Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/102 E. 2022/361 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/102 Esas
KARAR NO : 2022/361

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 18/09/2015
KARAR TARİHİ : 12/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;—— sürücüsünün dikkatsiz ve hızlı olmasından ötürü geri geri gelirken davacıya çarpması neticesinde davacnın ağır bir şekilde yaralanmasına neden olduğunu. Söz konusu araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğunu, —– Kurumunda alınacak maluliyet oranın tespitinde de gösterileceği gibi ve aynı zamanda —- raporlarında da gösterildiği gibi davacının yaşamının tehlikeye sokulduğu, basit bir müdahale ile giderilemeyecek zararlar olduğu, Davacının ——-olup ev hanımıdır. —- kararlarına göre, davacı çalışmasını sürdürmüş ve aynı kazancı elde etmiş olsa bile, sakatlığı oranında zorlanacak olması nedeniyle “güç kaybı tazminatı” adı altında bir tazminat isteme hakkı bulunduğu kabul edildiğini. Kaza yapan —Plakalı aracın trafik poliçesini davalı —— düzenlediği için iş bu dava açıldığını. Davacının, kaza geçirdiği tarihten tamamen iyileşinceye kadar geçen sürede pek çok masraf yaptığını. Bunların tamamına yakınının belgelenmesi mümkün olmadığından, Yargıtay’ın, tedavi ve iyileşme giderlerinin çok kapsamlı olduğunu, bunların istenmesi için belge koşul olmadığını ve Türk Borçlar Kanunu 51. maddesi gereğince zararın ve kapsamının belirlenmesi gerekeceğine ilişkin kararları doğrultusunda, davalılardan istenebilecek tedavi ve tüm iyileşme giderlerinin uzman bilirkişi aracılığıyla hesaplatılmasına ve yapılan tedavi giderlerinin ödenmesini. Sunulan nedenlerle: Trafik kazasında yaralanarak beden gücü kaybına uğrayan davacı için, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere, 6100 sayılı Yasa’nın 107.maddesi uyarınca, toplanacak delillere göre davacının; ——–;Tedavi giderleri ve bakıcı giderleri, 500TL;Geçici İş göremezlik, 1000TL;Kalıcı iş göremezlik, olmak üzere şimdilik 2.000TL Maddi tazminatın işleten yönünden olay tarihinden, ————– yönünden temerrüt tarihinden işletilecek avans faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte —- zincirleme sorumlu olarak davalılara ödetilmesine; 80.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden işletilecek avans faizi, yargılama giderleri ve —- birlikte işletenden tahsiline, karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu talebe ilişkin kaza, davacının kendi kusurundan kaynaklandığını. Kaza, müvekkil şirket çalışanlarından——-müvekkil şirketin —— olduğu ———— plaka sayılı araç ile işyeri deponun önüne aracı park ettiği sırada geri geri giderken, davacının kontrolsüz bir şekilde yola inmesi neticesinde meydana geldiğini. Davacı tarafın araç sürücüsünün dikkatsiz ve hızlı olduğu yönündeki iddiaların gerçeğe aykırı olduğunu, araç sürücüsünün Sayın Mahkeme önünde beyanda bulunmasının önüne geçme çabasıyla huzurdaki davada kazaya karışan araç sürücüsü —– davalı olarak gösterilmediğini. Kazada asıl kusurlu olan tarafın davacı olduğunu, bir an önce karşıya geçme çabasıyla kendi dikkatsizliği ve tedbirsizliği neticesinde hareket halindeki aracın arkasına çıkmasıyla kazanın meydana geldiğini. Davacının kusuru neticesinde kaza ile müvekkil şirket arasında illiyet bağı kesildiğinden müvekkil şirketin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını. Ayrıca