Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/738 E. 2022/260 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/738
KARAR NO : 2022/260
DAVA: Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Menfi Tespit)
DAVA TARİHİ : 25/03/2014
KARAR TARİHİ: 31/03/2022
DAVA:Davacı vekili mahkememize sunduğu —- tevzi tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin — kredi kullandığını, bu krediye teminat olarak da —- ettiğini, banka tarafından müvekkilinden ayrıca imzalatılan bononun teslim alındığı ,bankaya ödemeler yapılmış olmasına rağmen ödemeler dikkate alınmaksızın ödenmeyen meblağ açısından banka tarafından — tarihli ihtar ile ana para,faiz ,poliçe masrafı toplamı olan — talep edildiğini, iş bu borç ile ilgili banka tarafından—- esas sayılı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığı, ipotekli taşınmazın — tarihinde bankanın bilgisi dahilinde —satıldığını, ancak alacaklı banka tarafından alacak tüm ferileri ile birlikte —– temlik edilerek taşınmaz üzerindeki ipoteğin fek edildiği, dosya konusuz kaldığı halde temlik alan tarafından menkul haczi ve diğer işlemlere hukuka aykırı olarak devam edildiği, müvekkili tarafından yapılmış ödemelerin dikkate alınmaksızın haksız takip başlatıldığı, banka kayıtları ve ödemelerin incelenmesi ile yapılan ödemeler dikkate alınarak borç miktarının tespitini, banka tarafından ipotekli taşınmazın satışı için gerekli hazırlıklar yapılırken teminat olarak alınan senede dayalı olarak —– esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine dayalı takip başlatıldığı, bu senet teminat niteliğindeki olmakla beraber İİK’nın 45/1 maddesi uyarınca; alacaklının yalnız rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabileceği, Senet üzerinde bulunan ” bedeli nakden ahzolunmuştur” ibaresinin,senet bedelinin müvekkiline nakden ödendiğini ifade ettiği, oysa müvekkiline nakit ödeme yapılmadığını, bu takip nedeniyle borcunun bulunmadığının tespitini talep ettiğini, sonuç olarak —- dosyasında takibe konu senet ve yapılan icra takibinin iptalini, — borcuna ilişkin ödemelerin tespiti ile takip talebindeki meblağ kadar borçlu olmadığının tespitine ve dosyadaki ödeme miktarlarının düşülerek borç miktarının tespitine ve %40 oranında tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalılardan —- tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin — esas sayılı dosya alacağını tüm ferileri ile birlikte—- bedelle temlik aldığını, davacının borcunun temlik tarihinden itibaren müvekkile karşı devam ettiği, —- esas sayılı dosyasını —– bedelle müvekkilinin temlik aldığını, davacını takibe dayanak yapılan senedin teminat senedi olduğuna ilişkin iddiasını İİK 169 ve HMK 201 maddesi uyarınca ispatlaması gerektiği, davacının senedi dikkatsizlikle imzaladığı yönündeki iddialarının asılsız olduğu, davanın reddi gerektiği ve haksız ve kötüniyetli davacının % 40 dan az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir.
Davalı banka vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın alacağının —– bedelle temlik ederek, alacak ve ipotekle ilgisi kalmadığından, müvekkili bankaya karşı husumet yöneltilemeyeceğini, banka hakkında açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER :
—- tarihli bilirkişi ek raporu,
—– tarihli bilirkişi ek raporu,
— tarihli bilirkişi heyeti raporu,
—- gerekçeli karar evrakı,
— dosyası,
—–aslı,
—- nolu dosya aslı,
—– esas sayılı dosyasının aslı,
——talimat dosyası,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır.
—-sayılı gerekçeli kararına karşı tarafların istinaf taleplerine istinaden dosya — gönderilmiş, —- Kararı kaldırılmış ve istinaf kararı gereği dosya mahkememiz esasına kaydedilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının almış olduğu krediye ilişkin herhangi bir teminat amaçlı senet verip vermediği, senet nedeni ile yapılmış olan takibin usul ve yasaya uygun olup olmadığı takibin iptal edilip edilmeyeceği hususu ile krediye ilişkin davacının herhangi bir ödemesinin bulunup bulunmadığı bu ödemelerin yapılan takipte dikkate alınıp buna göre alacak miktarından düşülüp düşülmediği ve davacının kredi yönünden ne kadar borcu olduğu hususlarındadır.
Tarafların dilekçelerinde bildirdikleri delilleri toplanmıştır.
