Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/763 E. 2022/76 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/763 Esas
KARAR NO: 2022/76
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 17/11/2021
KARAR TARİHİ: 10/02/2022
DAVA:Davacı vekili Mahkememize sunduğu —- havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; —–dosyaya konu olan bononun müvekkilin bilgisi dışında imzalandığını, müvekkilin borçlu olmadığının tespitine, dava sonuçlanıncaya kadar öncelikle teminatsız eğer teminatsız mümkün değilse takdir edilecek teminat karşılığında icra dosyasındaki hacizlerin kaldırılarak takibin durdurulmasına karar verilmesini, Müvekkilin bilgisi dışında olan; —– bedelli bono, keşidecisinin müvekkil olarak gözüktüğü ve davalıya ciro edilen toplam —— bonoların—— dosyası ile müvekkil aleyhine takibe konulduğunu ve takibin kesinleştiğini, takibin kesinleşmesiyle birlikte aslında borcu bulunmayan müvekkilin borçlu konumuna düştüğünü ve imzasının bulunmadığı bonodan dolayı sorumlu tutularak müvekkilin tüm mal varlığına haciz konulduğunu, bonoların keşidecisi olarak görünen müvekkilin imzası ile senetlerde mevcut olan imzanın birbirinden farklı olduğunu, keşidecinin imzası bulunmayan bononun tüm unsurlarını taşımadığından geçerli bir bono olmadığını, bu nedenle de kambiyo vasfı taşımayan ve herhangi bir borcun doğumuna sebebiyet vermeyen bono hakkında da kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlatılmasının hukuka aykırı olduğunu, takibe konu yapılan bonodaki imzanın müvekkil — ait olmadığını, Müvekkilin daha önce atmış olduğu imzaların yine mahkeme huzurunda oturarak ve ayakta atacağı imzaların bilirkişi marifetiyle tetkikinden de takip konusu yapılan bonodaki imzanın müvekkile ait olmadığının anlaşılacağını, —– dosyadaki mevcut bonolar üzerindeki imzanın müvekkile ait olmadığının tespitine ve icra takibinin iptaline,—— dosyadaki hacizlerin kaldırılarak dava sonuçlanıncaya kadar icra takibinin durdurulmasına, Müvekkilin imzasının bulunmadığı bonolar hakkında takip başlatıldığından davalı hakkında icra dosyasındaki alacağın %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu —– havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: Takibe konu bonoların borçlularından keşideci —–icari ilişkiden kaynaklı fatura, ticari defter ve belgelerle kanıtlanan mermer satış bedellerine karşılık ciro yolu ile verdiği çeklerin karşılıksız çıkması nedeniyle, keşideci —— lehine aval veren davacı-borçlu tarafından takibe ve davaya konu bonoların ön yüzünün imzalandığını, keşideci ile birlikte müşterek ve müteselsilen bono bedelini ödemekle sorumlu olduğunu, vadesinde bono bedellerinin ödenmediğini, bonoların protesto edildiğini, takibe konu bonolarda ki keşidecinin attığı tek imzanın yeterli olduğunu, bononun ön yüzünde ki ikinci imzayı atan davacı – borçluya ait olduğunu, Keşideci- borçlulardan—- ile davacı- borçlunun, ortak iş yaptığını, keşideci ——davacı ile müvekkil ticari ilişkiden kaynaklı alış -satış faaliyetinde bulunduklarını, müvekkilinden çeşitli nitelikte mermer satın aldıklarını, karşılığında davacı ile —- bir kısım ödemeler yaptığını, çekleri müvekkile teslim ettiğini, ancak bir kısım çeklerin tarihlerinde ödenmediğini ve ödenmesinin mümkün olmadığının belirtmesi üzerine, çeklerin iadesi ve yerine bonolar ile ödeme yapılması teklifinin — ve davacı tarafından sunulduğunu, bono borçluları ve davacının borçlarını ödemediklerini ve bonoların protesto edildiğini ve ödenmeyerek protesto olmuş bonolara ilişkin icra takibi yapıldığını,—-dosyasında ki mevcut bono üzerindeki imzaların davacıya ait olmadığının tespitine ve icra takibinin iptaline ilişkin talep ve davanın reddini, davacının —- dosyasında ki hacizlerin kaldırılarak dava sonuçlanana kadar takibin durdurulmasına ilişkin talebinin reddini, davacının haksız ve dayanaksız olarak gerçek dışı iddia ettiği imzasının bulunmadığı imzasının bulunmadığı bonolar hakkında takip başlatıldığından davalı hakkında alacağın %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine ilişkin talebinin şartları oluşmadığından reddini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde —–bedelli senetlerin altında yer alan imzanın davacıya ait olup olmadığı, davacının senet borçlarından sorumlu olup olmadığı ve senetlerden dolayı davacının davalıya borcunun bulunup bulunmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, bonodan dolayı borçlu olmadığının tespiti(menfi tespit) davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: Menfi tespit davasını düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 72/1. Maddesindeki ” Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Dava, bonodan dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkememizin ——-esas sayılı dosyasının ve iş bu dosyanın incelenmesinden; dosyanın taraflarının iş bu dosyanın tarafları ile aynı olduğu, her iki davanın da davalara konu senetlerin altında yer alan imzaların inkarı nedeniyle açılan menfi tespit davasına ilişkin olduğu, davalara konu edilen senetler farklı ise de; imza incelemesi için aynı belge asıllarının celp edilmesi gerektiği, her iki davada da aynı araştırmaların yapılması gerektiği, celp edilmesi gereken deliller arasında evrak asıllarının da bulunması ve evrak asıllarının her bir dosyaya ayrı ayrı kazandırılmasının mümkün olmaması hususları da göz önüne alındığında davaların birleştirilerek görülmesi halinin usul ekonomisine daha uygun olacağı ve yargılamanın daha iyi bir şekilde yürütülebileceği sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak Mahkememizin iş bu esasında görülmekte olan davanın, daha önce açıldığı anlaşılan mahkememizin —–esas sayılı dosyasında görülen dava ile birleştirilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin iş bu dava dosyasının HMK 166/1 maddesi uyarınca hukuki ve fiili bağlantı nedeni ile Mahkememizin — Esas sayılı dava dosyası ile BİRLEŞTİRİLMESİNE, yargılamanın bundan sonra Mahkememizin——Esas sayılı dava dosyası üzerinden yürütülmesine,
2-Harç, masraf, vekalet tayin ve takdirinin birleşen davada nihai kararla değerlendirilmesine,
3-Mahkememiz esasının bu şekilde KAPATILMASINA,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı esas hükümle birlikte istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/02/2022