Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/842 E. 2023/171 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/871 Esas
KARAR NO : 2023/167

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2021
KARAR TARİHİ : 23/02/2023
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekilinin 30/12/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin alacağının tahsili için ilk olarak ——Esas sayılı dosya ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı- borçlunun itirazı ile icra takibinin durduğunu, davalı borçlunun söz konusu itirazının haksız ve mesnetsiz olduğunu, alacağın tahsilini geciktirmeye ve müvekkilin mağduriyetini artırmaya yönelik olduğunu, bu nedenle iş bu itirazın iptali davasını açma gereğinin hasıl olduğunu, müvekkili şirket ile davalı arasında 2019 yılından itibaren devam eden bir ticari ilişkinin mevcut olduğunu, davalı borçlu şirketin müvekkilinden hizmet aldığını ancak ilk olarak 10.12.2019 vade tarihinden itibaren davalı şirket ödemelerde temerrüde düşmüş olduğunu, 2019 yılından devreden bakiyesi bulunması nedeni ile müvekkili şirket finans departmanı mail uyarısı ile davalı şirket finans departmanı ile defaatle görüşerek ödeme yapılmak üzere uyarıldığını, en son müvekkili şirketin 24/03/2020 tarihinde davalı şirkete e- mail olarak cari hesap ekstresi ve bakiye alacağın ödenmesi içerikli ihtar yazısı göndermiş olduğunu, tespit edilen bakiyeyi gösteren cetveli alan tarafın aldığı tarihten itibaren bir ay içinde noter marifetiyle veya taahhütlü bir mektupla veya telgrafla itirazda bulunmazsa bakiyeyi kabul etmiş sayılacağını, bu tarihten itibaren herhangi ödeme yapmayan davalı şirket aleyhine fatura alacaklarından mütevellit kalan bakiye alacağını icra takibine konu etmekten başka seçenek kalmadığını, davacı tarafından alacağı tahsil edebilmek için —— Esas sayılı dosyası ile davalı borçlu aleyhine takibe geçildiğini, Ancak davalı-borçlunun tebliğ edilen ödeme emrine itiraz ettiğini, takibin durduğunu, söz konusu itirazda davalının müvekkili şirkete borcu olmadığını beyan ettiğini, davalının müvekkili şirketten takip konusu faturaların içeriğinde belirtilen nitelik ve miktarda hizmet satın aldığını, bunların bedelini müvekkili şirkete ödemediğini, müvekkili şirket tarafından 24/03/2020 tarihli 2019 yılı cari hesap ekstresinin borçlu şirkete mail olarak bildirildiğini belirterek davalı aleyhine alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden devamına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekilinin 25/01/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından müvekkil aleyhine —— Sayılı dosya aracılığıyla başlatılan takipte, müvekkilinin 3135,44.-TL fatura ile 967,54.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 4102,98.-TL borcu olduğununun iddia edildiğini, bahsi geçen dosyada ödeme emrinin müvekkiline 01.09.2021 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine yasal süresi içerisinde takibe, borca, takip öncesi faiz miktarına, talep edilen faiz oranına ve dosyaya tüm ferileriyle birlikte itiraz edildiğini, itirazda ifade edildiği gibi müvekkilinin davacı alacaklıya borcunun bulunmadığını, müvekkili aleyhine başlatılan ödeme emrinde yer alan takip tarihine kadar işlemiş faiz ve işleyecek faiz oran ve miktarının fahiş olduğunu, ayrıca müvekkili aleyhine işlemiş faiz talep edilebilmesi için müvekkilinin temerrüde düşürülmüş olması gerektiğini, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, alacağın likid olmasının gerektiğini, alacağın likid olması kavramından, alacağın belirli veya en azından belirlenebilir olması gerektiğinin anlaşıldığını, müvekkilin temerrüdü söz konusu olmaması ve davacı tarafından ödenmediği iddia olunan fatura bedelinin karşılığının doğruluğu nedeniyle belirli ve ya belirlenebilir bir alacağın söz konusu olmadığını belirterek davanın reddine, haksız ve kötüniyetli olarak icra takibi sebebiyle alacağın %20′ sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf “taraflar arasında cari hesap ilişkisi bulunup bulunmadığı var ise bu ilişkiden dolayı davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise alacak miktarının ne olduğu, davalının icra takibine yaptığı itirazın haklı olup olmadığı, iptalinin gerekip gerekmediği ” hususlarında uyuşmazlığa düşdükleri” noktalarındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
—– Vergi Dairesi Müdürlüğü’nden davalı şirketin 2019 yılı —— formları celbedilmiştir.
——- esas sayılı icra dosyası Uyap sistemi üzerinden celbedilmiştir.
——-Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden davalı şirketin—– ve belge suretleri celbedilmiştir.
——- Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden davacı şirketin sicil kayıtları celbedilmiştir.
