Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/106 E. 2023/610 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/117
KARAR NO:2023/611
DAVA: Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:15/02/2022
KARAR TARİHİ:12/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili 15.0.22022 tarihli dava dilekçesinde özetle; ——– hisse dağılımının % 30 yanı —— % 20 payı —– % 50 payının ——— ait olduğunu, müvekkillerinin———— hisselerini ——- yılında satın aldıklarını, şirketin iki müdürünün müşterek imzasıyla temsil ve ilzam edildiğini, müdürlerden birinin davalı ——— şirketinin hissedarı ——- olduğunu, ——– inşaat alanında faaliyet gösteren bir şirket olduğunu, yüklenici sıfatıyla ———- yevmiye sayılı—— konu inşaatı yapma işini üstlendiğini, —— yılında müvekkillerinin ——– toplamda % 50 oranında ortak olmalarından sonra süratle inşaata başladığını, alınan ortaklar kurulu kararı ile şirkete toplamda 10.000.000,00 TL sermaye konmasına karar verildiğini, müvekkillerinin taahhüt ettikleri 5.000.000,00 TL’lik sermayeyi koyduklarını, davalıların ise üzerlerine düşen 5.000.000,00 TL’lik sermayeyi ödeyeceğiz diyerekten müvekkillerini oyaladıklarını, süreç içerisinde müvekkillerinin koydukları 5.000.000,00 TL’lik sermayenin inşaat harcanarak bitirildiğini, müvekkillerinin inşaat faaliyetinin aksamaması için peyder pey 9.075.000,00 TL daha şirkete para koyduklarını, davalıların taahhüt ettikleri sermayeyi koymadıklarını, müvekkillerinin oyalandığını, inşaatın devam etmesi için nakit akışının durduğunu, inşaat faaliyetinin yavaşlaması üzerine arsa sahibi, ———-sözleşmenin fesih edileceğine dair ihtarname gönderildiğini, davalıların şirketteki % 50 oranındaki hisselerini yüksek fiyattan satmayı amaçladıklarını, amaçlarına ulaşabilmek için inşaatın belli bir seviyeye gelmiş olmasını ve inşaata önemli miktarda para yatırılmış olmasını sağlamak suretiyle hisselerinin fiyatlarını artırmayı hedeflediklerinin anlaşıldığını, davalıların şirketteki hisselerinin müvekkilleri tarafından satın alınması teklifinde bulunduklarını, hisse satışı için fahiş fiyat talep edildiğini,——- davalılar ile şirket merkezinde olağanüstü genel kurul yapılmak üzere toplanıldığını, toplantıda hisse satışı konusunda anlaşma sağlandığı takdirde imza atılacağı, aksi durumda hazirun cetveli de dahil hiçbir belgenin imzalanmayacağının ifade edildiğini, taleplerin kabul edilmesi üzerine bir kaç gün sonra kendi teklif ettikleri meblağın kendilerini kurtarmayacağını söyleyerek hisseleri için istedikleri parayı % 30 oranında artırarak revize ettiklerini, taleplerin kabul edildiğini, bir miktar para ile inşaattan yapılacak bağımsız bölümlerden ödenmek suretiyle hisse satışı ile ilgili olarak anlaşılması üzerine 12.04.2021 tarihinde protokol hazırlandığını ve kendilerine teslim edildiğini, davalıların protokolün imzalanması için randevu istenildiğini, ancak yapılması üstlenilen inşaattan bağımsız bölüm almaktan vazgeçtiklerini, bağımsız bölümün parasını da nakit ve peşin olarak istediklerini, aksi durumda hisselerini devretmeyeceklerini, mevcut durumun bu şekilde süreceğini beyan ettiklerini, davalıların taleplerinin sonunun gelmeyeceğinin anlaşıldığını, şirket hisselerinin satılmak istenen üç müşteri adayı ile de anlaşılamadığını, davalıların şirketi işlemez ve çalışamaz duruma getirdiklerini, ortaklar kurulunun toplantıya çağrılması için müşterek imza yetkisine sahip müdür ——— çağrı yapılması