Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/10 E. 2023/441 K. 24.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/10
KARAR NO: 2023/441
DAVA: Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin)
DAVA TARİHİ: 05/01/2022
KARAR TARİHİ: 24/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili 05.01.2023 tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava dışı —— % 45 pay ile davalının ise aynı şirkette % 55 pay ile şirket ortağı olduklarını,—— yevmiye numarası ile tasdikli şirket genel kurul kararında alınan karar uyarınca aksi karar alınıncaya kadar davalının şirket müdürü olarak seçildiğini, davalının şirket müdürü olarak seçilmesi akabinde önce şirketin ——adresinde bulunan marketin fiili hakimiyetini ve ayrıca şirkete ait tüm ticari kayıt ve defterleri kontrolü altına aldığını, ancak işbu davanın açıldığı tarihe kadar olan süreçte şirkete ait tüm yetki ve yönetim hakkını üstlenmiş olmasına rağmen TTK uyarınca yapmakla yükümlü olduğu ——– yapmadığını, şirket tarafından tutulması gereken ticari kayıt ve defterler ile yazara kasanın usulüne ve kanuna uygun bir biçimde dikkat ve özenle tutulmadığını, şirket kârını çeşitli muhasebel yöntemler ile düşük yada şirket hiç kar etmemiş gibi gösterdiğini, bu suretle müvekkilinin kanundan doğan haklarını elde etmesin önüne geçtiğini, aile şirketi niteliği taşıyan——– müvekkilini uzaklaştırmaya çalıştığını, şirket tarafından işletilmekte olan marketin ticari hayata uygun bir şekilde işletilmediğini, marketi mesali saatlerinin sonuna doğru açtığını, ürün ve raf dizaynı bakımından özensiz davrandığını, markete gelen müşteriler ve tedarikçi şirket çalışanları ile sorunlar yaşadığını, gündüz saatlerinde yoğun bir şekilde alkol tüketmesi nedeniyle marketi açmayarak marketin düzgün bir şekilde işletilmesinin önüne geçtiğini,— tarihinde tarafların ortak olduğu—- birebir aynı faaliyet alanında çalışmak üzere tek ortaklı —- aykırı davrandığını, —-tarafından işletilen marketin tabelasını — olarak değiştirdiğini, bu suretle —–tarafından yıllardır işletilmekte olan marketin ismini kendi kurmuş olduğu —- ismi ile değiştirerek haksız kazanç elde ettiğini ve —- marka değerine zarar verdiğini, —- şirket merkezinin adresinin dahi —– tarafından işletilen marketin adresi ile aynı olduğunu, işbu hukuka aykırı hareketler nedeniyle ——-yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edildiğini, ihtarnameye rağmen davalının kanundan doğan yükümlülüklerini yerine getirmediğini iddia ederek, davalının TTK’dan doğan yükümlülüklerini ihlal etmiş olması ve ihlal etmeye devam ediyor olması nedeniyle —- zarara uğrattığından dolayı davalının—- müdürlük görevinden azli ile yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasına, müvekkili ——müdür olarak atanmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:Davalı vekili 14.02.2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını, davanın asıl sebebinin eski şirket müdürü olan davacının müvekkilinin kanun yoluyla temin ettiği müdürlük sıfatını taşımasını istemesi ve eskiden olduğu gibi şirketi kendi menfaatleri doğrultusunda ve diğer ortaklara danışmadan sevk ve idare etmek istemesi olduğunu, davacının hukuk dışı uygulamaları sebebiyle genel kurul tarafından görevinden alındığını, müvekkilinin müdürlük sıfatını yasal olarak temin ettiği 26.06.2019 tarihine kadar davacının hukuk dışı eylemleriyle etraflı bir hukuki mücadeleye girişildiğini ve kanun yoluyla müvekkili tarafından müdürlük sıfatının kazandırıldığını; müdürlük sıfatını elde etme sürecinin temelinde, davacının