Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/89 E. 2021/853 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/89
KARAR NO: 2021/853
DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 11/03/2020
KARAR TARİHİ: 25/11/2021
DAVA :Davacı vekili mahkemeye sunduğu havale — tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle: Müvekkili aleyhine—- sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını ve kesinleştiğini, bu icra takibine itiraz ettiklerini, müvekkilinin davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, davalının yapmış olduğu icra takibinin kanuna aykırı ve kötü niyetli olduğunu, davacının oğlunun dosyada diğer borçlu—– davalı bankadan kredi başvurusunda bulunduğunu ve davacının da bu —– kefil olduğunu, daha sonra kredi borcunun taraflarca ödendiğini ve borcun bitirilip kapatıldığını, daha sonraki yıl ve dönemlerde davacının oğlunun davalı bankadan kredi çektiğini ve kullandığını, ayrı kredi sözleşmesinde davacının herhangi bir kefaleti ve kredi sözleşmesinde imzasının bulunmadığını, davalının yapmış olduğu ve iptalini istedikleri icra takibinin ödeme emrine diğer borçlu ile birlikte davacının da adını yazarak ödeme emri gönderdiğini, davacının icra takibinden yeni haberdar olduğunu, icra takibi TK 31. Maddeye kesinleştirildiğini ve adına bulunan aracına ve gayrimenkule haciz konulduğunu, davacının —— dosyada borçlu olmadığının tespiti ile mahkemece belirlenecek teminat mukabilinde ihtiyati tedbir kararı verilerek takibin durdurulması ve daha sonra iptalini davalının %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili mahkemeye sunduğu —- tarihli cevap dilekçesinde özetle: Mahkemenin davada görevli olmadığını, müvekkili bankanın tüm iş ve işlemleri ticari iş niteliğinde olduğunu, davanın ticaret mahkemesinde açılması ve davanın görev yönünden reddi gerektiğini, müvekkili banka ile dava dışı kredi borçlusu—–Müvekkil banka tarafından borçlular lehine ticari kredi kullandırıldığını, davacı—– sözleşmeyi müteselsil kefil olarak imzaladığını müvekkili banka ile taraflar arasında imzalanan işbu sözleşmeye istinaden business kart adı verilen kredi kartı da borçluların kullanımına açıldığını, borçluların, kredi kartı borçlarını ödemede temerrüde düşmeleri üzerine müvekkil banka tarafından —- ilgili maddeleri uyarınca kredi kartı borcunun müvekkil bankaya ödenmesi hususu —– yevmiye numaralı ihtarnamesi ile muhataplara ihtar edildiğini, borçluların çekilen ihtarnameye rağmen herhangi bir ödemede bulunmaması üzerine—— sayılı takip dosyası ile icra takibi başlattıklarını, icra dosyasından gönderilen ödeme emirleri borçlulara muhtelif tarihlerde tebliğ olunduğunu, her iki borçlu da başlatılan icra takibine herhangi bir itirazda bulunmamış ve takip kesinleştiğini, bu hususun icra dosyasında da sabit olduğunu, borçlulara çok kez ulaşılmak istenilmiş ise de tarafımızda bulunan iletişim numaralarından hiçbir şekilde ulaşılamadığını, başlatılan icra takibinin üzerinden uzun zaman geçmiş olup davacının bu zamana kadar takipten habersiz olduğunu ileri sürmesi olağan akışa aykırı olup kötü niyetli olduğunu, icra takibine konu sözleşmede müteselsil kefil olarak —– de imzasının bulunduğu banka kayıtlarında ve ilgili kredi sözleşmesinde sabit olduğunu, şahsın kefaleti yasal koşullara uygun alındığından geçerli bir kefalet olduğunu, bu aşamada müvekkil bankanın alacağını tahsil etmek amacıyla kefile başvurma hakkı olduğunu, ayrıca davacı kefilin kötüniyet tazminatı talebi de hukuki dayanaktan yoksun olup, işbu talebin de reddi gerektiğini, geçerli bir müteselsil kefaletten kaynaklı olarak kefilin borçtan sorumlu olduğunu, bu hususta müvekkil üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirdiğin, noter kanalıyla