için müdürler olarak karar almalarının istendiğini, ihtarname gönderildiğini, şirket müdürünün toplantıya katılmadığını, bunun üzerine ortaklar kurulunu toplantıya çağırmak amacıyla —— dava açıldığını, yapılan toplantıda tutulan tutanağın —— tarafından imzalanmadığını, durumun hazır olanlar tarafından tutanak ve imza altına alındığını, şirketin yürüyen projeleri nedeniyle ilave finansal kaynaklara ihtiyacı bulunduğunu, inşaat faaliyetlerinin müvekkillerinin gayretleriyle devam ettiğini, işin gecikme süresi içinde yapılması üstlenilen bağımsız bölümlerden müvekkillerine isabet eden bölümler sebebiyle kira kaybı zararlarının olduğunu, davalılardan zararı talep ettiklerini, bir yıllık gecikme süresi içinde müvekkilleri tarafından inşaata yatırılan toplam 14.075.000,00 TL paranın maliyeti zararı doğduğunu, ayrıca bu paranın geri dönüşünün gecikmesi sebebiyle başka yatırımların yapılamadığını, davalıların iyiniyet ve dürüstlük kurallarına aykırı davrandıklarını, şirket ortaklığından çıkarılmalarını talep ettiklerini, işlerin kilitlenmesi maksadıyla kötü niyetle müdürlük görevinin gereğini yerine getirmeyen ——— azlini talep ettiklerini belirterek fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydıyla HMK 107 gereği belirsiz alacak davasının kabulüne,——— ortağı ve müdürü olarak şirket müdürlüğü görevini suistimal eden, sadakat yükümlülüğüne aykırı davranan kasten ve kendi menfaati için sahip olduğu hisseleri yüksek bedelle diğer ortaklara satabilmek maksadıyla şirketi kilitleyen ve bundan menfaat elde etmeye çalışan bu sebeple kötü niyetle müdürlük görevlerinin gereğini yerine getirmeyen, inşaatı durma noktasına getiren ve bu sebeplerle —- müvekkillerini zarara uğratan —-müdürlük sıfatı sebebiyle —— olarak sadakat yükümlülüğüne aykırı davranan kasten ve kendi menfaatleri için sahip olduğu hisseleri yüksek bedelle diğer ortaklara satabilmek maksadıyla şirketi kilitleyen ve bundan menfaat ekle etmeye çalışan bu sebeple kötü niyetle ortaklığın kendilerine yüklediği vecibeleri yerine getirmeyen, sermaye borçlarını ödemeyen, sermaye arttırılması kararını almayı engelleyen her türlü kararın alınmasını engelleyen, bu sebeple inşaatı durma noktasına getiren ve —– ve müvekkillerini zarara uğratan ortaklar —-ortaklık sıfatları sebebiyle; ——– buyana inşaat faaliyetleri müvekkillerinin gayretleriyle sınırlı olarak devam ettirilmekte olup, bu yıllık gecikme süresinde inşaat maliyetlerinde fahiş artış olrnası sebebiyle uğrarılan zarar için fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydı ile 50.000.000,00 TL——dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak kendilerine ödenmesine, kabul görmemesi halinde —– verilmesine, davalıların filleri sonucu kaba inşaatı yapan firmanın ödeme alamanası üzerine işi bırakması sebebiyle işe başka bir firma ile devam edileceğinden işi bırakan firma ile yapılan sözleşmedeki birim fiyatlarının bu gün itibariyle neredeyse % 100 artmış olması sebebiyle uğranılan zarar için fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 100.000.000,00 TL’nin davalı —— dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak kendilerine ödenmesine, kabul görmemesi halinde ——verilmesine, davalıların fiilleri sonucu inşaatın tamamı için beton firması ile yapılan anlaşma gereği alınması gereken betonun alınamaması sebebiyle, beton firması ile yapıları anlaşma ile m3 sabit fiyatı ile bu gün itibariyle mevcut m3 sabit