şirketi 12.09.2005 tarihinden beri hukuk dışı ve tüm ticari teamüllere aykırı şekilde sevk ve idare etmesinin yattığını, davacı tarafından şirket genel kurulunun usulüne uygun yapılmaması nedeniyle müvekkili tarafından açılan davada ——— sayılı dosyası ile şirket genel kurulu yapmak üzere müvekkilinin kayyım olarak atanmasına karar verildiğini, 26.06.2019 tarihli müdürler kurulu kararı ile ve oy çokluğuyla davacının müdürlük görevinin sonlandırılarak müvekkilinin müdür olarak atanmasına karar verildiğini, karardan sonra ve henüz müvekkili fiili olarak şirkete ait markette faaliyetlerine ve idaresine başlamadan evvel davacının şirkete ait marketten şirket mallarını kaçırarak uhdesine geçirdiğini——-dosyasıyla tespit yaptırıldığını, davacının şirket mallarını kaçırması ile ilgili olarak şikayette bulunulduğunu ve hakkında ——- sayılı dosyası ile güveni kötüye kullanmak suçundan kamu davası açıldığını, eski şirket müdürü olan davacının şirket mallarını kaçırması ile ilgili olarak ——– dava açıldığını, bu davada davacının 414.835,93 TL’lik mal stoku kaybından sorumlu olabileceği yönünde bilirkişi raporu verildiğini, —–tarihli olağanüstü genel kurulların yapıldığını, davacının usulüne uygun şekilde genel kurula davet edildiğini, genel kurullarda şirketin sevk ve idaresiyle ilgili kararların alındığını, müdürler kurulu kararlarıyla şirketin sevk ve idaresinin sağlandığını, aynı zamanda şirket ortağı olan davacının şirkete zarar vermesinin önüne geçilmesinin amaçlandığını, davacının işbu davayı açmakta hiçbir hukuki yararının bulunmadığını, müvekkilinin azlini gerektirir hiçbir hukuki gerekçe mevcut olmadığını, müvekkilinin müdürlük sıfatını kazandığı tarihten itibaren şirketin sevk ve idaresinin istikrar kazandığını, tarafların ortağı olduğu şirketin ticari hayatta etkin ve kazançlı bir profil sergilediğini, —— tarihli genel kurulda şirket kârı ve huzur hakkı ile ilgili olağan genel kurulda karar alınacağının karara bağlandığını, kâr payı ve huzur hakkı ödemesi yapma yetkisinin tek başına müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin ortakların hakkı olan bir karşılığı yerine getirmemesinin söz konusu olmadığını, şirket defter ve evraklarının usulsüz ve düzensiz tutulduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacının evraklara istediği zaman ve istediği şekilde erişiminin mevcut olduğunu, tarafların ortağı olduğu —– ait olan marketin faaliyet ve çalışma ruhsatı ile ilgili olarak —— tarafından iptal işlemi gerçekleştirildiğini, bu aşamada şirketin ticari faaliyetlerinin durmaması ve işlemeye devam edebilmesi adına önlem amaçlı olarak tekrar ticari faaliyet geçebilmek adına ——-hukuki önlem amaçlı bir firma kurulduğunu, bu hususun davacının da bilgisinde olduğunu, kabul anlamına gelememek kaydıyla TTK’ya göre aynı adreste birden fazla ticari işletmenin faaliyet göstermesinde hukuki bir engel bulunmadığını, davacının şirket ortağı olması sebebiyle davacıya elden yüklü miktarlar para ödendiğini, yine davacının şirkete ait marketten yüklü miktarlarda ve istediği ölçüde bedelsiz alışveriş yapabildiğini, davacının ortaklık payıyla ilgili dükkandan gelir elde ettiği gibi çalışma karşılığı adı altında da ödemeler aldığını, davanın yasal bir gerekçesinin olmadığını savunarak, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:Dava, TTK 630/2 maddesi uyarınca davalının, dava dışı dava dışı ——– hakkının ve temsil yetkisinin kaldırılması istemine ilişkindir.
Tarafların tüm delilleri celbolunarak dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmıştır.
