Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/768 E. 2023/403 K. 16.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/768
KARAR NO : 2023/403

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/06/2018
KARAR TARİHİ : 16/05/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 2011 yılında—–2013 tarihinde ise —– Caddesinde —– bayisi olarak faaliyet gösterdiğini, davalı şirketin ise ——distribütörü olarak faaliyet gösterdiğini, davalı ile olan ticari ilişki kapsamında davalı şirkete —- Bankasının 28.07.2015 tarihli teminat mektubu ile vade uzatım yazısı ve yine —– tarafından düzenlenmiş 04.11.2016 tarihli 50.000,00 TL bedelli teminat mektubu verildiğini, ticari ilişki boyunca davalı şirket tarafından kesilen ‘canlı cihaz fiyat farkı’ faturaları ve bu faturalara istinaden kesilen ‘vade farkı’ faturalarının haksız ve hukuka aykırı olması nedeni ile kabul edilmediğini, iade edildiğini veya iade faturaları kesildiğini, davalı tarafından müvekkili şirkete toplamda 32.676,14 TL canlı cihaz farkı ve 9.187,35 TL tutarında ise vade farkı faturası kesildiğini (toplamda 41.863,49 TL) davalı şirketin işbu 41.863,49 TL tutarındaki alacak için müvekkili şirketin teminat mektubunu bozdurarak haksız olarak tahsil ettiğini, müvekkili şirketin davalı şirketten—- (ürünü almadan denemek kullanmak anlamında) olarak aldığı cihazlar için 1 yıl sonra fiyat farkı faturası kesmesinin yasal dayanağının bulunmadığını, müvekkili şirketin bedelini ödeyerek sahibi olduğu cihazlar için tekrar bedel ödemesinin hukuka aykırı olduğunu, davalı şirketin esasen —–olarak sattığı ürünler için fark faturası keserek —– ürünleri normal bir ürünün fiyatına denk getirdiğini ve haksız kazanç elde ettiğini, müvekkilinin bu ürünleri normal yani —– olmayan bir ürünün fiyatının altında sattığını, davalı tarafından haksız tahsil edilen 41.863,49 TL sının dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı şirketten tahsil edilmesine, müvekkili şirkete —— ürünler için kesilen canlı cihaz fiyat farkı ve vade farkı altında kesilen tüm faturaların hükümsüz olduğunun ve bu faturalardan dolayı müvekkili şirketin borcu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle müvekkili şirketin ihbar olunması talep edilen —– ile arasında mevcut distribütörlük sözleşmesi kapsamında müşterilere satılacak cihazların ticaretine ilişkin gerçek yahut tüzel kişiler ile bayilik sözleşmesi yapma yetkisine sahip olduğunu, bu yetki ile davacı şirket ile de sözleşme akdettiğini, davacı şirketin akdedilen bu sözleşme kapsamında BAYİ sıfatına sahip olduğunu, canlı cihazın bayilerin müşteri deneyimi ve cihaz tanıtımı amacı ile düşük bedel ile faturalandırılması suretiyle temin ettiği cihazlar olduğunu, canlı cihazların satışı yasak olup, tüm bayilere gönderilen bildiriler ile işbu yasağın ve bunun ihlali konusunda olacak yaptırımların bildirildiğini, canlı cihazların —- tarafından bayiinin başka bir bayiye devredilmesi halinde düşük bedel ile faturalandırılarak temin edilen ve bulundurma zorunluluğu bulunan canlı cihazların devralan bayiye devredilmesi zorunluluğu bulunduğunu, canlı cihazların satışının mutlak surette yasak olup,——tarafından gönderilen 04.06.2015 tarihli bildiri uyarınca cihazların satışı halinde satılan ürün ve malzemelerin maddi değerinin tahsili yoluna gidildiğini, işbu canlı cihazların maddi değerinin tahsilinde tahsil edilecek miktarın, canlı cihaz temin edilirken faturalandırılan düşük bedel ile cihazın gerçek bedeli arasındaki fark olduğunu, buna ek olarak——- bünyesinde faaliyet gösteren ——tarafından