— ile davacı — arasında imzalanan— bedelli genel kredi sözleşmesine istinaden davacıya — olmak üzere toplam — kredi kullandırıldığı, bu kredi borcunun teminatı olarak — adına kayıtlı taşınmaz üzerine birinci derecede — bedelli ipotek verildiği ,aynı zamanda — bedelli bononun da kredi borcuna karşılık verildiği, bankanın kredi hesaplarını kat ettiği — poliçe masraf bedeli olmak üzere toplam — nakit kredi borcunun , ihtarnamenin tebliği tarihi itibaren —çerisinde ödenmesinin — talep edildiği anlaşılmaktadır.
—banka tarafından — tarihli ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipte ipotek borçlusu —–alacağın tahsili istemiyle , tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla icra takibi başlatılmıştır.
—– bankadan kullandığı kredinin teminatını teşkil etmek üzere —- bedelli ipoteğin kaldırılması bildirilmiştir. —cevabi yazıyla alacaklı bankaya —– ipoteğin terkin işleminin yapıldığı alacaklı bankaya bildirilmiştir.
İcra dosyasında —tarihinde alacaklı banka vekili tarafından alacağın tamamının tüm ferileri ile birlikte —temlik ettiği beyan edilmiştir.İpotek borçlusu — icra dairesine verdiği — tarihli dilekçe ile takip dosyası dayanağı olan gayrimenkul üzerindeki ipotek asıl alacaklı banka tarafından fekkedilmiş ve tapu kaydına işlenerek kaldırıldığı bildirilerek icra işlemlerinin durdurulmasını talep etmiştir.
Böylelikle ipotekli takip başlatıldıktan sonra ,ipoteğin paraya çevrilmesi için icra takibi devam etmekte iken ipotek tapudan kaldırılmakla takibin dayanağı kalmamıştır.Ancak bu hususta ipotek maliki — şikayeti üzerine verilen kararı inceleyen —-taşınmazı ipotekle yükümlü satın alan — hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yaptığı takip sırasında tüm giderleri ile birlikte toplam— dosya alacağını üçüncü şahıs — tahsil ettiğini bildirip —tarihinde İcra Müdürlüğü’nde alacağı anılan şahsa temlik etmiştir. Temlik işleminden sonra temlik eden—tarihli ipoteğin fekki talimatını içerir yazısı üzerine ipotek tapuda — tarihinde fek edilmiştir. Bu durumda İcra Takibinin konusu ortadan kalktığından temlik eden bankanında temlik alan üçüncü şahsında ipotekli takibe devam etme olanağı kalmamıştır. O halde temlik alacaklısı ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takip dosyası üzerinden haciz isteyemez, kıymet takdiri ve satış yolu ile alacağını tahsil edemez. Ancak temlikten önce — tarihli ipotekli takibin yapıldığı icra dosyası üzerinden yine İcra Müdürlüğü’nün talimatı üzerine — tarihinde haciz konulduğu icra dosyası içerisindeki — yazısından anlaşılmaktadır. Ayrıca, icra takibinin devamı sırasında — alacağın tahsil edildiğinde de duraksama bulunmamaktadır. Bu durumda İİK’nun 123/son maddesi gereği harcın sorumlusu olan borçludan tahsil harcının alınması amacı ile İcra Müdürlüğü’nce mallarının haczi mümkündür. Şikayetin reddine dair Mahkeme kararı bu nedenlerle yerindedir. “denilerek şikayetin reddine ilişkin — tarihli hüküm onanmıştır.
Her ne kadar alacaklı banka tarafından ipotekli takip başlatılarak sürdürülmüş ise de banka alacağının yani davacı — temlik edildiği, icra dosyasına temlik beyanı verilmiş ise de banka tarafından — üzerindeki ipotek bankanın — tarihli yazısıyla tapu sicilinden terkin edilmiş olup, ipoteğin terkini nedeniyle ipotekli takibe devam imkanı kalmamıştır. Davacı vekili İİK 45 gereği ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip sonuçlanmadan haciz yoluyla takip yapılamayacağını ileri sürmekte ise de İİK nun 167 -1.maddesi gereği alacağı senede dayalı olan alacaklı ,alacak rehinle temin edilmiş olsa bile haciz yoluyla takipte bulunabilir. Buna göre alacaklının ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yanında kambiyo senetlerine dayalı takip de yapabileceğinden bu hususa yönelik itirazlar yerinde görülmemiştir. Davalı —- davacının bankaya olan borçlarını ödeyerek alacağı temlik aldığı ,her iki takip dosyasının aynı borca ilişkin olduğu ,davacının borcu— tarafından ödenerek banka alacağı son bulduğundan davacının kat tarihinden evvel yaptığı ödemeler düşülmek suretiyle hesaplanan borçtan davalı — alacaklıya karşı sorumludur.Davacı vekilinin senet karşılığı nakit almadığına ilişkin iddiaları da nakden kaydı ,kredi borcuna karşılık verilen senet olarak anlaşılması gerektiğinden geçerli kabul edilmemiştir.
