Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/831 E. 2022/540 K. 07.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/831 Esas
KARAR NO : 2022/540

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/12/2021
KARAR TARİHİ : 07/07/2022

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 16/12/2021 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; müvekkil ile davalı/borçlu arasında 08/03/2021 tarihli faturaya dayalı ürün ve hizmet satışına ilişkin ticari ilişki gerçekleştiğini, söz konusu faturaya konu edimlerin eksiksiz— alınmasına rağmen bugüne kadar hiçbir ödeme yapılmadığını, — dökümünden de anlaşılacağı üzere davalı/borçlunun iade fatura tutarı akabinde toplam — borç bakiyesi bulunduğunu, aradaki güven ve ticari ilişkinin bozulmaması açısından, müvekkil tarafından söz konusu bakiye bedelin istenmesine rağmen, borçlu tarafça çeşitli vaatlerle müvekkili oyalamaya yönelik —– sergilendiğini, ancak kısmen dahi olsa herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalıya karşı ilamsız icra takibi başlatılmış ise de davalının süresinde yapmış olduğu itirazı üzerine icra takibinin durduğunu, muaccel ve teminatsız 16.046,77 TL asıl alacağın dava sonuçlanıncaya kadar nakdi teminat karşılığında borçlu şirketin menkul, taşınmaz ve 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının (ihtiyaten haczi) için öncelikle tensip ile iik’nun 257 vd. maddeleri uyarınca ihtiyati haciz kararı verilmesini, davanın kabulü ile davalı tarafından icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile asıl alacak tutarı yönünden takibin devamına, davalı aleyhine alacağın %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 20/01/2022 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: alacaklı olduğunu iddia eden davacı tarafn,—-Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattığını, söz konusu dosya üzerinden ödeme emri göndererek usul ve yasaya aykırı olarak haksız şekilde icra takibine geçtiğini, Müvekkile tebliğ edilen ödeme emrine taraflarınca itiraz edildiğini, müvekkilin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, müvekkil şirketin, davacı şirket ile aralarındaki ticari ilişki kapsamında, davacı şirketten 44.037,22 TL değerinde — aldığını, —- alınan bu cihazların,– işlemi yapılan hastalar için kullanılmaya başlandığını, fakat, davacı tarafça müvekkile satılan ve teslim edilen dava konusu faturaya konu — kısmının, —- ameliyatında kullanılmasının akabinde, bu kartuşların kullanımından ötürü söz konusu hastalarda —- meydana geldiğini, faturaya konu malzemeler nedeniyle insan sağlığında meydana gelen ciddi sağlık sorunları nedeniyle — tutarlı iade faturası kestiğini ve fatura konusu ürünleri davacı yana teslim ettiğini, davanın reddine, davacının haksız ve kötü niyetli hareket etmiş olduğundan %20’den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde taraflar arasında – satımından kaynaklı ticari ilişki bulunduğu ve davacı tarafından davalıya — teslim edildiği, davalı tarafından da —-davacıya iade edildiği hususları taraflar arasında ihtilafsız iken kullanıldığı gerekçesi ile iade edilmeyen—– olup olmadığı, —- yönünden ayıp ihbarının yapılıp yapılmadığı ve davalının —— bedellerinden sorumlu olup olmadığı ile davalının takibe itirazının haklı olup olmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen—- dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna tebliği üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
——— tarafların tescil bilgileri celp edilmiş ve dosya arasına alınmıştır.
—- davalının—–formu, davacının —— celp edilmiş ve dosya arasına alınmıştır.
——- tedavi evrakları celp edilmiş ve dosya arasına alınmıştır.
