Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1042 E. 2023/511 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/1042
KARAR NO : 2023/511

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2022
KARAR TARİHİ : 08/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili 28.12.2022 tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; uyuşmazlığın müvekkili şirket ile borçlu —-Ortaklığı arasındaki 07.10.2021 tarihli —-Kısım Sulaması Projesi için—–boruların üretim ve şantiyede tır üzerinde teslimi konulu sözleşmeden doğan ticari alacağın ödenmemesi üzerine müvekkil şirket tarafından icra takibi sonrasında davalı borçlu iş ortaklığı tarafından haksız şekilde itiraz edilmesi nedeniyle tarafımızca ikame edilen itirazın iptali davasına ilişkin olduğunu, takip konusu borcun 31.10.2021 tarihli —- no’lu faturada belirlenen 1.510.985,28 USD bedelden; 31.10.2021 tarihinde yapılan 109.194,05 USD ödeme, 30.11.2021 tarihinde yapılan 70.965,05 USD ödeme, 30.12.2021 tarihinde yapılan 183.764,98 USD ödeme, 31.01.2022 tarihinde yapılan 165.063,71 USD ödeme, 28.02.2022 tarihinde yapılan 159.973,83 USD ödeme, 30.03.2022 tarihinde yapılan 151.882,87 USD ödeme, 29.04.2022 tarihinde yapılan 158.647,61 USD ödeme, 31.05.2022 tarihinde yapılan 59.503,10 USD ödeme, 08.06.2022 tarihinde yapılan 33.462,14 USD ödeme çıkarıldığında kalan 418.587,84 USD ile 22.11.2021 tarihli —- no’lu faturada belirlenen 27.064,48 USD, 15.12.2021 tarihli —-no’lu faturada belirlenen 21.740,32 USD, 27.12.2021 tarihli—– no’lu faturada belirlenen 7.986,24 USD olmak üzere toplamda 475.378,88 USD ‘lik cari ilişki ve kalan borç olduğunu, mal satımına ilişkin sözleşmeden kaynaklı alacağın —–Noterliği’nin 08.06.2022 tarihli —–yevmiye nolu ihtarnamesi ile davalı borçludan istendiğini, sözleşme konusu haklı talep borçlu tarafından reddedildiğini, 30.06.2022 tarihinde, 475.378,88 USD ile 2.031,76 USD fiili ödeme tarihi geçmiş gün faiziyle toplamda 477.410,64 USD üzerinden—- İcra Dairesi ‘nin —— Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takip talebinde bulunulduğunu, müdürlükçe düzenlenen 01.07.2022 tarihli ödeme emirlerine davalı borçlu tarafından itiraz edilmemesi üzerine 19.07.2022 tarihinde takibin kesinleştiğini, aynı tarihte haciz talebinde bulunulduğunu, borçlunun taşınır, taşınmaz haciz talebi ve 89/1 haciz ihbarnamesi gönderilmesi talebinde bulunulduğunu, gönderilen ödeme emirlerine davalı borçlular tarafından—-. İcra Hukuk Mahkemesi’ne icra memuru muamelesi şikayet edildiğini, —-. İcra Hukuk Mahkemesi 21.07.2022 tarihli —– Esas—–Karar sayılı kararı ile açılan davanın kabulü ile ödeme emri tebliğ işleminin iptaline karar verildiğini, gelinen aşamada borcun ödenmediğini, takip tarihine kadar işleyen geçmiş gün faiziyle 477.410,64 USD’nin ödeme gününe kadar ihtarname tarihi olan temerrüt tarihinden itibaren ticari avans faizi işletilerek tarafımıza ödenmesi gerektiğini, borçlunun borcu inkara ilişkin beyanının haksız olduğunu, İcra Memur Muamelesiyle takibe ilişkin eksik evrak gönderimi nedeniyle haklı takiplerinin durdurulduğunu, davalı hakkında taşınır ve taşınmazlar üzerindeki hacizlerin kaldırıldığını, borçlu tarafın malvarlığı üzerinde tam tasarrufu söz konusu olduğundan teminatsız kalan alacağımızın sonraki takiplerle dahi elde edememe riski söz konusu olduğunu, borçlu şirketin daha önce haczolunan tüm malvarlığına, alacağımız oranınca tekrar tedbiren haciz konulmasını, borç ödeninceye kadar ihtiyati haciz konulmasını talep ettiklerini, itiraz dilekçesinde herhangi bilgi ve belge yer