Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1012 E. 2023/191 K. 07.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/1012 Esas
KARAR NO : 2023/191

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/12/2022
KARAR TARİHİ : 07/03/2023
DAVA:
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 20/12/2022 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; Müvekkil ——-, işletmekte olduğu pastahanelerde kullanmak üzere sandalye almak için davalı ile anlaştıklarını, davalının sahibi olduğu——- 84 adet —–Sandalye, 30 adet 70 x 70 ebadında masif panel kayın döküm ayak ve 60 x 60 ebadında 3 adet masif panel kayın döküm ayak almak üzere müvekkili ile davalı arasında 10.04.2022 tarihinde sipariş formu düzenlendiğini, sipariş formunda görüldüğü üzere müvekkil sandalyeler karşılığında toplamda 90.000 TL vermeyi kabul ettiğini, bu paranın 20.000 TL’sini halk dilinde kapora olarak adlandırılan bağlanma parası olarak verdiğini, bu sebeple yasaya göre taraflar arasında bir sözleşmenin varlığının açıkça ortada olduğunu, müvekkil tarafından ödenmiş olan bağlanma parasının diğer bir işlevinin de kısmi ifa olduğunu, davalı tarafın bağlanma parası olarak almış olduğu 20.000 TL’ yi iade etme zorunluluğu bulunmadığını, davalının söz konusu sandalyeleri bir kaç ay içerisinde yapıp teslim edeceğine dair söz verdiğini, ancak bu süre zarfında sandalyeleri teslim etmediğini, müvekkilin zamanı olmaması sebebiyle başka bir firmaya yeniden sandalye siparişi vermek zorunda kaldığını, ayrıca günün ekonomik koşulları değerlendirdiği taktirde müvekkilin ikinci siparişte verdiği aynı özelliklere sahip aynı nitelikteki sandalyelere daha fazla ödeme yapmak zorunda kaldığını, ancak buna ilişkin faturayı müvekkil bulamadığı için sunamadıklarını, bu sebeple müvekkilin kusurundan dolayı iki sipariş arasında oluşan zararı bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle tazminini talep ettiklerini, davalıya ödemiş oldukları 20.000 TL ile davalının borcu zamanında yerine getirmemiş olması sebebiyle uğramış olduğukları zararın bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi ile hesaplanarak davalıdan alınarak müvekkile ödenmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmili ile davanın kabulüne karar verilemsini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalıya dava dilekçesi tebliğ edilmemiştir.
DELİLLER :
Ticaret Sicil Müdürlüğünden tarafların tacir kaydı bulunup bulunmadığı sorulmuş, var ise son tescil bilgilerinin mahkememize gönderilmesi istenilmiş ve gelen yazı cevabı dosya arasına alınmıştır.Vergi dairesinden tarafların vergi kayıtlarının bulunup bulunmadığı, var ise bilanço esasına göre mi defter tuttukları, gelirlerinin VUK 177’deki sınırları aşıp aşmadıkları sorulmuş ve gelen yazı cevabı dosya arasına alınmıştır.Esnaf Odası’ndan tarafların Esnaf Odası kayıtlarının bulunup bulunmadığı sorulmuş ve gelen yazı cevabı dosya arasına alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Görev mahkemeye ilişkin olumlu dava şartıdır. (HMK 114/I-c maddesi)Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.( HMK 1 maddesi)Mahkeme tarafından dava şartlarının bulunup bulunmadığını davanın her aşamasında resen araştırılır. (HMK 115 maddesi)Ticari davalar TTK. 4. maddesinde mutlak ve nispi ticari davalar düzenlenmiştir. Uyuşmazlığın Türk Ticaret Kamumda düzenlenen bir hususa ilişkin olması veya davanın ticaret mahkemesinde görüleceğine dair açık bir yasal düzenlemenin bulunması halinde mutlak ticari dava, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan uyuşmazlıklarda ise nispi ticari dava sözkoııusu olup mahkememizin görev alanı içinde kalacaktır.TTK nun 5. maddesine göre; Asliye ticaret mahkemeleri tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ile özel kanunlardan doğan özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer dava ve işlere Asliye Ticaret Mahkemesinde bakmakla görevlidir.Dava, satış sözleşmesinden kaynaklı alacak istemine ilişkindir. Davanın, davacısı tacir ise de davalısının tacir olmadığı, uyuşmazlığın çözümlenmesinde TBK’nun satış sözleşmesine ilişkin hükümlerin uygulanması gerektiği, davalının tacir olmaması ve uyuşmazlığın TTK’da düzenlenen hususlardan olmaması nedeniyle davanın nispi veya mutlak ticari dava niteliğinde olmadığı kanaatine varılmıştır.6102 sayılı TTK’nın 6335 sayılı kanunla değişik 5. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemeleri ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp görev ilişkisine dönüştürülmüştür. Dava, 6335 sayılı Yasa ile değişik 6102 sayılı TTK’nın 5. maddesi hükmünün yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra 24.4.2013 tarihinde açılmıştır. Görev, 6100 sy. HMK’nın 1. maddesi hükmü gereği kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece yargılamanın her safhasında kendiliğinden gözetilmelidir. Bu durumda mahkemece, Asliye Hukuk Mahkemesi’ne görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.(———)Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan deliller, iddia ve savunma hep birlikte değerlendirildiğinde; tüm bu yasal düzenlemeler ve somut olay birlikte değerlendirildiğinde, davalının tacir olmadığı, dava konusu ihtilafın da TTK’da yer alan mutlak ticari davalardan olmadığı, uyuşmazlığın her iki taraf içinde ticari iş niteliğinde olmadığı anlaşıldığından ( ——- Karar sayılı ilamı) iş bu davada görevli Mahkemenin 6100 sayılı HMK.’nın 4/1-a maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu kanaatine varılmakla görev dava şartı olduğundan HMK.nın 115/2.maddesi uyarınca mahkememizin görevsizliğine ve davanın usulden reddine, karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 115/2. Maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden REDDİNE,
2-Taraflardan birinin, karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli —— Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Yasal süre içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin iş bu kararın tefhim/tebliği ile İHTARINA,
4-Dava dosyasının talep üzerine gönderilmesi halinde yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine, Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile——- Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.