tüm bayilere gönderilen 04.06.2015 tarihli ‘Canlı Cihaz Prosedürü Hakkında Önemli Bilgilendirme’ başlıklı metinde ‘Cihaz kampanyaları ile birlikte cihaz satışlarınız ve bayiiniz bölgesinde müşteri deneyimine sunulmak üzere düşük bedelli cihaz gönderildiğini, müşteri deneyimi için gönderilen cihazların canlı cihaz olarak adlandırıldığını, satış yöneticisi onayı alınmadan canlı cihazın müşteri deneyiminden kaldırılması, ürünün satılması, bayi sahibi tarafından kullanılması ya da çalışanı tarafından kullanılmasının uygun olmadığını, bu hususlar söz konusu olduğunda ——satış yöneticisi tespiti ile —-Sistematiklerinde belirtilen cezai işlem uygulanır’ ifadesine yer verilmek suretiyle metnin devamında ‘canlı cihazların onay alınmadan satılması halinde ürün ve malzemenin maddi değerinin tahsili ile para cezası uygulanacağına yer verildiğini, işbu duyuru ve içeriğinin bayilik sözleşmesi kapsamında gönderilmiş olup sözleşmenin eki ve ayrılmaz parçası niteliğinde olduğunu, huzurdaki olayda davacının bayilik faaliyetini sürdürememesi sebebiyle davacının —– ve—– bulunan bayiliklerinin —— adlı kişiye devredildiğini, bayiliklerin devrinden sonra davacının cari hesap borcuna ödemediği gibi satışı yasak olan kendisine müvekkili tarafından teslim edilen 54 adet canlı cihazdan 24 adedini satmak sureti ile sözleşmeden doğan yükümlülüklerini açıkça ihlal ettiğini, bunun üzerine müvekkili şirketin satışı yasak olan cihazların satılması sebebiyle işbu canlı cihazların bakiye bedelini canlı cihaz fiyat farkı faturası olarak, cari hesap borcunun ödenmemesi sebebi ile de vade farkı faturaları tanzim ederek davacı şirkete tebliğ ettiğini, ancak davacı tarafından birçok kez bu faturalar iade edildiğinden bayilik sözleşmesinin 13/1 md ile davacının teminat mektubunun borca yeter kısmından alacağını tahsil ettiğini, davacı şirkete kesilen 9.187,35 TL bedelli faturanın davacının cari hesaptan kaynaklanan borcunu ödememesi sebebi ile kesilen vade farkı faturası olduğunu, oysa davacının bu faturanın canlı cihaz fiyat farkı faturasına istinaden kesildiğini iddia ettiğini, davacı şirkete faturalandırılan 32.676,14 TL bedelli fatura muhteviyatında 12 adet cep telefonunun mükerrer olarak yazıldığının yapılan incelemede tespit edildiğini, 12 adet canlı cihaza tekabül eden 8.368,22 TL yönünden davalı kabul ettiklerini, 24 adet canlı cihaz yönünden ise sözleşmeye aykırı satılması nedeniyle alacaklı olduklarından davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, devir işlemi ile birlikte davacı tarafından elinde bulunan 30 adet canlı cihaza ilişkin müvekkili firmaya iade faturası düzenlendiğini ve bu ürünlerin müvekkili tarafından devralan —–fatura edilerek canlı cihazların devrinin gerçekleştiğini, —–şubesine ilişkin olarak toplamda 18 cihaz için 11.797,81 TL iade faturası,—– şubesine ilişkin olarak toplam 12 adet cihaz için 6.763,32 TL lik iade faturası ancak devir süresince gerek —— saha ekiplerinin gerekse de müvekkili firma saha ekipleri tarafından yapılan tespitlerde davacının bulundurması gereken 24 adet canlı cihazın bulunmadığını tespit ettiklerini, yapılan incelemede 24 adet cihaza ilişkin fiyat farkı tutarlarının 24.307,91 TL olduğunun belirlendiğini, davacının dava dilekçesinde satışı yasak olan canlı cihazların satışını yaptığını ikrar ettiğini, davacı şirketin müvekkili şirkete olan borcunun müvekkili tarafından davacının teminat mektubundan tahsil edilmesinin hukuka uygun olduğunu, açıklanan nedenlerle öncelikle davanın —— ihbarına, 8.368,22 TL yönünden davanın kabulüne, geri