almadığını, zaman kazanma ve müvekkili alacağının sürüncemede bırakma acını taşıdığını, arabuluculuk aşamasında taleplerinin karşılanmadığını ve anlaşma sağlanamadığını, ticari defter ve kayıtlarda borcun sabit olduğunu belirterek fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydıyla —-İcra Müdürlüğü ‘nün—–Esas sayılı dosyasında davalılar/borçlular tarafından yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına, davacı lehine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, ihtiyati haciz talebinin kabulü ile davalıların taşınmazları, taşınırları ve 3. Şahıslarda yer alan hak ve alacakları üzerine takdiren teminatsız aksi halde teminat mukabilinde ihtiyati haciz konulmasına, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalılar vekili 18.01.2023 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 9. maddesi gereği anlaşmazlığın çözümünde bilirkişiye gidileceği açıkça kararlaştırılmış olduğundan doğrudan dava açılmış olmasının usule aykırı olduğunu, davanın usulden reddinin gerektiğini, müvekkili şirkete keşide edilen ihtarnameye ihtarnameye ilişkin cevabi ihtarname ile tarafların karşılıklı zarara uğradığı, şirketler arasındaki ticari ilişkinin zarar görmemesi ve ileriye dönük ticari ilişkinin devamı için sorunun sulh yolu ile çözüme kavuşturulması gerektiği, taraflarca ortak belirlenecek gün ve saatte görüşmelerin yüz yüze yürütülmesi adına iletişim kurulması hususları belirtildiğini, müvekkil şirket tarafından, davacı gibi doğrudan kendi zararını ortaya koyan hususlardan kaçınıldığını, ticari ilişkiye verilen önem iyi niyetli tutum ve taraflar arasındaki sözleşmenin 9.maddesi gereği sorunları müzakere etmek istediğini, ihtarnamenin sonuçsuz ve cevapsız bırakılarak icra takiben girişildiğini, sözleşme gereği uyuşmazlık olması halinde ne yapılması gerektiği hususunda usul oluşturulduğunu, davacı tarafın yükümlülüğe aykırı davrandığını, sözleşmeye göre yetkili mahkemenin davalı yerleşim yeri olan —–Mahkemeleri olduğunu, yetkisizlik nedeni ile davanın reddini talep ettiklerini, davacı tarafın taraflar arasında akdedilen 07/10/2021 tarihli sözleşmeye istinaden ve sözleşmenin Sipariş – Üretim- Faturalandırma ve Ödeme başlıklı 4. Maddesinin Sipariş alt başlığında yer alan; “İşveren Ek A’a da yer alan mamullerin siparişinin tamamını vermiştir. Verilecek siparişler, üreticinin üretim hatlarındaki doluluğu ve işverenin imalat programına uygunluğu esas alınarak ve karşılıklı anlaşma sağlanarak hazırlanacaktır. Üretici —– boruları 31 Ekim 2021 tarihine kadar fabrikada muayene ve kabul işlemine hazır hale getirecektir.” hükmüne aykırı hareket ettiğini, siparişe konu boruların trenle vagonlarla —– fabrikasından sevkıyat yapılmak sureti ile gerçekleştirildiğini, yükümlülüğe aykırı davranış neticesinde teslime konu boruların müvekkil şirkete ait şantiyeye Aralık sonuna doğru teslim edildiğini, geç teslim nedeniyle müvekkili şirket —– ile akdettiği sözleşme uyarınca ödeme ve hakkediş bedellerini alamadığını, ayrıca idare önünde itibar kaybına uğradığını, ödemeleri alamayan müvekkil şirketin davacı şirket ile olan ticari ilişkisini önemsediğini, davacıya bu hususta pek çok hukuki yaptırım uygulayabilecek pozisyonda ise de karşılıklı sulh görüşmeleri ile süreci yürütmek istediğini, gecikmeyi haklı sebebe bağlayamayan davacı tarafın teslimi zamanında olması halinde 11,47 üzerinden oluşacak farkı yerine kendi yükümlülüklerini ihlal ederek müvekkil şirketi maddi ve manevi mağdur eden, idare karşısında müvekkil şirketi itibar kaybına uğratan taraf olduğunu, basiretli