Böylelikle tahsil harcı ödemesinden sorumlu bulunan davacının tahsil harcından sorumlu olduğu — onanan İcra Hukuk mahkemesi kararı ile belirlendiği ,takibin konusuz kaldığının tarafların kabulünde olduğu sınırlı olarak sorumlu tutulabilecek tahsil harcı bakımından ise devam ettiği ,artık bu hususun yeniden tartışılamayacağı ,davacının da bu icra takip dosyasında harca esas değer olarak —- gösterdiği buna göre takip tutarının tamamını dava etmediği devam eden haciz nedeniyle dava açtığı anlaşılmakla; ipotekli takip dosyasında borçlu bulunmadığının tesbitine ilişkin istemin reddine karar verilmek gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, davalı vekilinin istinaf nedenleri bu sebeple yerinde görülmüş, davanın kabulüne ilişkin hüküm kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
Ancak—–esas sayılı takip dosyasında Bilirkişi kurulu kök ve ek raporlarında senedin vade tarihi itibariyle —- borç bulunduğu ,hesabın katından sonra ödeme bulunmadığı icra takibinin bu miktar üzerinden devam etmesi gerektiği belirlenmiştir.Ekstrelerin incelenmesinde de aynı miktar asıl alacak tutarı hesaplanmaktadır. Senedin vade ve kat tarihi —- tarihine kadar takipteki talep gibi — komisyon ilavesi ile senede dayalı olarak toplam —alacak talep edilebilecektir. Buna rağmen senet tüm kredi borcu olan — üzerinden takip başlatılmış ve bu miktar üzerinden faiz hesaplanmıştır. —-aşan kısım için menfi tesbit hükmü kurulması gerekmektedir.Buna göre davacının takipte asıl alacaktan —- borçlu olmadığının tesbitine karar verilmesi gerekmektedir.
—- Karar sayılı kararı ile dava konusu uyuşmazlık hakkında karar verildiği, verilen kararın usul ve yasaya uygun olması nedeni ile mahkememizce aynen benimsenerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1—-dosyasında borçlu olmadığının tespitine yönelik davasının REDDİNE,
2— sayılı dosyasında menfi tespit talebinin KISMEN KABULÜNE,
3-Asıl alacaktan 16.811,25 TL, işlemiş faizden 4.021,27 TL olmak üzere toplam 20.882,52 TL BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
4-Fazlaya dair talesbin REDDİNE,
5-Davalı — yönünden davanın husumet nedeniyle REDDİNE,
6-Başlangıçta peşin olarak alınan 1.724,05 TL harcın alınması gerekli olan 1.426,48 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 297,57 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya iadesine,
7-Davacı tarafın davalı —- yönünden yargılama sırasında yapmış olduğu başvuru harcı 25,20 TL, posta ve tebligat gideri 121,60 TL, bilirkişi ücreti 900,00 TL olmak üzere toplam 1.046,80 TL yargılama masrafının, davacı yan davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 216,53 TL yargılama masrafına, 1.426,48 TL harç eklenerek sonuç olarak 1.643,01 TL’nin davalı —- alınarak davacı tarafa verilmesine, dava konusunun toplam değerinin redle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 830,27 TL yargılama masrafının davacı yan üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı tarafın davalı —-yönünden tebligat ve posta masrafı olarak yapmış olduğu 300,50 TL yargılama masrafının kendi üzerinde bırakılmasına,
9-Davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 5.100,00 TL avukatlık ücretinin davalı— alınarak davacı tarafa verilmesine,
10-Davalı—-yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 11.209,31 TL avukatlık ücretinin davacı taraftan alınarak davalı —- verilmesine,

1

1-Davalı —-yargılama sırasında ke
ndini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T ‘nin 7/1 maddesi uyarınca 5.100,00 TL avukatlık ücretinin davacı taraftan alınarak davalı —– verilmesine,
12-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin,—-vekilinin ve davalı —- vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile —– Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 31/03/2022