Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/731 E. 2022/764 K. 15.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/731 Esas
KARAR NO : 2022/764

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/11/2021
KARAR TARİHİ : 15/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 05/11/2021 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; müvekkili ——- ile davalı şirket arasında; davalı şirketin personellerini taşıma hususunda anlaştıklarını, müvekkilinin edimini yerine getirdiğini, vermiş olduğu hizmete ilişkin faturalarını davalı şirkete gönderdiğini, defalarca kez sözlü olarak ihtarda bulunulduğunu, buna rağmen ödeme alamadığını, fatura alacaklarına dair taraflarınca——Sayılı icra takibi başlatılmış olduğunu, davalının takibe itiraz ettiğini ve icra takibinin bu sebeple durdurulduğunu, söz konusu icra takibinde dayanak belge olarak faturaların mevcut olduğunu, alacağın da likit alacak olduğunu, ayrıca davalının icra takibine itiraz etmesinin hukuki bir dayanağının mevcut olmadığını, davalının kötü niyetli olarak takibe itiraz ettiğini, bu sebeple icra-inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirterek davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin devamına, asıl alacağın %20’ sinden aşağı olmamak üzere, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, her türlü yargılama gideri, harç ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasını karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Uyuşmazlık Konusu:Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde ” davacı tarafından davalıya taşıma hizmeti verilip verilmediği, verilmiş ise; bu kapsamda davalının davacıya borcunun bulunup bulunmadığı, davalının takibe itirazının haklı olup olmadığı ile iptalinin gerekip gerekmediği” oldukları noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklı taşıma bedelinin tahsili amacı ile başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi:6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nun 850. Maddesindeki ” Taşıyıcı, taşıma sözleşmesiyle eşya veya yolcu taşıma işini veya ikisini birlikte üstlenen kişidir. Eşya her türlü yükü de kapsar.
Taşıyıcı, taşıma sözleşmesiyle eşyayı varma yerine götürmeyi ve orada gönderilene teslim etmeyi veya yolcuyu varma yerine ulaştırmayı; buna karşılık, eşya taşımada gönderen ve yolcu taşımada yolcu, taşıyıcıya, taşıma ücretini ödemeyi borçlanır.
Taşıma işleri ticari işletme faaliyetidir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
—— esas sayılı icra dosyası celbedilmiştir.
—— Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davacının vergi kayıtları celbedilmiş, davacının esnaf olup olmadığı —— sorulmuş buna ilişkin müzekkere cevabı dosya arasına alınmış, tarafların ticari sicil kayıtları Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden celbedilerek dosya arasına alınmıştır.
Bilirkişi 04/07/2022 tarihli raporunda özetle; davalının ticari defterlerini ibraz etmediği, davacının ticari defterlerine göre taşıma ücretine ilişkin faturaların kayıtlı olduğu, davacının ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, açılış ve kapanış tasdiklerini süresi içerisinde yapıldığı, davacı ticari defterlerine göre davacının davalıdan 50.121,80 TL alacaklı olduğu yönünde görüş mütalaa edildiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklı taşıma bedelinin tahsili amacı ile başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.Davacı tarafça davalıya taşıma hizmeti verdikleri, davalının taşıma bedelini ödemediği, bedelin tahsili amacıyla icra takibi başlattıkları, icra takibine davalının itiraz etmesi üzerine takibin durduğu iddiası ile eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı tarafa dava dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalının cevap dilekçesi sunmadığı, bu şekilde davacı iddialarını inkar etmiş sayıldığı anlaşılmıştır.Taraflar arasındaki uyuşmazlığın tespiti için tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş ve davacı defterlerine göre; davacının davalıdan 50.121,80 TL alacaklı olduğu anlaşılmış, davalı tarafa usulüne uygun ihtarat yapılmasına rağmen davalı tarafın mazeret bildirmeksizin ticari defterlerini ibraz etmediği anlaşılmıştır.6100 sayılı HMK’nun 222/3. Maddesinde; “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. —— Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” şeklinde düzenleme ile taraflardan birisinin defterinde yer alan kayıtların diğer tarafında defterinde yer alması halinde ispatlanmış olacağı, taraflardan birisinin defterinde kayıt bulunması, diğer tarafın mazeretsiz olarak ticari defterlerini ibraz etmemesi halinde de defteri ibraz eden tarafın defterinde kayıtlı olan hususun ispat edilmiş sayılacağı düzenlenmiştir.Tüm dosya kapsamından; davacı ticari defterlerine göre davacının davalıdan 50.121,80 TL alacaklı olduğu, davalının mazeretsiz olarak ticari defterlerini ibraz etmekten imtina ettiği, bu kapsamda davacının——- esas sayılı takip dosyasına konu ettiği 40.000,00 TL’lik alacağın HMK 222/3.maddesi uyarınca ispat edilmiş olduğu, bu nedenle davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın haksız olduğu, iptalinin gerektiği, takip talebinde yasal faiz talep edilmesi nedeni ile taleple bağlı kalınarak alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği , alacağın likit ve bilinebilir olması nedeniyle icra inkar tazminatının yasal koşullarının oluştuğu sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalı/takip borçlusunun,—— Esas sayılı dosyasına vaki itirazının İPTALİNE, kabulüne karar verilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
3-Kabulüne karar verilen alacağın %20 ‘si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 2.732,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 483,10 TL ‘nin mahsubundan sonra bakiye 2.249,30 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsil edilerek hazineye irad kaydına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —— vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yargılama boyunca yapılan 59,30 TL başvuru harcı, 1.000,00 TL bilirkişi gideri, 165,70 TL posta ve tebligat giderinden oluşan yargılama gideri ile 483,10 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.708,10 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca zorunlu arabuluculuk nedeniyle arabulucuya—— tarafından ödenen 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile —–irat kaydına,
8-Yatırılan gider avansından kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile —— Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.