kalan 33.495,27 TL yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkememizce yapılan yargılama sonunda taraflar arasında bayilik sözleşmesi olduğu, davalının davacıya teşhir ürünü olarak cep telefonlarını canlı cihaz olarak fatura ettiği, davacının sözleşmeden sonra kendisine fatura edilen teşhir ürünü cep telefonlarını sattığı, davalının canlı cihaz ürünü olarak faturalandırdığı cep telefonlarına dair fiyat farkı faturaları ile vade farkı faturaları kestiği ancak davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, ticari defterlerine kaydetmediği fatura alacaklarını davacının teminat mektubunu bozdurarak haksız olarak tahsil ettiği anlaşıldığından davacının davalıya canlı cihaz fiyat farkı ve vade farkı faturalarından borçlu olmadığının tespitine, bu faturaların hükümsüz olduklarına, haksız olarak tahsil edilen 41.863,49 TL’yi talep doğrultusunda dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle iade edilmek üzere davanın kabulüne karar verildiği, verilen kararın istinaf edilmesi üzerine —- Bölge Adliye Mahkemesi—— Hukuk Dairesinin ——Esas ve Karar sayılı “Davacının dava dışı —— bayisi, davalının ise—— distribütörü olduğu, uyuşmazlığın taraflar arasındaki bu üçlü hukuki ilişkiden kaynaklandığı, dava dışı —— ile davacı arasındaki sözleşmesel ilişki sebebiyle davacının davalı ile bayilik ilişkisi kapsamında ticari ilişkiye girerek dosyada mübrez sözleşmeyi imzaladığı, —— ile davalı distribütör arasındaki sözleşmenin de taraflar arasındaki davaya esas sözleşmede ”ana sözleşme” ibaresi ile belirtildiği, ihbar olunanın dilekçesinde davacı ile müvekkili arasında başka bir mahkemede görülen derdest bir davanın varlığından bahsederek dosya numarasını yazılı beyanında sunduğu anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince bu üçlü hukuki ilişkideki tüm sözleşmeler dosyaya kazandırılarak, bu sözleşmeler arasında hukuki bir bütünlük bulunup bulunmadığının, dolayısıyla davacının canlı cihaz satışı yapmasına engel bir durum olup olmadığının, yine bu kapsamda dosya içerisindeki duyuru adı altındaki belgenin davacı açısından bir bağlayıcılığının olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir. İhbar olunanın dilekçesinde belirtmiş olduğu—– Asliye Ticaret Mahkemesinin —— sayılı dosyasının da dosyaya kazandırılarak uyuşmazlık konusu ile bağlantısının ortaya konulması gerekmektedir.Bu durumda ilk derece mahkemesinin delilleri topladığından ve değerlendirdiğinden söz edilemez. Mahkemece, davanın çözümünde etkili olacak önemli deliller toplanmadan ve sözleşmeler dahi celbedilmeden karar verildiği anlaşılmaktadır. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, esasa dair istinaf nedenleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine ” kararı üzerine dosyanın yukarıdaki esasa kaydedildiği görülmüştür.
Mahkememizce —– ATM’nin ——- Esas sayılı dosyasının gerekçeli karar suretinin celbine karar verilmiş ve dosya uyuşmazlık konusunda uzman bir telekomünikasyon uzmanı, mali müşavir ve sözleşme uzmanı bilirkişi heyetine tevdii edilmiş ve alınan 31.03.2023 tarihli bilirkişi raporunda—–. Asliye Ticaret Mahkemesinin —– sayılı dosyası incelendiğinde, davacı tarafından,——aleyhine (Sonlandırma ve İbraname Protokolünün geçersizliği ve taraflar arasındaki 1.3.2015 tarihli sözleşmenin davalılarca haksız olarak feshedildiğinin tespiti ve üç adet teminat mektubunun nakde çevrilmesinin önlenmesi) amaçlı açıldığı , iş bu dosya ile bağlantısının bulunmadığı, tarafların beyanına göre —–ile ——-arasında bayilik sözleşmesinin imzalanma tarihinin 