fiyatı arasındaki fark sebebiyle uğranılan zarar için fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 100.000.000,00 TL’nin ——- dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak kendilerine verilmesine, kabul görmemesi durumunda ——— verilmesine, 1 yıllık gecikme süresi içinde yapılması üstlenilen bağımsız bölümlerden ——ve müvekkillerine isabet eden sağımsız bölümler sebebiyle uğranılan kira kaybı zararı doğduğundan kira kaybı sebebiyle uğranılan zarar için fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100.000.000,00 TL’nin —– dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak kendilerine verilmesine, kabul görmemesi halinde —– verilmesine, bu yıllık gecikme süresi içinde; müvekkilleri tarafından —– ve inşaata yatırılan toplam 14.075.000,00 TL paranın maliyeti zararı doğduğundan ayrıca bu paranın geri dönüşü gecikmesi sebebiyle başka yatırımlar yapılamamakta ve—– müvekkillerini kilitlemekte olması sebebiyle uğranılan zarar için fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000.000 L’nin —— dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak kendilerine verilmesine, kabul görmemesi halinde —- verilmesine, —— olarak şirket müdürlüğü görevini suistimal eden, sadakat yükümlülüğüne aykırı davranan kasten ve kendi menfaati için sahip olduğu hisseleri yüksek bedelle diğer ortaklara satabilmek maksadıyla şirketi kilitleyen ve bundan menfaat elde etmeye çalışan bu sebeple kötü niyetle müdürlük görevlerinin gereğini yerine getirmeyen, inşaatı durma noktasına getiren ve bu sebeplerle —– müvekkillerini zarara uğratan —– müdürlükten azledilmelerine, —– ortağı olarak sadakat yükümlülüğüne aykırı davranan kasten ve kendi menfaatleri için sahip olduğu hisseleri yüksek bedelle diğer ortaklara satabilmek maksadıyla şirketi kilitleyen ve bundan menfaat elde etmeye çalışan bu sebeple kötü niyetle ortaklığın kendilerine yüklediği vecibeleri yerine getirmeyen, sermaye borçlarını ödemeyen, sermaye arttırılması kararını almayı engelleyen bu sebeple inşaatı durma noktasına getiren ve şirketi ve müvekkillerinin zarara uğratan davalı —– ortaklıktan çıkarılmalarına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir,

CEVAP:Davalılar vekili 29.04.2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddiasının gerçeği yansıtmadığını, —– ifasında bir gecikme yaşanmış ise de gecikmenin nedeninin sözleşmenin davacılardan önceki müvekkili dışındaki diğer yüklenicisi olan—— mali problemlerinden kaynaklandığını, davacıların, eski yüklenici —— yerine yeni diğer yüklenici olarak gelmesinin sebebininde bu olduğunu, var ise söz konusu gecikmenin davalı müvekkilinin kusurundan kaynaklanmadığı ve hatta davacıların da bu süreçten sonra sözleşmeye taraf olduğu izahtan vareste olduğunu, söz konusu dönemde her ne kadar davalı müvekkilinden kaynaklanmayan nedenlerle gecikme yaşanmış ise de, yine de, plan tadilleri, proje çalışmaları, terk ve tevhit ——-işlemler yapıldığını, tarafların her birinin basiretli tacir ve ticari işleri kapsamında hangi evraklara imza attıklarını bildiklerini, sermaye arttırım borcunun söz konusu kararda yazıldığı şekilde taraflar arasında irade uyuşması sonucu olduğunu, hisseleri yüksek fiyatla satmak isteyen tarafın davacı taraf olduğunu, müvekkillerinin hisselerini 15.000.000 TL’ye satın alacağını, kendi hisselerini ise davalı müvekkillere 22.750.000-TL’ye satacaklarını ifade ettiklerini, üç müşteri adayı ile kendi