Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/701 E. 2023/281 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/701 Esas
KARAR NO : 2023/281

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/10/2021
KARAR TARİHİ : 30/03/2023

DAVA :
Davacı vekili mahkememize sunduğu 21/10/2021 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin—- sicil numarasıyla—- Ticaret Müdürlüğü’ne kayıtlı olduğunu, davalının da —– unvanı ile benzer konuda faaliyet gösterdiğini, davacı ile davalı arasında uzun yıllara dayalı ticari alım – satım ilişkisi bulunduğunu, taraflar arasında kurulan ticari ilişki gereği cari hesap düzenlemesi yapıldığını ve varsa borç hesap yılı sonunda ödendiğini, davacı ile davalı arasında düzenlenen cari hesap tablosuna göre davalının 2015 yılından itibaren davacı şirkete olan cari hesap borcunun ödenmediğini, davalının 31.12.2017 tarihi itibariyle davacı şirkete 43.905.53 TL borçlu kaldığını, müvekkili şirketin davalıya borcunu ödemesini sözlü olarak bildirmesine rağmen davalının borcunu ödemediğini, davalının borcunu ödememesi üzerine, aleyhine —— esas sayılı dosyasından ilamsız icra takibine başlandığını, davalının itiraz ederek takibi durdurduğunu, icra takibine yapılan itirazın iptali için ticari davalarda dava şartı olan arabuluculuğa başvurulduğunu, davalının arabuluculuk görüşmelerine katılmaması nedeniyle sürecin anlaşamama ile sonuçlandığını belirterek davalının itirazının iptaline, takibin devamına, takip alacağına ticari faiz uygulanmasına, % 20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının davalının alınmasına ve yargılama gideriyle vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili mahkememize sunduğu 09/12/2021 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: müvekkilinin —–Unvanlı şahıs şirketinde çelik çekme boru vb. demir-çelik ürünleri imalatı yapmakta olduğunu, davalı şirket ile arasında uzun yıllara dayalı ticari ilişki olduğunu, 2017 yılı sonuna kadar da ticaretlerinin devam ettiğini, 31.12.2017 tarihi itibarıyla müvekkilinin davacı şirkete herhangi bir borcu kalmamış olduğunu, tam tersine müvekkilinin davacı şirketten alacaklı durumda olduğunu, müvekkilinin davacı tarafa herhangi bir borcunun mevcut olmadığını, 01.01.2013 tarihinden cari hesap ilişkisinin sona ermiş olduğunu, davacı tarafın alacak iddiasını cari hesaba dayandırmakta olduğunu, davacı tarafın 2015 – 2017 dönemi yönünden alacağı olduğu iddiasında olduğunu, bu dönem yönünden müvekkilinin borcunun bulunmadığını, davacı tarafından müvekkil aleyhine başlatılan ——esas sayılı icra takibinde iddia ettiği cari hesap alacağına yönelik cari hesap tablosu ve bu iddiaya ilişkin fatura vs. sunmadığını, huzurdaki davanın dava şartı eksikliği, zamanaşımı ve diğer sebepleriyle usulden reddine, davacının itirazın iptali ile icra-inkâr tazminatı taleplerinin ayrı ayrı reddine, davacının icra takibindeki talep miktar üzerinden % 20 oranında kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Uyuşmazlık Konusu : Taralar arasındaki uyuşmazlık ” taraflar arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, var ise; bu ilişkiden dolayı davacının alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise; alacak miktarının ne olduğu ve davalının icra takibine yaptığı itirazının haklı olup olmadığı, itirazın iptalinin gerekip gerekmediği ” noktalarındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.

DELİLLER :
Tarafların Ticaret Sicil Müdürlüğünden sicil bilgileri celp edilmiş ve dosyamız arasına alınmıştır.