08.12.2015 olduğu, 28.02.2018 tarihinde taraflar arasında sonlandırma protokolü imzalanarak bayiliğin sona erdirildiği , tüm bu süreçte Bayi’nin sorumluluklarının gerektirdiği işlemleri yerine getirdiği, bayilik anlaşması gereği müşterilerinin tanıtımına sunması gereken canlı telefonları distributörden alarak müşteri deneyimine sunduğu ve bu anlamda bayilik gerekliliklerini yerine getirdiği, yazışmalardan anlaşıldığı kadarı ile eski telefon modellerini yenileri ile değiştirerek müşterilere son model telefonları sunduğu, teknik olarak herhangi bir kusur bulunmadığı ancak bayilik sözleşmesi—— tarafından feshedildiğinde distribütör ile aralarındaki sözleşmeye göre canlı telefonları geri vermesi ya da yeni bayiye devretmesi gerekirken bazılarını iade etmediği, distribütör ile bayi arasında yapılan sözleşmeye göre cihaz satış bedelinden daha düşük bir bedel ile bayiye fatura edildiği, cihazlar yeni modeller ile değiştirildiğinde distribütöre iade edilmesi ya da bayilik devredildiğinde cihazların yeni bayiye devredilmesi gerektiği, cihazların iade edilmemesi ya da devredilmemesi durumunda cihaz bedelinin ödenmeyen kısmı kadar canlı cihaz fiyat farkı tahakkuk ettirildiği , sözleşmeye göre canlı-teşhir telefonları fatura fiyatının %30’u tutarıyla bayiye fatura edildiği , eğer iade edilmezse geri kalan %70’in tahsil edileceğinin sözleşme hükümlerinde yer aldığı ancak bayi ile distribütör arasındaki yazışmalar incelendiğinde distribütörün onayı ile bu telefonların satışına izin verildiği , satışına onay verilen bu cihazlardan elde edilen gelirin nasıl değerlendirildiği konusunda bir bilgiye ulaşılamamakla beraber piyasa koşullarına göre canlı telefonların satışından elde edilen gelirin tamamı bayiye ait olduğu, davalı tarafından denetlemeler sonucunda iade edilmediği iddia edilen 24 telefonun modellerin—— olduğu , davaya konu olan 14.03.2018 tarihli —— no’lu canlı cihaz fark faturası incelendiğinde elektronik cihazlar ve özellikle cep telefonların ilk günkü satış fiyatına göre kullanıldıkça değer kaybettikleri, geri iade edilmeyen telefonların ilk satış fiyatından bayiye fatura edilmesi teşhirdeki telefonlardaki amortisman ve yıpranma payı göz önüne alındığında fatura edilen miktarın doğru olmadığı, mahkeme heyeti canlı telefonların iade edilmesi gerektiği aksi halde fark faturası ile davalının davacıdan fark bedeli tazmine hükmünde bulunursa bayilik sözleşmesinin sona erdiği 28.02.2018 tarihindeki ikinci el cihaz bedellerine göre bir hesaplama yapılması ve fark faturasının buna göre düzenlenmesi uygun olacağı , fatura detayına bakıldığında hangi telefon için hangi bedel ile fark faturası kesildiğinin anlaşılamadığı, ayrıca iade edilmediği söylenen telefonların hangi tarihlerde bayiye teslim edildiğine ilişkin bilgiye dava dosyasından ulaşılamadığı, dolayısı ile cihazların bayiye teslim tarihindeki satış fiyatları ve hangi modelden kaç adet teslim edildiğine dair bilgiye ulaşılamadığından cihazların ikinci el satış fiyatı bilgisi hesaplanamadığı, eğer mahkeme heyetinin hükmü canlı cihaz farkı tahsil edilebileceği yönünde tecelli ederse cihazların ikinci el satış fiyatı ile teslim esnasında bayiye kesilen cihaz bedeli faturası arasındaki fark kadar bedel tahakkuk ettirilmesinin uygun olacağı ancak bilgilerle bu bedelin hesaplanamadığı bildirilmiştir.
Mahkememizce ihbar olunan dava dışı—— şirketine müzekkere yazılarak davacı ve davalı arasında imzalanan tüm sözleşmelerin HMK 221.maddesi uyarınca istenilmesine karar verilmiş olup, müzekkere cavabı dosya içerisine alınmıştır.