talepleri ile görüştüklerini, müvekkillerinin sermaye koyma taahhütlerini yerine getirdiklerini ve 5.000.000TL sermaye ödediklerini, ödeme dekontlarını sunduklarını, sermaye koyma taahhüdü için 2 sene belirtilmiş ise de davalı müvekkillerinin 5.000.00TL olan sermeye koyma taahhütlerini 2 seneden önce yerine getirdiklerini, 11.02.2020 tarihli protokolde de görüldüğü üzere davalı müvekkillerinin şirket için 7.144.000-TL ödeme yaptığının davacı tarafın kabulünde olduğunu, inşaatın elektrik faturası, bekçi maaşları, tabelacı ücreti, elektrikçiye ödenen ——— gibi ödemelerin çoğunluğunun davalılar adına davalı müvekkillerden —– hesabından yapıldığını, kalan ödemelerind yine davalılar adına ——- hesabından ödendiğini, inşaatın yapımı sürecinde, ———– çeki verildiğini, çek bedeli için davalı müvekkillerinin %50 olan hisseleri karşılığı olarak çek bedelinin yarısı olan 230.000TL’yi —— hesabına yatırdıklarını, davacıların çek bedelinin yarısını yatıracaklarını düşünmüşlerse de davacı taraf yükümlülüğünü yerine getirmeyerek çek bedelinin yarısını şirket hesabına göndermediğini, şirketin hesabında daha önceden 100.000TL bulunması nedeni ile çek alacaklısına 330.000TL ödeme yapılabildiğini, bakiye 130.000,00TL için çek karşılıksız çıktığını, alacaklı bakiye tutarı—- dosyası ile icra takibine konu edildiğini, bunun üzerine de davalı müvekkillerinin şirketin zarara uğramaması adına çekin bakiye bedelini de icra dosyası ferileri ile birlikte toplam 169.000TL olarak ödeyerek icra dosyasını infaz ettiklerini, davacıların üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmemesi nedeni ile çek bakiye kısmı yönünden yazdırılmış ve şirketin ticari itibarınında zedelendiğini, davacı tarafın kötü niyetli hareket ettiğini, ———– sayılı dosyası ile açılan dava öncesi davalı şirket yönetim kurulundan TTK. Madde 412 düzenlemesi çerçevesinde talepte bulundukları ve taleplerinin sonuçsuz kaldığına ilişkin bir iddia ileri sürülmediği gibi buna ilişkin herhangi bir ispat vasıtasının da sunulmadığı, dolayısıyla TTK. 412. Maddesinin koşullarının oluşmadığı kanaatiyle davanın reddine karar verildiğini, davacı tarafın davalı müvekkili ——- müdürlükten azlini mahkemeden talep etmiş ise de açık yasa hükmüne göre ortakları müdürün azlini mahkemeden isteyebilmesi için haklı sebep varlığı gerektiğini, aynı maddede haklı sebep olarak kabul olunan hususlar belirtilmiş ise de kanunun ilgili maddesinde yazdığı şekilde davacı tarafın —— müdürlükten azlini istemesi mümkün olmadığını, davacı tarafın haklı bir sebebi bulunmadığını, müvekkili sermaye taahhüdünü yerine getirdiği gibi davacı tarafın davalı müvekkilinin müdürlükten azlini talep edecek herhangi bir haklı gerekçesi bulunmadığını, limited şirket müdürünün azli davasında haklı sebebin varlığını ispat yükünün davacı tarafta olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla sayın mahkemece aksi düşünüldüğü taksirde ise, TTK. Madde 630/4 gereğince tazminat talep ettiklerini, şirket ortaklarının mahkeme kararı ile ortaklıktan çıkartılabilmesi için de haklı sebebin varlığının gerektiğini, davacı tarafın —— ortaklıktan azillerini istemesi mümkün olmadığını, davacı tarafın haklı bir sebebi bulunmadığını, müvekkilinin sermaye taahhüdünü yerine getirdiği gibi davacı tarafın davalı müvekkilinin müdürlükten azlini talep edecek herhangi bir haklı gerekçesi bulunmadığını, limited şirket ortağının ortaklıktan çıkarılması için haklı