6102 sayılı TTK.nun 630’ncu maddesi; “(1) Genel kurul, müdürü veya müdürleri görevden alabilir, yönetim hakkını ve temsil yetkisini sınırlayabilir. (2) Her ortak, haklı sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebilir. (3) Yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi haklı sebep olarak kabul olunur. (4) Görevden alınan yöneticinin tazminat hakları saklıdır.” şeklinde düzenlenmiştir. Şirket müdürünün azli konusunda genel kurulda karar alabilmek olanaklıdır. Karar alınması olanaklı olmadığı takdirde mahkemeden bu konuda talepte bulunulması gerekmektedir. 6102 sayılı TTK.nun 630/2 ve 639/3 maddesi ile Limited şirket müdürünün azli hususunda başvuru hakkı düzenlenmiştir. Her ortak haklı sebeplerin varlığında yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebilir. Yöneticinin özenle bağlılık yükümlüğü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi haklı sebep olarak kabul edilir. İş bu yasal düzenleme uyarınca her ortak haklı nedenlerin varlığı halinde limited şirket yöneticilerinin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını mahkemeden talep edebilirler. Haklı sebep genel olarak sürekli edimli bir hukuki ilişkinin devamını çekilmez kılan sebep olarak tanımlanmaktır. Öte yandan sınırlayıcı olmamakla birlikte azil bakımından haklı sebep TTK.nun 630/3 maddesinde; “Yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi haklı sebep olarak kabul olunur. ” şeklinde düzenlenmiştir. Bu durumda mahkemece her somut olayın özelliğine göre açıklanan biçimde azil için haklı nedenlerin oluşup oluşmadığı değerlendirilmelidir. Limited şirket müdürlerinin azli davasında haklı sebebin varlığının davacı tarafça ispatlanması gerekmektedir. Azil davasının açılabilmesi için azli isteyen davacının şirket ortağı olması gerekir ki uyuşmazlıkta davacı şirketin ortağı olduğu gibi davalı dışında münferit imza ile şirketi temsil ve ilzama yetkili müdürüdür. Dolayısıyla davacının aktif husumet ehliyeti mevcuttur.
Davacı tarafça dava açılırken davalının şirket yönetimindeki temsil yetkisinin kaldırılarak yönetici kayyımı atanmasına ilişkin ihtiyati tedbir talebi mahkememizce kısmen kabul edilerek HMK 389 vd.maddeleri uyarınca 16.03.2022 tarihli ara karar ile tarafların ortağı ve yetkilisi oldukları dava dışı dava dışı ——- denetim ve onay kayyımı atanmış ise de takdir edilen teminat yatırılmadığından tedbir kararı uygulanamamıştır.
Tarafların ortağı ve yetkilisi oldukları dava dışı dava dışı ——ticaret sicil dosyasının celbolunarak yapılan incelenmesinde; şirketin ana sözleşmesinin —tarihinde sicile tescil edilerek kurulduğu, şirketin ortaklarının davacı— % 45 oranında ve davalı—-%55 oranında oldukları, şirketin münferiden yetkilisinin davalı —-olduğu, şirketin amaç ve konusunun gıda maddeleri ve tarım ürünleri…her türlü yaş kuru meyve… Diğer gıda maddeleri ile ürünleri alım satım olduğu, davacı tarafın iddiasına konu ettiği dava dışı ——- ticaret sicil dosyasının celbolunarak yapılan incelenmesinde; şirketin ana sözleşmesinin 20.01.2021 tarihinde sicile tescil edilerek kurulduğu, şirketin tek ortağının % 100 hisse oranı ile davalı —- —- olduğu, şirketin iş konusunun her türlü gıda maddelerini almak satmak—– ürünlerinin alımı satımı—-lduğu, davalı —– şirketin münferiden yetkilisi olduğu tespit edilmiştir.
