Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/817 E. 2022/222 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/817
KARAR NO : 2022/222

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/12/2021
KARAR TARİHİ : 24/03/2022

DAVA :
Davacı vekili mahkememize sunduğu 10/12/2021 tevzi tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle: Müvekkil şirket ile davalı şirket arasındaki ticari ilişki sebebiyle, müvekkil şirketin davalı şirketten cari hesap ekstresinden kaynaklanan 6.802,37 TL alacağı olduğunu, müvekkil şirket tarafından işbu alacağın tahsil edilememesi sebebiyle, —- Sayılı dosya üzerinden davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı aleyhine 30/06/2021 tarihinde başlatılan icra takibinden sonra— tarihinde müvekkilimize asıl borç ödemesi yapılmış ancak tarafımıza veyahut icra dosyasına vekalet ücreti ve masrafları içeren 867,08 TL tutarındaki bakiye borç ödenmediğini, davalı şirket alenen borçlu olduğu halde, haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine itiraz ederek takibin durdurulmasına sebebiyet verdiğini, davalının icra takibine itiraz etmesinde hiçbir hukuka uygun ve haklı bir nedeni bulunmamakta olduğunu, davalı şirketin asıl borcu ödemiş ancak masraf ve vekalet ücreti alacaklarını ödememek amacıyla haksız ve kötü niyetli olarak takibe itiraz ettiğini, davalı şirket aleyhine başlatılmış olan icra takibinde; borca, ödeme emrine, faize ve tüm ferilere itiraz ettiğini ancak davalı şirketin tüm itirazları hukuki dayanaktan yoksun ve kötü niyetli olup itirazın iptaline karar verilmesinin gerekmekte olduğunu, davalı şirketin müvekkil şirkete cari hesaptan kaynaklanan borcu olduğu ve asıl borca yönelik ödeme yapıldığı ortada iken icra takip masrafları ve vekalet ücretimizi ödemekten kaçınmak amacıyla yapılan itiraz haksız ve kötü niyetli olduğunu, davalı şirket icra takibine itiraz etmekte kötü niyetli olup alacak likit ve belirli olduğundan, kötü niyetli davalı şirket aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin gerekmekte olduğunu, davalı borçlunun, cari hesap sebebiyle ödemekle yükümlü olduğu borcu ve icra takibinden kaynaklanan masraf ve vekalet ücreti miktarını bilmekte ve buna rağmen borcunu ödememekte olduğunu, davacının ileri sürdüğü itirazların haksız ve kötü niyetli olduğunu beyan etmiş, davalı şirketin,—sayılı dosyaya yaptığı haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ile icra takibinin talepname koşullarında devamına, davalı şirketin dosya kapsamı ve delil durumuna göre itiraz etmekle haksız ve kötü niyetli olduğu sabit olduğundan %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ile cezalandırılmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili mahkememize sunduğu 01/02/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle: —-adresinde kurulmuş ve——- yılından günümüze kadar bir çok sektörde —– göstermekte olduğunu, davacının dava dilekçesinde taraflar arası ticari ilişki sebebiyle oluşan cari hesap ekstresindeki bakiye alacağın müvekkil firma tarafından ödenmediği iddiasında bulunduğunu, işbu iddialarını kabul etmemekte olduklarını, müvekkili ile davacı taraf arasında süregelen bir ticari işin söz konusu olduğunu, işbu ticari iş ile taraflar arasında cari hesap ilişkisi gerçekleştiğini, müvekkilinin söz konusu cari hesap ilişkisine ilişkin davacı tarafa ödemelerini vadesinde düzenli ve eksiksiz yapmakta olduğunu ancak davacı tarafın işbu cari hesap ilişkisi devam ederken vadesi gelmemiş faturaları icra takibine konu ettiğini, müvekkilin huzurdaki davaya konu edilen icra takibinden habersiz olarak vadesi gelen faturaya ilişkin davacı tarafa ödeme yaptığını ancak daha sonra müvekkiline gelen tebligat ile davacı taraf söz konusu icra takibinden haberdar olduğunu, davacı tarafın söz konusu cari hesap ilişkisi devam ederken kötü niyetli olarak müvekkiline icra takibi başlattığını ancak davacı tarafın müvekkilini temerrüte düşürmeden yapmış olduğu işbu icra takibi hakkaniyete ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin ödemiş olduğu borca ilişkin davacı tarafın talep ettiği alacak ve alacağa bağlı faizini de kabul etmediklerini, dolayısı ile davacının talep etmiş olduğu icra inkar tazminatının şartları oluşmadığından işbu icra inkar tazminatı taleplerinin de reddini talep etmekte olduklarını, bu nedenlerle davacının açmış olduğu işbu davanın hukuki mesnetten yoksun olup, mahkemece reddinin gerekmekte olduğunu, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
—— Esas sayılı takip dosyası UYAP sureti,
—— tarihli müzekkere cevabı —-
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, icra takibi başladıktan sonra borçlu tarafından asıl alacağın ödenip, asıl alacağın fer’ileri, vekalet ücreti ve icra masraflarının ödenmemesinden kaynaklanan alacağa istinaden açılan itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu hususunda ihtilaf bulunmadığı, davacı şirketin davalı şirketten takip konusu alacağının bulunup bulunmadığı, takipten sonra, ödeme emrinin tebliğinden ve davadan önce davalı şirket tarafından asıl borcun ödenmesi nedeniyle davacı şirketin İİK 15 ve 59. Maddelerine göre icra masrafları ve icra vekalet ücreti yönünden alacaklı olup olmadığı, alacağın miktarı, davalı şirketin cari hesap alacağına istinaden temerrüde düşürülüp düşürülmediği, alacağın takip tarihi itibari ile muaccel olup olmadığı, faiz ve oranı, icra inkar tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarındadır.
Tarafların dilekçelerinde bildirdikleri delilleri toplanmıştır.
—- üzerinden incelenmesinde: Ödeme emrinin —tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlu vekili tarafından 15/07/2021 tarihinde yasal süresinde borca itiraz dilekçesi verildiği, icra dairesince takibin durdurulduğu, dosyada gider avansı bulunmadığından borca itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğ edilmediği, öğrenme tarihinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü sürede itirazın iptali davasının açıldığı tespit edildi.
Dosyada mevcut tüm deliller hep birlikte değerlendirildiğinde: Takibe dayanak cari hesap alacağı yönünden takip tarihinden önce davalı şirketin TBK 117. Maddesine göre temerrüde düşürüldüğüne dair dosyada somut belge sunulmadığı, takip tarihi itibari ile cari hesap alacağının muaccel olmadığı, takip talebine istinaden davalı tarafa tebliğe çıkartılan ödeme emri tebliğ edilmeden davalı şirket tarafından asıl alacak miktarının ödendiğinin davacı şirketin kabulünde olduğu, davalı şirket tarafından ödeme emri tebliğinden önce asıl alacak miktarının ödendiği anlaşılmakla, davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Başlangıçta peşin olarak alınan 59,30 TL harcın, alınması gerekli olan 80,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 21,40 TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3—– tarafından ödenen arabulucu ücreti 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan—- ücretinin davacı taraftan alınarak davalıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.