——–Asliye Ticaret Mahkemesi’nce aldırılan 13/06/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı şirketin, davaya konu incelenen 2019-2020-2021 yıllarına ait yasal ticari defter/e-defterlerindeki kayıtlarına göre; 25.98.2021 icra takip tarihi itibariyle davacının davalıda kalan asıl alacak bakiyesi tutarının 2.735,44-TL ve 30.12.2021 dava tarihi itibariyle de davacının davalıda kalan asıl alacak bakiyesi tutarının 2.735,44-TL olarak görüldüğü ve tespit edildiği, davacı şirkete ait incelenen ticari defter/e-defter kayıtları üzerinde ve muavin defter dökümleri kayıtlarında yapılan incelemelerde, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2019 yılı öncesinde başladığı, ticari ilişki şeklinin cari hesap şeklinde olduğunun görüldüğü, takip ve dava konusu faturaların davacının ticari defterlerde kayıtlı olduğu, cari hesaptan doğan alacağın davacının ticari defter/e-defterlerinde kayıtlı olduğu ve bedelinin belli bir kısmının ödenmediği ve ödenmeyen takip ve dava konusu alacak miktarının ise 2.735,44-TL olarak tespit edildiği, mahkemece dava dosyasına getirtilen davalının 2019 yılı —— formunun incelenmesinde, davacıya ait herhangi bir alış bildiriminin bulunmadığı, davacının kayıtları üzerinde yapılan incelemelerde görüldüğü üzere aylık olarak davacı şirket tarafından davalıya KDV hariç 5.000,00 TL üzerinde mal ve/veya hizmet satışının bulunmadığının da görülmüş olduğuna dair rapor tanzim edilmiş ve raporu usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.Mali müşavir bilirkişisinin 20/12/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı şirketin davacı şirket davalı —– şirketi aleyhinde —–sayılı dosyası kapsamında 3.135,44 TL tutarında takip başlattığı, takip talebi ekine ibraz ettiği faturaların tamamının Davalı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, ancak davacı ve davalı şirketlerin ticari defterlerindeki borç alacak bakiyesinin 2.735,44 TL olduğu ve bu bakiye üzerinde cari hesap uyuşmazlığının bulunmadığı, taraflar arasında sözleşme olmadığı ve davacının icra takip talebinde belirttiği üzere TTK 1530. Maddesi uyarınca temerrüt hesaplamasında davacının davalıdan icra takip tarihine kadar 2.735,44 TL asıl alacağa 687,29. TL işlemiş faiz talebinde bulunabileceğinin mahkemeye ait olduğu yönünden rapor tanzim edilmiş ve raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Davacı tarafça, davalı ile aralarında 2019 yılından beri hizmet ilişkisine dayalı cari hesap bulunduğu bu hesap nedeniyle davalıdan alacaklı oldukları davalının borcunu ödememesi nedeniyle icra takibi başlattıklarını, davalının takibe itiraz etmesi üzerine eldeki itirazın iptali davasını açtıklarının beyan edildiği anlaşılmıştır.Davalı tarafça, davacıya borçlarının bulunmadığı, davacının işlemiş faiz talebinin haksız olduğu ve alacağın bilinebilir olmaması nedeniyle icra inkar tazminatı talebinin haksız olduğu iddialarıyla davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır. Dava, hizmet ilişkisinden kaynaklı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın tespiti ve halli için tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş, davacı defterlerine göre, icra takibine dayanak faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı defterlerine göre davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 2.735,44 TL alacaklı olduğu, davalının incelenen defterlerine göre ise; takibe dayanak faturaların davalı defterlerinde de kayıtlı olduğu, davalının takip tarihi itibariyle davacıya 2.735,44 TL borcunun bulunduğu anlaşılmıştır.
Her iki tarafın ticari defterlerinin birbirleriyle uyumlu olması ve faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olmasının yanı sıra defterlerde ödeme kaydının bulunmaması nedeniyle davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 2.735,44 TL alacaklı olduğunu ispat ettiği kanaatine ulaşılmıştır.Tüm dosya kapsamından; davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 2.735,44 TL alacaklı olduğunun ispat edildiği, davalının icra takibine bu miktar yönünden yapmış olduğu itirazın haksız olduğu iptalinin gerektiği, davacının davalıyı takipten önce temerrüde düşürdüğünü ispata yarar belge sunamadığı, TTK 1530. Maddeye göre faiz işletilmesi talebinin ise; TTK 1530. maddenin konuluş amacı itibariyle, mal tedarik sözleşmeleri kapsamında küçük ve orta ölçekli tedarikçiyi, büyük şirketlere karşı korumak amacıyla getirilmiş bir hüküm olduğu, tacirler arası sözleşmelerde uygulanmasının söz konusu olmadığı ——eldeki davada her iki tarafında tacir olması nedeniyle TTK 1530. Maddesinin uygulanma imkanı bulunmadığından talebin yerinde olmadığı, bu kapsamda işlemiş faiz yönünden takibe yapılan itirazın haklı olduğu, takipte yasal faiz talep edilmiş olması nedeniyle taleple bağlı kalınarak kabulüne karar verilen alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği, alacağın likit ve bilinebilir olması nedeniyle kabulüne karar verilen alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatına hükmetmek gerektiği sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
2-Davalı/takip borçlusunun, ——- Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 2.735,44 TL alacak yönünden İPTALİNE, kabulüne karar verilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
3-Kabulüne karar verilen alacağın %20 ‘si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafın kötü niyet tazminatı isteminin yasal şartları oluşmadığından reddine,
5-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
6-Harçlar kanunu gereğince alınması gerekli 186,86 -TL karar ve ilam harcından peşin alınan 70,07 TL’nin mahsubundan sonra bakiye 116,79 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
7-Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesaplanan 2.735,44 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca hesaplanan1.367,54 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9- Davacı tarafça yargılama boyunca yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 1.700,00 TL bilirkişi ücreti ve 167,45 TL posta ve tebligat giderinden oluşan toplam 1.926,75 TL yargılama giderinden haklılık durumuna göre hesaplanan 1.284,56 TL ile peşin harç olarak alınan 70,07 TL olmak üzere toplam 1.354,63 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca zorunlu arabuluculuk nedeniyle arabulucuya hazine tarafından ödenen 1.320,00 TL’ nin davanın kısmen kabul kısmen ret oranına göre hesap edilen 880,04 TL’sinin davalıdan alınarak, 439,96 TL’ sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
11-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının yatıran tarafa iadesine,Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, miktar itibariyle kesin olmak üzere açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.