Tanık ..— tarihli duruşmada; “Ben davacı şirkette —- yılları arasında satış departmanında çalıştım. Davalıya satılan —– satımını ben gerçekleştirdim, —- kullanıldığı —-kullanan ——- birlikte ben de girdim. —- ilgili herhangi bir—- olmadı, daha sonra da —– ilgili —– bana olumsuz bir geri dönüş olmadı, daha sonra beni arayarak —- iade etmek istediğini söyledi, ben de sebebini dahi sormadan —– kullanmak istemediğini düşünerek kullanılmayan —– iade aldım. —– ürettiği ürünlerdir, bu ürünlerden çok sayıda sattık, bu —- kalite belgeleri de bulunmaktadır, yaptığımız satışlardan herhangi bir olumsuz dönüş olmadı. Ben ameliyatlara girdim, ancak girdiğim ameliyatların hangi hastaların ameliyatı olduğunu bilmem mümkün değildir, beni —– aradı. —- ilgili herhangi bir problem bildirmeksizin ——– etmek istediğini söyledi. Ben daha önce —- kullanan doktor ile de görüşmüştüm, o da bana —– iade etmek istediğini söyledi, ———-hanım ve doktor—–iade edilme sebebine ilişkin herhangi bir şey söylemedi. Benim bildiğim gördüğüm bundan ibarettir, dedi. Tanıklık ücreti talebim yoktur.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık …—-tarihli duruşmada; “Ben davacı —– biriminde çalışmaktayım.—–arasında —- alımına ilişkin ticari ilişkiden ürünleri ben teslim etmem ve iade edilen ürünleri ben teslim almam nedeniyle bilgi sahibiyim. —-iadesine ilişkin benim bildiğim kadarıyla bir bildirim olmadı. Ürünlerle ilgili herhangi bir şikayet duymadım, biz bu ürünleri ülkenin değişik yerlerine satıyoruz, onlardan da herhangi bir olumsuz bir geri bildirim olmadı. Benim bilgim, görgüm bundan ibarettir, tanıklık ücreti talebim yoktur.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
—-tarihli duruşmada;” Ben davalı —– aydır satın alma ve muhasebe sorumlusu olarak çalışmaktayım. — alımında ben sipariş işlemlerini takip ettim, —–kullandığımız hastalarda aşırı kan kaybı oldu, daha sonra hastalar — kaldılar. —-ilgili böyle problem yaşanınca hastaların sağlığı için yeniden ameliyat yapılarak —değiştirildi ve başka ürünler kullanıldı, bu aşamada hastalarda başka —-oluştu. Biz bu durumu ——– ayında sözlü olarak bildirdik. Elimizde kalan kullanılmayan kartuşları da iade ettik. —- bağlı problemler hatırladığım kadarıyla — son dönemlerinde oluşmuştu. —- çok fazla sayıda mide küçültme ameliyatı yapmaktadır, ancak kanama problemi sadece —- alınan —- kullanıldığı ameliyatlarda gerçekleşti, diğer ameliyatlarda böyle bir problemle karşılaşmadık. — değiştikten sonra hastalarda bir problem olmadı, ancak önceki kartuşun kullanılması nedeniyle hastalar uzun bir süre hastanede kalmak zorunda kaldı. Benim bilgim, görgüm bundan ibarettir, tanıklık ücreti talebim yoktur.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık .—- temsilcisi olarak—- yılından beri çalışmaktayım, —– alındığını biliyorum, —–kullanıldığı —- sırasında kanama oldu, ben — kullanıldığı, 2 hastanın ameliyatı sırasında kanama olduğunu, bana doktorun bilgi vermesi üzerine öğrendim, kartuşların bunun üzerine iade edildiğini duydum, ben hasta memnuniyeti ile ilgilenen bölümde bulunduğum için — ayıplı olduğuna ilişkin —- şirketine bildirimde bulunup bulunulmadığını bilmiyorum, normalde mide ameliyatlarında ameliyat sonrasında 3 gün hastanede, 2 gün hotelde hastalar bakım altında tutuluyordu, ancak — alınan—- kullanıldığı hastalar hastanede 10 gün kadar kaldılar, bu hastaları teskin etmek zor oldu, şirket bu nedenle zor durumda kaldı, —ayrıntılarını bilmiyorum ancak doktorun bana verdiği bilgileri hastalara aktarmam nedeniyle doktorun bilgilendirdiği kadarıyla biliyorum, doktor hastalar hakkında bilgi verirken komplikasyonun —- kaynaklandığını söyledi, tanıklık ücreti talebim yoktur.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Dava, ticari nitelikli satım sözleşmesinden kaynaklı satış bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takiben itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafça davalı ile aralarında satış sözleşmesi bulunduğu, bu sözleşmeye istinaden davalıya kartuş satımı yapıldığı, satımı yapılan —— kendilerine iade edildiği, ancak —– iade edilmediği ve iade edilmeyen — bedellerinin ödenmediği, ödenmeyen —– bedellerinin tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığı, başlatılan icra takibine itiraz edildiği iddiasıyla eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı tarafça davacıdan —– aldıkları, ancak aldıkları—– ayıplı çıktığı bu nedenle davacıya iade faturası kestikleri, bir kısım ürünleri iade ettikleri, hastalarda kullanılan ürünleri ise iade edemedikleri,—- ayıplı olması nedeniyle zarara uğradıkları iddiasıyla davanın reddine karar verilmesini talep ettikleri anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki temel ihtilaf; davacı tarafça davalıya satılıp teslimi yapılan ancak hastalarda kullanılması nedeniyle davacıya daha sonra tekrar iade edilmeyen—– davalının sorumlu olup olmadığı hususlarında toplanmaktadır.
