Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/711 E. 2022/207 K. 22.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/711 Esas
KARAR NO : 2022/207

DAVA : İtirazın İptali (Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/03/2020
KARAR TARİHİ : 22/03/2022

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 14/03/2020 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin tek iş makinesi sahibi olduğundan iş hacmi itibariyle ticari işletme sahibi olmadığını, TTK 4 kapsamında olmadığından görevli mahkeme —- Mahkemesi olmadığını, davalıların oluşturduğu —– makinelerinden—– şantiyesinde hizmet aldığını, davalıların borçlarının dökümünü toplam— şeklinde bildirdiklerini, borçlu —- icra dairesine verdiği itiraz dilekçesinde müvekkilden hiçbir zaman hizmet almadığını, borcun tamamına itiraz ettiğini, borçluların yetkilisinin de imzasını taşıyan — olduğunu, icra takibine yapılan itirazın kaldırılarak takibin 14.348,45 TL olarak devamına, davalıların % 20 icra inkar tazminatın hükmolunasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı —- havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: müvekkili şirket yönünden ve diğer davalı şirketin oluşturduğu —- —— yaptığını, son ödeme —- olarak ödendiğini, taraflar arasındaki herhangi bir hak ve alacak kalmadığını, şantiyede bir çalışması olmadığını, adi ortaklığa başka bir iş de yapmadığını, —numarası altında ihtarname keşide edilerek itiraz edildiğini, faturalarda müvekkilinin ve adi ortaklığın kesinlikle imzası olmadığını, takipte alacağın dayanağı yapılan —davalının itirazları doğrultusunda davacının faturalarda yazılı şekilde bir iş yapmadığı ve hizmet vermemiş olması dolayısıyla bu faturalardan davacı lehine bir alacak doğmayacağını, davacının dilekçesinde– delil olarak gösterilmiş olması çalışmayı ispatlamayacağını, — makinesi ile adi ortaklığa iş yaptığını ve dolayısıyla bir alacağın doğduğunu kesinlikle kanıtlamayacağını beyan etmiş, izah edilen nedenlerle öncelikle itirazlar çerçevesinde yetkisizlik ve görevsizlik kararı verilerek davanın———AsliyeTicaret Mahkemesine gönderilmesine, aksi halinde hizmet alınmaması sebebiyle davanın esastan reddine, %20’den aşağı olmamak üzere belirlenecek tazminatın davacıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep etmiştir.
Davalı—– havale tarihli cevap dilekçesinde özetle:Dava dilekçesinde, huzurdaki dava ile talep edilen alacağın para alacağı olması nedeniyle bunun götürülecek borçlardan olduğunu, bu nedenle HMK 10 uyarınca davacının ikametgahı mahkemesinin yetkili olacağı iddia edilmiş ve buna ilişkin olarak—olarak gösterildiğini, dava dilekçesindeki bu iddia ve sunulan emsal karar, sözleşmenin borçlu tarafça kabulü halinde geçerli olacağını, oyda müvekkilinin böyle bir kabulü olmadığını, aksine sözleşmenin varlığı inkar edildiğini, esas yönünden verilecek cevaplarda ayrıntısı ile açıklanacağı üzere, davacı ile müvekkilinin ve diğer davalının oluşturduğu — arasında bir yazılı sözleşme olmadığını, dava dilekçesine konu edilen alacağın sebebi olan faturalara taraflarınca noterden gönderilen ihtarname ile itiraz edildiğini ve faturalara konu hizmetin alınmadığı ifade edildiğini, İcra dosyasına yaptıkları itirazda da borca itiraz edilerek, faturalara dayanak sözleşmenin inkar edildiğini, faturalarda müvekkilinin veya adi ortaklığın imzası olmadığını, şu halde taraflarınca kabul edilen bir sözleşme olmadığını, bütün bunların yanında dava konusu faturalardan ayrı olarak davacının ——için kestiği faturaların bedelleri, davacının bildirdiği —- hesabına ödendiğini, dolaysıyla, bir an için yukarıda belirtilen hususların aksi düşünülse dahi, TBK 89 uncu maddesinin birinci fıkrasındaki hükmü uyarınca paranın ödenme yeri (yani ifa yeri), davacının kabulü ve— yetkili mahkeme, — Hukuk Mahkemesi olduğunu, davacı, müvekkili ile diğer davalının oluşturduğu ————- yaptığını, taraflar, bu iş için aralarında yazılı bir sözleşme imzalamadığını, her bir ay sözlü sözleşme ile iş yapıldığını, davacı, yapmış olduğu işe karşılık her ay sonunda fatura düzenlemiş ve bu faturalar tarafların kabulü ile taksitler halinde —- böylece taraflar arasında herhangi bir hak ve alacak kalmadığını, davacının bundan—– çalışması olmamış, adi ortaklığa başka bir iş de yapmadığını,—- ihtarnamesi ile haksız ve yersiz bir takım iddialarla birlikte — nolu üç adet faturayı adi ortaklığa gönderdiğini, müvekkili tarafından söz konusu faturalar incelendiğinde;—-nolu faturanın ise ——-görüldüğünü, davacının faturalara konu aylarda bir çalışması olmadığından ——- faturalara itiraz edilmiş ve faturalar davacı tarafa iade edildiğini, söz konusu ihtarname davacı vekiline bizzat tebliğ edilmiş olup, tebliğ şerhi de dilekçe ekinde delille ile birlikte sunulduğunu beyan etmiş, öncelikle dosyada yetkisizlik kararı verilerek davanın —Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, yapılan açıklamalar doğrultusunda davanın usulden reddine, davanın usulden reddine karar verilmemesi halinde esastan reddine, %20’den aşağı olmamak üzere belirlenecek tazminatın davacıdan alınarak müvekkilime verilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
UYAP üzerinden celp ve tetkik edilen —–dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna tebliği üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, yetkiye borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve/veya takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Davanın—– tarafından görevsizlik kararı verildiği, görevsizlik kararının kesinleştiği ve dosyanın mahkememize tevzi edildiği anlaşılmıştır.
Dava; iş makinesi ile verilen hizmetin bedelinin ödenmediği iddiası ile açılan itirazın iptali davasıdır.
6325 sayılı yasanın 18/A maddesinde;”— başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise—– aşağıdaki hükümler uygulanır.
Davacı, —- sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. — dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” şeklinde yapılan düzenleme karşısında arabuluculuğun dava şartı olduğu uyuşmazlıklarda dava açılmadan önce —başvurulmamış olması halinde davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmektedir.
6102 sayılı TTK’nın 7155 sayılı yasa ile eklenen 5/A maddesinin 1. Fıkrasında; ” Bu kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava — olması dava şartıdır.” ifadelerine yer verilerek ticari davalar bakımından arabuluculuk özel bir dava şartı haline getirilmiştir.
Davanın ticari nitelikte olduğu, davacı tarafça dava açılmadan önce — başvurulmadığı, dava tarihi itibarı ile davanın — olduğu anlaşılmıştır.
Davacının davayı açarken arabuluculuk tutanağının aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış örneğini dosyaya sunmadığı, bu şekilde arabuluculuk dava şartı yerine getirilmeden eldeki davanın açıldığı anlaşılmakla davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine ilişkin aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın usulden REDDİNE,
2-Başlangıçta peşin olarak alınan 131,98 TL harçtan alınması gerekli olan 80,70 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile fazla alınan 51,28 TL’nin davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan — avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı —— karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.