Taraflarca delil olarak gösterilen;
———-numaralı ihtarnamenin dosyamız davalısı tarafından dosyamız davacısına keşide edildiği, ihtarnamede özetle; şirket muhasebe kayıtlarının gizlendiği, kar paylaşımının yapılmayarak kar payının verilmediği, şirkete ait market, barkod sitemi kurulmasına ve stok işlemlerinin şeffaflaştırılması ile ilgili çalışmalara muhalefet ederek kurulan sistemin kırılıp söküldüğü, şirkete ait markete alkollü olarak gelinerek uygunsuz davranıldığı belirtilen haksız eylemlere son verilmesinin talep edildiği,
——numaralı ihtarnamenin dosyamız davalısı ve dava dışı ——tarafından dosyamız davacısına keşide edildiği, ihtarnamede şirket müdürü görevinin uzun süredir layıkı ile yerine getirilmediği, şirkete ve diğer ortaklara karşı yükümlülüklerin ihlal edildiği belirtilerek ihtarnamenin tebliğinden itibaren olağanüstü genel kurul yapmak üzere çağrıda bulunulmasının istenildiği,
—– numaralı ihtarnamenin dosyamız davacısı tarafından tarafların ortağı olduğu dava dışı ——keşide edildiği, ihtarnamede şirket genel kurulunun olağan ya da olağanüstü toplantıya çağrılması gerektiğinin, şirket hakkında mali, idari ve hukuki durumu yönünden bilgi verilmesi, ilgili dönemde kar elde edilmiş ise kar dağıtımının yapılmasının belirtildiği,
—— numaralı ihtarnamenin dosyamız davalısı tarafından dosyamız davacısına keşide edildiği, ihtarnamede davacının keşide edilen —-yevmiye sayılı ihtarnamesine cevap niteliğinde olduğu belirtilerek şirktin eski müdürü—–görevinin sona ermesinden itibaren bir yıl sürenin geçmiş olmasına rağmen halen ibra edilmediğini, şirkete ait mali kayıtların — doğrultusunda uzun yıllardır şirketin muhasebeciliğini yapan —– uhdesinde olduğunun, bu kayıtlara rahatlıkla erişimini sağlandığının, kar paylarının yıllardır şirket müdürlüğünü yapan— tarafından dağıtılmadığını, genel kurul yapma zorunluluğunun — hukuk dışı uygulamalarından şirkete karşı ihlallerinden kaynaklandığı belirtilerek — ortaklıktan çıkarılmasının düşünüldüğü, bu nedenle genel kurul yapmanın isabetli olacağının ihtar edildiği,
———– dava dosyasının UYAP üzerinden celbolunarak yapılan incelenmesinde; dosyamız davalısı ve dava dış——- tarafından dava dışı şirket aleyhine —– izin davası açıldığı, mahkemece davanın kabulüne, —–dava dışı şirketin olağanüstü genel kurulunun gündemini düzenlenmek ve kanun hükümleri uyarınca çağrı yapmak üzere şirket ortağı ——kayyım olarak atanmasına —-karar verildiği,
Mahkememizin —- sayılı dosyasının incelenmesinde; dosyamız davalısı ve dava dışı —– tarafından dava dışı şirket aleyhine delil tespiti isteminde bulunulduğu, mali müşavir tarafından düzenlenen 05.08.2019 tarihli bilirkişi raporunda; şirket merkezi olan markette yapılan incelemede marketin yaklaşık bir aydır kapalı olduğu, oradaki esnafların söylemleri ile beyanları ile tutanak altına alındığı, marketin içerisinde sadece demirbaşların olduğu, herhangi bir mal/ürün vb.eşyaların bulunmadığının tespit edildiğinin bildirildiği,
—— sayılı dava dosyasının —- üzerinde celbolunarak yapılan incelenmesinde; dosyamız davalısı ve dava dışı —— şikayetleri üzerine dosyamız davalısı … aleyhine hizmet nedeniyle görevini kötüye kullanma suçunu işlediğinden bahisle kamu davası açıldığı, yargılamanın halen devam ettiği,
—- dava dosyasının — üzerinde celbolunarak yapılan incelenmesinde; dava dışı —tarafından yine dava dışı —- aleyhine, —–sayılı yazısı ve dayanak —— başkanlık olurunun iptali talebine ilişkin olduğu, mahkemenin 28.10.2021 tarihli kararında dava konusu işlemlerin iptaline karar verildiği, kararın —– tarafından istinaf edildiği,
