Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/679 E. 2022/241 K. 29.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/679
KARAR NO : 2022/241

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/10/2021
KARAR TARİHİ : 29/03/2022

DAVA :
Davacı vekili mahkememize sunduğu 13/10/2021 tevzi tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle: –dosyası ile icra takibine girişildiğini, iş kazasından doğacak— kapsamında sigortalayan şirket olduğunu, Kaza, akabinde davalı sigortalayana ihbar edildiğini, Müvekkil şirketin çalışanlarından — geçirdiği iş kazası neticesinde yaralandığını iş kazası nedeniyle —tarafından müvekkil şirket aleyhine –. sayılı dosyası tahtında sigortalıya ödenen ilk peşin sermaye değeri geçici iş göremezlik ödeneği ve tedavi giderleri talepli dava açılmış olup söz konusu dava 30.04.2015 tarihinde karara bağlandığını, söz konusu Yerel Mahkeme kararı —ile onandığını,— ilamlı icrası ile icra takibine konulduğunu, bu kapsamda — tarihinde ödendiğini, kaza sigorta şirketine bildirildiğini,—dava açıldığı ve karara çıktığı, temyiz edildiği — yevmiye sayılı ihbarnamesiyle davalıya ihbar edildiğini, müvekkil şirketinin göndermiş olduğu ihbarlara karşı sessiz kalan davalı şirket aleyhine —. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yapılmış ve davalı sigorta şirketi tarafından takibe itiraz edilmiştir. Davalı — kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmediğini ve müvekkil şirkete ödeme yapmadığını, borçluların haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli itirazı neticesinde takibin durduğunu, ——— olup davalı ile uzlaşma sağlanamadığını işbu davayı açma zarureti hasıl olduğunu, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP :
Davalı vekili mahkememize sunduğu 22/11/2021 tarihli cevap dilekçesinde özetle: Tebliğ edilen dava dilekçesinin 6100 sayılı hukuk muhakemeleri kanunu’nda (HMK) belirtilen unsurlarının tamamını ihtiva etmemekte olup davanın usulden reddi gerektiğini, HMK 119. Maddesinin bendinde yer alan ve eksik olması halinde tamamlama imkanı verilmeyen her bir vakıanın hangi delillere ispat edileceği hususu dava dilekçesinde yer almadığını, dava şartı olarak— tamamlanmış olup olmadığı hussunun re’sen gözetilmesi gerekmekte olduğunu, dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulen reddine karar vermek gerektiğini, davacının arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılmadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine ekleme zorunda olduğunu, zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin geçmiş olması nedeniyle davanın reddini talep ettiler. Talep konusu olan ve— davacı şirket aleyhine ikame edildiği anlaşılan—- kazası olduğu iddia edilen vakıanın tarihi 15/01/2004 olduğu halde söz konusu davada davalı olan huzurdaki davanın davacısı ———zamanaşımı def’inde bulunmadığı anlaşıldığını, zamanaşımı nedeni ile reddi gereken davada, def’i niteliğinde olması nedeni ile mahkemece re’sen nazara alınmamış zamanaşımının kusurlu olarak ileri sürülmemiş olması nedeni mahkemece söz konusu kakarın verildiği aşikar olup kesinlikle müvekkil şirketin sorumluluğunu kabul etmemekle birlikte yalnızca bu nedenle dahi davanın reddi gerekmekte olduğunu beyan etmiş, davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER :
—- müzekkere cevabı—-
——- takip dosyası UYAP sureti,
——- takip dosyası UYAP sureti,
—– sayılı dosyası UYAP sureti,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, — Sayılı kararına istinaden —. Sayılı takip dosyasına davacı tarafından ödenen bedelin — davalı sigorta şirketinden rücuen tazminine ilişkin başlatılan icra takibine vaki itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık,
Tarafların dilekçelerinde bildirdikleri delilleri toplanmıştır.
— takip dosyasının— incelenmesinde: Ödeme emrinin — şirketine— tarihinde tebliğ edildiği, borçlu — şirketi vekili tarafından — tarihinde yasal süresinde borca ve yetkiye itiraz dilekçesi sunulduğu, borca ve yetkiye itiraz dilekçesinin alacaklı vekiline — tarihinde tebliğ edildiği görüldü.
——– dosyasının —- incelenmesinde: Alacaklısının — borçlusunun — Esas sayılı dosyası ile verilen karara dayandığı görüldü.
— Esas sayılı dosyasının — üzerinden incelenmesinde: Gerekçeli kararı ile Yargıtay onama ilamının gönderildiği, incelenmesinde; davacısının — tarihli iş kazası nedeniyle davacı —–tarafından açılan alacak davası olduğu, gerekçeli kararda davanın—– ihbarının yapılmadığı görüldü.
Davacı vekili tarafından tensip zaptı — nolu ara kararına istinaden — teslim alma tarihli dilekçe ile Noter ihtarnamesinin ibraz edildiği, ihtarnamenin konusunun karar ihbarı olduğu görülmüştür.
Dosyada mevcut tüm deliller hep birlikte değerlendirilerek:
Davacı tarafından davalı —— takip dosyasına davacı tarafından ödenen bedeli—— davalı sigorta şirketinden rücuen tazminine ilişkin icra takibi başlatıldığı, davalı/—- vekili tarafından yasal süresinde borca itiraz dilekçesi sunulması üzerine takibin İcra Dairesince durdurulduğu,
Davacı şirket tarafından davalı aleyhine mahkememiz nezdinde açılan itirazın iptali davasında davalı sigorta şirketi vekili tarafından yasal süresinde zamanaşımı def’inde bulunulduğu,
—- Karar sayılı ilamında; davanın ihbarının Noter ile de yapılabileceği belirtilmekte, ancak HMK 61. Maddesine göre davanın ihbarının tahkikat sonuçlanıncaya kadar davanın 3. Kişiye ihbar edilmesinin düzenlendiği, davacı tarafından davanın ihbarının tahkikat sonuçlandıktan mahkemece karar verilip kararın temyiz aşamasında ihbar edildiği, davalı sigorta şirketinin sorumluluğuna gidilen iş kazası tarihinin — olduğu, davalıya yasal süresinde olmayan ihbarın 16.08.2017 tarihli ihtarname ile yapıldığı, mahkememiz esasında kayıtlı işbu davanın ise 13.10.2021 tarihinde açıldığı, TBK 146. Maddesine göre davanın 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu, gerek yasal olmayan noter ihtarı ile yapılan ihbar tarihi, gerekse mahkememiz nezdinde açılan davanın 10 yıllık zamanaşımı süresinden sonra açıldığı, davalı vekili tarafından süresinde zamanaşımı def’inde bulunulduğu, davalı aleyhine başlatılan icra takibinin haksız olduğu, alacağın zamanaşımına uğradığı, icra takibi başlatılmakta davacı tarafın iyi niyetli olmadığı, takibin haksız olduğu, kötü niyet tazminatı koşullarının oluştuğu anlaşılmakla; davanın reddine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-DAVANIN ZAMANAŞIMI NEDENİ İLE REDDİNE,
2-Zamanaşımına uğramış alacağa istinaden takip başlatıldığı, takibin haksız olduğu anlaşılmakla asıl alacak miktarı 158.577,90 TL’nin %20’si olan 31.715,58 TL’nin kötü niyet tazminatı olarak davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Başlangıçta peşin olarak alınan 1.915,23 TL harcın alınması gerekli olan 80,70 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 1.834,53 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya iadesine,
4-Arabuluculuk aşamasında — ödenen arabulucu ücreti 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan —ücretinin davacı taraftan alınarak davalıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.