davacı tarafın delil olarak dayandığı dava konusu kazaya ilişkin kaza tutanağının taraflarına tebliğ edilmediğini. Davacı taraf dava dilekçesinde tedavi giderlerinin müvekkil şirket tarafından ödendiğinden hiç bahsetmemiştir: Dava konusu kazanın akabinde müvekkil şirket çalışanları tarafından ambulans çağırıldığını ve davacı —-götürüldüğünü. Davacıya ilk müdahalenin bu hastanede yapıldığını, bu esnada müvekkil şirketin yetkili çalışanları gece geç saatlere kadar davacı tarafın bir ihtiyacı olması halinde yardımcı olabilmek adına hastanede bulunduklarını. Tedavi sürecinde ameliyatını özel hastanede yaptırmak istemesi sebebiyle davacı, müvekkil şirketin kiraladığı —- sevk edildiğini, —— müvekkil şirket tarafından karşılandığını; bu hastaneye yapılan ödemeye ilişkin ——- fatura dilekçede mahkemeye sunulduğunu. Kazadan ve davacının—– olmasından sonra kazaya ———— dahil olmak üzere müvekkil şirketin yetkili ——-olmak üzere davacıyı pek çok kez ——–ettiğini, kaza sebebiyle yaşadıkları üzüntüyü dile getirdiklerini. dava konusu maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin kazanın davacının kendi kusurundan kaynaklanması ve müvekkil şirketin davacının tedavi giderlerini karşılamış ve manevi olarak da davacıyla ilgilenmiş olması karşısında davacının tazminat taleplerinin reddini, Yukarıda izah olunan nedenlerle; dava konusu talebe ilişkin kazanın davacının kendi kusurunda kaynaklanması neticesinde haksız ve kötü niyetli davanın reddi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava :Dava, Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasıdır.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava yazılı yargılama usulüne tabii olup, usulünce taraf teşkili sağlanmış , dilekçeler aşaması tamamlanmış, HMK 140 maddesi uyarınca ön inceleme duruşmalı yapılıp uyuşmazlıklar tesbit edildikten sonra tahkikat aşamasında deliller toplanıp kusur ve hesap bilirkişi incelemesi yaptırılmış, tahkikat sonlandırılarak HMK 186 maddesi uyarınca sözlü yargılama yapılarak dava sonuçlandırılmıştır.
Davaya konu —–kayıtları, —- hasar dosyası, ————–sayılı dava dosyası dosya içerisine celp edilmiş, davanın taraflarının ————- araştırılmış, ————rücuya tabi bir ödeme yapılıp yapılmadığı konusunda yazı yazılmıştır.
Karayolları ———- poliçesinin ve hasar dosyasının incelenmesinde davalı ———– tarihleri arasında geçerli olmak üzere sigortacısı olduğu anlaşılmıştır.
Tarafların kusur durumunun tespiti için dosya —– gönderilmiş,—-tarihli raporunda —- sayılı araç sürücüsü —- idaresindeki taşıt ile seyir halindeyken olay mahalline geldikten sonra, tek yönlü yolda aracını park etmek üzere geri manevra yaptığı sırada gerisine ilişkin gerekli-yeterli ayna kontrollerini yapmadığı, bu mahalde karşıdan karşıya geçmekteyken geçişini bitirmek üzere olan yayayı fark etmediği ve önlemsizce yayaya çarptığı olayda asli derecede %100 oranında kusurlu olduğu, davacı yaya ————–kusursuz olduğunu bildirmiştir.
Davacının meydana gelen trafik kazası nedeniyle meslekte kazanma gücü kaybının tespiti yönünden dosya —— sevk edilmiş olup; —— raporunda, davacının E cetveline göre %46,2 oranında meslekte kazanma gücünü kaybetmiş sayılacağı , iyileşme ( iş göremezlik) süresinin —– tarihinden itibaren 6 ay kadar uzayabileceğini bildirmiştir.
Sunulan bilirkişi raporu denetlenerek denetime, dosya içeriğine ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir.
