Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/751 E. 2023/189 K. 07.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/751 Esas
KARAR NO: 2023/189
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 13/11/2021
KARAR TARİHİ: 07/03/2023

DAVA:Davacı vekili mahkememize sunduğu 13/11/2021 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; —— tarihinde ——— yüklenici firması ——tarafından yapılan çalışma esnasında şirketlerine —— verildiğini, şirket elemanları tarafından hasarların tespit edildiğini, hasar keşif tutarı formu ve malzeme-işçilik cetvelleri düzenlendiğini, kamusal hizmet niteliğinde olan iletişimin aksamaması adına, ivedilikle müteahhit firma tarafından hasarın giderildiğini, —— dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, bu takibe ilişkin ödeme emrinin davalıya tebliğ edilmiş olduğunu, davalı tarafın borcun tamamına aslına ve ferilerine itiraz ettiğini, —–yapmış oldukları müracaatlarının anlaşmazlıkla sonuçlandığını, icra dosyasına dayanak olarak bildirdikleri belge ve kayıtlardan da anlaşıldığı üzere davalının meydana gelen hasardan sorumlu olduğunu, bu nedenle davalının, alacağın aslına ve ferilerine yönelik tüm itirazlarının haksız, mesnetsiz ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davalının itirazlarının iptalinin gerektiğini belirterek davalının haksız itirazlarının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin de, karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekili mahkememize sunduğu —– havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: müvekkili şirketin —– —–yapılması işini — tarihli sözleşme ile——- aldığını, davacı kurum elemanınca tutulan hasar tespit tutanağında hasar oluş şeklini asfalt çalışma esnasında —— hasar verilmesi şekilde belirttiğini, sözleşme içeriği ve hak ediş evraklarıyla sabit olduğu üzere müvekkilin yüklenmiş olduğu asfalt ——–yapılması işinde alt yapı kazı çalışması yapılmadığını, yapılan işin yolun —–kısmının kazınması ve akabinde üstüne asfalt serim işleminin uygulanması olduğu, asfalt kazıma işi de bu iş için özel olarak geliştirilen makineler vasıtasıyla yapılmakta olduğunu, müvekkil şirket tarafından bu iş için kepçe kullanılmasının mümkün olmadığını, iş sahasında kepçe bulunmadığını, müvekkili şirketin çalıştığı sahada işi yaparken ——- mühendislerinin gözetimi ve denetiminde bu işlerin yapılmasının zorunlu olduğunu,——- memur ve mühendisleri olmadan alanda çalışılamayacağını, çalışma sırasında başka bir kurum veya kişilere ait mala zarar verilmesi durumunda bu hususun ilgili belediye fen işleri kontrol memurları tarafından anında tespit edildiğini, tutanak altına alınmakta ve zararın giderilmesinin de derhal müvekkil şirketten istendiğini belirterek davacının iş bu itirazın iptali davasının reddine, davacının icra takibinde haksız ve kötü niyetli olması sebebiyle davacı aleyhine %40 oranında tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf ” davalı tarafından yapılan iş sırasında davacıya ait kablo ve alt yapı tesislerine zarar verilip verilmediği, verilmiş ise davacının bu nedenle zararının bulunup bulunmadığı, davacının zararı var ise; zararın miktarının ne olduğu, davacının takip yapmakta, davalının takibe itiraz etmekte haklı olup olmadığı, takibe itirazın iptalinin gerekip gerekmediği ” noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.

DELİLLER:—- yazılan müzekkereye davacı şirketin ——– rastlanamadığına dair cevap verildiği anlaşılmış ve gelen yazı cevabı dosya arasına alınmıştır.
——- sayılı icra dosyası —- üzerinden celp ve tetkik edilmiştir.
—- davalı şirketin ——— kayıtları celp edilmiş ve dosya arasına alınmıştır.
—Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi talimat yazılarak dinlenen davalı tanığı —–tarihli duruşmadaki beyanında; “Benim kendime ait —– isimli fabrikam vardır. Asfalt ve altyapı işleri yapmaktayım. Davalı şirkete taşeron olarak hizmet vermekteyim. —- yılının—- ayı ile —- ayları arasında ise davalı şirkette sigortalı olarak —- olarak görev yapmaktaydım. ——yılında — genelinde idarenin gösterdiği yerlerde asfalt tamir işlemi yapmaktaydık. Ancak ——- üzerinde tamir işlemi yapılıp yapılmadığını hatırlamıyorum. Biz asfalt tamir işlemini asfalt kazma makineleri ile yapmaktaydık. İlk olarak asfalt kazma makinesi asfaltı 5-7 cm arasında kazmaktaydı. Asfalt kazma makinesi bu şekilde zemini temizledikten sonra biz yeniden asfalt sermekteydik. Tamir işlemimizde herhangi bir kepçe kullanımı söz konusu değildi. Ayrıca idare bu gibi arızalarda arıza giderilene kadar çalışma yapılmasına izin vermez. Bizde ise böyle bir durum hiç söz konusu olmamıştır. Çünkü 7 cm’lik bir kazma işleminde yer altında bulunan su, doğalgaz yahut elektrik hatlarına zarar verilmesi söz konusu olamaz.—— ait hatlar asfaltın en az 50 cm derininde bulunmaktadır. Bizim tamir işlemimizde ise 7 cm’lik bir kazma söz konusu idi. İş esnasında idare sürekli olarak kontrol amacıyla başımızda bulunmaktaydı. Böyle bir olay söz konusu olsaydı mutlaka tutanakları mevcut olurdu. Davacının iddia ettiği gibi bir olay olmadığı için hiçbir tutanak bulunmamaktadır. ——- ait kablo ve alt yapı tesislerine asfalt tamir işlemi nedeniyle herhangi bir zarar verilmemiştir. Benim bilgi ve görgüm bundan ibarettir. Tanık ücreti talebim yoktur.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
— Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi talimat yazılarak dinlenen davalı tanığı —– tarihli duruşmadaki beyanında;” Ben davalı şirkette ——- ayından itibaren sahada haritacılık görevi yapmaktayım. Bana sormuş olduğunuz ——– asfalt işinde sahada ben de yer almaktaydım. Asfalt tamir işleminde —– verilen ayarlanabilir asfalt kazma makineleri kullanılır. Asfalt tamir işleminde asfalt 5-8 cm aralığında bu makine aracılığıyla kazılır. Ne kadar kazılacağına —- kontrol şefi —– karar verirdi.——- çalıştığımız sokak ve caddelerde hak edişlerimizi alabilmek için düzenlediğimiz ataşmanlarda (sahada yapılan işleri gösterir rapor-projeler) davaya konu——– yapılan herhangi bir asfalt tamir işlemine rastlamadım. Bu ataşmanları ben düzenlemekteydim. Bu caddeye ait hakediş bulunmadığından bu caddede muhtemelen çalışmamız olmamıştır. ——- asfalt ile cadde ve sokaklarında çalışma yapıldı. Ancak bu sokak ve cadde isimlerini hatırlamam mümkün değildir. Yalnız hakedişlerimizde —— yapılan bir asfalt tamir işlemine rastlamadım. İddia edildiği gibi bir arıza ve hasar olsa idi bu konuda mutlaka idarenin tutanak tutması gerekirdi. Böyle bir tutanak da mevcut değildir. İddia edilen telefon arızası yerin 60-80 cm aşağısından geçen telefon hatlarıyla alakalıdır. Asfalt tamir işlemi ise maksimum 10 cm kazma işlemiyle yapılırdı. Çalışmalarımız esnasında telefon arızası olduğu hatların koptuğu ve hasara uğradığına ilişkin herhangi bir şikayet almadık. Sahada bizlerden herhangi biri mutlaka bulunmaktaydı. Bu konuda idareye herhangi bir şikayet gitmemiştir. ———- çalışmalarımızda hatırladığım kadarıyla kepçe kullanılmamıştır. Genellikle hızlı olması adına ——–makinesini kullanmayı tercih etmekteyiz. Benim bilgi ve görgüm bundan ibarettir. Tanık ücreti talebim yoktur.