—- karar sayılı dava dosyasının —– üzerinde celbolunarak yapılan incelenmesinde; dosyamız davalısı —- dosyamız davacısı —– karşılıklı birbirlerini şikayetleri sonucunda açılan davada dosyamız davacısının davalıya karşı tehdit suçunu işlediğinden bahisle para cezası ile cezalandırıldığı, dosyamız davalısının davacıya karşı hakaret ve sair tehdit suçlarını işlediğinden bahisle para cezası ile cezalandırıldığı, kararın kesinleştiği,
—— sayılı dava dosyasının —– üzerinde celbolunarak yapılan incelenmesinde; dosyamız davacısının dava dışı üçüncü kişilere karşı kasten yaralama suçunu işlediğinden bahisle para cezası ile cezalandırıldığı ve kararın kesinleştiği,
—– Karar sayılı dava dosyasının —- üzerinde celbolunarak yapılan incelenmesinde; dosyamız davalısı —– dava dışı üçüncü kişiler tarafından dosyamız davacısının şikayet edilmesi sonucu açılan davada dosyamız davacısı hakkında davalıya karşı tehdit suçunu işlediğinden bahisle cezalandırılmasına karar verildiği,
—– sayılı dava dosyasının —— üzerinde celbolunarak yapılan incelenmesinde; dosyamız davalısı aleyhine dosyamız davacısına karşı hakaret suçunu işlediğinden bahisle kamu davası açıldığı, yargılamanın devam ettiği,
——üzerinde celbolunarak yapılan incelenmesinde; dosyamız davacısının şikayeti üzerine dosyamız davalısı aleyhine tehdit, hakaret, kişilerin huzur ve sükunu bozma, basit tehdit suçlarından soruşturma yapıldığı, ——– kararı verildiği, ——–sayılı——— gönderilen başkanlık oluruna istinaden işletmenin faaliyetten men edilerek mühürlendiği, bu durumla ilgili hukuki sürecin devam ettiğinin bildirildiği,
Görülmüştür. Davacı taraf, % 45 pay ile ortağı olduğu dava dışı ——– şirket ortağı olan ve şirketin müdürlük görevini yapan davalının TTK uyarınca yapmakla yükümlü olduğu, —– yıllarına ait genel kurul toplantılarını yapmadığını, şirket tarafından tutulması gereken ticari kayıt ve defterler ile yazarkasanın usule ve yasaya uygun biçimde dikkat ve özenle tutulmadığını, şirket karını çeşitli muhasebel yöntemlerle düşük ya da şirket hiç kar etmemiş gibi gösterdiğini, yasada doğan ortaklık haklarının kullanılmasına engel olunduğunu, şirket tarafından işletilen marketin ticari hayata uygun işletilmediğini, ortak oldukları—- İle birebir aynı faaliyet alanında çalışan tek ortaklı—— maddelerine aykırı davranıldığını belirtmek suretiyle davalının dava dışı şirketteki müdürlük görevinden azli ile yönetim hakkı ile temsil yetkisinin kaldırılmasına, kendisinin şirket müdürü olarak atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Tarafların ortağı oldukları dava dışı —- alınan bir nolu ortaklar kurulu kararı ile;—– şirket müdürlüğü görevinden ve tüm yetkilerinden azledilmesine ve şirket kaşesi veya şirket unvanı altında atacağı münferit imzası ile şirketi en geniş şekilde temsil ve ilzam etmesi yetkisinin kaldırılmasına, şirket ortaklarından —- şirket müdürü olarak seçilmesine, şirket kaşesi veya şirket unvanı altına atacağı münferit imzası ile şirketi en geniş şekilde temsil ve ilzam etmek üzere yetki verilmesine…” şeklinde karar verildiği, karara davacının muhalefet şerhi koyduğu, kararın oy çokluğu ile alındığı anlaşılmıştır. Şirketin — tarihinde —- yapıldığı, toplantıya şirket ortaklarından —— dava dışı ortak —– katıldığı, toplantı tutanağında şirket ortaklarına iadeli taahhütlü toplantı çağrı davet mektubunun gönderildiğinin bildirildiği, şirketin 21.12.2021 tarihinde olağanüstü genel kurul toplantısının yapıldığı, toplantıya şirket ortakları davacı ve davalının katıldığı tespit edilmiştir.
