Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/703 E. 2022/864 K. 13.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/703 Esas
KARAR NO: 2022/864
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 22/10/2021
KARAR TARİHİ: 13/12/2022
DAVA:Davacı vekili Mahkememize sunduğu —- havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; olay günü olan —-tarihinde sürücü — sevk ve idaresindeki—- plaka sayılı ——-istikametine doğru seyir halinde iken yolda buzlanma sonucu direksiyon hakimiyetini kaybederek aracının ön kısımlarıyla refüj başlangıç levhasına çarpıktan sonra orta refüjde durması neticesinde tek taraflı yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, dava konusu kazada davacı müvekkili —– söz konusu kazada yolcu konumunda olduğunu, kaza tespit tutanağına göre sürücü —- idaresindeki —– aracı ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 52. maddesinin 1-b bendindeki hükmü ihlal ettiğini, kaza nedeniyle meydana gelen sakatlanma neticesinde oluşan maddi zararın davalı —- karşılanması amacıyla doğrudan doğruya davalı —— tarihinde başvurulduğunu ve ödeme yapılması için tüm evrakların davalı sigorta şirketine teslim edildiğini, davalı sigorta şirketine 15 gün içerisinde cevap verilmediği takdirde dava yoluna başvurulacağının başvuru dilekçesinde ihtaren bildirildiğini, fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydıyla;—- daimi maluliyet (sakatlık) tazminatı, — geçici iş göremezlik tazminatı,— geçici bakıcı masrafı ve —– sürekli bakıcı masrafı, — tedavi masrafı olmak üzere toplam — tazminatın davalı —— tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tazmini ile ödenmesini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili mahkememize sunduğu —– tarihli dilekçesinde; davalı ile sulh olduklarını, davanın konusuz kaldığını, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını beyan etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu ——- havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek üzere, davacı vekili dava dilekçesine davacının taleplerini açıkça beyan etmediğinden, dava dilekçesindeki maddi tazminat taleplerine açıklık getirilmesi gerektiğini, bu hususa ilişkin cevap hakkını saklı tuttuklarını, 6704 sayılı torba kanunu uyarınca davadan önce başvuru yapmak ve gerekli belgeleri ibraz etmek zorunlu hale getirildiğini, ancak davacılar tarafından gerekli belge ibraz edilmeden işbu davanın açıldığını, bu nedenle esas hakkında inceleme yapılmasına gerek olmadan, davanın usulden reddi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek üzere, müvekkil şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, —-araç müvekkil şirket nezdinde —– sigortalı olduğunu, poliçe kapsamında kaza tarihi itibariyle bedeni zararlar için kişi azami teminat limiti ——olduğunu, manevi tazminat taleplerinin teminat dışı olduğunu, teminat limitlerini bildirmenin davayı kabul anlamında olmadığını, dava öncesi müvekkil şirkete usulüne uygun herhangi bir müracaat bulunmadığından davayı kabul anlamına gelmemek üzere, müvekkil şirketin yalnızca dava tarihinden itibaren faizden sorumlu olabileceğini, davanın açılmasına sebebiyet vermemiş bulunan müvekkil şirket aleyhine yargılama giderlerine, faize ve vekalet ücretine hükmolunmamasını, davanın reddedilen kısmı açısından yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmilini talep etmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunduğu — tarihli dilekçesinde; davacı taraf ile sulh olduklarını, davacıya —– ibraname mukabilinde ödendiğini, yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediklerini, müvekkil şirketin arabuluculuk ücretinden sorumluluğunun devam ettiğini beyan etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu: Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde —– tarihli kazada kusur durumunun ne olduğu, kaza nedeniyle davacının engel durumunun bulunup bulunmadığı, geçici iş göremezlik, bakıcı gideri ve tedavi gideri zararının bulunup bulunmadığı, var ise bu zararların miktarının ne olduğu ve zarardan davalının sorumlu olup olmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, geçici iş göremezlik, bakıcı gideri ve tedavi gideri tazminatı(maddi tazminat) davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: Haksız fiil sorumluluğuna ilişkin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun 49. Maddesindeki “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Sulh, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan ve görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir(HMK m.313). Sulh, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir(HMK m.314) ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur(HMK m.315).
Sulh halinde Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir(HMK m.315).
Vekilin aracılığı ile sulh halinde, bu konuda vekaletnamesinde özel yetki bulunmalıdır(HMK m.74).
Sulh sözleşmesinde yargılama masrafı ve vekalet ücreti de düzenlendiğinden bu hususta ayrıca bir değerlendirme yapılmamıştır.
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan deliller, sulh, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; tarafların yargılama sırasında sulh oldukları ve davanın konusuz kaldığını beyan ettikleri, sulh sözleşmesinin yasal şartları taşıdığı sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Konusuz kalan davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Başlangıçta peşin olarak alınan 59,30 TL harcın, alınması gerekli olan 53,80 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 5,50 TL’nin davacıya iadesine,
3-Tarafların talebi bulunmaması nedeniyle vekalet ücreti ve yargılama gideri hususunda karar verilmesine yer olmadığına,
4-6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca zorunlu arabuluculuk nedeniyle arabulucuya hazine tarafından ödenen 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Yatırılan avanstan kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile——- Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/12/2022