Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/823 E. 2022/717 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/823 Esas
KARAR NO : 2022/717

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/12/2021
KARAR TARİHİ : 27/10/2022

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu —– tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; Müvekkil davacı alacaklı şirketin,———————- ve imza olunduğunu, bahsi geçen sözleşmenin ise alıcı davalı ——— temsilci———— tarafından tanzim ve imza edildiğini, müvekkil davacı şirket tarafından, sözleşme uyarınca —— satımı ve teslimi yapıldığını, buna ilişkin düzenlenen faturalar da davalı şirkete teslim olunduğu ve kayıtlarına işlendiğini, ancak satışı ve——- kaynaklanan bakiye —————– ödenmediğini, bunun üzerine, —– kaynaklanan bakiye alacak tutarının tahsili amacıyla davalı borçlu şirket hakkında,——————- başlatıldığını, ancak davalı borçlu tarafından takibe ve borca itiraz edilmesi nedeniyle icra takibinin durdurulmasına karar verildiğinden işbu davanın açılması gereği hasıl olduğunu, müvekkil davacı —–kaynaklanan ——— alacağı bulunduğunu, bu nedenle alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazı haksız ve kötüniyetli olduğundan, haksız itirazın iptaline ve inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ile ———- karşı yana yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalıya dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı cevap dilekçesi sunmadığı gibi duruşmalara da katılmamıştır.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf—- nitelikte satım ilişkisi bulunup bulunmadığı, var ise; bu ilişkiden dolayı davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise; davacının davalıdan takip tarihi itibari ile alacak miktarının ne olduğu, davalının icra takibine yaptığı itirazın haklı olup olmadığı, iptalinin gerekip gerekmediği noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen —– Esas sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna tebliği üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
——– tarafların —–celp edilmiş ve dosya arasına alınmıştır.
———— celp edilmiş ve dosya arasına alınmıştır.
—- Esas sayılı takip dosyası celp edilmiş ve dosya arasına alınmıştır.
—– talimat yazılarak alınan ———- özetle; davacının —— zamanında açılış tasdikleri yaptırılmış olduğunu, Türk Ticaret Yasası (Yeni)’na göre —– olduğunu, buna göre davacının ilgil——— süresi içerisinde yaptırılmış olduğunu, bu nedenle sahibi lehine —— incelenmesinde yukarıda tabloda da görüleceği üzere—ticari faaliyetlerden —-ilişkisi olduğunu, davacı——– kendi kanuni defter kayıtlarına göre,———– içerisinde aralarında devam ederek gelen—-faaliyet ile ilgili davacı kayıtlarında yer alan —– tutarında ———- tarihi itibarıyla borçlu olduğunu, davacı—–davalıdan ————- alacaklı olduğunu beyan ve rapor etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Dava, ticari nitelikli satım sözleşmesi nedeniyle satılanın bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafça davalıya —– ettikleri, ancak davalının bedelini ödemediği, —- bedelini tahsil amacıyla icra takibi başlattıkları, davalının takibe itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğu iddiasıyla eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı taraf davaya cevap dilekçesi sunmamıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın tespiti için tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş ve davacı defterlerine göre; davacının davalıdan — alacaklı olduğu anlaşılmış, davalı tarafa usulüne uygun — yapılmasına rağmen davalı tarafın mazeret bildirmeksizin ticari defterlerini ibraz etmediği anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nun 222/3. Maddesinde; “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” şeklinde düzenleme ile taraflardan birisinin defterinde yer alan kayıtların diğer tarafında defterinde yer alması halinde ispatlanmış olacağı, taraflardan birisinin defterinde kayıt bulunması, diğer tarafın mazeretsiz olarak ticari defterlerini ibraz etmemesi halinde de defteri ibraz eden tarafın defterinde kayıtlı olan hususun ispat edilmiş sayılacağı düzenlenmiştir.
Tüm dosya kapsamından; davacı ticari defterlerine göre davacının davalıdan —- alacaklı olduğu, davalının mazeretsiz olarak ticari defterlerini ibraz etmekten imtina ettiği, bu kapsamda davacının —— sayılı takip dosyasına konu ettiği —- alacağın HMK 222/3.maddesi uyarınca ispat edilmiş olduğu, bu nedenle davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın haksız olduğu, iptalinin gerektiği, takip talebinde faiz oranı belirtilmediğinden alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği, alacağın likit ve bilinebilir olması nedeniyle icra inkar tazminatının yasal koşullarının oluştuğu sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalı/takip borçlusunun,——– sayılı dosyasına vaki itirazının İPTALİNE, kabulüne karar verilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
3-Kabulüne karar verilen alacağın %20 ‘si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Başlangıçta peşin olarak alınan 642,37 TL harcın alınması gerekli olan 3.633,17 TL harçtan mahsubu ile 2.990,80 TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye irat kaydına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan ———–uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yargılama gideri olarak yapılan 59,30 TL başvuru harcı, 642,37 TL peşin harç, 600,00 TL bilirkişi ücreti, 145,95 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 1.447,62 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca zorunlu arabuluculuk nedeniyle arabulucuya hazine tarafından———- davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca artan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.