Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/752 E. 2022/380 K. 24.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/752 Esas
KARAR NO: 2022/380
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/11/2021
KARAR TARİHİ: 24/05/2022
DAVA:Davacı vekili Mahkememize sunduğu — havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkil şirket ——- üretimini, satımını ve tedariğini yürüterek bu zamana kadar verdiği hizmet ile ticari ahlak ve dürüstlüğüyle, —– tercih edilen köklü bir şirket haline geldiğini, davacı müvekkil şirketin aralarındaki anlaşmaya binaen davalı —–farklı zamanlarda mal ve hizmet temin ettiğini, davalı tarafın satın aldığı mal ve hizmetlerden kaynaklanan borçlarını süresi içerisinde ödemediğini, sonraki siparişlerinde ise borcunun bir kısmını ödediğini, davacı şirketin davalıdan — cari hesap alacağı bulunduğunu, alacağın tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının haksız itirazı üzerine icra takibi durduğundan işbu takibin devamı için itirazın iptali davasının açıldığını, davalının —- dosyasından düzenlenen ödeme emrindeki borcun tamamına itiraz ettiğini,— icra dosyasında takip çıkışı olan — tutarındaki alacağa takip talebinde talep edildiği üzere takip tarihinden itibaren yıllık —- avans faiz oranından az olmamak üzere faiz yürütülerek, takibin icra masraf ve avukatlık ücreti ile birlikte tahsiline olanak tanır biçimde devamını teminen davalı tarafın haksız ve kötüniyetli itirazının iptaline, asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalıya dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı cevap dilekçesi sunmadığı gibi duruşmalara da katılmamıştır.
Uyuşmazlık Konusu: Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davalının davacıya takibe dayanak faturalardan dolayı borçlu olup olmadığı, davacı tarafından davalıya faturalara konu malların teslim edilip edilmediği, teslim edilmiş ise bedelinin ödenip ödenmediği, davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın haklı olup olmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, ticari nitelikli alım-satım ilişkisinden kaynaklı itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :Celp ve tetkik edilen —- sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna tarihinde tebliği üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın——- yıllık hak düşürücü süre içerisindedir.
—– davacının —– kaydı celp edilmiştir.
— yazılan müzekkere cevabının incelenmesinden; davalı — gerçek kişi ticari işletme kaydı bulunduğu anlaşılmıştır.
— yazılan müzekkere cevabının incelenmesinden; davalı —-rastlanılmadığı anlaşılmıştır.
— davalının —celp edilmiştir.
Bilirkişi heyeti mahkememize sunduğu — tarihli raporunda özetle; dava konusunun; taraflar arasında bulunan ticari ilişkiden kaynaklı davacının —- tutarlı cari hesap alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğunu, davacı tarafından cari hesap alacağının tahsili amacıyla—– takibe geçtiğini, davalı yan tarafından borca itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, davacı yan tarafından yapılan itirazın iptali talebi doğrultusunda huzurdaki davanın ikame edildiğinin belirlendiğini, davacının — ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğunu, davacı tarafın — ile tacir olarak kaydolduğunun görüldüğünü, davacı—- tarafından davalı adına tanzim edilen faturaların e-arşiv şeklinde usülüne uygun düzenlendiğini, faturaların davalı tarafından kabul edildiğini, davalı yanın faturaya takip öncesi itirazının olmadığını, davacının alacağma esas fatura münderecatındaki hizmetinin davalının bilgisi dahilinde olduğu kanaati hasıl olduğunu, neticeten; davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan kaydi olarak asıl alacak olarak —- tutarında alacaklı olduğunu beyan ve rapor etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Dava, ticari nitelikli alım-satım ilişkisinden kaynaklı itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın tespiti için tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş ve davacı defterlerine göre; davacının davalıdan —-alacaklı olduğu anlaşılmış, davalı tarafa usulüne uygun ihtarat yapılmasına rağmen davalı tarafın mazeret bildirmeksizin ticari defterlerini ibraz etmediği anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nun 222/3. Maddesinde; “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. —-Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” şeklinde düzenleme ile taraflardan birisinin defterinde yer alan kayıtların diğer tarafında defterinde yer alması halinde ispatlanmış olacağı, taraflardan birisinin defterinde kayıt bulunması, diğer tarafın mazeretsiz olarak ticari defterlerini ibraz etmemesi halinde de defteri ibraz eden tarafın defterinde kayıtlı olan hususun ispat edilmiş sayılacağı düzenlenmiştir.
Tüm dosya kapsamından; davacı ticari defterlerine göre davacının davalıdan — alacaklı olduğu, davalının mazeretsiz olarak ticari defterlerini ibraz etmekten imtina ettiği, bu kapsamda davacının—- sayılı takip dosyasına konu ettiği ——- alacağın HMK 222/3.maddesi uyarınca ispat edilmiş olduğu, bu nedenle davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın haksız olduğu, iptalinin gerektiği, tarafların tacir olması ve takibe konu edilen alacağın tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olması nedeniyle alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz uygulanması gerektiği, alacağın likit ve bilinebilir olması nedeniyle icra inkar tazminatının yasal koşullarının oluştuğu sonuç ve vicdani kanaatine—- varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalı/takip borçlusunun,—— vaki itirazının İPTALİNE, kabulüne karar verilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına,
3-Kabulüne karar verilen alacağın %20 ‘si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 134,03 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 59,30 TL harçtan mahsubu ile bakiye 74,73 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 1.962,02 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yargılama boyunca yapılan 113,80 TL posta ve tebligat gideri ve 59,30 TL başvurma harcı ile 2.000,00 TL bilirkişi masrafından oluşan toplam 2.173,10 TL yargılama gideri ile 59,30 TL peşin harç olmak üzere toplam 2.232,40 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca zorunlu arabuluculuk nedeniyle arabulucuya hazine tarafından ödenen 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Yatırılan avanstan kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, miktar itibari ile kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/05/2022