Tüm dosya kapsamına göre davanın, ticari satımdan kaynaklanan faturalardan dolayı borçlu olunmadığının tespiti ile haksız tahsil edilen bedelin iadesi istemine ilişkin olduğu, davalının davacıdan tahsil ettiği 32.676,14 TL canlı cihaz farkı bedelinin 8.368,22 TLlik kısmı yönünden davayı kabul ettiği (kabul beyanını davaya son veren işlemlerden olduğu ), davalı tarafın ibraz ettiği usulüne uygun tutulan ticari defterlerinde 07.05.2018 tarihinde vade farkı içerikli 9.187,35 TL bedelli faturaları davacı borcuna kaydettiği, daha sonra 08.05.2018 tarihinde davacı tarafından kesilen aynı faturalara ilişkin iade faturalarını davacı alacağına kaydettiği, bu nedenle davalının 9.187,35 TL tutarındaki vade farkı faturasından kaynaklanan alacağının bulunmadığı, taraflar arasındaki 08.12.2015 tarihli sözleşmede—– ile toplu yahut münferit olarak—— arasında imzalanmış olan 09.06.2013 tarihli distribütörlük sözleşmesinin ana sözleşme olarak tanımlandığı, gerek taraflar arasındaki 08.12.2015 tarihli sözleşmede gerekse de ana sözleşme olarak tanımlanan distribütörlük sözleşmesinde canlı cihaz satışının yasak olduğuna ilişkin düzenleme bulunmadığı, canlı cihaz prosedürü hakkında bilgilendirme konulu belgede satış yöneticisinin onayı alınmadan canlı cihazın müşteri deneyiminden kaldırılmasının, ürünün satılmasının, bayi sahibi, müdürü ya da çalışanı tarafından kullanılmasının ya da istenmeyen benzer durumların uygun olmadığının, 04.06.2015 tarihli duyuruda, bu duyuruya aykırılık teşkil eden durumların tespiti halinde her tespite bayi uyarı yazısı gönderileceğinin, 28.01.2018 tarihli —— duyurusunda canlı cihaz bulunurluğu kapsamında liste halinde yazılı bazı cihazların canlı cihaz olarak mağazalarda bulundurulması gerektiğinin ve iş bu duyuru ve içeriğin sözleşmenin eki ve ayrılmaz parçası niteliğinde olduğunun yazılı olduğu, satış yöneticisinin onayı alınmadan canlı cihaz satışının yasak olduğuna dair 04.06.2015 tarihli duyurunun taraflar arasındaki sözleşmenin sonraki tarihli olması nedeniyle somut olayda uygulanamayacağı, 28.01.2018 tarihli —— duyurusunun ise canlı cihaz bulunurluğu kapsamında liste halinde yazılı bazı cihazların canlı cihaz olarak mağazalarda bulundurulması gerektiğine ilişkin olup, canlı cihaz satışının yasaklandığına dair bir duyuru olmadığı, bu nedenle canlı cihaz farkı olarak davalının kabulü dışında kalan 24.312,92 TL’nin davacıdan tahsil edilemeyeceği anlaşıldığından davacıdan haksız olarak tahsil edilen toplam 41.863,49 TL (8.368,22 TLsi yönünden davalının kabulü bulunduğu) nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle davalıdan tahsiline; her eda davasının aynı konudaki tespit talebini de içeren daha geniş kapsamlı bir dava olması ve davacı tarafça ödenen bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesi nedeniyle davacının canlı cihaz fiyat farkı ve vade farkı altında kesilen tüm faturaların hükümsüz olduğunun ve bu faturalardan dolayı müvekkili şirketin borcu olmadığının tespitine ilişkin istemi hakkında ayrıca karar verilmesi gerekmediğinden davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın KABULÜNE,
41.863,49 TL’nin dava tarihi olan 19/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Başlangıçta peşin olarak alınan 714,93 TL harcın alınması gerekli olan 2.859,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.144,77 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 9.200 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-Karar kesinleştiğinde HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
5-Davacı tarafça yatırılan başvurma harcı 35,90 TL, peşin harç 714,93 TL olmak üzere toplam 750,83 TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Kaldırma ilamından önce yapılan 2.283,93 TL yargılama gideri ile kaldırma ilamından sonra (7 adet e tebligat gideri 50,50 TL, bilirkişi heyeti ücreti 3.000 TL, 3 adet tebligat gideri 115,00 TL, kep gideri 1,25 TL) yapılan 3.166,75 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 5.450,68 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile—— Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.