UYUŞMAZLIK ; Davalı sigortanın ———– diğer davalının maliki olduğu ——— plaka sayılı aracın dava dışı 3. Kişinin sevk ve idaresindeyken 19/06/2015 tarihinde davacıya çarpması ile meydana gelen trafik kazası neticesinde ; kazanın taraflarının kusur durumu , davacının kaza nedeniyle meslekte kazanma gücünü kaybedip kaybetmediği, kaybetmiş ise sürekli olup olmadığı ve oranının ne olduğu , davalı sigortanın bu zarardan sorumluluk miktarının ne olduğu ve meydana gelen bu kaza neticesinde davacının manen elem ve izdirap duyup duymadığı noktasında toplanmaktadır
HMK 307 maddesi uyarınca feragat davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.
TBK 56 maddesi uyarınca Hakim bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedenlenmesi durumunda olayın özelliklerini göz önünden tutarak zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm halinde zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verebilir.
Cismani zararın kişide yarattığı acı ve ——-manevi zarar kapsamındadır. Manevi tazminat istenebilmesinin şartları kişinin vücut bütünlüğünün kendi iradesi dışında ihlal edilmiş olması bu ihlal nedeni ile cismani zarar nedeni ile manevi zarara uğraması ve doğan zarar ile kusurlu davranış arasında uygun illiyet bağının bulunması gerekmektedir.
Manevi zararın taktirinde hakim Medeni kanundaki hakkaniyet kuralları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, davacının bozulan ruhi huzurunun kısmen ve imkan nispetinde iadesini temin etmek durumu , tazminat yükümlüsünün aşırı yük altına sokulmaması, tazminatın zenginleşme vasıtası kılınmaması, ceza niteliğine bürünmemesi, duyulan manevi acıyı bir derece yumuşatacak, bozulan manevi dengeyi onarıp düzeltecek teselli ve ruhi tatmini sağlayacak, yalnız olay sırasında değil bütün hayat boyu duyulacak ve çekilecek elem ve acıya karşılık gelmesi hususları nazara alınarak taktir olunur.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür” şeklinde düzenlenmiştir.
Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.(TBK 51 madde)
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, ——- işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına almaktadır.
TBK 117 maddesi uyarınca, Haksız Fiilde fiilin işlendiği tarihte borçlu temerrüde düşmüş olur.
Maddi Tazminat Talebi yönünden; davacı——— davalılar hakkında açmış oldukları maddi tazminata yönelik davadan feragat ettiğini, davacı vekilinin dosyada mübrez——–vekaletnamesinde davadan feragate ilişkin özel yetkisinin bulunduğu anlaşılmakla maddi tazminata yönelik davanın HMK 307.maddesi uyarınca feragat nedeniyle reddine,
Manevi Tazminat Talebi yönünden; Davalı ——- plaka sayılı aracın ——— tarihinde yaya olan davacıya çarpması sureti ile meydana gelen trafik kazasında dava dışı araç sürücüsünün park etmek üzere geri manevra yaptığı sırada gerekli ve yeterli ayna kontrollerini yapmaması nedeniyle karşıdan karşıya geçişini bitirmek üzere olan yayaya önlemsizce çarpması nedeniyle asli derecede %100 oranında kusurlu olduğu, davacı yaya ——- kusursuz olduğu ve bu kaza nedeniyle %46,2 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği ve cismani zarara uğradığı anlaşılmış olup, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, tazminat yükümlüsünün aşırı yük altına sokulmaması tazminatın —— kılınmaması , ceza niteliğine bürünmemesi duyulan manevi acıyı ve bozulan manevi dengeyi düzeltecek teselli ve ruhi tatmini sağlayacak ve ——- duyulacak ve çekilecek elem ve acıya karşılık gelecek elem ve hususları nazara alınarak manevi tazminat talebinin kısmen kabülü ile 70.