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı tanığı —— tarihli duruşmadaki beyanında; “Ben —–fen işlerinde denetim görevlisi olarak çalışmaktaydım. Şimdi de —- çalışmaktayım. Biz asfaltlara ——–uygulamasını şirketler aracılığıyla yaptırmaktaydık, —– —- uygulaması yapılıp yapılmadığını yapılmış ise; hangi şirket tarafından yapıldığını ve uygulama nedeniyle kablo ve alt yapı tesisatına zarar verilip verilmediğini hatırlamıyorum. —uygulaması önceki asfaltın kazınıp yeniden asfalt yapılması işlemidir, maksimum 30 cm’e kadar uygulaması bulunmaktadır, tanıklık ücreti talebim yoktur.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı —– tarihli duruşmadaki beyanında; “Ben —— Şirketinde tekniker olarak çalışmaktayım, ben —- ayında bir ihbar üzerine —- gittiğimde ——- şirketine ait kablonun zarar gördüğünü gördüm, fotoğraf çekip durumu tutanak altına aldım. Kablo yol çalışması nedeniyle zarar görmüştü, benim hatırladığım kadarıyla yol çalışması nedeniyle kazılan çukur 50 cm civarındaydı ve bu çukur nedeniyle kablo zarar görmüştü, kablonun yerin kaç cm altından gittiğini şu an hatırlamıyorum, tanıklık ücreti talebim vardır.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
——- yazılan müzekkereye cevap verildiği görülmüştür.
Bilirkişi heyetinin —–tarihli bilirkişi raporunda özetle; kablo hasarı nedeniyle oluşan —-toplam zarar bedelinin, hasar keşif tarihindeki ——- dikkate alınarak değerlendirildiğinde haddi layığında olduğu, hasar tespit tutanağı ekinde karşılıklı imzalı bir doküman bulunmadığı, dosya eki sunulan ——-doğrultusunda kaplamalı yollarda kazı derinliğinin en az 50 cm olması gerektiği, söz konusu asfalt ———-işi için yapılacak kazının en fazla 30 cm olması gerektiği, bu durumda kusurun davalıya ya da daha önce hat imalatını gerçekleştiren dava dışı altyükleniciye mi ait olduğunun tespitinin yapılamadığı, hasar esnasında çekilen fotoğraf, hakediş metraj sayfası detayı ve ya kazı ile ilgili ataşmanları gibi belgelerden bir ya da birkaçının sunulması halinde değerlendirme yapılabileceği yönünde rapor tanzim edilmiş ve bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Davacı tarafça davalı tarafından yapılan çalışma sırasında davacıya ait kablo ve alt yapı tesislerine zarar verildiği, hizmetin aksamaması için hasarın kendileri tarafından giderildiği, hasar bedeline ilişkin takip yaptıkları, takibe davalının itiraz etmesi üzerine takibin durduğu iddiasıyla eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı tarafça kendileri tarafından yapılan işte alt yapı kazı çalışmasının yapılmadığı, asfaltın kazının serilmesi işleminin yapıldığı, işin yapılması sırasında kepçe kullanılmadığı, zarar verilmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığı, böyle bir durum söz konusu olsaydı buna ilişkin belediye tarafından tutulmuş bir tutanak bulunacağı, böyle bir tutanağın bulunmadığı iddialarıyla davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Dava, haksız fiil iddiasına dayalı zararın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalının icra müdürlüğünün yetkisine itirazı yönünden yapılan incelemede; İİK’nun 50.maddesi uyarınca icra müdürlüğünün yetkisinin HMK’nun yetkiye ilişkin hükümlerine göre değerlendirilmesi gerektiği, HMK’nun 16.maddesinde haksız fiilden doğan davalarda haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yer mahkemelerinin de yetkili olduğunun düzenlendiği, haksız fiilin gerçekleştiği iddia edilen yerin —–Adliyesi İcra Müdürlükleri’nin yetki çevresi içinde olduğu, bu kapsamda İİK’nun 50 ve HMK 16.maddeleri uyarınca davalının yetki itirazının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Davalının yaptığı çalışmaların davacının kablo ve tesislerine zarar verip vermediği