—–İcra Müdürlüğü’nün —–Esas sayılı dosyası celp edilmiştir.Talimat mahkemesi bilirkişisinin 29/04/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacının bilirkişi incelemesine sunmuş bulunduğu defterler incelendiğinde 2012-2013-2014-2015-2016-2017 yılları ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin kanunun belirlemiş olduğu yasal süreler içinde yaptırılmış olduğu, kayıtlama sistemi olarak Tek Düzen Muhasebe Sistemi Uygulama genel tebliğine ve Muhasebe İlke ve kurallarına uygun olarak tutulduğu, davacı ile davalı arasında yapılmış Yüklenicilik Sözleşmesini dosyaya sunulmamış olduğu, davalının mahkeme dosyasına yaptığı itirazda ticari ilişkiye doğrudan itiraz etmediği görülmüş olduğu, davacı ticari defter ve kayıtları incelendiğinde taraflar arasında bir ticari ilişkinin mevcut olduğu kanaatine varıldığı, taraflar arasındaki ticaretin 2012 yılından önce başladığı, 2012 yılından önceki ticari defter kayıtları zaman aşımı sebebiyle görülemediği, dava dosyası içine sunulan fatura ve ödeme makbuzları ile iddia olunan alacağın/faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, iade/fiyat farkı/indirim faturası gibi açıklamaların defter kayıtlarında görülmediği, davacı defterlerinin incelemesi sonucunda davacı davalıdan 43.905,57 TL alacaklı olduğu yönünde rapor tanzim edilmiş ve bilirkişi raporu usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiştir.Mahkememizce alınan bilirkişi heyet raporunda özetle; davacı ile davalı arasında 2012 yılından önce ticari ilişkinin kurulduğu ve aralarında cari hesap oluştuğu, davacının Ticari Defterler incelemeleri Bilirkişi —– tarafından yapılmış olup dosyasında mübrez raporu bulunduğu bu rapora göre; “Davacının bilirkişi incelemesine sunmuş bulunduğu defterler incelendiğinde; 2012-2013-2014-2015-2016-2017 yılları ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin kanunun belirlemiş olduğu yasal süreler içinde yaptırılmış olduğu, kayıtlama sistemi olarak Tek Düzen Muhasebe Sistemi Uygulama genel tebliğine ve Muhasebe İlke ve kurallarına uygun olarak tutulduğu, davacı tarafından dava dosyası sunulan fatura ve ödeme makbuzları ile iddia olunan alacağın/faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, iade/fiyat farkı/indirim faturası gibi açıklamaların defter kayıtlarında görülmediği, davacı defterlerinin incelemesi sonucunda davacının davalıdan 43.905,27 TL alacaklı olduğu.” Tespit ve ifade edildiği, davalı Ticari defterlerinin bir kısmının zayi olduğu, kalan kısmının temini için muhasebeciye ulaşılamadığını beyan ederek ticari defterlerini incelemeye sunamadığı, davacının Ticari Defterlerinin HMK 222 mad. Gereğince davalı lehine delil vasfı niteliğinin sayın mahkemenizin takdirinde olduğu, davalının dosyasına sunmuş olduğu davacıya ait belgelerin toplamında 2017 yılı için 76.737,49 TL tutarlı mal aldığı buna mukabil 86.013,60 TL tutarlı ödeme yapıldığı şeklinde hesaplanabilmekte olduğu, bu belgelere göre 86.013,60 TL – 76.737,49 TL – 9.276,11 TL davalı yönüyle alacak bakiyesi ortaya çıkmakta olduğu, davalı bir önceki yıllardan devreden borcunu bulunmadığı varsayımıyla borcunun bulunmadığını belirttiği, davalının ticari borcuna mahsuben araç satışı yaptığı ile ilgili iddialarını değerlendirecek dosyasına sunulu bilgi ve belgenin bulunmadığı, davacının ticari defterlerinde davalının bir önceki yıldan devreden borcunun 70.938,33 TL olduğu 2017 yılı içinde davalının sunmuş olduğu bilgilerden farklı olarak 69.522,69 TL mal alışı ve 96.555,75 TL ödeme yaptığı şeklinde belgelerini sunduğu ve ticari defter kayıtlarında yer aldığı bir önceki yıl devreden alacağından mahsubuyla İcra takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 43.905,27 TL alacaklı olduğu yönünde rapor tanzim edilmiş ve bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Dava, ticari nitelikli alım-satım ilişkisinden kaynaklı itirazın iptali davasıdır.Taraflar arasındaki uyuşmazlığın tespiti için tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş ve davacı defterlerine göre; davacının