Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/726 E. 2022/386 K. 24.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/726 Esas
KARAR NO : 2022/386

DAVA : İtirazın İptali (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan), Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Menfi Tespit)
DAVA TARİHİ : 04/08/2021
KARAR TARİHİ : 24/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan), Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Menfi Tespit) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; alacaklı banka tarafından başlatılan ilamsız icra takibinin icra dosyasından kefil sıfatı ile müvekkile usulsüz olarak tebliğ edildiği ve takibin kesinleştiğini, müvekkile ait olan ——————–sırasında ———taşınmaz üzerine haciz konulduğunu, —— ——- dosyası ile satış işlemi ile ihale yapıldığını, ————— feshi davasının müvekkili tarafından açıldığını, menfi tespit istenilen icra takip konusu olan banka sözleşmesinde davacı müvekkilinin sözleşmeye kefil olan şirket yetkilisi olarak imza attığını, icra takibine konu olan sözleşmeye göre davacının müvekkilinin şahsen kefil olmadığını, takip dosyasında banka tarafından borçlu taraflara göndermiş olduğu ihtarnamede de müvekkilinin şahsına gönderilmiş isminin yazıldığı bir ihtarnamenin de olmadığını, müvekkil davacı/borçlu ——– —— sözleşmede hem de takip konusu senetlerde kefil olarak bulunmadığını, alacaklı tarafından başlatılan dava konusu icra takibinde müvekkilinin borçlu olmadığı halde adına olan taşınmaz üzerine haciz uygulandığını ve taşınmazın ihalesinin yapıldığını, davalı alacaklı bankanın müvekkilini maddi olarak büyük zarara uğrattığını belirterek tedbir taleplerinin kabulüne, davanın kabulüne, takibin iptaline, davalı alacaklının % 20 ‘den aşağı olmayacak şekilde haksız icra tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve —— davalı/alacaklı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; müvekkil Banka ve borçlu——— arasında akdedilen—— tarihli kredi sözleşmesine istinaden borçluya tüketici kredisi kullandırılmış olduğunu, sözleşmede müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla davacı——imzasının bulunduğunu, daha sonra borçlu ——- —– duruma düşmüş olduğunu, kendisi ve kefili hakkında icra takibi başlatıldığını, davacı vekilinin diğer borçlu ——— kefaletinin bulunmadığını ve kefil sıfatını ——— olduğunu ileri sürdüğünü, bu iddianın yerinde olmadığını, müvekkil banka tarafından başlatılan ——— devam eden icra takip çıkışının —– olduğunu, huzurda ikame edilen davada ise harca esas değerin 1.000 TL gösterildiğini ancak menfi tespit davalarında uygulanacak harç oranının nispi olduğunu, borçlunun borçlu olduğu bedel üzerinden belirlenebileceğini belirterek davanın reddine, takibin devamına, davacı tarafın tedbir ve icra inkar tazminatı taleplerinin reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Uyuşmazlık Konusu :Davalı tarafından davacı aleyhine başlatılan takibe konu kredi sözleşmesinde davacının şahsen kefil olup olmadığı, davacı imza———-şirketini ——- imzalandığı ve davacının kredi sözleşmesinde şahsen kefil olarak imzasının bulunmadığı iddiasına dayalı olarak borçlu olmadığının tespitini talep edip edemeyeceği hususunda ihtilaf bulunduğu tespit edildi.
Davada usulen taraf teşkil sağlanmış,dilekçeler aşaması tamamlanmış ve taraflar delillerini dosyaya sunmuştur.
Mahkeme dava şartlarının bulunup bulunmadığını davanın her aşamasında resen araştırır.
Görev mahkemeye ilişkin olumlu Dava şartıdır. (HMK 114/1-c maddesi ).
Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.(HMK 1 maddesi)
Ticari davalar TTK. 4. maddesinde mutlak ve nispi ticari dava olarak düzenlenmiştir. Uyuşmazlığın Türk Ticaret Kamumda düzenlenen bir hususa ilişkin olması veya davanın ticaıet mahkemesinde görüleceğine dair açık bir yasal düzenlemenin bulunması halinde mutlak ticari dava, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan uyuşmazlıklarda ise nispi ticari dava sözkoııusu olup mahkememizin görev alanı içinde kalacaktır.
28.05.2014 tarihinde yüıürlüğe giren. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkıııdaki Kanununun 3/1-k Maddesinde. Tüketici ” Ticari veya mesleki olmayan amaçlı hareket eden gerçek veya tüzel kişi” olarak . 3/1- ı-bendinde iseTükctici işlemi ” Mal veya hizmet piyasalarında —– kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya —- ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma,—-sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” olarak tanımlanmıştır.
Tüketici Mahkemelerinin görevini düzenleyen 73/1 Maddesinde “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.”