sebebin varlığını ispat yükü davacı tarafta olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla sayın mahkemece aksi düşünüldüğü takdirde ise davalıların ortaklıktan çıkarılma nedeni ile müvekkillerin sermaye payı, ayrılma payı, dağıtılmayan kar payı, şirket malvarlığındaki payı —– türlü hak ve alacaklarının tazminini talep ettiklerini, davacı tarafın iddialarını ispatla mükellef olduğunu, davacı tarafın tarafları—— olarak görünen bir adet imzasız sözleşme ibraz etmiş ise de imzasız iş bu sözleşmeye itiraz ettiklerini kabul etmediklerini, delil niteliği bulunmadığını, imzasız evrakları kabul etmediklerini, davacıların iddia ettiklerinin aksine şirkete sermaye koyma borcunu yerine getirdiklerini, 11.02.2020 tarihli protokol incelendiğinde şirket hesaplarına resmi olarak geçmemiş ancak davacıların da kabulünde olduğu üzere 7.144.000-TL sermaye konduğunun görüleceğini, 11.02.2020 tarihli protokol incelendiğinde davacıların sunmuş oldukları dava dilekçesinde şirkete borç olarak vermiş olduklarını iddia ettikleri 14.075.000TL bedelin aslında şirkete borç olarak değil müvekkillerinin şirket için davacıların ortaklığından önce harcamış olduğu %50 bedelin karşılığı olarak taahhüt edilen bedel olduğunun görüleceğini, tarafların imzası olan protokollerin tarafları bağladığını, müvekkillerinin ortaklık ve yönetim sorumluluklarını yerine getirdiklerini, tam aksine, davacılar ortak olarak bu protokolde taahhüt ettikleri yükümlülüklerini yerine getirmediklerini, bir kısım yükümlülüklerini de yerine getirirken gecikmeli hareket ederek dava dilekçesindeki şikayet ettikleri duruma kendileri sebep olduklarını, davacıların şirketin amacını gerçekleştirmek için sermaye arttırımı yapılmasını gerekli görüyorlarsa kanunlarımızda sermaye arttırımını gerçekleştirmenin yolları alternatifli olarak gerekçeli biçimde anlatıldığını, bu usullere riayet edilmeden —– dosyasında davanın açılmasında hukuki yarar bulunmadığını belirterek davacının haksız tüm taleplerinin ve davanın reddine, davalı —– müdürlükten azli talebinin de reddine, mahkemece aksi düşünüldüğü takdirde ise, davalı —– müdürlükten azli nedeni ile TTK. Madde 630/4 gereğince davalı müvekkil —– lehine tazminata hükmedilmesine, davalıların ortaklıktan çıkartılma talebinin reddine, mahkemece aksi düşünüldüğü takdirde ise davalı ——– lehine ortaklıktan çıkarılma nedeni ile müvekkillerin sermaye payı, ayrılma payı, dağıtılmayan kar payı, şirket malvarlığındaki payı ——her türlü hak ve alacaklarının tazminine hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:Dava, davalıların şirket ortaklığından çıkartılması, şirketin yöneticileri olmaları nedeni ile şirketin zarara uğratıldığından bahisle şirketin uğradığı zararın davalılardan tahsili ve müdürlerin azli istemine ilişkindir. Davalılardan ——- tefrik edilen dava dosyasındaki—— davacı şirketin müşterek imza ile yetkili müdürleridir.
Davaya konu edilen istemlerden davalıların şirket ortaklığından çıkarılmaları istemi TTK’nun 640. Maddesinde düzenlenmiştir.
TTK 640. Maddesinde; “…(1) Şirket sözleşmesinde, bir ortağın genel kurul kararı ile şirketten çıkarılabileceği sebepler öngörülebilir. (2) Çıkarma kararına karşı ortak, kararın noter aracılığıyla kendisine bildirilmesinden itibaren üç ay içinde iptal davası açabilir. (3) Şirketin istemi üzerine ortağın mahkeme kararıyla haklı sebebe dayanılarak şirketten çıkarılması hâli saklıdır.
——- hükmü düzenlenmiştir.