tacir sıfatına sahip davacı şirket tarafından sözleşme gerekliliklerine uymayarak sözleşmeye aykırı davranıldığını, müvekkili şirketin tüm iyi niyetli girişimleri sonuçsuz bırakılarak davacı tarafça haksız icra takibine öncelikle sözleşmedeki usul şartını yerine getirilmeksizin girişildiğini ve devamında ise davanın ikame edildiğini, müvekkili şirketin uğradığı maddi, manevi kayıplar ve itibarının zedelenmesi hususunda her türlü dava hakkımızı saklı tuttuklarını, somut olayda yargı kararları gereği davacı taraf çek ile ödeme almakta olduğunu, kur farkı talep edemeyeceğini, kur farkı taleplerinde, çekle yapılan ödemeler yönünden kur farkı hesabının katılamayacağını belirterek haksız davanın reddine, basiretli tacir olan taraflar arasında akdedilen sözleşmede kararlaştırılan bilirkişiye başvuru usul şartı nedeni ile usulden reddine, müvekkili şirketlerin adreslerinin —–olması nedeni ile dosyanın yetkisizlik nedeni ile usulden reddine, esasa yönelik inceleme yapacak ise davacının haksız eylemleri neticesinde müvekkil şirketleri mağdur ettiği gerçeği dikkate alınarak kur farkı talebinin kötü niyetli olması nedeni ile esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki 07.10.2021 tarihli sözleşmeden kaynaklı ödenmeyen alacağın tahsili için girişilen icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, İİK ‘nun 67 vd. Maddelerine dayanmaktadır.—-. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin —-Esas sayılı dava dosyasının celbolunarak yapılan incelenmesinde; dava dışı —– tarafından dosyamız davalıları aleyhine 07.10.2021 tarihli sözleşmeden kaynaklı ödenmeyen alacağın tahsili için girişilen icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olduğu görülmüştür.
HMK.nun 166 maddesi; “(1) Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir… (4) Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantı var sayılır. ” şeklinde düzenlenmiştir.Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; mahkememizin iş bu dava dava dosyası ile —– Asliye Ticaret Mahkemesi’nin—— Esas sayılı dava dosyasına konu uyuşmazlığın dosyamız davacısı ve birleştirilen dava dosyasının davacısı ile her iki dava dosyasının aynı davalıları arasında imzalanan 07.10.2021 tarihli sözleşmeden kaynaklandığı, her iki dava dosyasında da tarafların sözleşme uyarınca edimlerini yerine getirip getirmedikleri, davacılar tarafından düzenlenen faturaların davalılar tarafından ödenip ödenmediği hususlarının incelenmesi gerektiği, dolayısıyla dava dosyaları arasında HMK 166. Maddesinde belirtilen hukuki ve fiili bağlantı bulunduğu, davaların birlikte görülmesinde taraflar yönünden hukuki yarar bulunduğu gibi birleştirme kararının usul ekonomisine uygun olacağı kanaatine varılarak iş bu dava dosyasının —-. Asliye Ticaret Mahkemesinin —- Esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine, yargılamanın bundan sonra —– Asliye Ticaret Mahkemesinin —– Esas sayılı dava dosyası üzerinden yürütülmesine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1.Mahkememizin işbu dava dosyasının HMK 166/1-4 maddesi uyarınca aralarındaki hukuki ve fiili bağlantı nedeni ile—–Asliye Ticaret Mahkemesinin —— Esas sayılı dava dosyası ile BİRLEŞTİRİLMESİNE,
2-Mahkememiz esasının bu şekilde kapatılmasına,
3-Yargılamanın bundan sonra —– ATM’nin ——sayılı dava dosyasından devamına usulü itirazların ilgili mahkemece değerlendirilmesine,Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı esas mahkemesinde verilecek karar ile birlikte yasal yolları açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.