Tarafların ortağı, davalının yetkilisi olduğu dava dışı —– ticari defterlerinin mali bilirkişi aracılığı ile incelenmesi sonucu; şirketin —– yıllarına ilişkin açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında yapıldığı, ticari defterlerin TTK ve VUK hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu, şirketin öz kaynaklarının 2016 yılında 75.759,11 TL, 2017 yılında 83.659,51 TL, 2018 yılında 91.933,65 TL, 2019 yılında 103.987,52 TL, 2020 yılında 117.275,93 TL, 2021 yılında 122.508,28 TL olduğu, şirketin dönem net karının da 2016 yılında 5.382,48 TL, 2017 yılında 7.900,40 TL, 2018 yılında 9.722,91 TL, 2019 yılında 12.053,97 TL, 2020 yılında 13.558,41 TL ve 2021 yılında 5.232,35 TL olduğu, davalının kurmuş olduğu —— tarihinden itibaren vergi mükellefiyeti olduğu, herhangi bir satış beyanının bulunmadığının tespit edildiği görülmüştür. Bu durumda davalı şirket müdürünün de kendi çıkarları doğrultusunda—– aynı adreste bulunan — faaliyet gösterdiği iddiasının ispat edilemediği, —- kapatılma sebebinin davalı müdürün inisiyatifi değil onun dışında —- tarafından yapılan idari bir işlem sonucu gerçekleştiği, buna göre de davalının bu işlemden kaynaklı kusuru olduğu söylenemeyecektir.
Davacı tarafın şirkete ait markete çalışma saatlerine aykırı olarak işletildiği yönündeki iddiası incelendiğinde; şirketin incelenen ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, şirketin kapatılması kararına ilişkin incelemelerde ve diğer faaliyetlerin incelenmesinde davalının kusurlu bir şekilde şirketin zarara uğratıcı işlemleri tespit edilemediğinden bu iddiaya da mahkememizce itibar edilememiştir.
Davalının —- aynı iştigal konusuna sahip ——- doğan yükümlülüklerine aykırılık oluşturduğu yönündeki iddianın incelenmesinde de; dosyaya celbolunan gerek vergi kayıtları gerekse ——–sayılı dava dosyası birlikte değerlendirildiğinde davalının yönetim görevini yerine getirirken bir kusurundan kaynaklandığı tespit edilemediği gibi dava dışı —– yapmış olduğu herhangi bir satışın olduğu, gayri faal olduğu anlaşıldığından bu yöndeki iddiaya da itibar edilmemiştir.
Uyuşmazlığa konu edilen diğer bir iddia ise; davalının, —- tarafından işletilen marketin/tekelin ismini —– değiştirerek haksız kazanç elde ettiği, dava dışı ——— marka değerine zarar verildiğini, bu şekilde müdürlük görevini kötüye kullandığı, her iki şirketin faaliyetlerinin ve adreslerinin aynı olmasının TTK.dan doğan yükümlüğün ihlali olduğudur. Tarafların ortak olduğu şirkete ait marketin mühürlenmesi sonrası — kurulduğu sabittir. Ancak —– adreste kurulmuş olsa da gayri faal olduğu ve satışının bulunmadığı tespit edilmiştir.
Yapılan yargılama sonucunda, dosya kapsamındaki deliller, alınan bilirkişi raporu, şirketin ticaret sicil dosyası birlikte değerlendirildiğinde; davalı şirket müdürünün azli için gerekli haklı sebeplerin oluşmadığı vicdani kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde davanın reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1.Davanın REDDİNE,
2.Başlangıçta peşin olarak alınan 80,70 TL harcın alınması gerekli olan 179,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 99,20 TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3.Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4.Davalı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 9.200,00 TL avukatlık ücretinin davacı taraftan alınarak davalıya verilmesine,
5.Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ———– Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/05/2023