Bir ortağın şirketten çıkartılması konusu özel olarak hüküm altına alınmıştır. İşbu yasal düzenlemeye göre şirket sözleşmesine konulacak bir hüküm ile bir ortağın genel kurul kararı ile şirketten çıkarılmaya ilişkin sebepler konulabilir. Üçüncü fıkrada da şirket sözleşmesinde çıkarmaya ilişkin hüküm bulunmasa dahi, şirketin istemi üzerine ortağın mahkeme kararı ile haklı sebeplere dayanılarak şirketten çıkarılması mümkün hale getirilmiştir ancak ortaklardan birinin haklı sebeple ve mahkeme kararı ile şirketten çıkarılabilmesi için şirketin, genel kurulunda ortak hakkında haklı sebeple çıkarılması davası açılması için mahkemeye başvuru kararını genel kurulda temsil edilen oyların en az üçte ikisinin ve oy hakkı bulunan sermayenin tamamının salt çoğunluğu ile alınması şarttır. (TTK’nun 621/1-h maddesi) İşbu yasal düzenlemeler çerçevesinde işbu davanın açılabilmesi için davalı hakkında çıkarma davası açılması yönünde davacı şirketin genel kurul kararı alması dava şartıdır. Davacı şirkete temsilci kayyımı atanmak sureti ile genel kurul kararı alması için süre verilmiş ise de; şirket genel kurulunda işbu yasal koşul yerine getirilmek üzere karar alınamamıştır. Bu nedenle davalıların şirket ortaklığından çıkarılmasına ilişkin davanın usulden reddi gerekmiştir.Davaya konu edilen istemlerden biri de davalı müdürün azli ve şirketin uğradığı iddia edilen zararın tazmini istemine ilişkindir.Müdürün azline ilişkin TTK 630. Maddesinde; “…(1) Genel kurul, müdürü veya müdürleri görevden alabilir, yönetim hakkını ve temsil yetkisini sınırlayabilir. (2) Her ortak, haklı sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebilir. (3) Yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi haklı sebep olarak kabul olunur. (4) Görevden alınan yöneticinin tazminat hakları saklıdır…” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
İşbu yasal düzenlemenin ikinci fıkrasında; “her ortak haklı sebeplerin varlığında yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebilir” hükmü düzenlenmiştir. 6102 sayılı TTK’nun 630/2 maddesinde düzenlenen dava hakkı her ortağa tanınmış yasadan kaynaklanan bir haktır. Davacı şirketin genel kurulu toplayarak şirket müdürünü görevden alabilme yetki ve imkanı bulunmaktadır. Dolayısıyla yasal düzenleme de dikkate alındığında davacı şirketin müdürün azline ilişkin işbu davayı açmakta hukuki yararı ve hakkı bulunmadığı anlaşıldığından işbu davanın da usulden reddi gerekmiştir.Davaya konu edilen istemlerden bir diğeri de davalı müdürün şirketi zarara uğrattığından bahisle tespit edilecek zararın davalılardan tahsili istemidir.Müdürün sorumluluğuna ilişkin TTK 553. Maddesinde; “…(1) Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar. (2) Kanundan veya esas sözleşmeden doğan bir görevi veya yetkiyi, kanuna dayanarak, başkasına devreden organlar veya kişiler, bu görev ve yetkileri devralan kişilerin seçiminde makul derecede özen göstermediklerinin ispat edilmesi hâli hariç, bu kişilerin fiil ve kararlarından sorumlu olmazlar. (3) Hiç kimse kontrolü dışında kalan, kanuna veya esas sözleşmeye aykırılıklar veya yolsuzluklar sebebiyle sorumlu tutulamaz; bu sorumlu olmama durumu gözetim ve özen yükümü gerekçe gösterilerek geçersiz kılınamaz…”şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Yasal düzenlemeye göre; kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, TTK ve şirket eser sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini kusurları ile yerine getirmedikleri ve sonuç olarak kusurları nedeni ile oluşan zararlardan kişisel bakımdan sorumlu olacaktır. Davacı şirketin şirket yöneticileri hakkında sorumluluk davası açabilmeleri için genel kurulda karar alınması gerekmektedir. Davacı şirketçe bu yönde bir genel kurul kararı alınmadığından işbu davanın usulden reddi gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1.Davacı ——– yönünden açılan davalıların şirket ortaklığından çıkarılması, müdürlerin azli ve müdürlerden tazminat tahsiline ilişkin davaların her birinin USULDEN REDDİNE,
2.Alınması gereken 269,85 TL harcın davacılardan alınarak hazineye irad kaydına,
3.Davacılar tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
4.Davalı taraf yargılama sırasında kendilerini vekille temsil ettirdiğinden hüküm yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 9.200,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5.Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı şirket temsilci kayyımı ve davalıların vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ———– Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/07/2023