gönderdiği ihtarname ile kefili temerrüde düşürmüş akabinde de takip başlatıldığını, kefil ne kendisine gönderilen ihtarnameye ne de icra takibine bir itirazda bulunmadığını, bu nedenlerle müvekkili bankanın borçlu/kefilin zararına hareket etmediği ortada olduğunu, müvekkil bankanın davaya konu takipte kötü niyetli olduğunun davacı tarafça ispatlanması gerektiğini, bu nedenlerle görev itirazlarının kabulü ile dosyanındosyanın görevli Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, borçlunun kötüniyet tazminatı talebinin reddine, davacının borçlu olmadığı talebinin ve davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
—–
—-
—-
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının takibe ve davaya konu alacak nedeniyle kefil sıfatı ile davalı bankaya borçlu olup olmadığı, takibe dayanak —— davacının kefalet sözleşmesinde imzasının bulunup bulunmadığı, davacının dava dışı oğlu —- için davalı banka lehine imzaladığı kefalet sözleşmesinden dolayı sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, borcun miktarı, faiz ve oranı, kötü niyet tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarında ihtilaf bulunduğu hususundadır.
Tarafların dilekçelerinde bildirdikleri delilleri toplanmıştır.
—- görevsizlik kararı verildiği, görevsizlik kararının — tarihinde kesinleştiği, —- tarafından iş bu dosyanın mahkememiz esasına kayıt edildiği görülmüştür.
—- takip dosyasının incelenmesinde; alacaklısının — olduğu, takip konusu alacağın mesnedinin —meblağlı —- tarihinde infazen kapatıldığı görüldü.
Mahkememizin — tarihli celsesinde dosyanın bankacı bilirkişiye tevdiine karar verilmiş, dosya — tarihinde bilirkişiye teslim edilmiş, bilirkişi —tarihinde raporunu ibraz etmiş, rapor taraflara tebliğ edilmiştir.
Bankacı bilirkişi mahkememize sunduğu — tarihli raporunda sonuç olarak: Davacı tarafından asıl alacak olarak —- talep edildiğini, hesaplanan tutarın — talep edebileceğini; masraf olarak —- talep edebileceğini, davalı banka kredi alacağına ilişkin davacının—- sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itiraz nedeniyle davalı bankanın davacıdan mahkemece de kabul edilmesi halinde — takip tarihi itibariyle tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla — alacaklı olduğunu, — tarafından— ayda bir deklere edilen ve değişen oranlarda temerrüt faizi ve bu faizin —–davalıdan istenebileceğini beyan ve rapor etmiştir.
Dosyada mevcut tüm delillerin incelenerek değerlendirilmesinde; hükme esas alınan — tarihli bilirkişi raporu dayanak yapılarak;
Davacı barka ile dava dışı asıl borçlu—- limitli — imzalandığı, davacı —- tarafından sözleşmenin müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığı, kredi kartı borcunun ödenmesi için davalı banka tarafından — nolu ihtarnamenin davacı —- tarihinde tebliğ edildiği, ihtarname ile——- verildiğinden temerrüt tarihinin —- tarihi olduğu, mahkememizce görevlendirilen bankacı bilirkişi tarafından davalı banka kayıtları üzerinde yapılan inceleme neticesinde; — hesap kat tarihi itibari ile dava dışı asıl borçlu —- takip tarihi itibari ile hahsilde tekerrür olmamak kaydı ile —- alacaklı olduğu, takip tarihinden itibaren azıl alacak miktarı —— edilen ve değişen oranlarda temerrüt faizi ve bu faizin —- davacıdan istenebileceği anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Başlangıçta peşin olarak alınan 203,42 TL harcın ve icra takibi peşin harcı 35,90 TL’nin, alınması gerekli olan 59,30 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 180,02 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 5.100,00 TL avukatlık ücretinin davacı taraftan alınarak davalıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile —— Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/11/2021