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi 19/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ——– tahsiline dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucu yukarıda belirtilen gerekçeler ile maddi tazminat yönünden açılan davanın feragat nedeniyle reddine, manevi tazminat yönünden ise açılan davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiş olup, taraflarca verilen kararın yargılama gideri ve vekalet ücreti ile manevi tazminat yönünden istinaf etmesi üzerine, —– karar sayılı ilamı ile———— tarihli dilekçeyle trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar tazminatını 87.287,67 TL’ye yükselten ve aynı tarihli duruşmada bakıcı giderine ilişkin talebini atiye bıraktığını beyan eden davacı vekili bu kez 28/6/2018 tarihli duruşmada, maddi tazminat talebi yönünden sulh oldukları için davadan feragat ettiklerini söylemiş, davalı —- vekili ise sulh protokolü yapılarak anlaşmaya varılmasından ötürü davadan feragate ilişkin davacıdan yargılama gideri ve vekâlet ücretine ilişkin talepte bulunmadıklarını bildirmiş, davalı —– vekilinin ise sulhe ilişkin herhangi bir beyanda bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davayı sonuçlandıran taraf işlemlerinden olan sulh HMK’nin 313’üncü maddesinin 1’inci fıkrası uyarınca görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir. Aynı Kanunun 315’inci maddesi gereğince; sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir. Diğer bir anlatımla, taraflar mahkemenin sulhe (sözleşmesine) göre bir karar verilmesini istemezler ise, mahkemece karar verilmesine yer olmadığına karar verilir. Taraflar sulhün tespit edilmesini isterlerse o zaman mahkeme HMK’nin 154’üncü maddesinin, 3.fıkrasının “ç” bendi uyarınca sulhü tutanağa geçirerek karar verilmesine yer olmadığı biçimindeki bir karar ile davanın son bulduğunu belirlemekle yetinir. Taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse mahkeme sulh sözleşmesine göre bir karar vermek zorundadır.
Somut uyuşmazlık yukarıda yapılan açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde, davacı vekili ile daval——– protokolü yaptıklarını beyan etmiş iseler de, davalı ——- sulhe ilişkin herhangi bir beyanın bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla davalı ——- sulhe ilişkin beyanı alındıktan sonra, oluşacak durumun yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ilkeler ışığında değerlendirilerek, yargılama gideri niteliğindeki vekalet ücreti yönünden karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı biçimde karar verilmesi doğru olmamış, davacı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazının kabulü ile belirtilen hususta yeniden yapılacak yargılama yapılıp hüküm kurulması bakımından kararın kaldırılmasına karar verilmiş; davacı vekilinin ve davalı ———– diğer istinaf itirazları bu aşamada inceleme dışı bırakılmıştır. ” gerekçesi ile mahkememizce verilen kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
Bozma kararı uyarınca davalı —– davacı ile davalı ——— arasında yapılan sulhe ilişkin beyanda bulunması için süre verilmiş olup, davalı vekili 11/05/2022 tarihli beyan dilekçesinde, ” dava konusu kazada müvekkil şirkete ve müvekkil şirketin maliki olduğu aracın sürücüsüne atfa kabil kusur bulunmadığından davacı taraf ile sulh olma ihtimalimiz bulunmadığı gibi davacı ile diğer davalı arasında yapılan sulh anlaşmasını kabul etmediğimizi beyan ederiz. ” şeklinde beyan bulunmuştur.
HMK 307 feragat davacının talep sonucunda kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.
Davadan feragat neticesinde, feragate konu hak tamamen düşer ve artık bir daha dava konusu yapılamaz. HMK 307 hükmü uyarınca feragat ve kabul kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur ve irade bozukluğu hallerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir. Feragat, davayı sona erdiren kesin bir usul işlemidir.
“…Davanın feragat nedeni ile reddi gerekirken karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmesi doğru değildir.———
HMK 309 maddesi uyarınca feragat ve kabul dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Feragat ve kabul kayıtsız ve şartsız olmalıdır.