6502 sayılı Tüketicinin Konulması Hakkıııdaki Kanununun 83/2 Maddesinde ” Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin ——sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” hükmüne yer verilmiştir.
Celp ve tetkik olunan davaya konu kredi sözleşmesinin incelenmesinde sözleşmenin tüketici kredi sözleşmesi olduğu, asıl borçlunun dava dışı ——-, müşterek borçlu ve müteselsil kefil kısmında ise davacı ——- isminin el yazısı ile yazıldığı, ancak davacının yetkilisi olduğu ———– kaşesinin olduğu görülmüş olup dava konusu ihtilaf davacının işbu ——– şahsen mi yoksa yetkilisi olduğu şirket adına mı kefil olduğu hususundan kaynaklanmaktadır.
—- tarihli ve —- sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan —– tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un yürürlüğe girmesinden sonra oluşacak banka kredi kartı uyuşmazlıklarında görevli mahkeme, anılan kanunun 3/1-k-j,4/3,73/1,83/2 ve geçici 1. maddelerinde yer alan hükümler çerçevesinde belirlenmelidir.
Somut olaya gelince dava, kredi kartını veren bankadan alacağı temlik alan varlık yönetim şirketine 30/09/2019 tarihinde (6502 sayılı Kanunun yürürlüğünden sonra), tüketici olan kart hamilince açılmıştır.
Bankacılık işlemlerinden kaynaklanan davada, 6102 sayılı TTK’nın 4 ve 5. maddeleri uyarınca asliye ticaret mahkemelerinin görevli bulunduğu düşünülebilirse de, yukarıda açıklandığı üzere, özel kanun olan 5464 sayılı Kanunun 44/2 ve 43. maddelerinin açık hükümleri karşısında görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğunu kabul etmek gerekmektedir. Bu durumda uyuşmazlığın ——- Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekirken işin esasına girilerek hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.———-
Bu itibarla; kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında resen gözetilmesi gereken görev kuralı gereği tarafların sair istinaf istemleri incelenmesizin HMK 353-1-a-3 maddesi gereğince kararın kaldırılarak dosyanın talep halinde görevli —–Mah.sine gönderilmek üzere mahkemesine iadesine oy birliği ile karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.————–
Dava, tüketici kredisinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Tüketici Kredisine ilişkin düzenlemeye 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un—– tarih ve —— sayılı Yasa ile değişik 10. maddesinde yer verilmiştir. Davacı banka tarafından söz konusu dava tüketici kredisi ilişkisine dayalı olarak açılmıştır. Davalıların —– tarihli kredi sözleşmesinden kaynaklanan borçlarını ödemede temerrüde düştükleri iddia olunarak kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun ve faizinin tahsili talep edilmiştir. Yargılama sürecinde davacı banka kredi sözleşmesine dayanmış olup ticari kredi sözleşmesinden bahsetmemiştir. Davacı tarafın temyiz dilekçesinde de dava konusu kredinin banka kayıtlarına göre tüketici kredisi olarak göründüğü iş bu kredilere tüketici kredisi faizi uygulandığı bildirilmiştir. Buna göre kullanılan kredinin tüketici kredisi olduğu 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 4822 sayılı yasa ile değişik 2, 10 ve 23. madde hükümleri gereğince, davaya bakma görevinin tüketici mahkemelerine ait olduğu anlaşılmakla mahkemece yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiş kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, —-tarihinde oybirliğiyle karar verildi.———
Somut olayda; davalı banka tarafından asıl borçlu ——-kullandırılan kredinin tüketici kredisi olduğu ve müşterek borçlu ve müteselsil kefil kısmında davacı isminin el yazısı ile yazılmakla birlikte davacının yetkilisi olduğu şirket kaşesi ve imzasının bulunduğu sabit olup görev hususu kamu düzeninden olup öncelikle görev yönünden mahkememizin görevli olup olmadığı hususunun araştırılması gerektiği, tüketici kredisinden kaynaklanan ihtilaflarda görevli mahkemenin yukarıda açıklanan yüksek yargı kararları ve tüketicinin korunması kanun hükümleri uyarınca tüketici mahkemeleri olduğu, dava tarihi itibariyle yürürlüğe girmiş olan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesi uyarınca, bankacılık işleminden kaynaklanan davalara bakma görevinin tüketici mahkemelerine ait olduğu nazara alındığında, uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği ve mahkememizin görevli olmadığı sonuç ve vicdani kanaatine varılarak mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 115/2. Maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden REDDİNE,
2-Taraflardan birinin, karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli —– NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİ’ne gönderilmesine,
3-Yasal süre içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin iş bu kararın tefhim/tebliği ile İHTARINA,
4-Dava dosyasının talep üzerine gönderilmesi halinde yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.