davalıdan 43.905,57 TL alacaklı olduğu anlaşılmış, davalı tarafa usulüne uygun ihtarat yapılmasına rağmen davalı tarafından bir kısım defterlerinin zayi olduğu diğer defterlerin ise mali müşavire ulaşılamaması nedeniyle sunulamadığının beyan edildiği ve davalı tarafından 2017 yılına ait onaysız hesap dökümü sunulduğu ve bu hesap dökümüne göre davalının 9.276,11 TL alacaklı olduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nun 222/3. Maddesinde; “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” şeklinde düzenleme ile taraflardan birisinin defterinde yer alan kayıtların diğer tarafında defterinde yer alması halinde ispatlanmış olacağı, taraflardan birisinin defterinde kayıt bulunması, diğer tarafın mazeretsiz olarak ticari defterlerini ibraz etmemesi halinde de defteri ibraz eden tarafın defterinde kayıtlı olan hususun ispat edilmiş sayılacağı düzenlenmiştir.Tüm dosya kapsamından; davacı ticari defterlerine göre davacının davalıdan 43.905,57 TL alacaklı olduğu, davalının bir kısım defterlerinin zayi olduğu ve diğer defterler yönünden ise mali müşavirlerine ulaşamadıkları iddiasıyla defterlerin ibraz edilmediği, davalı tarafça defterlerin zayi olduğu iddia edilmiş ise de alınmış bir zayi belgesi sunulmadığı ve defterlerin muhasebeciye ulaşılamaması nedeniyle sunulamadığı şeklindeki mazeretinin tacirlerin basiretli bir tacir gibi hareket etme külfetine aykırı davranış niteliğinde olması nedeniyle davalının geçerli bir mazeret olmaksızın ticari defterlerini ibraz etmekten imtina ettiğinin kabul edilmesi gerektiği, davalının sunduğu cari hesap ekstresinin onaysız olması ve her zaman düzenlenebilecek bir belge olması nedeniyle lehine delil teşkil etmeyeceği, öte yandan davalının sunduğu cari hesap ekstresinin 2017 yılına ait olduğu ve bu kayıtlara göre davalının 9.276,11 TL alacaklı olduğu buna karşılık davacının 2017 yılı kayıtlarına göre davalının 27.033,06 TL alacaklı olduğu, davacının diğer yıllara ait kayıtlarla alacaklı duruma geçtiği, bu kapsamda davalının sunduğu cari hesap ekstresinin davacı defterlerine göre daha aleyhine olduğu, bu kapsamda davacının —–.İcra Müdürlüğü’nün —– esas sayılı takip dosyasına konu ettiği 43.905,27 TL’lik alacağın HMK 222/3.maddesi uyarınca ispat edilmiş olduğu, bu nedenle davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın bu miktar yönünden haksız olduğu, iptalinin gerektiği, takibe işlemiş faiz de konu edilmiş ise de davalının takipten önce temerrüde düşürüldüğü ispat edilemediğinden işlemiş faiz talebin yerinde olmadığı, takip talebinde faiz türü belirtilmediğinden yasal faiz talep edildiğinin kabul edilmesi ve talep gibi alacağa yasal faiz işletilmesi gerektiği, alacağın likit ve bilinebilir olması nedeniyle icra inkar tazminatının yasal koşullarının oluştuğu sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kısmen kabul kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
2-Davalı/takip borçlusunun, —– İcra Müdürlüğü’nün—– Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 43.905,27 TL yönünden İPTALİNE, kabulüne karar verilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
3-Kabulüne karar verilen alacağın %20 ‘si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
5-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 2.999,16 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.157,63 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.841,53 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 2.700,00 TL bilirkişi ücreti, 169,70 TL posta ve tebligat giderinden oluşan 2.929,00 TL yargılama giderinden haklılık durumuna göre hesaplanan 1.903,85 TL ile 1.157,63 TL peşin harç olmak üzere toplam 3.061,48 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca zorunlu arabuluculuk nedeniyle arabulucuya hazine tarafından ödenen 1.320,00 TL’nin 858,00 TL’sinin davalıdan, 462,00 TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
10-Yatırılan avanstan kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile —–Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.