———– kaldırma kararında sulhe ilişkin yapmış olduğu değerlendirmeye aynen katılmakla birlikte davacı vekilinin davanın sulhe göre karar verilmesi veya sulh nedeniyle konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi yönünde bir talebi olmadığı gibi sulh sözleşmesi de dosyaya ibraz edilmemiştir. Davacı ——— duruşmadaki beyanında aynen ” Maddi tazminat talebi yönünden sulh olduğumuz için davadan feragat ediyoruz, manevi tazminat talebi yönünden davalı ——– yönünden davamızın kabulüne karar verilmesini istiyoruz…” şeklinde imzalı beyanda bulunmuş olup, davacı vekili duruşmada sulhe göre karar verilmesini talep etmemiş, davalı ——- maddi tazminat istemi yönünden sulh olunduğu için davadan feragat etmiş olup, davacının hangi nedenle davadan feragat ettiği mahkememizi bağlamamakla birlikte feragat davayı sona erdiren kesin bir usul işlemi olup, mahkememiz bu işlemle bağlıdır.
Davanın feragat nedeniyle reddi halinde davalı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekli ise de, davadan lehine feragat edilen davalı —-.vekili tarafından sunulan —– tarihli dilekçede açıkça; ” davacı tarafça sulh protokolü yapılarak yapılan protokole istinaden davadan feragat etmiştir. Davadan feragate ilişkin davacı taraftan yargılama masrafı ve vekalet ücreti talebimiz bulunmamaktadır. Feragat nedeniyle müvekkil şirket açısından davanın reddini talep ederiz…” şeklinde beyanda bulunularak müvekkili lehine vekalet ücreti ve yargılama gideri talebi olmadığını açıkça beyan ettiğinden iş bu taleple bağlı kalınarak davalı—- vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemiş, diğer davalı —— yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi olmadığına ilişkin bir beyan bulunmadığından lehine feragat edilen davalı ———- Lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Maddi tazminat talebi yönünden; davanın HMK 307 maddesi uyarınca feragat nedeni ile reddine,
2-Manevi tazminat talebi yönünden; davanın kısmen kabulü ile——– manevi tazminatın kaza tarihi olan ———–tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ——– tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte olan Harçlar Kanunu’na göre alınması gerekli 4.781,70 TL harçtan dava açılırken yatırılan 28,01 TL peşin harcın ile bakiye 4.753,69 TL karar ve ilam harcının davalı——— tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 28,01 TL harç ile başvuru harcı olarak alınan 27,70 TL harcın davalı ———- alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yargılama sırasında yapılan 182,80 TL tebligat, müzekkere ve dosya fotokopi ücreti gideri, 750,00 TL bilirkişi ücreti, —— maluliyet raporu ücreti olmak üzere toplam 1.660,30 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre belirlenen 1.417,32 TL’sinin davalı ——- davacıya verilmesine, ——-davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı ——— yargılama sırasında yapmış olduğu tebligat ve posta gideri 150,00 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre belirlenen ——– davacıdan alınarak davalı ——– verilmesine, bakiye ——— kendi üzerinde bırakılmasına ,
7-Davacı tarafından maddi tazminat davasına ilişkin ——-yönünden yapmış olduğu —– yargılama masrafının kendi üzerinde bırakılmasına,
8-Maddi tazminat davası yönünden; Davalı—– şirketi tarafından vekalet ücreti talep edilmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
9-Maddi tazminat davası yönünden; Davalı ———. Yargılama sırasında kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte —-13/2 maddesi uyarınca 2.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı —– verilmesine,
10-Manevi tazminat davası yönünden; Davacı yargılama sırasında kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan —- göre 9.900,00 TL vekalet ücretinin davalı —— alınarak davacıya verilmesine,
11-Manevi tazminat davası yönünden; Davalı ———– Yargılama sırasında kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan ————-. uyarınca —– vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ——– verilmesine,
12-Davacı tarafından, yargılama sırasında yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı————– yüzüne karşı, davalı ———- vekilinin yokluğunda verilen gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.