hususunda yapılan incelemede; davalı tanıklarının yapılan çalışmanın davacının tesislerine zarar verecek nitelikte olmadığı, zarar verici nitelikte olabilmesi için çukur derinliğinin ——- bulması gerektiği, —— bir çukur kazmadıkları şeklinde beyanda bulundukları, davacı tanığı tarafından ise davalının yaptığı çalışmada —— civarında çukur kazıldığı, bu kazı nedeniyle davacının kablo ve alt yapı tesislerine zarar verildiği şeklinde beyanda bulunulduğu, tanık beyanları arasında çelişki var ise de; davalı tanıklarının davalı firmanın çalışma şekline ilişkin genel bilgi mahiyetinde beyanda bulundukları, davacı tanığının somut olaya ilişkin görgüye dayalı beyanda bulunduğu, hasara ilişkin davacı tarafça tutulan tutanak ve dava dilekçesi ekinde sunulan fotoğraflarda kazı derinliğinin yüzeysel olmadığının anlaşılması nedeniyle davalı tanıklarının beyanlarına itibar edilmeyerek hasarın davalı tarafça verildiği kanaatine ulaşılmıştır.
Dosya kapsamında davacı tarafından varlığı iddia edilen hasarın zararla uyumlu olup olmadığı hususunun tespiti açısından bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi tarafından dosyaya sunulan ve bilimsel verilere uygun olarak hazırlanması nedeniyle hükme esas alınan rapora göre davacının hasar nedeniyle 1.993,13 TL zarara uğradığı şeklinde görüş mütalaa edildiği, bu miktarın takip dosyasına konu edilen miktar ile uyumlu olduğu anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamından; davalı tarafından yapılan çalışma sırasında davacıya ait kablo ve alt yapı tesislerine zarar verildiği, bu zarar nedeniyle davacının 1.993,13 TL zarara uğradığı, TBK’nun 49.maddesi hükümlerine göre davalının meydana gelen zarardan sorumlu olduğu, davacının bu miktar yönünden takip yapmakta haklı olduğu, her iki tarafın tacir olması ve zararın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması nedeniyle alacağa ticari faiz işletilmesi gerektiği, zararın 17/07/2019 tarihinde meydana gelmiş olması, tazminatın haksız fiilden kaynaklı olması nedeniyle haksız fiil tarihinden takip tarihine kadar davacı tarafça işlemiş faiz talep edilebileceği, bu yönde takibe konu edilen 482,82 TL işlemiş faiz talebinin haklı olduğu, bu talep yönünden de takibe itirazın haksız olduğu, iptalinin gerektiği, alacağın haksız fiilden kaynaklı olması, bu kapsamda likit ve bilinebilir olmaması nedeniyle icra inkar tazminatının yasal koşullarının oluşmadığı sonuç ve vicdani kanaatine—– varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalı/takip borçlusunun, ——– sayılı dosyasına vaki itirazının İPTALİNE, kabulüne karar verilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına,
3-Şartları oluşmayan icra inkar tazminatı isteminin reddine,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 179,90 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 59,30 TL harçtan mahsubu ile bakiye ‬120,60 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 2.475,95 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yargılama gideri olarak yapılan 59,30 TL başvuru harcı, 59,30 TL peşin harç, 3.000,00 TL bilirkişi ücreti, 129,20 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 3.247,80 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca artan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
8-Davalı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
9-6325 sayılı yasanın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca arabulucuya ödenen 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, miktar itibariyle kesin olmak üzere açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/03/2023