Ayıp, aynı nitelikte, —- eşyada bulunması gerekli olan iyi niteliklerin satılan malda bulunmaması ya da bulunmaması gereken kötü niteliklerin ise, satılan malda bulunması olarak tanımlanabilir. Satıcının satılan mallardaki ayıplardan sorumlu olabilmesi için kanunun alıcıya yüklemiş olduğu yükümlülükler satılanı gözden geçirme, muayene etme ve var olan ayıpları satıcıya bildirme (ayıp ihbarında bulunma) yükümlülüğüdür. Satıcı, satış sözleşmesinin kurulduğu sırada, alıcı tarafından bilinen ayıplardan sorumlu değildir. Satıcı, alıcının satılanı yeterince gözden geçirmekle görebileceği ayıplardan sorumlu olmayacaktır.
Tacirler arasında satışa konu malın ayıplı çıkması halinde, alıcının yasal haklarını kullanabilmesi için 6102 sayılı TTK.’nun 23/1-c maddesindeki süreler içerisinde ayıp ihbarında bulunması zorunludur.. TTK’nun 23. maddesi uyarınca, malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Ayıp açıkça belli değil ise, alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemek veya incelettirmek ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğunun ortaya çıkması halinde hakkını korumak için durumu aynı süre içinde satıcıya ihbar ile yükümlüdür. Ayıbın, kullanma sonucu ortaya çıkan gizli bir ayıp olması halinde ise TBK’nun 223. maddesi uyarınca alıcı ayıbı öğrendiği tarih itibariyle hemen satıcıya bildirmelidir (—- Karar sayılı ilamı).
Ticari satımlarda alıcının ayıba bağlı haklardan yararlanabilmesi için—- süreler içerisinde TTK 18. maddesindeki usulle satıcıya ihbar yükümlüğü vardır. Ticari satımda ayıp ihbarı tanıkla ispatlanamaz (—–Karar sayılı ilamı).
Eldeki uyuşmazlıkta davalı tarafça bedeli ödenmeyen kartuşların ayıplı olduğu iddia edilmiş ise de; TTK 21/1-c maddesinde belirtilen 2 ve 8 günlük sürelerde TTK 18.maddesinde belirtilen usulle davacıya ayıp ihbarında bulunduğunu ispata yarar belge sunamadığı, bu kapsamda ayıp ihbarını yaptığını ispat edemediği, bu nedenle —-mevcut haliyle kabul etmiş sayılması gerektiği, bu kapsamda —- bedellerinden sorumlu olduğu, icra takibine yapmış olduğu itirazın takibe konu edilen asıl alacak olan 16.046,77 TL yönünden haksız olduğu, davacı tarafça davalının takipten önce temerrüte düşürüldüğüne ilişkin bir delil sunulmadığından davacının işlemiş faize ilişkin yapmış olduğu takibin haksız olduğu, işlemiş faiz yönünden takibe yapılan itirazın haklı olduğu, alacağın likit olması nedeniyle kabulüne karar verilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmetmek gerektiği, alacağın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması nedeniyle kabulüne karar verilen alacağın takip tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesi gerektiği sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
2-Davalı/takip borçlusunun, ——- sayılı dosyasına vaki itirazının 16.046,77 TL, alacak yönünden İPTALİNE, kabulüne karar verilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına,
3-Kabulüne karar verilen alacağın %20 ‘si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
5-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 1.096,15 TL karar ve ilam harcından peşin alınan —- harcın mahsubu ile bakiye 883,57 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —- uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —- uyarınca hesaplanan 1.553,79 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 273,60 TL posta ve tebligat giderinden oluşan toplam 245,80 TL yargılama giderinden haklılık durumuna göre hesaplanan 224,10 TL ile peşin harç olarak alınan 212,58 TL olmak üzere toplam 436,68 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı tarafından yargılama boyunca yapılan —— giderinin haklılık durumuna göre hesaplanan 7,062 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca zorunlu arabuluculuk nedeniyle arabulucuya———- haklılık durumuna göre hesaplanan 116,53 TL’nin davacıdan ve 1.203,47 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
11-Yatırılan avanstan kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.