari hesaptan kaynaklı alacağın tahsili amacıyla —-sayılı icra dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, yasal süresi içerisinde takibe belirtilen miktarda bir borç bulunmadığından dolayı itiraz edildiğini, her iki taraf da tacir olduğundan süregelen ticari ilişkilerinden kaynaklı olarak devam etmekte olan bir bakiyenin söz konusu olduğu taraflarınca inkar edilmemekle birlikte davacı tarafça takip başlatılan ve huzurda ikame edilen dava ile belirtilen miktarlar gerçekle uyuşmadığını, müvekkil şirketin belirtilen miktarda bir borcu olmadığından ilgili icra dosyasına itirazda bulunulduğunu, davanın reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davacı ile davalı arasında bulunan ticari ilişkiden dolayı davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise alacak miktarının ne olduğu, davalının icra takibine itirazının haklı olup olmadığı, iptalinin gerekip gerekmediği noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak,—– alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen—- Esas sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna tebliği üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
—– tarafların tescil bilgileri celp edilmiş ve dosya arasına alınmıştır.
—— davalının—— ve dosya arasına alınmıştır.
Bilirkişi 03/11/2022 tarihli raporunda özetle; davacı ve davalı şirket tarafından uyuşmazlığa konu— içerisinde incelemeye ibraz edildiğini, davacı ve davalı şirketin 2021 yıllarına ait ibraz ettiği ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırılmış olduğunu, defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulduğunu, kayıtların düzenli ve yasalara uygun tutulduğunu, ticari defterlerin HMK 222 maddesi uyarınca sahibi lehine delil vasfına haiz olduğunu, davacı şirketin sahibi lehine delil niteliğine haiz ticari defterlerinde davalı— alacaklı olduğunu, davalı şirketin sahibi lehine delil niteliğine haiz ticari defterlerinde davacı —- borçlu olduğunu, taraflar arasında cari hesap uyuşmazlığının bulunmadığını, Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği — Bilindiği üzere, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 148, 149 ve Mükerrer 257 nci maddelerinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak, ——- Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğiyle,————– defter tutan mükelleflerin— ve hizmet alımlarını “Mal ve Hizmet Alımlarına—ile; mal ve hizmet satışlarını ise “Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu — ile bildirmeleri yükümlülüğü getirildiğini, dosya kapsamında bulunan—- yazısına istinaden; daval—- tutarında alım vaptığına dair beyanda bulunduğunu, davacının davalı aleyhine —-işlenmiş faiz talebinde bulunmuş olmakla birlikte davalı şirketi temerrüde düşürdüğüne dair dosya kapsamında evrak görülmediğini, her—–defter mükellefiyetinin olduğu ve ticari defter(ler)in Türk Ticaret Kanunu’na ve —–göre usulüne uygun tutulduğunu, tarafların uyuşmazlık yılı olan—- üzerinde yapılan incelemelerde taraflar arasında cari hesap uyuşmazlığının bulunmadığını, davacı şirketin davalı —- alacaklı olduğu, davacı şirket —- Sayılı dosyası kapsamında bu alacak tutarına — işlenmiş faiz talebinde bulunmuş olmakla birlikte davalı şirketi temerrüde düşürdüğüne dair evrak belge dosya kapsamında görülmediğini, ancak her iki tarafın tacir olması sebebi ile ———— temerrüt faizi talep edebileceğini, talebe bağlı kalmak kaydı ile 42,66 TL işlemiş faiz talep edebileceğini beyan ve rapor etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Dava, ticari nitelikte satım sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafça, davalı ile aralarında ticari ilişki bulunduğu, bu ilişkiden kaynaklı olarak davalıdan cari hesap alacakları bulunduğu alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine davalının itiraz etmesi üzerine takibin durduğu iddiasıyla eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı tarafça, davacı tarafından kesilen faturaların gerçekle uyuşmadığı, bu nedenle faturalara dayalı olarak yapılan takibin haksız olduğu iddiasıyla davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın tespiti için tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş ve davacı defterlerine göre; davacının davalıdan 46.484,95TL alacaklı olduğu, davalı defterlerine göre, davalının davacıya 46.484,95 TL borçlu olduğu taraf defterlerinin birbirleri ile uyumlu olduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nun 222/3. Maddesinde; “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” şeklinde düzenleme ile taraflardan birisinin defterinde yer alan kayıtların diğer tarafında defterinde yer alması halinde ispatlanmış olacağı düzenlenmiştir.
Tüm dosya kapsamından; davacı ticari defterlerine göre davacının davalıdan —-alacaklı olduğu, davalı defterlerine göre davalının davacıya 46.484,95 TL borçlu olduğu, bu kapsamda davacının —esas sayılı takip dosyasına konu ettiği 46.484,95 TL’lik alacağın HMK 222/3.maddesi uyarınca ispat edilmiş olduğu, bu nedenle davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın haksız olduğu, iptalinin gerektiği, tarafların tacir olması ve takibe konu edilen alacağın tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olması nedeniyle alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz uygulanması gerektiği, alacağın likit ve bilinebilir olması nedeniyle icra inkar tazminatının yasal koşullarının oluştuğu, takipteki işlemiş faiz yönünden eldeki davada harçlandırılmış bir talep bulunmadığı bu nedenle işlemiş faizin eldeki davanın konusu olmadığı sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
DAVANIN KABULÜNE;
1-Davalı takip borçlusunun —- Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının 46.484,95 TL asıl alacak yönünden İPTALİNE, kabulüne karar verilen alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına
2-Kabulüne karar verilen alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine
3-Başlangıçta peşin olarak alınan 561,21 TL harcın alınması gerekli olan 3.175,39 TL harçtan mahsubu ile 2.614,18‬ TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye irat kaydına,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yargılama gideri olarak yapılan 80,70 TL başvuru harcı, 561,21 TL peşin harç, 1.200,00 TL bilirkişi ücreti, 81,25 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 1.923,16‬ TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca zorunlu arabuluculuk nedeniyle arabulucuya hazine tarafından——-davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca artan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı ve vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.